• Sonuç bulunamadı

2. GEREÇ ve YÖNTEM

2.5. Verilerin Analiz

Deneklerin ölçümlerinden elde edilen değiĢkenler ortalama ve standart sapma olarak verilmiĢtir. Normallik dağılımı Shapiro-Wilk Testi ile gerçekleĢtirilmiĢtir. Deney ve kontrol grubunun gruplar arası ön test-son test karĢılaĢtırılmasında Independent Samples t-Testi ve Mann Whitney U Testi, grup içi ön test-son test karĢılaĢtırması için ise Paired Samples t-Testi ve Wilcoxon Z Testi uygulanmıĢtır. Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde SPSS for Windows 18.0 paket programı kullanılmıĢtır. Tüm testler iki yönlü olarak uygulanmıĢ ve sonuçlar 0,05 anlamlılık düzeyinde, % 95 güven aralığında değerlendirilmiĢtir.

32

3. BULGULAR

AraĢtırmaya daha önce aktif olarak spor yapmamıĢ toplamda 34 sedanter bayan (deney grubu=17, kontrol grubu=17) gönüllü olarak katılmıĢtır. Yapılan araĢtırmada deneklerden antrenman öncesi ve sonrası alınan deri kıvrım kalınlığı, çevre ölçümü, VY% ve denge ölçüm değerleri incelendiğinde aĢağıdaki bulgular elde edilmiĢtir.

Çizelge 3.1. AraĢtırmaya katılan deneklerin fiziksel özellikleri.

DeğiĢkenler Gruplar N Ortalama ± Ss

YaĢ (yıl) Deney Grubu 17 21,82 ± 1,91

Kontrol Grubu 17 21,94 ± 1,34

Boy Uzunluğu (cm) Deney Grubu 17 161,68 ± 6,02

Kontrol Grubu 17 161,32 ± 5,07

Deney grubunu oluĢturan bireylerin yaĢ ortalaması 21,82 ± 1,91 yıl, boy uzunluğu ortalaması 161,68 ± 6,02 cm ve vücut ağırlığı ortalaması 62,92 ± 8,81 kg olarak tespit edilmiĢtir. Kontrol grubunu oluĢturan bireylerde ise yaĢ ortalaması 21,94 ± 1,34 yıl, boy uzunluğu ortalaması 161,32 ± 5,07 cm ve vücut ağırlığı ortalaması 56,01 ± 56,01 kg olarak belirlenmiĢtir.

Deney ve kontrol grubunun ön test-son test boy uzunluğu (t = 0,188; p > 0,05) ve yaĢ (t = -0,208; p > 0,05) değerleri bakımından istatistiksel farklılığa rastlanmamıĢtır. Çizelge 3.1 ve 3.2‟de çalıĢmaya katılan tüm bireyler için yaĢ, boy uzunluğu, vücut ağırlığı ve VKĠ ortalama değerleri görülmektedir (ġekil 3.1).

Çizelge 3.2. AraĢtırmaya katılan deneklerin vücut ağırlıkları (kg) ve VKĠ (kg/m2

) değerleri.

Ön Test Son Test DeğiĢkenler Gruplar Ortalama ± Ss Ortalama ± Ss Vücut Ağırlığı (kg) Deney Grubu 62,92 ± 8,81 b 63,67 ± 9,02 ab

Kontrol Grubu 56,01 ± 5,25 56,40 ± 5,52 VKĠ (kg/m2

) Deney Grubu 23,81 ± 2,78 24,14 ± 3,07 b Kontrol Grubu 21,91 ± 3,09 21,81 ± 2,79

a

33 ġekil 3.1. Antrenman öncesi ve sonrası vücut ağırlığı (kg) ve VKĠ (kg/m2).

Çizelge 3.2‟de görüldüğü gibi deney ve kontrol grubu vücut ağırlığı ön test ortalama değerleri (t = 2,675; p < 0,05) ve son test ortalama değerleri arasında anlamlı farklılık (t = 2,727; p < 0,05) bulunmuĢtur. Deney grubu ön test-son test vücut ağırlığı (kg) ortalama değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık (t = -3,161; p < 0,05) görülürken, kontrol grubu ön test-son test değerleri arasında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıĢtır (t = -1,708; p > 0,05). VKĠ yönünden deney ve kontrol gruplarının ön test değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık (t = 1,818; p > 0,05) görülmezken, VKĠ son test ölçümlerinin deney ve kontrol grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklı olduğu tespit edilmiĢtir (t = 2,248; p < 0,05). Deney grubunda VKĠ‟nin antrenman öncesine göre anlamlı düzeyde farklı olmadığı görülmüĢtür (t = -1,312; p > 0,05). Kontrol grubunda da VKĠ (t = 0,529) ön test-son test değerleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılığa rastlanmamıĢtır (p > 0,05).

