• Sonuç bulunamadı

A. Yapısalcı Paradigma Ve Kalkınma Đktisadı

1. Walt W Rostow (Gelişme Aşamaları)

Amerikalı iktisatçı Rostow’un 1960 yılında yayınladığı “Đktisadi Gelişmenin Aşamaları” kitabı, özellikle Amerika’nın, bağımsızlığına kavuşan ülkelerin Sovyetler Birliğinin etkisinden korumak için geliştirdiği ve Marksist teorinin toplumların gelişme evrelerini anlatırken kullandığı tarihsel aşamalar tezini çok farklı temellere dayalı olarak oluşturduğu tarihsel aşamalar teorisini içermektedir. Tarihsel bir sıra içinde ilerleme aşamalarını tanımlayan Rostow geri kalmış ülkeleri Batılı sanayileşmiş ülkeler seviyesine çıkarma çabasındadır. Rostow’un teorisi ülkelerin gelişmesinde beş aşamanın bulunduğunu öne sürmekte ve bu aşamaları tarihsel bir sıraya göre aşağıdaki gibi sınıflandırmaktadır.

Gelenekçi Toplum Aşaması

Tarıma dayalı, üretim tekniğinin geri olduğu ve gelir seviyesinin çok düşük olduğu bir aşamadır. Tasarrufun yapılabildiği alanlarda sosyal verimliliği olan alanlara kaymamaktadır. Toplumda aileden firmalara kadar ekonomik hesaplar kısa dönemli yapılmaktadır. Ekonominin piyasa ile ilişkilerinin çok zayıf olduğu ve kurumsal olarak ekonomik durgunluğu giderecek bir yapının olmadığı aşama olarak tanımlanır (Manisalı,1982:59). Bu toplumlar Newton öncesi dünyanın bakış açısını içermektedir. Örnek olarak Çin’deki hanedanlar, Ortadoğu, Akdeniz medeniyeti ve Ortaçağ Avrupa’sı verilebilir (Rostow,1970:5). Geleneksel özelliklerin hakim olduğu bu toplumlarda, kültür düzeyi oldukça düşük olup kişi başına gelir düzeyinde bir artış yaşanmamaktadır.

Kalkışa Hazırlık Aşaması

Bu dönemde toplumda gerek bireysel gerekse kurumsal olarak ekonomik, sosyal, politik ve kültürel değer yargılarında değişimler başlamıştır. Bunlar sermaye birikiminin artması, teknolojik yenilikler ve beraberinde üretimde yeni tekniklerin kullanılmaya başlanması, altyapı yatırımlarının artması ve ulaşım şebekesinin gerçekleşmesidir (Savaş,1986:300). Ayrıca, bu dönemde üretim, nüfus artışından daha fazla olmakta, tarım sektörünün önemi sanayi ve ticarete göre azalmakta ve en

önemlisi müteşebbis sınıfının ortaya çıkmasıdır (Đlkin,1988:63). Bunlar gerçekleşen iktisadi değişimlerdir.

Diğer yandan coğrafi durumu, tabi kaynakları, ticareti ve ekonomik yapısı açısından bu hazırlıkları tam olarak tamamlayan ülke Đngiltere’dir. Ancak, tarihte daha çok ileri medeniyetlerin yaptığı dış etkiyle bu aşamanın geçtiği belirlenmektedir. Bunun sonucunda çok önemli sosyal değişim olan milliyetçilik ulusal devleti güçlendirmeye yönelik politikalar oluşturmaktadır (Rostow, 1970:6). Bu değişimler de geçiş aşamasını oluşturan kalkışa hazırlık dönemindeki sosyal değişimleri içermektedir.

Kalkış Aşaması

Kalkış dönemi Rostow tarafından “yatırım oranının fert başına gerçek hasılayı yükseltecek şekilde bir artış kaydettiği zaman evresidir” olarak tanımlanmaktadır (Rostow, 1970:52). Kalkış aşamasının ön şartları şu şekilde özetlenebilir (Rostow, 1966:48).

• Modern iktisadi faaliyetlerin ihtiyaçlarına uymak için eğitim genişlemekte ve değişmektedir.

• Yeni girişimciler ticarette kâr elde etmek için riske girmeye hazırdırlar. • Tarımsal ürün, yerli el sanatları mamulleri ve tüketim malları ithalatının

cereyan ettiği piyasalar genişlemektedir.

• Ulaştırma genişlemekte ve hammaddelerin piyasaya getirilmesine yardımcı olmaktadır. Bu hammaddeler yabancı sermaye tarafından finanse edilmektedir.

