• Sonuç bulunamadı

9.1. AYIPTAN DOĞAN SORUMLULUK

9.1.1. Türk Borçlar Kanunu Kapsamında Yüklenicinin Sorumluluğu

9.1.1.2. Yüklenicinin Ayıptan Doğan Sorumluğunun Şekl

Yüklenicinin ayıptan sorumlu tutulabilmesi için yalnızca maddi şartların gerçekleşmiş olması yeterli olmayıp iş sahibinin eseri gözden geçirmesi, yükleniciye bildirimde bulunması ve bununla birlikte ayıptan doğan hakkını zamanaşımı süresinde kullanması gerekir409.

403 Eren, s.640; Erzurumluoğlu, s.182; Selimoğlu, s.144; Aral/Ayrancı, s.403;

Zevkliler/Ertaş/Havutcu/Aydoğdu/ Cumalıoğlu, s.598. 404 Eren, s.640. 405 Eren, s.641. 406 Erzurumluoğlu, s.181. 407 Eren, s.641. 408 Erzurumluoğlu, s.182; Selimoğlu, s.144. 409 Eren, s.641.

88

TBK m. 474’e göre; iş sahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Kanunda düzenlenen bu yöndeki zorunluluk, bir yükümlülük değil bir külfettir. Bu nedenle, iş sahibi, bu zorunluluğu yerine getirmemesi halinde bir tazminat ödemekle yükümlü olmayacak ve fakat ayıptan doğan haklarını da kullanamayacaktır410.

9.1.1.2.1. İş Sahibinin Eseri Gözden Geçirme Külfeti

İş sahibi, tesliminden sonra eserin, sözleşme ile kararlaştırılan niteliklere uygun meydana getirilip getirilmediği ve dürüstlük kuralına göre olması gereken nitelikleri taşıyıp taşımadığının tespiti için eseri gözden geçirmelidir. Eserin gözden geçirilmesi, eserin, sözleşmede kararlaştırılan niteliklere uygun olup olmadığının veya iş sahibinin sözleşmeden beklediği faydayı sağlamasına uygun olup olmadığının denetlenmesidir411.

Gözden geçirme külfetinin yerine getirilebilmesi için en başta eserin teslim edilmiş olması gerekir. Diğer bir ifadeyle henüz tamamlanmamış ve teslim edilmemiş bir eser için ayıp nedeniyle sorumluluk söz konusu olmayacaktır412. İş

sahibi, eserin incelenmesi için bir başka uzman ile anlaşma yükümlülüğü altında olmamakla birlikte gözden geçirme ödevini yerine getirirken makul ve orta düzeyde bir iş sahibinin göstereceği özeni göstermelidir. Buna mukabil, Türk Borçlar Kanunu’nun 474.maddesinin ikinci fıkrasında, iş sahibinin veya yüklenicinin masrafını karşılamak suretiyle eserin uzman bir kişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebileceği de düzenlenmiştir. Öyle ki; iş sahibi, ayıpların tespitini çekişmesiz yargı yoluyla sulh hukuk mahkemesinde de tespit ettirebilir413. Ayıpların tespitinin bu şekilde bilirkişi aracılığıyla yapıldığı ve bilirkişinin raporunu iş sahibinin kusuru olmaksızın geciktirmesi halinde, müteahhidin, muayene ve ihbar külfetinin yerine

410 Eren, s.642.

411 Karadaş, s.236; Aral/Ayrancı, s.403; Yavuz, s.530; Zevkliler/Ertaş/Havutcu/Aydoğdu/

Cumalıoğlu, s.598.

412 Erzurumluoğlu, s.181; Selimoğlu, s.138; Yavuz, s.530.

89

getirilmediği yönünde itiraz hakkı bulunmamaktadır. Tespit isteyen tarafın iddiasında haklı olması halinde, eserin muayene masrafları karşı taraftan talep edilebilecektir414.

Eseri gözden geçirme zamanı ile ilgili olarak kanun koyucu, kesin ve belirli süre belirtmemiş, Türk Borçlar Kanunu’nun 474.maddesinde “işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz” ifadesini kullanmayı tercih etmiştir. İfadeden anlaşılacağı üzere, eserin gözden geçirileceği zaman, somut olayın niteliğine, eserin mahiyetine, yerel adetlere vb. unsurlara göre belirlenmelidir. Bu zamanın ayıbın gözden geçirilmesi için yeterli bir süre olması gerektiğini söylemek gerekir415.

Yine, gözden geçirme yeri olarak da kanunda herhangi bir belirleme yapılmamış olmakla birlikte, eserin gözden geçirileceği yerin iş sahibinin tasarruf ve hâkimiyet alanına girdiği yer olduğunu söylemek gerekir416.