Çizelge 3.3. Vücut ağırlığı ve VKĠ ön test ve son test fark ortalamalarının karĢılaĢtırılması.

DeğiĢkenler Gruplar Fark Ortalaması Std. Sapma

Vücut Ağırlığı Deney Grubu -0,75 0,91

Kontrol Grubu -0,39 0,92

VKĠ (kg/m2

) Deney Grubu -0,33 0,98

34 Deneklerin ön test-son test arasındaki vücut ağırlığı ve VKĠ farkları Çizelge 3.3‟de verilmiĢtir. Vücut ağırlığı farklarının deney ve kontrol grupları arasında benzer olduğu görülmektedir (t = -1,069; p>0,05). VKĠ (U = 97,000; p > 0,05) fark ortalamasının ise deney ve kontrol grubu arasında anlamlı düzeyde farklı olmadıkları belirlenmiĢtir.

Çizelge 3.4. Deney ve kontrol gruplarının ön test-son test deri kıvrım kalınlığı (mm) ve VY% ortalama değerleri.

Ön Test Son Test

DeğiĢkenler Gruplar Ortalama ± Ss Ortalama ± Ss Biceps (mm) Deney Grubu 10,13 ± 3,02 7,48 ± 2,31a

Kontrol Grubu 8,75 ± 4,40 8,55 ± 3,77 Triceps (mm) Deney Grubu 20,03 ± 4,06 17,46 ±4,08a Kontrol Grubu 18,01 ± 4,50 18,03 ± 4,59 Subscapular (mm) Deney Grubu 13,18 ± 3,70 12,89 ± 3,56a Kontrol Grubu 11,24 ± 5,06 11,08 ± 4,82 Suprailliac (mm) Deney Grubu 15,33 ± 5,13 13,05 ±3,84a

Kontrol Grubu 15,38 ± 6,05 15,23 ± 5,62 Chest (mm) Deney Grubu 11,95 ± 6,03 8,94 ± 4,16a

Kontrol Grubu 9,73 ± 6,01 8,90 ± 4,81 Thigh (mm) Deney Grubu 33,69 ± 5,76 30,76 ± 6,18a Kontrol Grubu 31,56 ± 8,32 31,26 ± 8,10 Abdominal (mm) Deney Grubu 23,19 ± 5,74 20,22 ±5,50a

Kontrol Grubu 21,88 ± 8,00 21,93 ±8,09

VY% Deney Grubu 28,13 ± 2,90 26,76 ± 3,03a

Kontrol Grubu 26,10 ± 4,72 26,03 ± 4,71

a

35 ġekil 3.2. Antrenman öncesi ve sonrası deri kıvrım kalınlıkları ve VY%.

Antrenman öncesi deney ve kontrol grubu deri kıvrım kalınlığı ve VY% Çizelge 3.4‟te gösterilmiĢtir (ġekil 3.2). Deri kıvrım kalınlığı ve VY% yönünden deney ve kontrol gruplarının ön test değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık (biceps için t = 1,043; p > 0,05, triceps için t = 1,301; p > 0,05, subscapular için t = 1,276; p > 0,05, suprailliac için t = -0,021; p > 0,05, göğüs için U = 94,500; p > 0,05, thigh için t = 0,868; p > 0,05, abdominal için t = 0,514; p >0,05) ve VY% için t= 1,402; p > 0,05) görülmezken; sekiz hafta boyunca haftada 3 gün 60 dakika olarak uygulanan elastik bant antrenmanları sonucunda son test değerleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır (Biceps için t = -0,977; p > 0,05, triceps için t = - 0,358; p > 0,05, subscapular için t = 1,251; p > 0,05, suprailliac için t = -1,250; p > 0,05, göğüs için U = 113,500; p > 0,05, thigh için t = -0,200; p > 0,05, abdominal için t = -0,675; p > 0,05, VY% için 0,500; p > 0,05).

Diğer taraftan deney grubu biceps (t = 6,555), triceps (t = 5,387), subscapular (t = 3,057), suprailliac (t = 3,304), göğüs (Z = -3,576), thigh (t = 4,060), abdominal (t = 4,016) ve VY% (t = 4,813) son test ölçüm değerlerinde anlamlı düzeyde düĢüĢ tespit edilmiĢtir (p < 0,05). Kontrol grubunda; biceps (t = 0,453), triceps (t = -0,099), subscapular (t = 0,614), suprailliac (t = 0,348), göğüs (t = 1,131) , thigh (t = 1,127),

36 abdominal (t = -0,099) deri kıvrım kalınlıkları ve VY% (t = 0,420) ön test-son test değerleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılığa rastlanmamıĢtır (p > 0,05). Çizelge 3.5. Deri kıvrım kalınlıklarına (mm) ait ön test ve son test fark ortalamaları.

