• Sonuç bulunamadı

Vergilemenin Psikolojik Sınırı

1.3. Vergilemenin Sınırı

1.3.6. Vergilemenin Psikolojik Sınırı

Vergiler, özel kesimden kamu kesimine geçen zorunlu ve karşılıksız iktisadi değerlerdir. Kapitalist ve karma ekonomilerde devlet gelirleri içindeki payı yüzde 70- yüzde 90’a varan bu değerler, genellikle kişilerin gelir ,servet veya tüketimleri nedeniyle alındığına göre, bu kaynakların her biri, alınan vergi tutarı oranında azalmaktadır. Bu nedenle, vergi yükümlülükleri kendileri için bir yük oluşturan bu zorunlu ödemelerden mümkün olduğunca kurtulmak ve böylece reel gelirini daha da yükseltmek için çaba göstereceklerdir. Vergilerin oluşturduğu bu tür davranış şekillerinin yönü ve yön değiştirdiği optimum seviye hakkında bilgi edinilmesi, adil bir vergi sistemi kurmayı amaçlayan vergi politikası bakımından son derece önemlidir. Bu optimum nokta verginin psikolojik sınırıdır. Bunun nedeni ise özellikle tasarlanan vergi reformları bakımından yükümlülerin ne şekilde tepki göstereceklerinin bilinmesi zorunludur. Rectenwald’a göre ,vergilemede yapılacak değişiklikler üç şekilde olabilir; yeni bir verginin konması – eski bir verginin yerine hasılatı eşit ya da farklı olan bir başka verginin konması – bir vergi artışı ya da indirimi. Vergi yükümlülerinin bu değişiklikler karşısındaki tutumları vergi kapasitesinin etkin kullanımı, vergi kayıp ve kaçağının, kayıtdışı ekonominin önlenmesi için temel unsurdur34.

Vergi psikolojisi; vergi tekniği, vergi adaleti, vergi ahlakı ve vergi bilinci, vergi oranları, denetim olasılığı, para ve hapis cezaları, vergi idaresinin etkinliği, yasaların çok sık değiştirilmesi gibi pek çok unsur tarafından belirlenmektedir. Yükümlü psikolojisini etkileyen unsurlar olarak;

33 Günther SCHMÖLDERS, “Vergi Yönetiminin Vergilemenin Etkinliği Üzerine Etkisi”, Çev. Ömer Faruk Batırel, Yeni Vergiler Yasa Tasarısı ve Vergi Güvenlik Semineri Tebliğler Kitabı, İİTİA Ekonomi Fakültesi, Kamu Maliyesi Enstitüsü Yayınları, No:1, İstanbul, 1980, ss. 161-170.

ƒ Vergi sistemi ve tekniği, ƒ Vergi adaleti,

ƒ Kamu harcamalarındaki savurganlık, ƒ Vergi yasalarının çok sık değiştirilmesi, ƒ Mali aflar,

ƒ Vergi idaresi ve denetim,

ƒ Vergi bilinci ve vergi ahlakı sayılabilir35.

Vergilendirme, kişileri bir bütün olarak etkileyen ekonomik nitelikli araçlardan birisidir. Bununla birlikte, ilk olarak; vergilendirmenin kişisel davranış üzerindeki etkileri ilk bakışta görüldüğünden çok daha çeşitli ve geniş olması ve ikinci olarak ise; vergi koymanın kendi getirisini büyük ölçüde düşürecek kadar mükellef davranışını değiştirebilmesi ve vergi politikalarını değiştirtecek kadar insanların vergiden kaçınmak için yollar araması nedeniyle, kişisel davranış da vergi düzenini etkiler.

Önce kişisel ekonomik denge bakımından mükellef ,vergilendirme ile azalan ödeme gücünü kısmen olsun telafi etmek ve gelirini artırmak amacıyla, verimli faaliyetlerini geliştirmeye çaba gösterecektir. Kısmi de olsa bu telafi olanağı, işbölümü ve kişiler arası değişim esasına dayanan bir ekonomide genellikle gerçekleşememektedir. Böylece bir üretim-tüketim dengesi kuramayan mükellef, zorunlu olarak tüketim programında bir değişiklik yapacak ve geliri artık eski seviyesinde kalmadığı için tüketimini azaltacaktır. Marjinal Fayda eşitliği teoremi ve Wieser Kanunu36’na göre önce lüks maddelerin tüketiminde bir azalma görülecektir37.

