• Sonuç bulunamadı

3. MATERYAL VE METOD

3.8. Verilerinin Değerlendirilmesi

Elde edilen verilerin istatistiksel analizleri bilgisayar ortamında “Statistical Package for Social Sciences” (SPSS) for Windows 25.0 istatistik paket programı ve AMOS 23.0 programı aracılığı ile yapıldı. Sonuçlar yorumlanırken %95 güven aralığı ve p<0.05 yanılgı düzeyi istatistiksel olarak önemli kabul edildi. Verilerin normal dağılım gösterip göstermediğini belirlemek için tekrarlayan test kullanıldı. Verilerin normal dağıldığı tespit edildi. Verilerin analizinde kullanılan yöntemler Tablo 3.2’de verildi.

Tablo 3.2. Araştırmada kullanılan istatistiksel yöntemler

Değerlendirilen özellikler Kullanılan istatistiksel yöntem Deney ve kontrol grubunun tanıtıcı özelliklerinin

dağılımı Sayı, yüzde, ortalama, standart sapma

Deney ve kontrol gruplarının kontrol değişkenlerinin

karşılaştırılması Ki kare ve bağımsız gruplarda t testi

Deney ve kontrol gruplarının LATCH ve EÖYÖ sonu ön test ve son test toplam puan toplam puan

ortalamalarının karşılaştırılması

Bağımsız gruplarda t testi Deney ve kontrol grubunda yer alan kadınların LATCH

ve EÖYÖ doğum sonu ön test ve son test toplam puan ortalamalarının grup içi karşılaştırılması

Bağımlı gruplarda t testi Deney ve kontrol grubunda yer alan kadınların

doğum sonu ilk 1.saat, 8.saat, 24.saat ve 48.saatteki LATCH puan ortalamalarının karşılaştırılması

Tekrarlı ölçümlerde ANOVA testi

38 3.9. Araştırmanın Etik Yönü

Çalışmanın yürütülebilmesi için İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu'ndan onay alındı (Karar No: 2019/428) (EK 5).Ayrıca Kahramanmaraş İl Sağlık Müdürlüğünden, araştırmanın yapılabilmesi için yazılı izin alındı (EK 6). Araştırmalarda insan olgusunun kullanımı bireysel hakların korunmasını gerektiğinden “bilgilendirilmiş onam” koşulu etik ilke olarak yerine getirildi. Araştırmaya dahil olan kişiler, araştırmaya katılıp katılmamakta özgür oldukları ve araştırmadan istedikleri zaman ayrılabilecekleri konusunda bilgilendirildi (EK 4).

Araştırmaya katılacak bireylere, bireysel bilgilerin başkalarına açıklanmayacağı konusunda açıklama yapılıp “gizlilik ilkesine” uygun onam alındı. Ayrıca herhangi bir uygulama yapılmayan kontrol grubundaki hastalara “Eşitlik” ilkesi doğrultusunda biyolojik beslenme tekniği anlatıldı.

3.10. Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu araştırmanın bir takım sınırlılıkları bulunmaktadır. Bunlar; annelerle ile görüşmeler esnasında yalnız ve sessiz ortamlar olmasına dikkat edilmesine rağmen, araştırmanın yapıldığı bazı hasta odalarının olumsuz fiziki koşullarından nedeniyle, görüşmeler esnasında annelerin dikkatini dağıtabilecek ortamlar oluşmuştur. Bu yüzden anneler- kendini bildirim yöntemi ile toplanan veri formlarını doldururken, olağan durumu yansıtmayan yanıtlar vermiş olabilirler. Ayrıca ten-tene temas uygulaması sırasında ısının korunmasında güçlükler yaşanmıştır. Araştırmanın yapıldığı süreçte pandemi olması zaman zaman kısıtlı görüşme neden olmuştur. Çalışmanın doktora tezi olması sebebiyle uygulama ve veri toplama aşamaları bir araştırmacı tarafından yapılmıştır. Bu yüzden araştırmada uygulama ve veri toplama işlemlerinin aynı kişi araştırmacı tarafından yapılmasına ilişkin ortak bias etkisi bulunmaktadır.

39

4. BULGULAR

Primiparlarda emzirmeye başlamada kullanılan biyolojik beslenme tekniğinin emzirme başarısı ve öz yeterliliğe etkisine ait bulgular bu bölümde verilmiştir.

