• Sonuç bulunamadı

5.ROMA ĠMPARATORLUK DÖNEMĠNDE ORTA KARADENĠZ YERLEġĠMLERĠ

5.9. Vezirköprü (Neoclaudiopolis)

Samsun İli‟nin bir ilçesi olan Vezirköprü (Lev.44: Fig.76) Hitit tabletlerinde adı geçen önemli bir kült merkezi olan “Nerik” kenti ile ilişkilendirilmekle birlikte, kentin yeri konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır318

. Son dönemlerde bir Hitit metninden yola çıkılarak kutsal Nerik şehrinin Kızılırmak‟ın yakın çevresindeki Oymaağaç Höyük (Lev.45: Fig.77) olduğu düşünülmektedir319.

Vezirköprü‟nün tarihi İlk Tunç Çağı‟ndan başlayarak günümüze dek kesintisiz bir şekilde devam etmiştir. Pontus Krallığı‟nın yıkılarak topraklarının Roma egemenliğine girmesinden sonra, Pompeius Magnus, artık bir Roma eyaleti olan bu topraklarda bazı düzenlemeler yapmıştır. Strabon, Amasialılar‟ın topraklarından sonra Pompeius tarafından Neapolitis olarak adlandırılan Phazemonitis Bölgesi‟nde yer alan Phazemon Köyü‟nün şehir statüsü kazandığını ve adının Neapolis olarak değiştirildiğini aktarmaktadır320

.

Yerleşimin bazen “Sebaste” olarak anıldığı ifade edilmektedir321. İmparator Claudius (MS 41- 54) Pontus‟ta Andrapa‟nın eski yerleşimi Neoclaudiopolis‟e Roma kolonisi statüsü vermiştir322. Bunun üzerine Claudius‟un onuruna kente “Neoclaudiopolis” adı verilmiştir.

317

Talbert 2000, 1236.

318 Czichon & Kligner 2010, 62.

319 Dinçol ve Yakar 1974, 563- 582.

320 Strabon XII. 3.38.

321

Jones 1937, 169.

Vezirköprü‟de bulunan bir yazıtta323

“ἡ βνπιὴ θαὶ ὁ δῆκνο” yazısı ve devamında karşılaşılan “Νενθιαπδηνπνιεηηῶλ” ismi, Vezirköprü‟nün “Neoclaudiopolis” olma ihtimalini güçlendirmektedir.

Vezirköprü merkezinde yer alan Kurşunlu Camii‟nin duvarında devşirme olarak kullanılmış olan başka bir yazıtta yine “Νεοκλαςδιοπολειτῶν”okunmaktadır. Bu yazıt, Roma İmparatoru Severus Aleksandros‟un (MS 222- 235) annesi Iulia Mammea onuruna Neoclaudiopolis halkı adına yazdırılan bir onur yazıtıdır. Neoclaudiopolis halkı MS 229‟da bu yazıtı adamışlardır. Roma İmparatorluk tarihinde MS 223/4 yılı ile uyumludur324

. Tarafımızca Vezirköprü‟de yapılan araştırmalar sırasında yazıt yerinde fotoğraflanmıştır (Lev.46: Fig.78, 79) Yazıtı 1990 yılında Samsun ve çevresinde araştırma yapan G. Kahl ve E. Olshausen tespit etmişlerdir325

. [AΓΑΘΗ ΣΤΥΗ [ΙΟΤΛΙΑ[Ν M] AMA[ΙΑΝ [΢Δ]B (αζηήλ) . (vac)] [TOY [K] Y[PIOY HM]ΩΝ] [ΘΔΙΟ]TATO[Y] (vac) [AYTOKR] ATO [PO΢] [M. AYP - ΢ΔΟΤHEPOY] [ΑΛΔΞΑNΓΡΟY] Η BOYΛΗ KAI O ΓHMO΢ NEOKΛΑΤ 323 Anderson 1900, 151, 152. 324

Bekker- Nielsen at. al. 2015, 39-41.