DeğiĢkenler Gruplar Fark Ortalaması ± Ss Biceps (mm) Deney Grubu 2,64 ± 1,61a

Kontrol Grubu 0,19 ± 1,77 Triceps (mm) Deney Grubu 2,56 ± 1,78a Kontrol Grubu -0,02 ± 0,98 Subscapular (mm) Deney Grubu 0,29 ± 0,39 Kontrol Grubu 0,16 ± 1,11 Suprailliac (mm) Deney Grubu 2,28 ± 2,67a Kontrol Grubu 0,14 ± 1,65 Chest (mm) Deney Grubu 3,02 ± 2,68a Kontrol Grubu 0,83 ± 2,83 Thigh (mm) Deney Grubu 2,93 ± 2,98a Kontrol Grubu 0,31 ± 1,12 Abdominal (mm) Deney Grubu 2,97 ± 2,86a Kontrol Grubu -0,05 ± 1,82 VY% Deney Grubu 1,37 ± 1,06a Kontrol Grubu 0,07 ± 0,69

a Kontrol grubundan istatistiksel olarak farklıdır (p < 0,05).

Deri kıvrım kalınlıkları ön test ile son test ortalamaları arasındaki farkların karĢılaĢtırılması Çizelge 3.5‟de görülmektedir. Biceps (U = 17,500; p < 0,05), triceps (t = 4,864; p < 0,05), suprailiac (t = 2,697; p < 0,05), göğüs (U = 32,000; p < 0,05), thigh (U = 32,00; p < 0,05), abdominal (U = 19,000; p < 0,05) deri kıvrım kalınlıkları ve VY%‟nin (U = 27,000; p < 0,05) deney ve kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklı oldukları tespit edilmiĢtir. Subscapular (U = 92,500; p > 0,05) deri kıvrım kalınlığı fark ortalamasının ise deney ve kontrol grubu arasında anlamlı düzeyde farklı olmadıkları belirlenmiĢtir.

37 Çizelge 3.6. Gruplara göre çevre ölçümlerinin (cm) ortalama değerlerinin ön test ve son test karĢılaĢtırması.

Ön Test Son Test

DeğiĢkenler Gruplar Ortalama ± Ss Ortalama ± Ss

Bel (cm) Deney Grubu 75,47 ± 7,58 76,65 ± 7,59a

Kontrol Grubu 72,47 ± 5,72 72,38 ± 5,23

Kalça (cm) Deney Grubu 101,0 ± 10,13 102,0 ± 9,28

Kontrol Grubu 98,03 ± 5,71 97,68 ± 5,30 Üst kol (cm) Deney Grubu 28,06 ± 3,19 28,88 ± 3,24a

Kontrol Grubu 27,29 ± 2,61 27,09 ± 2,58

Uyluk(cm) Deney Grubu 56,90 ± 4,90 57,83 ± 5,45b

Kontrol Grubu 53,68 ± 5,88 53,44 ± 5,39

Omuz (cm) Deney Grubu 93,75 ± 3,44 94,22 ± 4,35

Kontrol Grubu 93,53 ± 4,51 93,13 ± 3,50

Göğüs (cm) Deney Grubu 90,94 ± 4,88 90,56 ± 5,41

Kontrol Grubu 88,26 ± 4,43 88,21 ± 3,81 Baldır (cm) Deney Grubu 36,50 ± 3,57 37,32 ± 3,41ab

Kontrol Grubu 35,08 ± 2,78 35,03 ± 2,68

a

Ön teste göre anlamlı farklılık vardır (p < 0,05). bKontrol grubuna göre anlamlı farklılık vardır (p < 0,05).

38 Deney ve kontrol grubunun antrenman öncesi ön test çevre ölçümleri karĢılaĢtırıldığında (Çizelge 3.6, ġekil 3.3); deney ve kontrol grupları arasında ön test bel (U = 121,000), kalça (t = 1,046), üst kol (t = ,765), uyluk (t = 1,672), omuz (t = ,154), göğüs (t = 1,650) ve baldır (t = 1,291) değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığa rastlanmamıĢtır (p > 0,05). Bunun yanı sıra, antrenman sonrasında elde edilen son test çevre ölçümleri deney ve kontrol grupları arasında karĢılaĢtırıldığında; uyluk (t = 2,290) ve baldırda (t = 2,180) anlamlı farklılık tespit edilirken (p < 0,05), bel (U = 106,000), kalça (t = 1,656), üst kol (t = 1,788), omuz (t = ,783) ve göğüs (t = 1,454) çevreleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılığa rastlanmamıĢtır (p > 0,05).