Tablo 4.1. Deney ve Kontrol Grubundaki Anne ve Bebeklerin Tanıtıcı Özelliklerinin Dağılımı

Değişkenler Deney (n=65) Kontrol (n=65)

S % S %

Gebelik sayısı 1.25±0.53 1.25±0.59

Düşük sayısı 0.22±0.48 0.22±0.52

Kürtaj Sayısı 0.11± 0.40 0.12±0.33

Bebeğin Boyu 49.31±3.90 49.58±1.30

40 Tablo 4.1’de deney ve kontrol grubunda yer alan anne ve bebeklerin tanıtıcı özelliklerinin dağılımı verilmektedir. Deney grubundaki kadınların yaş ortalaması 24.25±5.77, kontrol grubundakilerin ise 23.58±5.83’dür. Deney grubunda yer alan kadınların %32.3’ünün lise mezunu olduğu, %90.8’ inin çalışmadığı, %70.8’inin çekirdek aile yapısında olduğu, %58.5’inin il merkezinde yaşadığı, gebelik sayısı ortalamasının 1.25±0.53, düşük sayısı ortalamasının 0.22±0.48, kürtaj sayısı ortalamasının 0.11±0.4 belirlendi. Kadınların %83.1’inin 38-40 hafta arasında doğum yaptığı, %53.8’nin bebeğinin cinsiyetinin kız olduğu, %73.8’ inin bebeğinin ağırlığının 3000 ile 4499 arası olduğu ve bebek boy ortalamasının 49.31±3.9 olduğu saptanmıştır.

Kontrol grubunda yer alan kadınların %29.2’sinin lise mezunu olduğu, %84.6’sının çalışmadığı, %64.6’sının çekirdek aile yapısında olduğu, %55.4’ünün il merkezinde yaşadığı, gebelik sayısı ortalamasının 1.25±0.59, düşük sayısı ortalamasının 0.22±0.52, kürtaj sayısı ortalamasının 0.12±0.33 olduğu belirlendi. Kadınların %83.1’inin 38-40 hafta arsında doğum yaptığı, %52.3’ünün bebeğinin cinsiyetinin erkek olduğu, %47’

sinin bebeğinin kilosunun 3000 ile 4499 arası olduğu, bebek boy ortalamasının 49.58±1.3 olduğu saptanmıştır.

Post hoc test sonucu; Deney grubu= a<b<c<d; Kontrol grubu= a<b, a<c ,a<d t:Bağımsız gruplarda t testi

Tablo 4.2’deLATCH puan ortalamaları açısından değerlendirildiğinde; deney ve kontrol grubunda yapılan tekrarlı ölçümlerde istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulundu

41 (p<0.001; p<0.05). ANOVA testinde etki büyüklüğünü gösteren eta-kare değeri, 0.01 ≤ η2 < 0.06 ise “düşük” 0.06≤ η2 < 0.14 arasında ise “orta” ve η2 ≥ 0.14 ise “yüksek” etki büyüklüğü olarak kabul edilir(Cohen 1988; Pallant 2017). Bu sınıflamadan yola çıkarak LATCH puan ortalamalarına göre deney grubu için eta-kare değerinin 0.77 (yüksek etki düzeyi), kontrol gurubu için 0.15 (yüksek etki düzeyi) olduğu belirlendi.

Deney ve kontrol gruplarına ait ölçümlerin karşılaştırılması incelendiğinde;

doğum sonu ilk 1.saattteki LATCH puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı (p>0.05). Buna karşın doğum sonu 8, 24 ve 48. saatlerdeki ölçümlerin tamamında deney grubunun kontrol grubuna oranla istatistiksel açıdan daha yüksek LATCH puan ortalamasına sahip olduğu belirlendi (p<0.001). Deney ve kontrol grubunda yer alan gebelerin LATCH puan ortalamalarının tekrarlı ölçümlerinden elde edilen değerler Grafik Şekil 4.1’de verilmiştir.