74

ΓΙΟΠΟΛΔΙΣΩΝ ΔΠΙ. Π. ΑΛΦIOY

AYEITOY ΠΡΔ΢B(εληνῦ) KAI ANTI΢TP(αηενῦ). TOY ΢ΔΒ(αζηνῦ) . APXONTO΢ ΚΛ . ΦΑΛKΩΝΟ΢ ΔΠΙMEΛΗΘΔΝ TΩΝ . ANT . AN TΩNEINOY KAI AYP. HΛΙΑΓΟΤ ΔN TΩ EKΘ [ETEI]

Bizans İmparatorluğu Dönemi‟nde “Andrapa” adıyla anıldığı bilinmektedir. Dumbarton Oaks ve Fogg Sanat Müzesi kataloglarındaki Bizans Dönemi‟ne ait mühürlerde rastlanan Andrapa yazısının (Lev.47: Fig. 80)326, Neoclaudiopolis‟in Bizans egemenliğine girdiği zaman aldığı isim olduğu kabul edilmektedir. Barrington Atlası‟nda Neapolis, Neoclaudiopolis ve Andrapa, Vezirköprü‟de işaretlenmiştir327

. Calder ve Bean, Phazimon, Neoclaudiopolis ve Andrapa‟yı da aynı yerde göstermiştir (Lev. 47: Fig. 81). Böylece Strabon tarafından anlatılan Phazemon ya da Phazimon‟un Neoclaudiopolis‟in daha önce adlandırılan ismi olduğu düşüncesi Calder ve Bean tarafından kabul görmüştür. Fakat

326

McGeer et al. 2001, 76.

herhangi bir yazıt ya da sikke üzerinde bu isimle karşılaşılmadığından görüşler antik yazarların anlatımları doğrultusunda varsayımdan ileri gitmemektedir.

Vezirköprü‟de çeşitli araştırmacıların incelemelerde bulunduğu görülmüştür. 1946 yılında K. Kökten, Vezirköprü‟yü de içine alan bir araştırma gerçekleştirmiş fakat Vezirköprü‟nün prehistorik geçmişi ile ilgili bir açıklamada bulunmaması herhangi bir sonuç elde edemediğini düşündürmektedir328

. 1971-77 yılları arasında U. B. Alkım başkanlığındaki bir ekip tarafından gerçekleştirilen yüzey araştırmaları sırasında tespit edilen höyüklerdeki buluntular ışığında Vezirköprü‟nün tarihi İlk Tunç Çağı‟na dek inmektedir329.

Roma İmparatorluk Dönemi‟nde Neoclaudiopolis, günümüzde de Vezirköprü, önemli yol kavşakları üzerinde bulunan bir yerleşimdir. Neoclaudiopolis, Nikomedia ve Pompeiopolis‟ten gelerek Neocaesarea‟ya ve daha ileride Satala‟ya dek giden bir yolun üzerinde bulunmaktadır330

. Bu nedenle Neoclaudiopolis ve çevresinde çok sayıda mil taşıyla karşılaşılmaktadır (Lev.48: Fig.82). Taşlardan bazılarının bugün nerede oldukları bilinmemektedir. D. H. French, 1984 yılında gerçekleştirdiği yüzey araştırmasında Çorum-Osmancık‟tan, Vezirköprü‟ye giden bir yolun varlığını belirlemiştir. Ayrıca Vezirköprü‟den Niksar‟a (Neocaesarea) giden bir yol hattı tespit etmiş ve bu hat üzerinde çok sayıda mil taşı bulunmuştur331. Gömlekhisar Köyü‟nde tespit edilmiş olan bir mil taşı, iki kullanım aşamasını işaret etmektedir. Bunlardan ilki birinci Tetrarşi Dönemi imparatorları ikinci kullanım aşaması da ikinci Tetrarşi Dönemi imparatorlarının adlarını taşımaktadır (Lev. 49: Fig.83) Bir başka mil taşı Arıca Köyü‟nde saptanmıştır. Bir evin üst katını taşımak amacıyla destek olarak kullanılmıştır. Gri kireç taşından yapılmış olan eserin, Antoninus Pius‟un (MS 138- 161) üçüncü kez konsül seçilmesinin (MS 140) onuruna yazdırılmıştır (Lev.49: Fig.84)332.

Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi Roma İmparatorluk Dönemi‟ne ait yerleşimlerde imparatorluk kültüne ait bazı verilerle karşılaşılmaktadır. Vezirköprü‟de de imparatorluk kültüne ait bazı saptamalar yapılmıştır. 1900 yılında F. Cumont, Vezirköprü Ortodoks Kilisesi‟nin avlusunda bir yazıt ile karşılaşmıştır (Lev.50: Fig.85). Bu yazıt, İmparator

328Kökten 1952, 172. 329 Kızıltan 1992, 228. 330 Mitchell 1993, 127. 331 French 1985, 143- 145. 332French 2013, 94, 95.

76

Augustus‟a sunulan bir bağlılık yeminini içermektedir. Yemin, Neapolis halkı, Paphlagonia‟da yaşayan halklar ve kırsal kesimdeki halklar tarafından edilmiştir. Halk bu yemini etmek üzere, imparatora ait tapınağın dışında yer alan bir sunakta bir araya gelmiştir333

. Neapolis kentinde yeri henüz tespit edilememiş bir Augustus Tapınağı‟nın varlığı söz konusudur. Bu yemine göre “Neapolis olarak adlandırılan kenti kolonize eden

Phazemonitisliler” ibaresi, Pompeius‟un yapmış olduğu düzenlemenin kayıtlara geçmiş

olan bir kanıtıdır. Yemin metninde Zeus, Ge, Helios gibi tanrıların yanı sıra, Augustus‟un özellikle belirtildiği görülmektedir. İmparatora ve ailesine koşulsuz bir bağlılık sunulmuştur. İmparator‟un 12. Konsüllüğünun MÖ 3 yılına denk geldiği ve bu yeminin MÖ 3 yılının Mart‟ının ilk zamanları edildiği bildirilmektedir.

Bayramköy Mahallesi‟nde E. Olshausen ve G. Kahl tarafından 1988 yılında bulunmuş olan yazıtlı bir blok, Neoclaudiopolis civarında bir imparator kültü rahibinden söz etmektedir (Lev.50: Fig.86). Büyük olasılıkla, sözü geçen kişiler, kentteki bir tapınakta rahip olarak hizmet vermişlerdir334

. Şimdilik bu iki yazıtın dışında Neoclaudiopolis‟in imparator kültüne ait başka herhangi bir yazıt ya da sikkeler üzerinde bunu gösteren bir ibareye rastlanmamıştır.

Neoclaudiopolis‟te ilk sikkeler İmparator Traianus (MS 98- 117) Dönemi‟nde basılmaya başlamıştır. Ön yüzünde Traianus portresi bulunan bir Neoclaudiopolis sikkesinde imparator sağ profilden ve başında defne çelenkli bir taçla gösterilmiştir. Portre

“AYT. NEP. TPAIANOC KAICAP CƐB. ΓƐPM. ΓAKIKOC” şeklinde imparatorun ismiyle

çevrelenmiştir. Arka yüzde yer alan Asklepios figürü ayakta durmakta vesol elindeki asasına dayanmaktadır; sağ elindeyse bir yılan tutmaktadır. Bu ana figür “NEOKΛAYΓΗΟΠΟΛΔΗΩΝ

ETOYC” şeklinde kent ismiyle çevrelenmiştir (Lev.51: Fig.87).

