• Sonuç bulunamadı

Araştırma kapsamında ölçek formları 711 akademisyen tarafından doldurulmuştur. Uygulama çevrimiçi anket sistemiyle yürütüldüğünden sistemin özelliği olarak ölçeklerin eksik doldurulması söz konusu olmamaktadır. Araştırmada geliştirilen ölçeklerin açıklayıcı faktör analizleri ve diğer istatistiki analizleri SPSS 23.0 yazılımı ve doğrulayıcı faktör analizi AMOS (Analysis of Moment Structures) 21.0 yazılımı ile yapılmıştır. Verilerin analizinde frekans, yüzde, ortalama, t-testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), post-hoc analizi, Pearson Moment Çarpım Korelasyon katsayısı, çoklu regresyon analizi, Cronbach Alpha iç tutarlılık katsayısı ve doğrulayıcı faktör analizi kullanılmıştır.

Araştırmanın nitel aşaması açıklayıcı sıralı desen karma yöntemin ikinci basamağını oluşturduğundan nicel aşamada ulaşılan kadın akademisyenlerin erkek akademisyenlerden; doktor akademisyenlerin hem doçent doktor hem de profesör doktor akademisyenlerden daha fazla akademik yazma tutukluğu yaşadığı sonucunun açıklanması amacına yönelik olarak yürütülmüştür (Creswell ve Clark, 2014, s. 93). Çalışmanın sonunda yaygın bir anlayış ortaya koyabilmek için çalışmanın katılımcılarından akademik yazma tutukluğu deneyimi yaşadığını ifade eden (Creswell, 2016, s. 83) akademisyenlerin görüşleri analiz edilmiştir. Nitel veri toplama sürecinde ulaşılan 110 kadın akademisyen ve 96 doktor akademisyenden “Akademik yazma sürecinin başlangıcında

veya devamında yazma tutukluğu yaşadığınız olur mu?” sorusuna “Evet” cevabını veren 84 kadın akademisyen (katılımcı tüm kadın akademisyen sayısının %76’sı) ile 76 doktor akademisyenin (katılımcı tüm doktor akademisyen sayısının %79’u) görüşleri analize tabi tutulmuştur. Öncelikle nitel veri toplama aracından elde edilen akademisyen görüşlerine hâkim olabilmek için tüm cevaplar iki kez okunmuştur. Daha sonra veriler NVIVO 12.0 Nitel Veri Analiz Programı’na aktarılmış ve veri analizi bu program üzerinde yürütülmüştür. “Nitel veri analizi programları kodlanmış temaları yerleştirme sürecini, veriyi kategoriler içerisinde gruplandırmayı, dökümlerdeki parçaları veya alan notlarından olayları karşılaştırmayı hızlandırır.” (Patton, 2018, s. 442).

Wolcott’un (1994) veri analizinde önerdiği üç yol vardır. Birincisi toplanan verilerin orijinaline sadık kalınması ve gerektiğinde alıntılar yapılarak betimsel yaklaşımla okuyucuya sunulmasıdır. İkinci yol, birincisini de içeren bir biçimde sebep-sonuç ilişkisi içinde sistematik analiz yapmaktır. Bu yaklaşımda veriler betimsel bir yaklaşımla sunulur ve buna ek olarak belirlenen bazı temalar ve temalar arası ilişkiler belirlenir. Üçüncü yaklaşımda ise birinci ve ikinci yaklaşım temel alınarak veri analiz sürecine araştırmacı yorumları da dâhil edilir. Bu noktada araştırmacının katılımcı ve öznelliği daha çok söz konusu olmakta, veri toplamanın ötesinde verilerin analizinde de değerlendirmeleri ve kendi üslubuyla araştırmacı daha etkin bir rol üstlenmektedir (akt., Yıldırım ve Şimşek, 2011, s. 222). Bu yaklaşımlar arasında betimsel analiz birinci ve ikinci yaklaşımı; içerik analizi ise, ikinci ve üçüncü aşamaları kapsamaktadır. Bu araştırmada tümdengelimci yaklaşımla betimsel analiz ve tümevarımcı yaklaşımla içerik analizinden faydalanılmıştır. Verilerin elde bulunan örüntü, kategori veya temalar çerçevesinde analiz edilmesi tümdengelimci analiz; araştırmacının verilerle etkileşimi yoluyla verilerden çıkan örüntü, kategori veya temalar keşfedilmesi ise tümevarımcı analizdir (Patton, 2018, s. 453).

Nitel veriler öncelikle nicel veri toplama ve analizi sürecinde belirlenen temalara göre betimsel analize tabi tutulmuştur. Aynı zamanda, önceden belirlenmiş temalara göre kodlama yapılarak verilerde örtük hâlde bulunan kavramlar ve bu kavramlar arasındaki ilişkiler ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Strauss ve Corbin (1990) üç tür kodlamadan bahsetmektedir: “Önceden belirlenmiş kavramlara göre yapılan kodlama, verilerden çıkarılan kavramlara göre yapılan kodlama, genel bir çerçeve içinde yapılan kodlama.” (akt., Yıldırım ve Şimşek, 2011, s. 229). Bu araştırmada hem daha önceden belirlenmiş kavramlara göre hem de verilerden çıkarılan kavramlara göre kodlama yapılarak belirli temalara ait kodlar ortaya çıkarılmış ve farklı temalara ulaşılmıştır. Kodlama esnasında ve sürecinin sonunda uzman görüşüne başvurulmuş, kavramlar ve temaların tutarlılığına dikkat edilmiştir. İçerik analizinde, betimsel analizde özetlenen ve yorumlanan verilerin daha derin bir işlemle ele alınması ve betimsel analizde görülemeyen kavram ve temaların bu

analizle ortaya çıkarılması söz konusudur. Ortaya çıkarılan kavramların düzenlenmesiyle ulaşılan temalar sayesinde olgular daha iyi düzenlenir ve daha anlaşılır hâle getirilir. “İçerik analizinde takip edilen dört aşama vardır: verilerin kodlanması, temaların bulunması, kod ve temaların düzenlenmesi ve bulguların tanımlanması ve yorumlanmasıdır.” (Yıldırım ve Şimşek, 2011).