Şekil 4.1. LATCH Puan Ortalamasına Ait Tekrarlı Ölçüm Sonuçları

42 Tablo 4.3. Deney ve Kontrol Grubunda Yer Alan Annelerin Emzirme Öz Yeterlilik Ölçeği Ön-Test Son-Test Puan ortalamalarının Grup İçi ve Gruplar Arası Karşılaştırılması

EÖYÖ Deney Grubu (n=65) Ort±SS

Kontrol Grubu

(n=65) Ort±SS aTest p değeri Ön Test

(DS İlk 1.Saat) 43.37±7.68 40.71±8.17 t=1.913 p=0.581 Son Test

(DS 48.saat) 60.74±6.75 45.23±10.59 t=9.955 p=0.000*

bTest ve p t=-18.306 p=0.000*

t=-3.071 p=0.000*

a: Bağımsız Gruplarda t Testi, b:Bağımlı gruplarda t testi *p<0.001

Tablo 4.3’de deney ve kontrol grubundaki annelerin emzirme öz yeterlilik ölçeği ön test-son test toplam puan ortalamalarının grup içi ve gruplar arası karşılaştırılması verilmiştir. EÖYÖ ön test toplam puan ortalaması deney grubunun 43.37±7.68, kontrol grubunda 40.71±8.17 olduğu ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel açıdan önemsiz olduğu saptandı. Deney ve kontrol grubunda yer alan annelerin emzirme öz yeterlilik düzeyinin benzer olduğu saptandı (t=1.913; p>0.05). EÖYÖ son test toplam puan ortalamasının deney grubunun 60.74±6.75, kontrol grubunda 45.23±10.59 olduğu ve bu farkın da istatistiksel olarak önemli olduğu belirlendi (t=9.955; p=0.000).

43

5. TARTIŞMA

Emzirmeye başlamada kullanılan biyolojik beslenme tekniğinin emzirme başarısı ve öz yeterliliğe etkisini belirlemek amacıyla yürütülen araştırma bulguları ilgili literatür ışığında tartışılmıştır.

Deney ve kontrol grubunda yer alan kadınlar kontrol değişkenleri açısından karşılaştırıldığında gruplar arasında istatistiksel açıdan önemli bir fark olmadığı saptanmıştır (Tablo 4.1). Belirtilen kontrol değişkenleri bakımından deney ve kontrol grubunda yer alan kadınların benzer olması grupların homojen dağıldığını göstermektedir.

Deney ve kontrol grubundaki kadınların LATCH toplam puan ortalamaları karşılaştırıldığında, doğum sonu 1. saat LATCH toplam puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel açıdan önemli olmadığı, deney ve kontrol grubunda yer alan kadınların uygulama öncesi benzer emzirme başarısına sahip olduğu saptanmıştır (Tablo 4.2).

Biyolojik beslenme tekniği uygulanan deney grubunda doğum sonu 8., 24. ve 48. saat LATCH toplam puan ortalamalarının, kontrol grubundakilere göre istatistiksel olarak önemli düzeyde daha yüksek olduğu saptanmıştır (Tablo 4.2). Colson çalışmasında, 40 emziren anne-bebek çifti biyolojik beslenme tekniğini kullanarak incelemiş ve bu teknikle emzirmenin 20 kadar ilkel neonatal refleksin ortaya çıkmasına katkı sağladığını ve bu reflekslerin emmeyi kolaylaştırdığını kanıtlamıştır. Uygun olmayan emzirme pozisyonları kullanılırsa bu reflekslerin tam tersi etki göstereceğini ve emzirmenin zorlaşacağını vurgulamıştır (18). Dyson ve ark. İngiltere’de 516 lohusayla yaptığı çalışmada biyolojik beslenme tekniğinin, süt üretim fizyolojisini desteklediğini ve ağrılı emzirme insidansını azaltan erken, tutarlı ve maliyeti uygun bir teknik olduğunu savunmuştur (32). Klaus ve Kennel (1976) yaptıkları çalışmada biyolojik beslenme tekniğinin yüz yüze anne-bebek konuşmasına yol açtığını, biyolojik beslenme sırasında annenin omuzları, boynu ve başı bebeğe bakarken, bebeğin kendine özgü davranışsal tepkisinin annenin emzirme eylemini başlatması için yeterli olduğunu belirtmiştir (31).