Çevre ön test-son test ortalama ölçüm değerleri karĢılaĢtırıldığında deney grubunun bel (Z = -2,544; p < 0,05), üst kol (t = -3,926; p < 0,05) ve baldır (t = - 5,144; p < 0,05) bölgelerinde istatistiksel açıdan anlamlı bir artıĢ görülürken kalça (t = -1,530), uyluk (t = -1,635), omuz (t = -1,269) ve göğüs (t = 1,083) bölgelerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık görülmemiĢtir (p > 0,05). Kontrol grubunun ön test - son test çevre ölçüm değerleri incelendiğinde istatistik açıdan anlamlı bir farklılık (p > 0,05) görülmemiĢtir (bel için Z = -,410; kalça için t = 1,031; üst kol için t = 1,198; uyluk için t = ,566; omuz için t = ,754; göğüs için t = ,122; baldır için t = ,320).

Çevre ölçümleri ön test ile son test ortalamaları arasındaki farkların karĢılaĢtırılması Çizelge 3.7‟de görülmektedir. Bel (U = 83,500; p < 0,05), kalça (U = 79,000; p < 0,05) üst kol (U = 49,500; p < 0,05) ve baldır (U = 42,500; p < 0,05) çevresi farkları deney ve kontrol grubu arasında anlamlı düzeyde farklı bulunmuĢtur. Uyluk (U = 94,500; p > 0,05), omuz (U = 104,00; p < 0,05) ve göğüs (U = 99,000; p > 0,05) çevresi farklarının ise deney ve kontrol grubu arasında anlamlı düzeyde farklı olmadıkları belirlenmiĢtir.

39 Çizelge 3.7. Vücut çevre ölümlerinin (cm) ön test ve son test ortalama farkları.

DeğiĢkenler Gruplar Fark Ortalaması ± Ss

Bel (cm) Deney Grubu -1,18 ± 1,67 a

Kontrol Grubu 0,09 ± 1,83

Kalça (cm) Deney Grubu -1,00 ± 2,61 a

Kontrol Grubu 0,35 ± 1,41

Üst kol (cm) Deney Grubu -0,82 ± 0,86 a

Kontrol Grubu 0,21 ± 0,71

Uyluk(cm) Deney Grubu -0,93 ± 2,21

Kontrol Grubu 0,24 ± 1,71

Omuz (cm) Deney Grubu -0,47 ± 1,48

Kontrol Grubu 0,41 ± 2,15

Göğüs (cm) Deney Grubu 0,38 ± 1,38

Kontrol Grubu 0,06 ± 1,98

Baldır (cm) Deney Grubu -0,82 ± 0,66 a

Kontrol Grubu 0,05 ± 0,68

a

Kontrol grubundan istatistiksel olarak farklıdır (p < 0,05).

Çizelge 3.8. Gruplara göre denge skorlarının ortalama değerlerinin ön test ve son test karĢılaĢtırması.

Ön Test Son Test

DeğiĢkenler Gruplar Ortalama ± Ss Ortalama ± Ss

GA Denge Deney Grubu 2,54 ± 1,22 1,48 ± ,64a

Kontrol Grubu 2,09 ± ,91 1,95 ± ,71

GK Denge Deney Grubu 2,56 ± ,65 2,06 ± ,59a

Kontrol Grubu 2,96 ± ,70 3,05 ± ,95b LOS (sn) Deney Grubu 56,81 ± 11,58 48,94 ± 7,86a

Kontrol Grubu 62,31 ± 13,70 55,38 ± 10,90

a

40 ġekil 3.4. Elastik direnç bant antrenmanı öncesi ve sonrası denge skorları.

Denge skorlarının ön test ile son test ortalama değerlerini gösteren Çizelge 3.8 incelendiğinde deney ve kontrol grubunun antrenman öncesi denge skorlarında anlamlı farklılık olmadığı (GA Denge için U = 90,500; p > 0,05, GK Denge için U = 76,500; p > 0,05, LOS için U = 95,000; p > 0,05), grupların antrenman öncesinde denge skorları açısından benzer oldukları görülmüĢtür. Antrenman sonrası deney ve kontrol grupları arasında GK Denge skorunda istatiksel olarak anlamlı farklılığa rastlanmıĢtır (U = 37,000; p < 0,05). GA Denge skoru (U = 65,000; p > 0,05) ve LOS (U = 85,500; p > 0,05) ortalamalarında istatistiksel farklılık görülmemiĢtir.