Bir Antoninus Pius (MS 138- 161) sikkesinin ön yüzünde imparatorun portresine yer verilmiştir. İmparator, sağ profilden, başında defne çelenginden bir taç ve sakallı olarak görülmektedir. Portrenin etrafında “AY. KAIC. ANTΩΝ[Ɛ]ΗΝΟC” şeklinde imparatorun adı yer almaktadır. Arka yüzde ise Athena Pallas, sol elinde mızrak tutmakta; yanında kalkanı, başında miğferi ve peplosu ile görülmektedir (Lev. 51: Fig.88).

333

Sørensen 2015,269-276.

Roma İmparatorluk Dönemi sikkelerinin arka yüzlerinde tapınak tasviri olan sikkeler görülmektedir. Bu sikkelere bir örnek, ön yüzünde Septimius Severus‟un (MS 193- 211) sağ cepheden gösterilen portresinin yer aldığı bir sikkenin arka yüzünde, tetrastylos planlı bir tapınağın üç basamaklı krepisi ve Korinth düzenindeki sütunları görülebilmektedir, tapınak içinde görülen heykelin Artemis olduğu düşünülmektedir (Lev.52: Fig.89). Caracalla Dönemi‟ne (MS 211- 217) ait benzer bir sikkenin ön yüzünde imparator sağ cepheden gösterilmiştir, arka yüzde tetrastylos bir tapınak, Korinth düzenindeki sütunları ve krepisi belirgin biçimde işlenmiştir (Lev.52: Fig.90). Iulia Domna (MS 170- 217) sikkesinin arka yüzünde ise Athena Nikephoros yer alır (Lev.53: Fig.91). Bazı sikkelerin arka yüzlerinde Roma İmparatorluğu‟nun sembolü olan kartal işlenmiştir. Genellikle orduya ait sembolün ortasında yer almakta; ağzında zafer çelengi taşımaktadır. Kartal figürünün iki yanında bulunan ve Roma ordusunda lejyonların en önünde taşınan Roma ordu sancağı (signum), Neoclaudiopolis‟teki askeri bir birliğin varlığını göstermektedir. (Lev.53: Fig.92).

Tarafımızca yapılan gezilerde Vezirköprü merkezinde Neoclaudiopolis kentinin izlerini yansıtan çeşitli yerleşim izleri görülmüştür. Vezirköprü İlçesi‟nin merkezi olarak değerlendirilebilecek bir noktada yar alan saat kulesi, 1904, 1906 yılları arasında inşa edilmiştir. 1943 yılında bir depremle yıkılan yapı, 1959 yılında yeniden inşa edilmiştir. Saat kulesinin (Lev.54: Fig.93) inşasında devşirme olarak çok sayıda kesme taş blok kullanıldığı göze çarpmaktadır. Bunlardan biri saat kulesinin gövdesinde dikey bir şekilde kullanılan kireç taşından yapılan bloktur. Blokta alttan yukarı doğru boncuk dizisi, Ion kymationu üstte de korunan dört adet palmet bezemesi ile blok sonlandırılmıştır (Lev.54: Fig.94). En altta yer alan inci- boncuk dizisinde iki inci, bir uzun boncuk şeklinde bir dizilim görülmektedir. Boncuklar derin oyularak bezeme zemininden ayrılmış, birbirine ipçiklerle bağlanmıştır. Ion kymationu dizisinde korunduğu kadarıyla yedi yumurta ve aralarındaki yedi mızrak ucu bezemesinin işlendiği görülmektedir. Yumurtalar derin bir şekilde oyulan kanalların içinde yer almakta ve çanaktan derin hatlarla ayrılmaktadır. Form olarak oval bir yapıya sahiptir. Mızrak uçları da aynı şekilde derin ve keskin hatlara sahiptir ve kanatları çanaklar ile birleşmiştir. Üzerinde bulunan ve dört adet palmetin işlendiği kuşakta palmetlerinderin oyuldukları gözlemlenmektedir. Palmetler zemine yayılmış bir yapı göstermektedir. Çanak şeklindeki bir göbekten çıkan dört tane yaprak, gövdeden çıkan iki tane yaprak bulunmaktadır. Bezemeyi yapan ustanın palmet yapraklarını birbiriyle kesiştirmemek için uç kısımları kesik bir şekilde işlemesi ya motifleri zemine orantılı yerleştirememiş olmasından ya da ustanın stilinden kaynaklanmaktadır. Ion kymationunda çanaklar ve