Bu araştırmada, doğum sonu 8., 24. ve 48. saat LATCH toplam puan ortalamalarının deney grubundaki annelerde kontrol grubuna oranla daha yüksek olmasının yanı sıra LATCH toplam puan ortalamasının grup içi değerlendirilmesi sonrası elde edilen puan artışı biyolojik beslenme tekniğinin başarısını desteklemektedir. Deney grubunda yer alan

44 primipar annelerdeki tekrarlı ölçümler sonucu elde edilen LATCH puan ortalamaları için eta-kare değeri 0.77 (yüksek etki düzeyi) bulunmuştur (Tablo 4.2; Şekil 4.1). Elde edilen bu bulgular ‘‘Primiparlarda emzirmeye başlamada kullanılan biyolojik beslenme tekniği emzirme başarısını etkiler’’ şeklindeki hipotezi doğrulamaktadır. Literatürde benzer şekilde nitelikli ten tene temas ve uygun teknikle emzirme sonrası emzirme başarısının arttığı belirtilmektedir (10, 51, 73, 85, 86). Sadece sözel olarak verilen emzirme eğitiminin etkisi çok azdır. Ancak ten tene temas sağlanması ve bebeğin uygun pozisyonda memeye yerleştirilmesiyle hem meme sorunlarının daha az görülmesini hem de emzirme başarısını artırmaktadır. Emzirmeye başarılı başlaması ve sürdürülmesi için bebeğin en uygun pozisyonda tutulması önemlidir (11, 51). Bebeğin uygun olmayan emzirme pozisyonunda tutulması, emmeyi kolaylaştıracak reflekslerin ortaya çıkması zorlaşacaktır (33). Bu araştırmada biyolojik beslenme tekniği uygulanması esnasında ten tene temas sağlanması ve bebeğin memeye doğru yerleştirilmesinin emzirme başarısını arttırdığı sonucuna varılabilir. Bu araştırmada ayrıca kontrol grubunda yer alan anneler için doğum sonu 1.saatteki LATCH puan ölçümü ile doğum sonu 8, 24 ve 48. saatlerdeki ölçümler arasında istatistiksel olarak anlamlı artış görülmüştür (eta-kare değeri 0.15 /yüksek etki düzeyi) (Tablo 4.2; Şekil 4.1). LATCH puan ortalamasındaki bu artışa paralel olarak kontrol grubundaki annelerdeki ön test ve son testlerdeki EÖYÖ toplam puan ortalamasındaki artış beklendik bir sonuç olarak yorumlanabilir (Tablo 4.3).

Herhangi bir girişim uygulanmayan kontrol grubundaki annelerdeki bu artışın 1. saatteki pozisyon zorluğu ve anestezik ilaçlara ait olası etkilerin ilerleyen saatlerde azalmaya başlamasına bağlı olduğu düşünülebilir. Ayrıca doğum sonu 8.saatte sezaryen sonrası mobilizasyonun sağlanması kontrol grubundaki annelerde hareket ve poziyon özgürlüğü sağlayarak emzirme özyeterliliği ve emzirme başarısını etkilemiş olabilir. Literatürde emzirme öz yeterliliğinin artmasının, emzirme başarısını artırdığı belirtilmektedir (78, 87).

Emzirme öz yeterlilik kuramı annenin emzirme konusundaki kararlılığını ve motivasyonunu gösterir (33, 70, 78). Deney ve kontrol grubundaki annelerin emzirme öz yeterlilik ölçeği doğum sonu ön test ve son test toplam puan ortalamalarının karşılaştırılması verilmiştir (Tablo 4.3). EÖYÖ doğum sonu ön test toplam puan ortalamaları, arasındaki farkın istatistiksel açıdan önemli olmadığı saptandı. Bu çalışmada deney grubunun EÖYÖ son test toplam puan ortalamasının kontrol grubunda yer alan annelere oranla istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde arttığı belirlenmiştir (Tablo

45 4.3). Ayrıca bu araştırmada, biyolojik beslenme tekniği sonrası EÖYÖ toplam puan ortalaması grup içi değerlendirildiğinde deney grubunda elde edilen puan artışı tekniğin başarılı olduğunu göstermektedir (Tablo 4.3). Elde edilen bu veriler ‘‘Primiparlarda emzirmeye başlamada kullanılan biyolojik beslenme tekniği emzirme öz yeterlilik düzeyini etkiler’’ şeklindeki hipotezi doğrulamaktadır. Biyolojik beslenme tekniği kullanan anneler ilk emzirmeden itibaren olumlu emzirme deneyimi yaşamaktadır (18).