Direnç bant antrenmanına katılan deney grubunun son test GA Denge skoru (Z = -2,984), GK Denge skorunda (Z = -1,994; p < 0,05) ve LOS (Z = -3,215) ortalamalarında antrenman öncesine göre istatistiksel olarak anlamlı bir azalma tespit edilmiĢtir. Direnç antrenmanına katılmayan kontrol grubunun ön test-son test GA Denge skoru (Z = -,393), GK Denge skoru (Z = -,256) ve LOS (Z -1,735) değerlerinde anlamlı bir farklılığa (p > 0,05) rastlanmamıĢtır (ġekil 3.4).

Denge performansının incelendiği parametrelerin ön test ile son test ortalamaları arasındaki farkların karĢılaĢtırılması Çizelge 3.9‟da görülmektedir. GA Denge (U = 51,500; p < 0,05) ve GK Denge (U = 79,500; p < 0,05) skorları arasındaki farkların karĢılaĢtırılmasında deney ve kontrol grupları arasında

41 istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmiĢtir. LOS testi (U = 118,500; p > 0,05) ön test-son test farklarında ise deney ve kontrol grupları arasında anlamlı farklılık olmadığı saptanmıĢtır.

Çizelge 3.9. Denge skorlarının ön test ve son test ortalama farkları.

DeğiĢkenler Gruplar Ortalaması Fark Std. Sapma U p

GA Denge Deney Grubu 1,06 1,15 51,500 0,011*

Kontrol Grubu 0,13 0,61

GK Denge Deney Grubu 0,51 0,92 79,500 0,042*

Kontrol Grubu -0,09 0,87

LOS (sn) Deney Grubu 7,88 6,67 118,50 0,724 Kontrol Grubu 6,94 13,14

42

4. TARTIġMA

Bu araĢtırmada sedanter bayanlarda elastik direnç antrenmanlarının vücut kompozisyonu ve postüral kontrol üzerine etkileri incelenmiĢtir. Vücut kompozisyonuna yönelik olarak vücut ağırlığı, VKĠ, deri kıvrım kalınlıkları ve çevre ölçümleri değerlendirilmiĢ, postüral kontrol performansına yönelik olarak da gözler açık ve gözler kapalı denge skorları ile stabilite sınırları incelenmiĢtir.

Direnç antrenmanları çeĢitli ekipmanlar kullanılarak uygulanmaktadır. Direnç antrenman programlarına baĢlarken ağırlık makinalarının kullanımının ideal olacağı bildirilmektedir (ACSM 2002). Ancak ağırlık makinaları ile çalıĢmak tesis ve finansal kaynak gerektirmektedir. Halkın bu makinalara ulaĢması ya da evde kullanım olanakları bakımından ağırlık makinalarının kullanımının en ideal seçenek olup olmadığı tartıĢmalıdır (Colado ve Triplett 2008). Ağırlık makinalarına göre daha ekonomik, daha eriĢilebilir ve her yerde kullanılabilir olması nedeniyle elastik bantlar gibi elastik direnç araçları kassal kondisyonun geliĢtirilmesi için kullanımı artmaktadır (Hostler ve ark 2001, Thomas ve ark 2005). Konsantrik ve eksantrik kasılmalar ile egzersizlerin daha geniĢ bir hareket aralığında yapılmasına izin veren elastik direnç bantları (Paterson ve ark 2001) düĢük veya yüksek yoğunluklu eforlar için geniĢlik ve sertliğinin (direnç düzeyinin) değiĢebilmesi ile daha güvenli ve kontrollü bir Ģekilde egzersiz yapmaya olanak tanır (ACSM 2014, Kraemer ve ark 2001).

Bu çalıĢma farklı direnç özelliklerine sahip elastik bantlar kullanılarak gerçekleĢtirilmiĢtir. Birçok araĢtırmada elastik direnç bantlarla yapılan antrenmanın etkileri incelenmiĢtir ancak yoğunlukla rehabilite amacıyla orta ve ileri yaĢ gruplarında uygulanmıĢtır (Colado ve ark 2012, Colado ve Triplett 2008, Egana ve ark 2010, Han ve ark 2009).