35Harun YENİÇERİ, “Beyan Esasına Dayanan Vergilerde Vergi Kayıp ve Kaçaklarının Psikolojik Nedenlerinin Tespitine Yönelik Bir Araştırma”, E-yaklaşım, Haziran, 2004, Sayı:11, www.yaklasim.com.tr, Erişim: 04.06.2004. 36 Mal ve hizmetlerin fayda şeklindeki subjektif değerlemesi bunların talebini belirlemektedir; bu

suretle piyasa fiyatları fiili ve potansiyel tüketicilerden etkilenmektedir. Tüketilen her mal ve hizmetin azalan marjinal faydası, tüketicilerin gelirlerinin çeşitli kullanımlar arasındaki dağılımını etkilemektedir.

37 Nezihe SÖNMEZ, Vergileme Olayında Kişisel Ekonomik Denge Yönünden Mükelleflerin

Vergi psikolojisi, bir bilim dalı değil toplumdan topluma ve aynı toplumda bireyden bireye sosyal, ekonomik, kültürel, ahlaki ve siyasi yapı ve zihniyete göre farklılık gösteren bir inceleme konusudur. Vergi psikolojisi, vergilemenin sınırlarının belirlenmesinde en önemli etkendir38.

Vergi karşısında yükümlünün davranış biçiminin iki şekilde gerçekleştiği kabul edilir. Birincisi, insanın dikkatli, rasyonel, ekonomik koşulları dikkate alabilecek bilgiye sahip ve başlıca amacının kendi gelirini maksimize etmek olduğu şeklindedir. Bu görüş yükümlüyü homo economicus39 olarak ele alır. İkincisi ise,

mükellef davranışları hakkında sabit varsayımlarda bulunmayıp bu davranışlar altında yatan psikolojik etmenleri incelemektedir. İkinci yöntem dikkate alınırsa yükümlü psikolojisini ölçmek için çeşitli yöntemlerin kullanılması bir zorunluluktur. Amaç verginin ne şekilde algılandığı ve bu algı düzeyinin belirlenmesinde hangi etmenlerin rol oynadığının tespit edilmesidir. Bireylerin olaylar karşısındaki tutumu her zaman aynı değildir. Tutum değişikliği, belli bir konuda varolan görüşün yerine yeni bir görüşün benimsenmesi olarak ifade edilebilir. Tutum değişikliği, kendi kendine gerçekleşen bir süreç değildir. Bireyin nötr kalamadığı konularla ilgili olarak oluşan tutumlar, belli bir gerekçe olmaksızın değişim göstermemektedir. Tutumların değişmesinde iç faktör olarak değerlendirilen güdülerle, dış faktör niteliğindeki çevresel temaslar etkili olmaktadır40. Psikoloji, insanı öncelikle ihtiyaçlarını dürtü, duygu ve hareket olarak dışa vuran biyolojik bir varlık olarak tanımlar. İnsan,

rasyonel davranışı gelişme süreci içinde dış gerçeklere uyum sağlamak ve onlarla

başa çıkmak için öğrenir. Rasyonalite, amaca en etkin biçimde ulaştıracak araçları kullanmayı gerektiren tutum, bilgi ve davranıştır. Ancak bireyin tümüyle rasyonel olabilmesi için o durumu yaratan koşullar ve durumun gerekleri hakkında kusursuz bilgiye sahip olması yeterli değildir. Bununla birlikte iç güdü ve karşıt yöndeki isteklerin bastırılması gerekmektedir.

38 SCHMÖLDERS, s. 114.

39 Homo economicus; ekonomik insan, insanların en az çaba ile en yüksek faydayı hedeflemeleri. Terim, klasik ekonomistler tarafından kullanılır.

40Muzaffer-Carolyn W. ŞERİF, Sosyal Psikolojiye Giriş II, Sosyal Yayınlar, İstanbul, 1996, s. 539,540.

Vergilemeyi sınırlandıran psikolojik sınırı, mükelleflerin vergi ahlakı ve vergi bilinci belirler.

Benzer Belgeler