Bu olumlu emzirme deneyimi kadınların emzirme konusunda ilgisini, isteğini, öz güvenini artırır ve öz yeterliliğe pozitif katkısı olmaktadır (15). Biyolojik beslenme tekniği anne liderliğinde gerçekleşen bir emzirme davranışıdır (18). Kadın kontrolü elinde hissetmektedir ve bireysel olarak kendini başarılı olarak kabul etmektedir. Bu durum kadının öz yeterliliğini artırmaktadır (78). Emzirme öz yeterliliği artırmasıyla annenin emzirmeye ilişkin yetersizlik duygusu ve kaygılarının azaldığı düşünülmektedir.

Bu durum da annelerin emzirmeye ilişkin bilgi düzeylerini, emzirme öz yeterlilik algılarını ve emzirme becerilerini geliştirmede ve başarısını arttırmada etkili olmuştur (37).

46

6. SONUÇ VE ÖNERİLER

Primiparlarda emzirmeye başlamada kullanılan biyolojik beslenme tekniğinin emzirme başarısı ve öz yeterliliğe etkisini belirlemek amacıyla yürütülen bu araştırmada;

 Her iki grupta yer alan annelerin uygulama öncesi benzer emzirme başarısına sahip olduğu,

 Biyolojik beslenme tekniği sonrasında deney grubunda yer alan annelerin LATCH 8, 24 ve 48. saat puan ortalamalarının kontrol grubundaki annelere göre önemli düzeyde yükseldiği,

 Her iki grupta yer alan annelerin uygulama öncesi ön testte benzer emzirme öz yeterlilik düzeyine sahip olduğu,

 Biyolojik beslenme tekniği sonrasında deney grubunda yer alan annelerin emzirme öz yeterilik puan ortalamalarının kontrol grubundaki annelere göre önemli düzeyde yükseldiği saptanmıştır.

Sonuç olarak; primiparlarda emzirmeye başlamada kullanılan biyolojik beslenme tekniğinin emzirme başarısı ve öz yeterliliğini önemli ölçüde arttırdığı saptanmıştır. Bu sonuçlar doğrultusunda;

 Sezaryen sonrası primipar anneler için anne sütü ve biyolojik beslenme tekniği konusunda uygulamalı eğitimlere ihtiyaç vardır. Özellikle bebek dostu hastanelerde rutin emzirme eğitimi programı içeresine biyolojik beslenme tekniğinin dahil edilmesi ve doğallığın savunucusu olan ebelere biyolojik beslenme tekniği hakkında hizmet içi eğitimlerle ebelerin desteklenmesi önerilir.

Ayrıca, daha büyük örneklem gruplarının ele alındığı ve normal doğum yapan annelerin de çalışmaya dahil edildiği kapsamlı araştırmaların yürütülerek elde edilen karşılaştırılması önerilebilir.

47

KAYNAKLAR

1. Akyüz A, Kaya T, Nur Ş. Annenin emzirme davranışının ve emzirmeyi etkileyen durumların belirlenmesi. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 2007, 6(5): 331–5.

2. Sarper C. Spinal Anestezi ile Yapılan Sezaryen Doğumlarda Erken Ten Temasının, Emzirme Yeterliliğine Etkisi. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı .Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Başkent Üniversitesi, 2015.

3. Rouw E, Gartzen AV, WeiBenborn A.The importance of breastfeeding for the infant.

Bundesgesundheitsblatt Gesundheitsforschung Gesundheitsschutz 2018, 61(8):945-51.

4. Dennis C. The breastfeeding self‐efficacy scale: psychometric assessment of the short form. J Obstet Gynecol Neonatal Nurs. 2003, 32(6):734–44.

5. Tokat MA. Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Annelerin Emzirme Öz-Yeterlilik Algısına ve Emzirme Başarısına Etkisi. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği. Doktora Tezi, İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi, 2009.

6. World Health Organization (WHO). Essential nutrition actions: improving maternal, newborn, infant and young child health and nutrition, Geneva, Switzerland, 2013.

Erişim adresi: (http://apps.who.int/iris/bitstream/10665/84409 /1/9789241505550_

eng.pdf). Son Erişim tarihi: 18.03.2020.

7. Sağlık bakanlığı. Emzirme Danışmanlığı Uygulayıcı El Kitabı. 1.Baskı. Ankara, 2018:12-77

8. United Nations Children’s Fund (UNICEF). The state of the world's children 2014 in numbers: every child counts- revealing disparities, advancing children's rights, New York, 2014. Erişim: (http://www.unicef.org/eapro/EN-FINAL_FULL_REPORT.

pdf). Son Erişim Tarihi:10.05.2021.