78

yumurtanın arası açılmıştır. Arada yer alan mızrakların kanatları da yumurtanın çanaklarıyla birleşmiştir. Vezirköprü örneğine benzer bir palmet yapısının tek örneği Side‟de Tanrı Men‟e adanan P Tapınağı kabartma kuşağında yer alan palmet yaprağında görülmektedir. Yapraklar iri, orak şeklinde verilmiş, kaba ve özensiz bir işçilik gözlenmektedir335.

Saat kulesinin gövdesinde yer alan bir başka malzeme ise bir kireç taşından yapılmış olan bir mezar stelidir (Lev.55: Fig.95). Özensiz yazımı nedeniyle güçlükle okunmaktadır. Üzerindeki dokuz satırlık yazıttan anlaşıldığına göre 60 yaşında ölen Helvinus‟un eşi Maxima‟nın anısına yazdırılmış bir mezar stelidir336

.

Kurşunlu Camii bahçesinde caminin bahçe kapısının yanında duvarın üzerinde yer alan bir ince çakıllı konglomera taşından yapılmıştır. Altlıkta yer yer kırıklar olmakla birlikte plinthos, torus ve trochilos profillerine sahip olduğu görülmektedir. Üzerinde, kaidenin ortasında sütunla bağlantıyı sağlamak için oluşturulan yuvarlak kurşun akıtma yuvası ve kanalı görülebilmektedir (Lev:55: Fig.96).

Camii bahçesinin içinde flüt motifi işlenmiş olan bir friz kuşağı göze çarpmaktadır. Arkaik ve Klasik Dönem mimarisinde sütun ve ayakların dış yüzünde görülen flüt (yiv) bezemeleri, Roma İmparatorluk Dönemi‟nde mimari yapıların her elemanında uygulanan bir bezeme türü olmuştur337

. Flüt (yiv) bezemelerinin en erken örneği Ephesos Celsus Kütüphanesi‟nde görülmektedir. Burada her bir motif diğer motifin dış hattıyla birleşmektedir. Üst kısım yarım daire olarak öne doğru hafifçe kıvrılmıştır, motif kenarları ise keskin yapıdadır338

. Vezirköprü‟de yer alan blok, alt ve üst kısımlardan kırıktır. Her bir motif, yanındaki motifin dış hattıyla birleşmektedir. Her ne kadar üst kısmı kırık olsa da en sağdaki motiften üst kısmının yuvarlak bir profille hafifçe öne kıvrılmış olduğu görülür. Motif kenarları keskin yapıdadır. Alt kısımda ise yarım daire şeklinde bir çıkıntı bulunmaktadır. Alt kısmı kırık olduğundan profili hakkında fikir edinilememektedir. (Lev.56: Fig.97). Flüt(yiv) motifinin bezeme özellikleri Celsus Kütüphanesi ile benzerlik göstermektedir Motifler arasında hiç boşluk olmaması, üst kısmının yuvarlak bir profille

335 Başaran 1995, 85. Lev. 26-a. Geç Severuslar Dönemi.

336 Nielsen et. al. 51.

337

Anabolu- Usman1992, 1.

hafif öne kıvrılması özellikleriyle de Sagalassos E 1 Bazilikası‟yla karşılaştırılabilir339 . Anabolu- Usman flüt (yiv) bezemelerinde “S” profilinin MS 2. yüzyılın ikinci yarısında görülmeye başladığını vurgulamaktadır340. “S” profilinin görülmediği Vezirköprü‟deki bu blok buna göre MS 2 yüzyılın ikinci yarısına varmamalıdır.

