• Sonuç bulunamadı

2. Değer ve Tarih Öğretimi

2.2.2. Vatandaşlık Bilinci, Tarih Öğretimi ve Değerler

Türkiye’de vatandaşlık eğitimi 2005 programından önce ilköğretim 7 ve 8. sınıflarda vatandaşlık ve insan hakları eğitimi dersi ile yapılmaktaydı. Buna ek olarak ilköğretim1–3. sınıflarda hayat bilgisi dersinde giriş seviyesinde, sosyal bilgiler ve tarih derslerinde de pekiştirme seviyesinde çeşitli konular içinde vatandaşlık bilinci kazandırılmaya yönelik işlenişler mevcuttu. 2005 programından sonra pilot uygulamalarda vatandaşlık ve insan hakları eğitimi dersi kaldırılmış, diğer derslerin içinde “Đnsan Hakları ve Vatandaşlık” ara disiplin alan kazanımı olarak verildiği görülmektedir. Vatandaşlık eğitiminde tarih dersinin ayrı bir yerinin olduğunu düşünebiliriz. Tarih öğretimi sayesinde geçmişle günümüz arasında bağ kurulur.

Böylece nesiller arasındaki bağları daha da kuvvetlendirecektir. Tarih dersinde öğrenciler vatandaşlık bilincine de sahip olmaktadırlar.

Vatandaşlık bilinci ile yetiştirilmek istenilen kişilere ülkenin yasal ve siyasi ilkeleri öğretilir. Kamunun iyiliği, kişisel haklar, adalet, eşitlik, çeşitlilik, doğruluk vatanseverlik vb. değerler vatandaşlık eğitiminin içindedir. Vatandaşlık eğitimi, ülkenin siyasi ve kanuni sistemine uygun bilgi, tutum, inanç, davranış ve değerleri içerir. Geleneksel olarak vatandaşlık eğitimi sosyal bilgiler ve tarih ders kitapları içinde yer alır(Kirschenbaum;1994:23).

Souche(1977:43) ülkesindeki eğitim uygulamaları ile ilgili şunları söylemiştir: Cumhuriyetçi anayasamızın sadece yapısını değil, dayandığı ilkeleri de öğretmeliyiz; bu ilkeler hürriyet, eşitlik, vatandaşlar arasında kuvvetli bir dayanışma ve kardeşliktir. Bunları öğretmek, hem hakkımız hem de ödevimizdir. Vatandaşlık öğretiminin bir kısmı, öğrencilere, vatana, topluma karşı olan ödevlerini, çalışma mecburiyetini, insanların dayanışmaları gereğini ve sosyal adaleti öğreten ahlakın bölümleriyle birleşir. Tarih dersi de, diğer taraftan, tarihte vatandaşlık öğretiminin nasıl yapıldığı öğretir.

J.Geressot ile Troux “Çevre Coğrafyası ve Tarihi” adlı eserinde şunlardan bahseder: “Bazen bir çevrenin gösterdiği özellik, farklılık veya bir bilginin çalışmalarıyla konusu zenginleşir; fakat ekseriyetle yakın çevre tarihi, halkın aileleri gibi, fakir ve kısırdır. Millî veya mıntıka tarihi ile ilgili büyük tarihi olayların Fransız nahiyeleri üzerinde, hemen silinen belirsiz ürpertilerden başka kuvvetli etkiler yaptığı haller pek enderdir. Orta dönemde bir sitenin tarihi kısmı, sadece kendisiyle ilgilidir. Böyle olunca, bir köyün tarihi hakkında ne denir? Devrimden önceki devirlere ait mahalli arşivler yoktur. Bunlar hakkında bilgi edinmek için il arşivlerine başvurmak gerekir. Gelenekler, git gide seyrekleşmekte, silinmekte; eski evler, eski mobilyalar, elbiseler gibi tarihin maddi belirtileri; gelenekler efsaneler, şarkılar, atasözleri gibi manevi ögeler de ortadan kalkmaktadır. Bu sebeple öğrencilere yakın çevre tarihi ile ilgili olaylar aktarılmalıdır(Souche;1977:157).