9. Al Dasoqi K, Safadi R, Badran E, Sa’d Basha A, Jordan S, Ahmad M. Initiation and continuation of breastfeeding among Jordanian first-time mothers: A prospective cohort study. Int J Womens Health, 2018,10:571-7.

48 10. Özgüneş ZÖ. Annelere Verilen Emzirme Eğitiminin Başarılı Emzirmeye Etkisi.

Sağlık Bilimleri Ensititüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul:

Haliç Üniversitesi, 2019.

11. Kurnaz D. Erken Postpartum Dönemde Annelerin Emzirmeye İlişkin Tutum ve Başarılarını Etkileyen Faktörler. Sağlık Bilimler Enstitüsü, Ebelik Anabilim Dalı.

Yüksek Lisans Tezi, Aydın: Adnan Mederes Üniversitesi , 2014.

12. Yenal K, Tokat MA, Ozan YD, Çeçe Ö, Abalın FB. Annelerin Emzirme Öz-Yeterlilik Algıları ile Emzirme Başarıları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Hemşirelikte Eğitim ve Araştırma Dergisi 2013,10 (2): 14-9.

13. Hannula L, Kaunonen M, Tarkka MT. A systematic review of professional support interventions for breastfeeding. J Clin Nurs 2007, 17 (9): 1132-43

14. Meddya S, Fahy K, Kable A. Factors that positively influence breasfeeding duration to 6 months: Alitareture rewie. Women and Birth 2010,23:135-45.

15. Gökçeoğlu E. Annelerin Emzirme Özyeterlilikleri ile Sütün Yeterlilik Algısı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi, Erzurum: Atatürk Üniversitesi, 2014.

16. Kılcı H. Postpartum Erken Dönemde Emzirme Başarısı ile Postpartum Geç Dönem Emzirme Öz Yeterlilik ve Meme Sorunları Arasındaki İlişki. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ebelik Anabilimdalı. Yüksek Lisans Tezi, Aydın: Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, 2014.

17. Otsuka K, Dennis CL, Tatsuoka H et al. The relationship between breastfeeding self-efficacy and perceived insufficient milk among Japanese mothers. JOGNN, 2008, 37:

546-55.

18. Colson S. Biological nurturing; İnstinctual Breastfeeding. Foreword by Kerstin Uvnas Moberg; 2nd revised and uodated edition, London, Pinter & Martin, 2018:

4-148.

49 19. Milinco M, Travan L , Cattaneo A , Knowles A , Sola MV , Causin E , Cortivo C ,

Degrassi M , Tommaso FD, Verardi G, Dipietro L , Piazza M, Scolz S , Rossetto M, Ronfani L and for the Trieste BN (Biological Nurturing) Investigators. Effectiveness of biological nurturing on early breastfeeding problems: a randomized controlled trial. Int Breastfeed J 2020,15:2-10.

20. Goyal CR, Banginwar SA, Ziyo F, Toweir AA. Breastfeeding practices: Positioning, attachment (latch-on) and effective suckling- A hospital-based study in Libya. J Family Community Med 2011 , 18(2): 74-9.

21. Colson S. Biological nurturing: the laid-back breastfeeding revolution. Int Midwife, 2012,101:9–11.

22. Onat G. Doğal doğumdan sonra doğal emzirmenin üç bileşeni; Memeye Emekleme, Kanguru Bakımı, Biyolojik Beslenme. HEAD 2015,12(2): 78-84.

23. Colson S. Maternal breastfeeding positions: Have we go it right? Pract Midwife 2005, 8(11):29-32.

24. Gönenli S, Kocatürk AA, Çalık KY. Normal Doğum Yapan Primipar Annelerin Erken Doğum Sonu Dönemde Emzirme Başarısı ve Etkileyen Faktörler. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi 2019, 28 (3): 191-200.

25. Yanıkkerem E, Ay S, Göker A. Primipar ve Multipar Gebelerin Emzirme Tutumu ve Yaşadıkları Endişeler. Van Tıp Dergisi,2014, 21(1): 6-16.

26. Pehlivan N. Emzirme Pozisyonlarının Emzirme Başarısına Etkisi. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Kadın Sağlığı Ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı. Yüksek lisans tezi, İzmir ; Ege Üniversitesi 2019.

