• Sonuç bulunamadı

Bir işletmede verimlilik artışı, yönetim etkinliğinin bir fonksiyonu ve sonucudur; iyi yönetimle eş anlamlıdır. Verimliliği arttırmak ve bu artışı sürdürmek, yönetimin temel amacı ve sorumluluğudur. Gerçekte, daha yüksek performans için gerekli koşulların yaratılması, verimlilik yönetiminin özüdür.

Verimlilik artışı, aynı zamanda bir değişim sürecidir. Bu nedenle, verimlilik artışı için değişimi yönetmek gerekir; bu ise değişimin güdülenmesi, yönetilmesi ve gerçekleştirilmesi demektir, insan ve insan gücü yapısı, tutum ve değerler, beceri ve eğitim, teknoloji ve teçhizat, ürünler ve pazarlar dâhil tüm temel örgütsel öğelerdeki değişim hızı ve ölçeğin planlanması ve koordine edilmesi önemlidir. Bu değişimler verimlilik artışında olduğu kadar, teknolojik değişime de yardımcı olacak olumlu bir tutumun ve örgüt kültürünün gelişmesini sağlar (Prokopenko, 2005: 83).

Verimlilik sadece bir üretim artışı demek değildir. Üretim artışı ile beraber, üretimde kullanılan girdilerin de incelenmesi gerekmektedir. Verimlilik genelde iki şekilde artabilir (Ataol, 1993: 66):

 Aynı üretim miktarında daha az üretim faktörü harcayarak,  Ya da aynı miktar üretim faktörü daha etkin kullanılarak.

Şekil–6: Verimlilik Spirali: Verimlilik Artışının Üretim, Maliyet, Talep Ve Hayat Standardı Üzerine Etkisi

Kaynak: Kobu, B. (2005: 688): Üretim Yönetimi, İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş. 12. Baskı.

İşletmeler için ölçüm birinci adım, verimliliği yükseltecek faktörleri belirleyerek iyileştirmenin sağlanması ise ikinci adım olmalıdır. İşletme genelinde verimliliği arttırmak denildiğinde esas olarak üretim sisteminin verimliliğinin arttırılması anlaşılmaktadır. Bu nedenle üretim gerçekleşmesini sağlayan üretim faktörleri ayrı ayrı ele alınarak ve analiz edilerek, ne tür iyileştirmelerin yapılabileceği araştırılmalıdır (Top, 2002: 32).

Verimliliğin arttırılması, bir yönetim sorunu olduğu kadar, yönetim prosesinin bir parçası olması nedeniyle de kuruluştaki tüm yönetici ve çalışanların sorunudur.

Verimlilik arttırma çabaları içerisinde kuruluşun havası, yeri ve içinde bulunduğu genel durum çok önemli bir etken olmaktadır (Ataol, 1993: 71).

Üretim faktörleri işgücü, üretim araçları, malzeme ve bilgi olarak alındığında öncelik, verimlilik artışında en büyük etken olan iş gücüne verilmelidir. Ancak, hangi faktör ele alınmış olursa olsun, daha iyi çalışan bir sistemin kurulabilmesi ve planlanabilmesi için öncelikle doğru ve güncel bir veri tabanına sahip olunması, yoksa oluşturulması gerekmektedir.

İş gücü verimliliğini yükseltmek için, iş ölçümlerinden elde edilen verilerden yola çıkarak, kalitenin de göz ardı edilemeyeceği bir teşvikli ücret sistemi kurulabilir. Yine bu verilerden yararlanılarak, metot analizleri yapılabilir ve verimliliği en üst düzeye çıkartacak çalışma metotları bulunabilir. İş programlarının hazırlanması ve iş istasyonları arasında dengelemeler yapılarak iş sistemlerinin düzenlenmesi de çalışanların boş geçen zamanlarını asgariye indirecek ve bu yolla verimlilik önemli ölçüde yükselecektir.

Veri tabanlarında bulunması gereken bir diğer önemli bilgi de iş tanımlarıdır. Bu tanımlar yardımıyla, işe uygun nitelikte elemanların alınması ve gerekli organizasyon çalışmalarının iş tatminleri arttırılabilir. Çalışanların yaptıkları işten şikâyetçi olmamaları, birbirleri arasında iyi ilişkiler içinde olmaları ve uygar bir çalışma ortamına sahip olmaları iş gücü verimliliğini arttıran önemli unsurlardır.

Çalışma metotlarının iyileştirilmesi ve çalışanların eğitimi, işçi verimliliğini arttıracağı gibi aynı zamanda, fire oranlarını da azaltarak malzemenin daha verimli kullanılmasını sağlayacaktır. Fabrika içi yerleşim planlarının iyileştirilmesi ile malzeme akışının kesintisiz ve hızlı bir şekilde üretim üniteleri arasında nakliyesinin sağlanması yoluyla da malzeme kullanımındaki verimlilik yükseltilmelidir.

Verimliliği yükseltecek tüm bu önlemlerin yanında, çalışanların düşüncelerinden yararlanmak da büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, iletişim kanallarının açık olması ve çalışanları düşünmeye ve düşüncelerini söylemeye teşvik edici bir öneri sisteminin kurulmuş olması büyük yarar sağlayacaktır (Top, 2002: 32–33).

Verimlilik arttırma teknikleri işletme düzeyinde uygulanan tüm yönetim işlemini tamamlayıcı bir nitelikte olması gerekir. Bu konuda öne sürülen ilkeler şu şekildedir (Sakız, 1998: 13).

 Verimlilik arttırma konusundaki çalışmalar işletme amaçları ile uyum içinde olmalıdır,

 Verimlilik çalışmaları uzman ve danışman kadroların değil, organizasyona dâhil yöneticilerin doğrudan sorumluluğunda olmalıdır,

 Gelişmeler düzenli olarak kontrol edilmelidir,

 Verimlilik tüm kaynaklar göz önüne tutularak tanımlanmalıdır,

 Verimlilik arttırma ile ilgili program ve faaliyetlere kesin bir öncelik tanınmalıdır.

Verimlilik arttırma programlarında amaçların belirlenmesi çok önemlidir. Amaçlar gerçekçi ve ulaşılabilir hedefleri içermelidir. Bunun içinde ölçüm işlemlerinde kullanılabilecek sağlam verilere ihtiyaç vardır. Olduğundan yüksek veya düşük hedeflerin belirlenmesi, işletmenin performansını önemli yönde etkileyecektir. Gerçekçi hedefler belirlenirken etkinliğin arttırılması, ürün kalitesinin geliştirilmesi, hammadde ve enerji tasarrufu, işten ayrılma oranının düşürülmesi, üretim miktarının yükseltilmesi gibi faktörler göz önünde tutulmalıdır (Sakız, 1998: 14).

Verimliliği arttırma programları, uygulamada hangi tekniklerden yararlanılacağını da kapsamalıdır. Çünkü verimliliği arttırmada uygulanabilecek tek bir yöntem yoktur. Önemli olan, çeşitli yöntem ve tekniklerde nasıl yararlanılacağıdır ve bunlardan hangilerinin kuruluşun bünyesine uyduğunu bilmek gereklidir. Bu teknikler (Ataol, 1993: 73):

 İş analizi,

 İş değerlendirme,  İş etüdü,

 Motivasyon,

 Kalite kontrolü,  Stok kontrolü,  Ergonomi,  Pazarlama,  Üretim planlaması,  Değer analizi,  Koruyucu bakım,

 Mali planlama, mali analiz ve fon yönetimi.

2.8. PERFORMANS DEĞERLENDİRME SİSTEMİNİN VERİMLİLİK

Benzer Belgeler