Bir tema için kanıtları irdelerken ana fikir, okuyucuyu temaların verilerden ortaya çıktığına ikna edecek bir tartışma oluşturmaktır. Bu kanıtı sağlamak için yazılan stratejiler, alt temaları veya alt kategorileri bildirmeyi; tırnak işareti içinde alıntılamayı; çoklu kanıtları alıntılamak için farklı kaynakları kullanmayı ve farklı görüşleri göstermek için bir çalışmadaki bireylerin çeşitli bakış açılarını sağlamayı içermektedir (Creswell ve Clark, 2014, s. 223). Çalışmada elde edilen verilerden doğrudan alıntılar yapılmıştır. Bu sayede araştırmayı okuyanlar da verileri değerlendirme fırsatına sahip olmaktadır. Bu şekilde anlamı değiştirilmeden verilerin sunulması betimleyici geçerliktir. Çalışmanın yorumlayıcı geçerliğini sağlamak amacıyla da alıntılarda kullanılan kelimeler, yüklenen anlamlar ve amaç hakkında yorumlamalarda bulunulmuştur. Yorumlamalarda kavramların geçtiği bağlam dikkate alınmıştır (Ekiz, 2009). Çalışma sürecinde başvurulan her türlü stratejinin gerekçesi gösterilmiş ve ulaşılan sonuçların dayandığı veriler sunulmuştur. Bu şekilde çalışmanın objektifliği sağlanmaya çalışılmıştır (Altrichter, Posch ve Somekh, 1993). Araştırmanın ve sonuçlarının inandırıcılığının arttırılması amacıyla nitel verilerin toplanmasında veri kaynakları olarak akademisyenlerin cinsiyet, unvan ve doçentlik sınav alanı bakımından maksimum çeşitlilik (Yıldırım ve Şimşek, 2011, s. 267) sağlanmaya çalışılmıştır. Ayrıca nitel verilerin toplanmasında nicel aşamanın katılımcılarından 4.817 akademisyene ulaşılmasıyla veri çeşitliliği sağlanarak nitel verilerin geçerliğinin arttırılması amaçlanmıştır (Creswell, 2012).

Nitel bulguların geçerliğini sağlamak için başvurulacak yollardan birisi karşı görüş kanıtlarını da vermektir. Bir başka yaklaşım araştırmanın alan içeriği ve nitel araştırma hakkında bilgi sahibi olan kişilerin de araştırmada görev almadığı hâlde veri tabanını ve nitel bulguları kendi ölçütlerini kullanarak incelemesi de nitel geçerliği arttırmaktadır (Creswell ve Clark, 2014, s. 225–226). Bu araştırmanın nitel bulgularının sunumunda kadın akademisyenlerin ve doktor akademisyenlerin ifadelerine yer verilmiştir. Bu sunumda kadın akademisyen herhangi bir unvana sahip olabilmekte; doktor akademisyen de erkek olabilmektedir. Bu durumda sadece kadın ve doktor akademisyenlerin değil erkek veya doçent ve profesör doktorların da ifadelerine yer verilmiş olmaktadır. Ayrıca araştırmanın akademik yazma, kaygı ve yazma tutukluğunun boyutları olarak motivasyon, değerlendirilme, erteleme ve mükemmeliyetçilik konuları ile nitel araştırma hakkında uzman

olan Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık alanında uzman bir doktor öğretim üyesinin veriler hakkında değerlendirmelerine başvurulmuştur.

Doğrudan yapılan alıntıların sunumunda kadın ve doktor katılımcıların ifadelerinden üçer alıntıya yer verilmiştir. Alıntılanan ifadeler akademisyenin diğer sorulara verdiği cevaplarla birlikte düşünülerek anlamlandırılmıştır (Silverman, 2018, s. 111). Alıntının yapıldığı akademisyenin cinsiyeti, unvanı ve doçentlik sınav alanı alıntının sonunda yay ayraç içinde gösterilmiştir. Alıntıda dikkate alınan özelliğini gösteren kısaltmalar kalın yazı tipinde gösterilmiştir. Nitel verilerin tartışılmasında araştırma görevlisi doktor, öğretim görevlisi doktor ve doktor öğretim üyesinin tamamından “doktor” olarak bahsedilmiş ve bu akademisyenlerin ifadelerinden yapılan alıntılarda ortak olarak “DR” kısaltması kullanılmıştır. Diğer tema ve kodlara yönelik alıntıların sunumunun aksine, ölçtüğü özellik gereği olarak “akademik yazma kaygısı” temasının “zevk duyma” kodunda, akademik yazma tutukluğu yaşamadığını ifade eden 25 kadın akademisyen ve 20 doktor akademisyenin akademik yazmaya yönelik olumlu ifadelerinden alıntılara yer verilmiştir.

Araştırmada veriler üç düzeyde ele alınmıştır. Bunlar üst tema, tema ve koddur. Örneğin akademik yazma tutukluğu üst tema, erteleme tema ve iç etkenler kod olarak belirlenmiştir.

BULGULAR

Araştırmanın bulguları araştırmada kullanılan açıklayıcı sıralı desen karma yöntem tasarımına uygun olarak iki başlık altında sunulmuştur. Bu doğrultuda önce nicel analizlerde ulaşılan bulgular, daha sona nitel analizlerde ulaşılan bulgulara yer verilmiştir.