27. Zhang F, Cheng J, Yan S, Wu H ve Bai T, Early Feeding Behaviors and Breastfeeding Outcomes After Cesarean Section. Breastfeed Med. 2018,14(5):325-33 .

28. Turan A, Bozkurt G. Effects of Delivery Method on Breastfeeding Success in Primiparous Mothers. Arch Health Sci Res 2020, 7 (1): 60-5.

29. Gölbaşı Z, Koç G. Kadınların postpartum ilk 6 aylık süredeki emzirme davranışları ve prenatal dönemdeki emzirme tutumunun emzirme davranışları üzerindeki etkisi.

Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Dergisi, 2008, 16–31.

50 30. Tornese G, Ronfani L, Pavan C, Demarini S, Monasta L, Davanzo R. Does the LATCH score assessed in the first 24 hours after delivery predict non-exclusive breastfeeding at hospital discharge. Breastfeed Med 2012,7(6): 423-30.

31. Klaus MH, JH Kennel. Maternal –İnfant bonding: The Impact of Early Seperation or Loss on Family Development. 1. Amerikalı ed. St Louis, MI: Mosby. 1976:257.

32. Dyson L, McCormick FM, Renfrew MJ. Interventions for promoting the initiation of breastfeeding. NHS 2006, 10(7): 726–32.

33. Öztürk R. Antenatal Dönemde Verilen Anne Sütü ve Emzirme Eğitiminin Emzirme Başarısına ve Emzirme Özyeterliliğine Etkisi. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi, Balıkesir, Balıkesir Üniversitesi, 2018.

34. Bayram F. Postpartum Dönemdeki Annelerin Anne Sütünün Önemi Hakkında Bilgi Düzeylerinin İncelenmesi. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Doğum Ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi, Afyon: Afyon Kocatepe Üniverstesi, 2006.

35. Turfan EÇ, Akçiçek E, Ekşioğlu Başgün A. Anne sütü ve Emzirme, 2. Baskı. Ankara ,Vize yayıncılık, 2018:87-114

36. Taşkın L. Doğum ve Kadın Sağlığı Hemşireliği. 13. Baskı. Ankara, Akademisyen Tıp Kitabevi, 2016: 498-500.

37. Arslan H, Simülasyon Temelli Emzirme Eğitiminin Kadınların Emzirme Başarısına, Emzirme Özyeterliliğine, Emzirmeye İlişkin Tutum ve Bilgi Düzeyine Etkisinin Değerlendirilmesi. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı. Yüksek lisans tezi, Sakarya: Sakarya Üniversitesi.2020.

38. Kamiş F. Aile Sağlığı Merkezine Başvuran 18-49 Yaş Üreme Çağındaki Kadın Hastaların Anne Sütü ve Emzirme Hakkında Bilgi Düzeyi ve Emzirme Tutumlarının Değerlendirilmesi. Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Aile Hekimliği Kliniği. Tıpta Uzmanlık Tezi, İstanbul: Sağlık Bilimleri Üniversitesi 2020.

39. Martin CR, Ling RP, Blackburn GL. Review of Infant Feeding: Key Features of Breast Milk and Infant Formula. Nutrients 2016 , 8(5): 279.

51 40. Mızrak B. Emzirme Motivasyonu Ölçeğinin Türkçeye Uyarlanması, Emzirme Motivasyonunu Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hemşirelik Anabilim Dalı. Doktora Tezi, Eskişehir: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, 2017.

41. Lawrence A R, Lawrence RM. Physiology of Lactation.Breastfeeding; A Guıde For The Medıcal Professıon. 8 nd Edition, Florida, Elsevier, 2016: 84-9.

42. Schack NL, Michaelsen KF. Breast feeding and future health. Curr Opin Clin Nutr Metab Care 2006,9(3): 289–96.

43. Di Benedetto MG, Bottanelli C, Cattaneo A, Pariante CM, & Borsini A. Nutritional and immunological factors in breast milk: a role in the intergenerational transmission from maternal psychopathology to child development. Brain Behav Immun 2020, 85:

57-68.

44. Örsdemir Ç. Doğum Sonu Dönemde Annelerin Emzirmeye İlişkin Bilgileri ve

44. Örsdemir Ç. Doğum Sonu Dönemde Annelerin Emzirmeye İlişkin Bilgileri ve