AraĢtırmada uygulanan 8 haftalık direnç antrenmanlarının vücut ağırlığında artıĢa neden olduğu görülürken antrenman öncesi ile sonrasında elde edilen vücut ağırlığı farklarının benzer olduğu görülmektedir. VKĠ‟nin ise antrenman sonrasında değiĢim göstermediği, vücut ağırlığı artıĢına bağlı olarak antrenman sonrası kontrol grubundan daha yüksek olduğu görülmektedir. VKĠ‟nin antrenman öncesi ile sonrasındaki değiĢimini iĢaret eden fark ortalamalarının benzer olduğu göz önünde

43 bulundurulduğunda 8 haftalık direnç bandı egzersizlerinin VKĠ‟ni etkilemediği söylenebilir.

Elastik direnç bandı ile uygulanan 8 haftalık çalıĢmanın deri kıvrım kalınlıklarına etkisi incelendiğinde; 7 bölgeden elde edilen deri kıvrım kalınlıklarının tamamında azalma tespit edilmiĢtir. Bu sonuca paralel olarak sedanter bayanların VY%‟inde de azalma görülmüĢtür. Bu sonuçlara göre elastik direnç bant antrenmanlarının deri kıvrım kalınlığı ve VY%‟ni azaltabileceği düĢünülmektedir.

Colado ve Triplett (2008) haftada 2 kez uygulanan 10 haftalık elastik direnç bandı egzersiz programı sonrasında orta yaĢlı bayanlarda yağsız vücut kütlesinde artıĢ ve yağ kütlesinde azalma olduğunu bildirmiĢlerdir. AraĢtırmacılar benzer bulguların ağırlık makinaları ile yapılan egzersiz sonrasında da elde etmiĢler ve elastik direnç bandı kullanılarak uygulanan egzersiz programının ağırlık makinalarına benzer adaptasyonlara sebep olduğuna iĢaret etmiĢlerdir.

Colado ve ark (2009) postmenapozdaki kadınlarda 24 hafta süren elastik direnç bandı ile akuatik egzersizlerin sağlık ve fitness üzerindeki etkilerini karĢılaĢtırmıĢlardır. AraĢtırma bulgularına göre antrenman sonunda postmenapozdaki kadınların yağsız vücut kütlesinde artıĢ, VKĠ‟inde ise azalma olduğu görülmüĢtür. Diğer bir araĢtırmada 12 haftalık elastik direnç bandı egzersizlerinin postmenopozal kadınlarda vücut ağırlığını ve VKĠ‟ni değiĢtirmediği, yağsız vücut kütlesini ise artırdığını bildirilmiĢtir (Egana ve ark 2010).

AraĢtırmalar direnç antrenmanlarının toplam yağ kütlesinin (Castaneda ve ark 2002, Dunstan ve ark 2002) ve abdominal yağ miktarını azalttığını iĢaret etmektedir (Ibanez ve ark 2005).

LeCheminant ve ark (2012) yapmıĢ oldukları çalıĢmada ise 60 sağlıklı kadında doğum sonrası direnç antrenmanın vücut kompozisyonu üzerinde değiĢiklik oluĢturmadığını bildirmiĢlerdir.

Afrika ve Amerika‟da Ģehirde yaĢayan 22 yaĢlı kadın (62-94 yaĢ arası) üzerinde dambıl ve elastik bant egzersizinin etkilerinin incelendiği çalıĢmada elastik direnç bantları (üst ve alt vücut) ve dambıl (üst gövde) kullanılarak sandalye

44 merkezli olarak uyguladıkları egzersizlerin vücut kütle indeksine herhangi bir etkisi olmamıĢtır (Rogers ve ark 2002).

Colado ve ark (2009) postmenapozdaki kadınlarda 24 hafta süren elastik direnç bandı ile akuatik egzersizlerin sağlık ve fitness üzerindeki etkilerini inceledikleri araĢtırma sonucunda yağ kütlesinde azalma olduğunu bildirmiĢlerdir.

YaĢlı kadınlarda gerçekleĢtirilen bir araĢtırmada; 12 haftalık direnç bandı egzersizlerinin VY%‟ni azalttığı rapor edilmiĢtir (Egana ve ark 2010).

Bu araĢtırmanın sonuçlarına paralel olarak elastik direnç bant antrenmanlarının yağsız vücut kütlesinde artıĢa sebep olduğu ve vücut yağ yüzdesini azalttığı söylenebilir. Literatürdeki araĢtırmalarda farklı sonuçlar elde edildiği görülmektir. Bu araĢtırmalarda farklı yaĢ kategorilerinden bireylerin incelenmiĢ olması, uygulanan antrenman süreleri ve haftalık antrenman sayıları, elastik bandı direnç seviyelerinin ve yüklenme yoğunluklarının çok farklılık göstermesi nedeniyle ortak bir sonuca ulaĢılamadığı düĢünülmektedir.