Vezirköprü İlçesi‟nde yer alan taşhan devşirme olarak kullanılmış olan bazı malzemeler içermektedir. Bunlardan bir tanesi yapının çatısını taşımak için kullanılan ahşap direklerin temeline destek amaçlı yerleştirilmiş olan geison bloğudur (Lev.57: Fig.98). Kireçtaşından yapılan bu blok, işleniş şekliyle bir yapının köşesine ait olmalıdır. Blok olduğu yerde ters durmaktadır. Diş sırasından sonra yer alan silmede bezeme bulunmamaktadır. Konsollar sırasıyla aşağıdan yukarıya inci boncuk dizisi ve Ion kymationu motifiyle çevrelenmiştir. Kasetlerde süslemeler olduğu düşünülmekle birlikte çok iyi görülememektedir, sadece bir kasette görülebilen rozet motifinden hareketle bu alanlarda rozet motifinin kullanılmış olduğu düşünülmektedir. Konsol kısımları da tahrip olmasına rağmen kısmen korunan bir konsoldan burada palmet motifinin işlendiği anlaşılmaktadır. Bina geçirdiği yangın nedeniyle restorasyonda durumundadır. Konsolların ve kasetlerin etrafını çevreleyen Ion kymationunda yumurta ve çanak arasındaki oyuklar bazı yerde geniş bazı yerde ise oyulmadan bırakılmıştır. Yumurta yukarıdan aşağıya doğru daraltılarak sivri bir yapı elde edilmiştir. Çanaklar aşağıdan yukarıya doğru genişleyerek en üst kısımda iyice birbirinden açılmıştır. Arada yer alan ok ucu bezemesi ise kaba bir şekilde işlenmiş, çanaklarla yapışık bir şekilde ve kanatlar belirtilmeden şekillendirilmiştir. Ion kymationunun üzerinde yer alan inci boncuk dizisi ise birbirlerine bitişik çok derin oyulmadan verilmiştir. Bu işleniş yapıdaki özensizliğe işaret etmektedir. Blokta kullanılan Ion kymationu, Laodikeia Nymphaion A yapısındaki konsollu geison bloğu341, Laodikeia Caracalla nymphaionundan olan tavan kasetlerindeki Ion kymationu342, alınlığına ait bir geison- sima bloğunda yer alan Ion kymationu343, Laodikeia Suriye caddesinden konsollu köşe Hierapolis tapınak nymphaionu344

, mızrak yapısı Diocaesareia (Uzuncaburç)

339Vandeput 1996, 208. Bazı araştırmacılar tapınağın dekorasyonunu flüt bezemelerinin şekline göre MS 2. yüzyılın ilk yarısına tarihlerken; bazısı da antropomorfik protomlardan dolayı MS 2. yüzyılın ortalarına ya da R. Nauman gibi flüt bezemeleri sebebiyle MS 2. yüzyılın ikinci yarısına tarihlemektedir.

340

Anabolu- Usman 1992, 3.

341Türkmen 2007, 44. Lev. 44. 3; Şimşek 2007, 149. Zemin kat üzerinde yer alan architrave- friz bloğu parçasında yer alan yazıttan yapının Septimius Severus‟a (MS 193- 211) ithaf edildiği anlaşılmaktadır.

342 Şimşek 2007, 162. Res. 58g

343

Şimşek 2007, 344. Res. 138.

80

kentindeki bir friz bloğunda yer alan Ion kymationu345, Leptis Magna Severus bazilikasındaki bir Korinth sütununun abakusunda346

yer alan Ion kymationu ile benzemektedir. Benzer malzemeler ışığında Vezirköprü- Taşhan‟da yer alan geison bloğu da Severuslar Dönemi‟ne işaret etmektedir.