9.1.1.2.2. İş Sahibinin Ayıbı Bildirme Külfeti

Ayıbın yükleniciye bildirilmesi de eserin gözden geçirilmesinde olduğu gibi bir külfet olup iş sahibi bu külfeti yerine getirmediğinde ayıptan doğan haklarını ileri sürememektedir. TBK m. 474’te ayıp bildiriminin, uygun sürede yapılması gerektiği düzenlenmiştir417. İş sahibi; bu külfeti yerine getirirken ayıpla ilgili

yeterli bilgi vermeli ve yüklenicinin nelerden sorumlu tutulduğunu anlamasını sağlamalıdır418. Buna mukabil, ayıp bildirimi, ayıptan doğan haklardan hangisinin

kullanıldığı bilgisinin içermek zorunda değildir. Bu haklar, zamanaşımı süresi içerisinde her zaman ileri sürülebilir419.

Ayıp bildirimi, niteliği itibariyle bir hukuki işlem olmayıp hukuki işlem benzeridir ve kanun koyucu, ayıbın bildirilmesini herhangi bir şekil şartına bağlamamıştır.

414 Uçar, Ayhan, İstisna Sözleşmesinde Müteahhidin Ayıba Karşı Tekeffül Borcu, Ankara, 2003,

s.140.

415 Eren, s.643; Selimoğlu, s.139; Yavuz, s.530. 416 Eren, s.644.

417 Selimoğlu, s.140; Aral/Ayrancı, s.405; Yavuz, s.530.

418 Eren, s.644; Erzurumluoğlu, s.181; Zevkliler/Ertaş/Havutcu/Aydoğdu/ Cumalıoğlu, s.599. 419 Karadaş, s.241.

90

Buna mukabil, ispat hukuku açısından yazılı olarak yapılmasında fayda olacaktır420. Ayıp bildirimini ispat külfeti iş sahibine ait olmakla bu bildirimin

süresi içerisinde yapılmadığını ispatla mükellef olan yüklenicidir421. Bildirimin

hukuki sonuçları da; müteahhide vardığı anda değil, iş sahibi tarafından gönderildiği anda doğar422.

Olası bir ihtilaf halinde hakimin, yüklenicinin ayıp nedeniyle sorumluluğunun doğup doğmadığını kendiliğinden inceleyip incelemeyeceği konusunda doktrinde iki farklı görüş bulunmaktadır. Bir görüşe göre; hakim, yüklenicinin ayıp nedeniyle sorumluluğunun doğup doğmadığını kendiliğinden inceleyecektir423.

Fakat bazı yazarlar, ayıp bildiriminin niteliği itibariyle bir def’i olduğunu ve bu nedenle ileri sürülmedikçe hakim tarafından re’sen dikkate alınamayacağı görüşündedirler424.

Ayıp, niteliğine göre, açık ayıp, gizli ayıp veya gizlenmiş ayıp olmak üzere üç şekilde söz konusu olabilir. Eserin teslim edilmesiyle veya gözden geçirme külfetinin yerine getirilmesiyle tespit edilebilen ayıp açık ayıptır. TBK m. 474’e göre, iş sahibi, bu tür ayıpları uygun bir süre içerisinde yükleniciye bildirmelidir. Uygun süre, ortalama düzeyde bir iş sahibinin bildirimde bulunması gereken makul süreyi ifade eder425. Belirtmek gerekir ki; taraflar, eserin gözden

geçirilmesi ve bildirim için sözleşme ile bir süre kararlaştırmışlara bu süre içerisinde külfetin yerine getirilmesi gerekecektir426. Buna mukabil, gizli ayıp,

gözden geçirme ile tespit edilemeyen ve fakat eserin kullanılmaya başlanmasından sonra ortaya çıkan ayıplardır. Niteliği gizli olan ayıplara ilişkin ne zaman bildirimde bulunulması gerektiği ise Türk Borçlar Kanunu’nun 477.maddesinin 3.fıkrasında düzenlenmiş olup maddede; “Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa

iş sahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse

420 Eren, s.645;Erzurumluoğlu, s.181;Selimoğlu, s.141. 421 Karadaş, s.242.

422 Uçar, s.153.

423 Erzurumluoğlu, s.181. 424 Selimoğlu, s.140.

425 Eren, s.645; Erzurumluoğlu, s.181;Selimoğlu, s.139. 426 Öz, s.201.

91

eseri kabul etmiş sayılır.” denilmektedir. Diğer bir ifadeyle, kanun koyucu, gizli

ayıplarda iş sahibinin gecikmeksizin bildirimde bulunması şartını aramıştır427.

Ayıbın yüklenici tarafından kasten gizlendiği hallerde ise iş sahibi geç bir bildirimde bulunsa dahi, eseri kabul etmiş sayılmayacaktır. Buna mukabil, gizli ayıplar iş sahibi tarafından bilinerek eser teslim alınmış ise artık iş sahibi eseri kabul etmiş sayılır428.

9.1.1.3. İş Sahibinin Ayıptan Doğan Hakları