Uygulanan elastik direnç antrenmanları sonucunda bel, üst kol ve baldır çevresinde artıĢ görülmüĢtür. Antrenman öncesi ile sonrası arasındaki fark değerlerinin egzersiz grubunda daha yüksek olması dikkate alındığında; bel, kalça, üst kol ve baldır çevresinin direnç bandı antrenmanlarının sonucunda artıĢ gösterdiği söylenebilir. Diğer taraftan direnç bandı egzersizlerinin uyluk, omuz ve göğüs çevresinde değiĢime neden olmadığı görülmektedir.

Postmenapozdaki kadınlara uygulanan 24 haftalık elastik direnç bandı ile akuatik egzersizlerin sağlık ve fitness üzerindeki etkilerinin karĢılaĢtırıldığı araĢtırma bulgularına göre antrenman sonunda postmenapozdaki kadınların bel çevresinde azalma olduğu görülmüĢtür (Colado ve ark 2009). Bayanlarda yapılan diğer bir araĢtırmada ise doğum sonrası direnç antrenmanın vücut kompozisyonu üzerinde değiĢiklik oluĢturmadığı bildirilmiĢtir (LeCheminant ve ark 2012).

Adolesan kızlarda hem serbest ağırlık ile hem de elastik direnç bandı kullanılarak gerçekleĢtirilen 8 haftalık antrenmanların yağsız vücut kütlesini artırdığı, bel çevresinde ise anlamlı değiĢim görülmediği bildirilmiĢtir (Lubans ve ark 2010).

45 12 haftalık direnç bant antrenmanı sonrasında 45-65 yaĢ arası bayanlarda üst vücut, gövde ve toplam vücut kas kütlesinde artıĢ olduğu, alt vücut kas kütlesinde ise farklılık olmadığı bildirilmiĢtir (Kwon ve ark 2010).

Literatürde elastik direnç bandı antrenmanlarının vücut çevre ölçümlerine etkisini inceleyen yeterli sayıda araĢtırma olmadığı görülmektedir. Mevcut araĢtırmalarda ise elastik direnç antrenmanlarının bel çevresinde azalma olduğu (Colado ve ark 2009) ya da değiĢim olmadığı (Lubans ve ark 2010) veya vücut kompozisyonuna etkisi olmadığı (LeCheminant ve ark 2012) bildirilmektedir. Bu araĢtırmanın bulguları incelendiğinde; deneklerin deri kıvrım kalınlıklarının ve vücut yağ yüzdesinin azaldığı, vücut ağırlığı ve VKĠ‟nde değiĢim gözlenmediği dikkate alındığında direnç bandı egzersizlerinin yağsız vücut kütlesini arttırması ile paralel olarak bazı çevre ölçümlerinde de artıĢın olabileceği söylenebilir. Bu araĢtırmada deney grubunun yaĢ ortalaması 21,82 yıl ve VKĠ ortalaması 23,81 kg/m2‟dir. Kas

kütlesindeki kayıpların 30-40‟lı yaĢlarda baĢladığı, yaĢ ilerledikçe devam ettiği ve bu durumun tersi olarak vücut yağ oranının arttığı bilinmektedir. Bu nedenle aynı vücut kitle indeksine sahip yaĢlı bireyler gençlere göre daha fazla yağ oranına sahip oldukları görülebilir (Rakıcıoğlu 2012). Literatürdeki araĢtırmaların ağırlıklı olarak orta yaĢ veya yaĢlı bayanlarda ya da fazla kilolu veya obez bayanlarda yapıldığı görülmektedir. Diğer araĢtırmalardan farklı sonuçların bulunmasının bu araĢtırmada incelenen deneklerin yaĢ ve VKĠ ortalamalarından kaynaklanabileceği düĢünülmektedir.

Elastik direnç bandı antrenmanlarının denge performansına etkisi incelendiğinde; gözler açık denge, gözler kapalı denge ve salınım sınırlarının çalıĢma sonrasında azalma gösterdiği yani deneklerin postüral kontrol performanslarının artıĢ gösterdiği görülmektedir.

Bu araĢtırmanın bulgularına paralel olarak Han ve ark (2009) 4 hafta süren elastik direnç egzersizleri sonrasında bayan ve erkeklerde denge performansının geliĢtiğini bildirmiĢtir. Bu geliĢimin egzersizlerin bırakılmasından sonra 4 haftaya görüldüğü vurgulanmıĢtır.