Vezirköprü İlçesi, Cumhuriyet Mahallesi, Gençlik Caddesi‟ndeki Çamlık Parkı (Lev.56: Fig.99) bahçesinde tarafımızca görülen bazı arkeolojik malzemeler bulunmaktadır. Bunlardan biri Karadeniz Bölgesi‟nin pek çok yerinde karşılaşılan ve meyvelerin suyunu ya da yağını çıkarmak için kullanılan düzeneğin günümüze kadar gelmiş olan ağırlık taşlarından birisidir (Lev.58: Fig.100). Park alanında düz bir şekilde duran ve yerel kireç taşından yapılan dikdörtgen biçimli taşın üzerinde bulunan yuvarlak oyuğuniçine yerleştirilen vida benzeri döndürülebilen büyük çoğunlukla ahşaptan bir aksamın yuvası olduğu ve karşı taraftaki suyu ya da yağı çıkarılacak ürünün sıkılmasının sağlandığı düşünülmektedir. Kısa yüzlerde “kurtağzı” olarak adlandırılan yukarıdan aşağıya doğru genişleyen formda birer tane ahşap geçme yuvası yer almaktadır. Bu yuvalar yukarıdan aşağıya genişleyen bir profil göstermektedir. Bu yuvalar üst taraftaki vida benzeri aksamın destekleyici levhalarını yerleştirmek için oluşturulan yuvalar olmalıdır. Dikdörtgen kesimli, üst ve yan taraflarında taşı düzeneğe bağlayan ahşap geçme yuvalarının bulunduğu ağırlık taşlarının yaygın olarak Roma ve Bizans Dönemi işliklerinde kullanılmışlardır347

. Çamlık Parkındaki örnek de bu sınıflandırmaya uymaktadır. Aynı zamanda Havza İlçesi‟ndeki ağırlık taşları ile benzerdir (Lev.35: Fig.60) ile benzemektedir. Yapılmış olan bir restitüsyon (Lev.58: Fig.101) bu taşların işlevi konusunda fikir edinmeyi sağlamaktadır.

Köprülü Parkta yer alan bir sütun altlığının Attik-Ion tipi bir kaide olduğu görülmüştür. Kristalleşmiş kireç taşından yapılan eserin plinthos kısmının az bir kısmı korunmuştur. Plinthos, torus, trokhilos, torus şeklinde profilleri izlenebilmektedir (Lev.59: Fig.102). Günümüzde pek çok arkeolojik merkezde karşılaşılabilecek bir mimari elemandır348

.

Köprülü Park bahçesinde sergilenen başka bir sütun altlığının kısmen daha korunmuş olduğu söylenebilir. Kireç taşından yapılan altlığın en altında yer alan plinthos kısmından

345 Jaroslava- Williams 1979, Pl. 26 b.

346 Ward- Perkins 1980, Pl. XIV. a

347 Diler 1993, 510 - 511.

348

İnan 1987; 180. Side Apollon tapınağı; Radt 2002,189. Res. 133. İmparator Caracalla Dönemi belki yeniden inşası Hadrianus Dönemi‟ne kadar gidiyor olabilir.

sonra, torus kısmı gelmektedir. En üstte sütun ile bağlantıyı sağlamak için iki kurşun akıtma kanalı ve kare biçimli bir yuvasının olduğu görülmektedir (Lev.59: Fig.103).

Fazıl Ahmet Paşa Kütüphanesi‟ni çevreleyen dış duvarın iç kısmında, giriş kapısının sağ tarafında devşirme olarak kullanılmış bir mezar steli görülmüştür. Stel duvara yatay bir şekilde yerleştirilmiştir. Üst tarafında üçgen alınlık yer alır. Alınlığın ortasındaki yuvarlak motif sikkeler üzerindeki tapınak tasvirlerinin ortasında da aynen bulunmaktadır. Bu yuvarlak motif, sikke tanımlamalarında olduğu gibi kalkandır. Üzerinde herhangi bir figürlü anlatım ya da mezar sahibine ait bir eşya tasvirlemesi bulunmamaktadır. Üzerinde iyi sayılmayan bir kalitede birkaç satır yazıt bulunmaktadır (Lev.60: Fig.104). Bu yazıta göre bu mezar steli 133 yılında ölen Athenias‟ın anısına Domnos tarafından yazdırılmıştır349

.