• Modern imalathaneler kurulmakta ve daha çok ithal malları yerine ikame edilen mallar imal edilmektedir.

• Sermaye toplamak amacı ile bazı müesseseler ortaya çıkmaktadır.

• Ölüm oranı zamanla azaldığı için nüfus artmaya başlar ve gıda maddeleri arzı ile tarım bünyesine bir baskı yapar; bu durum toplumun şekline göre iktisadi bir teşvik ya da fren yaratabilir.

• Yeni endüstrilerin gösterdikleri gelişme sonucunda yeni kârlı yatırımlar yapılmaktadır.

• Tarımsal nüfusun oranı diğer sektörlere göre azalmaktadır.

Rostow kalkış aşamasının en belirgin ve en önemli özelliklerini üç başlık altında toplamıştır.

• Verimli yatırım oranının artması (Milli gelirin %5 veya %10’un üstüne çıkması),

• Yüksek gelişme oranına sahip temel imalat sektörlerinden birinin veya birkaçının gelişmesi,

• Modern sektördeki gelişmeye paralel, bu sektöre yatırım yapacak, büyümeyi normal bir süreç haline getirebilecek siyasi, sosyal, kurum ortamının varlığı veya kısa zamanda kurulması.

20–30 yıl içinde gerçekleşebilecek bir dönem olarak bu dönemi tanımlayan Rostow’a göre bazı ülkelerde bu aşamanın kaç yıl sürdüğü Tablo 4’de gösterilmektedir.

Tablo 4: Gelişmiş Ülkelerin Kalkış Aşaması

Ülkeler Tarih Aralığı Ülkeler Tarih Aralığı

Đngiltere 1783–1802 Đsveç 1868–1890

Fransa 1830–1860 Japonya 1878–1900

A.B.D. 1243–1870 Rusya 1890–1914

Almanya 1850–1873

Kaynak: Manisalı,1982,s.60

1960 yıllarında Rostow; Arjantin, Türkiye ve Hindistan’ı “hamle” halinde bulunan ülkeler olarak tanımlamaktaydı. Günümüzün gelişmiş ülkelerin kalkış aşaması ise Tablo 4’de görüldüğü gibi 1800’lü yıllardır.

Olgunluk Aşaması

Olgunluk dönemindeki toplum artık “Refah Toplumu”dur. Kişi başına düşen milli gelir ve gelir bölüşümü bakımından ekonomi yüksek bir düzeye ulaşmıştır. Ekonomi teknoloji ihraç eder bir aşamaya gelmiştir. Devlet artan gelirlerinin önemli bir kısmını toplumun sosyal refah ve güvenliğini arttıracak harcamalar için kullanır.

Bu aşamaya gelen ekonomiler ve gelişme yolundaki ekonomiler arasındaki temel fark, yatırım ve tüketim malları endüstrileri açısından ortaya çıkmaktadır. Olgunluk aşamasındaki ekonomiler ABD ve Batı Avrupa, gelişmekte olan ülkeler Latin Amerika ülkeleri dikkate alındığında söz konusu fark aşağıdaki tabloda açıkça görülmektedir (Manisalı,1982:61).

Tablo 5: Olgunluk Dönemi Endüstri Oranları

Batı-Avrupa/ ABD Ortalaması Latin Amerika Ortalaması Tüketim Malları 20% 39% Ara-Malları 35% 36% Yatırım Malları 45% 25% Đmalat Sanayi 100% Kaynak: Manisalı,1982,s.61

Kitle Tüketim Çağı

Bu aşamaya ABD’de Henry Ford’un kitle halinde araba üretmesiyle geçilmiş olup ilk otomobil fabrikasını tek bir model üretmek üzere kurmuştur. Hareket eden montaj hattı sayesinde 1908’den 1929 yılına kadar 15 milyon araba üretilmişti. Bu

şekilde üretim ve tüketim, kitle toplumu aşamasını getirmiştir. Bu aşamada toplumda

sosyal refah ve güvenlik ön plana çıkmıştır. Çalışma sürelerinin kısaldığı, ödemeler bilançosunun fazla verdiği Batı Avrupa, bu döneme 1940–1960 yılları arasında gelmiştir (Torun,2003:46). Toplumların modernleşmesini sağlamak açısından oluşturulan bu kuram aynı zamanda Amerika’nın da AGÜ’lere reçetesini

oluşturmuştur. Bu teori AGÜ’lerin Batının izlediği yolların aynısından geçerek gelişebilecekleri önermesi nedeniyle eleştirilmiştir.