Direnç antrenmanın (21 hafta haftada 2 kez) yaĢlı kadın ve erkeklerde kuvvet üretimi, yürüyüĢ, statik ve dinamik denge üzerine uzun süreli etkilerinin incelendiği

46 bir araĢtırmada, ilk ve son test ölçümleri arasında anlamlı fark bulunmuĢ; statik- dinamik denge ve yürüyüĢ geliĢtirilmiĢtir (Holviala ve ark 2014).

AltmıĢ beĢ yaĢ üstü yaĢlılarda 3 gün ve 40 dakika süren 12 haftalık elastik bant ve swissball egzersizlerinin yaĢam kalitesi, düĢme riski ve bazı fiziksel uygunluk parametrelerine etkisinin incelendiği araĢtırma sonucunda egzersiz grubunun dinamik denge performansında artıĢ olduğu ifade edilmiĢtir (Kılınç ve ark 2014). Haftada 3 kez thera-bantlarla yapılan antrenmanın postüral kontrole olumlu etkisinin olduğu belirtilmiĢtir (Baker ve ark 1998, Kaminski 2002).

Eils ve Rosenbaum (2000) elastik bant egzersizlerinin yanı sıra diğer proproseptif egzersizlerden oluĢan bir antrenman programını haftada 1 kez, 6 hafta boyunca uyguladığını ve çalıĢma sonucunda postüral salınımda geliĢme elde edildiğini bildirmiĢtir. Postüral salınımın elastik bant egzersizlerinden veya uygulanan diğer propriseptif egzersizlerden mi kaynaklandığı açık değildir.

Ġlker Kerkez ve ark (2013) orta yaĢ sedanter bayanlarda vücut kitle indeksi ile postüral dinamik denge iliĢkisini araĢtırdıkları çalıĢmalarında, zayıf denge becerisinin düĢme riski taĢıdığını ifade etmiĢlerdir ve kadınların menopoz dönemine girmeden boy-kilo dengesini sağlamaları ve ilerleyen yaĢlarda bu dengeyi korumalarının önem taĢıdığını belirtmiĢlerdir.

Diğer bir araĢtırmada; 6 hafta boyunca thera-band kullanarak 8 yönde tekme atma antrenman protokolü hafta da 3 kez ve haftada 4 kez olarak 2 farklı Ģekilde uygulanmıĢtır. Altı hafta sonunda thera-band ile uygulanan antrenman protokolünün postüral kontrole etkisi olmadığı tespit edilmiĢtir (Puls ve Gribble 2007). Puls ve Gribble (2007)‟nin bulguları ile bu araĢtırmanın bulgularının birbirine zıt olduğu görülmektedir. Bu farklılığın Puls ve Gribble (2007)‟nin sadece farklı doğrultularda ayak savurma egzersizlerini kullanmasından kaynaklanabileceği düĢünülmektedir. Bu araĢtırmada bölgesel değil çok sayıda ve farklı kas gruplarına yönelik egzersizler seçilmiĢtir.

Günlük yaĢantımızda iĢlerimizi verimli olarak yapabilmek, kazalardan korunmak için postür ve dengenin sürdürülmesi ve kontrol edilmesine ihtiyacımız vardır yani denge fiziksel aktivite için temeldir (Erkmen ve ark 2007). Elastik bant ile yapılan direnç egzersizleri sırasında yüksek düzeyde kas aktivasyonu

47 görülmektedir (Andersen ve ark 2010, Jakobsen ve ark 2013). Kadın ve erkeklerde alt ve üst vücut gücünün dengeyi etkilediği ve direnç antrenmanlarının denge geliĢimi üzerindeki etkisinin büyük olduğu ifade edilmiĢtir (LeMura ve ark 2000). Quadriceps kas gücü dengeyi etkileyen en önemli faktör olarak belirtilmektedir (Ünlüsoy ve ark 2011). Vücutta dengeyi sağlayan kasların güçsüz kalması sonucu vücut simetrisi bozulmakta ve bu durum baĢta duruĢ bozukluğu ve denge kaybı (düĢme) gibi birçok sağlık problemini beraberinde getirmektedir (Sakallıoğlu ve ark 1998).

Bireylerin kas gücünün arttırılması, postüral kontrol parametrelerini olumlu yönde etkilemektedir. Bu araĢtırmanın bulgularına bakıldığında 8 haftalık elastik direnç bandı antrenmanı sonrası genç sedanter bayanların denge puanlarının istenildiği gibi düĢtüğünü görmekteyiz. ÇalıĢma sonucumuz denge geliĢiminin

Benzer Belgeler