Vezirköprü ilçe merkezinde yer alan bedestende iki tane mezar steli dikkat çekmektedir. Bunlardan biri, bedestenin kuzeydoğu girişinde kapının sağ tarafında duvara gömülmüş ve baş aşağı yerleştirilmiş bir stelin parçasıdır. Üst taraf kırıktır. Bu mezar stelinin, karısı Kyrilla tarafından dikildiği anlaşılan bir adama ait olduğu yazmaktadır (Lev.61: Fig.105).

Bedestende yer alan diğer bir mezar steli ise, restoran olarak yeniden düzenlenen bir mekanın sağ giriş kısmında yer almaktadır. Bir önceki stel gibi duvara gömülmüştür. Stel yazıtının altında bulunan ayna bu stelin bir kadına ait olduğunu göstermektedir. Yazıtın yorumundan ise bir anne kıza ait olduğu, ailenin babası tarafından bu stelin dikildiği anlaşılmaktadır (Lev.61: Fig.106).

Vezirköprü ilçesine bağlı Gömlekhisar Köyü‟nde köyün içinde bir evin dış kapsının önünde sol köşede sütun gövdesi durmaktadır. Dikey bir şekilde yerleştirilen sütunun bir kısmının içinde bulunduğu kum yığınına gömülü olduğu gözlemlenmiştir. Görülen kısmında herhangi bir yazıt tespit edilememiştir (Lev.62: Fig.107). Aynı evin yakınında köyün içinden geçen yolun kenarında içinde bulunduğu betona gömülmüş şekilde bir ağırlık taşı tespit edilmiştir. Dikdörtgen şeklinde yerel taştan yapılmış olan ağırlık taşının daha önce görülenlerden farklı olarak yan yüzlerde ahşap geçme yuvası bulunmamaktadır. Üst kısımda yer alan ahşap yuvası ise sonraki dönemlerde farklı amaçlar için kullanılmak üzere

82

genişletilmiştir. Genellikle sonraki dönemlerde bunun gibi taşlar dibek olarak köyün çeşitli ortak kullanım alanlarında değerlendirilmektedir (Lev.63: Fig.108,109).

Esenköy‟den Boruk Köyü‟ne giden yol üzerinde bulunan ve “Evkaya” olarak adlandırılan Mevkii‟deki kaya mezarı Karadeniz Bölgesi‟nde benzerlerine oldukça fazla rastlanan “Paphlagonia tipi” kaya mezarlarına güzel bir örnektir350. Hirschfield (Hirschfield, G. (1885). Paphlagonische Felsengräber, Berlin), Kannenberg (Kannenberg, K. (1895). Die Paplagonischen Felsengräber, Globus, 67, 101- 107; Kannenberg, K. (1895). Die Paphlagonischen Felsengräber, Globus, 67,120- 125) ve Von Gall ( Von Gall, H. (1966). Die Paphlagonischen Felsengräber) tarafından yapılan araştırmalarla Paphlagonia Bölgesi kaya mezarları tespit edilmiş ve yayınlanmıştır.

Kaya mezarı, hemen yol üzerinde bulunan bir kayalığa yapılmıştır. Ön yüzünde üç tane sütun bulunmaktadır (Lev.64: Fig. 110,111). Mezarın iç kısmına ise girilememiştir. Hemen yanında bir khamasorion tipi lahit351 yer almaktadır (Lev.65: Fig.112) fakat çok tahrip edilmiştir. Köyler arasındaki bağlantıyı sağlayan yolun karşısında halk tarafından Zindankaya olarak adlandırılan mevkide bir tane daha khamasorion tipi lahit yer almaktadır

Benzer Belgeler