Butts(1988:184)’a göre vatandaşlık eğitimi, demokratik siyasal toplumun ve yasal düzenin temelinde yatan değerlerin ve temel kavramların apaçık ve devamlı bir şekilde araştırılması anlamına gelir. Butts ve diğer kişiler de vatandaşlık eğitiminin toplumsal meselelere katılımı geliştirmeyi ve bu meseleler hakkında beceri geliştirmeyi içerdiği kabul etmektedir. Hoge(1988)’e göre; anayasal bir toplumda, vatandaşlık eğitimi hem temel kavramların ve değerlerin korunması ve tek tipli öğrenmeden bağımsızlığı hem de bunlar hakkında öğrenmeyi kapsaması gerekir

Etkili bir vatandaş olarak genç insanları eğitme, Amerikan eğitimcilerinin temel sorunu olmuştur. Buna yönelik olarak da “küresel anlaşım için vatandaşlık eğitimi” yaklaşımı ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşımı uluslar arası ve kültürler arası açıdan bizlerin medeni dikkatini ve faaliyetini gerektirir. Global anlaşım için gerekli olan vatandaşlık eğitimi nelerden oluşur? Đlki genç Amerikalıları kendi milletlerinin tarihi ve yönetimi hakkında eğitmektir. Đkincisi öğrencinin bilincini geliştirmektir. Bu bilinç bütün dünya için taşınması gereken sorumluluk bilincidir(Titus;1994:1). Global anlaşım için vatandaşlık eğitiminin amaçları ise şunlardır: Birinci amaç toplumsal ve ulusal meselelere yönelik yurttaşlık ilgisi ve bu meselelere aktif katılımdır. Đkinci aşama Amerikalılara vatandaşlık yükümlülüklerinin ülkelerinin sınırlarını da aştığı fikrini yerleştirmektir(Titus;1994:3).

Vatandaşlık eğitimi aynı zamanda değer eğitimidir, çünkü bir kimsenin benimsediği vatandaşlık eğitimi kavramı değerlerle iç içedir. Eğer birisi vatandaşlık eğitiminin otoritelere uyma ya da sıraları temiz tutma gibi belli davranışlardan oluştuğunu benimserse, o zaman o kişi bu davranışlara da değer vermelidir. Vatandaşlık eğitimi konusunda sorulması gereken önemli sorular bana göre şunlardır: “Đnsanlara nasıl davranılmalı ve insanlar arasındaki uyuşmazlıklar nasıl çözümlenmeli?” bu sorular ahlaki nitelikteki sorulardır ve öğrencilerin belli bir düzeyde bilgiye, yeteneğe ve kabiliyete sahip olmasını gerektirir. Örneğin öğrenciler yeni karşılaşılan durumlarda ahlaki kavramlara başvurmak ve değerlendirmek için en azından ahlaki kurallarla ilgili bilgiye ihtiyaç duyacaklardır. Niçin ahlaki bir düzene ihtiyaç duyarız? Bunun bir nedeni şöyle açıklanabilir: Eğer herkes kendi menfaatini en üst düzeyde tutarsa o zaman sonuçlar hiçte istenilir gibi olmaz. Bu durum,

öğrencilere eğer herkesin istediği şeyi yapmasına müsaade edilse, sınıf düzeni nasıl olur gibi bir soru sorularak ortaya çıkarılabilir. Elbette bu durum çokta kötü sonuçlar doğurmayabilir. O halde bir kimsenin, insanların eğer sınırlandırılmazlarsa ne yapacaklarına ilişkin olaylar sunması gerekir. Wright’te bu araştırma için iki örneklem kullanmıştır: Birincisi aynı zamanda aynı çeşmeden su içmek isteyen çocuklar, ikincisi aynı televizyonda birisinin program seyretmek diğerinin bilgisayar oynamak istemesi şeklinde örnekler. Bu tip etkinlikler bazı kuralların benimsenmesi gerekliliğini ortaya koyar(Wright;1993:149-150).

Wright(1993:151-152) şöyle devam eder: Öğrencilere kuralları başlangıçta anlamasalar bile onlara bazı kuralların var olduğunu ve bunların neden var oldukları bilincini vermeliyiz. Bu bilinci de öğrencilere yaşadığı çevreden sorular sorularak vermeliyiz. Örneğin eğer trafik, aile, sınıf ve oyun kuralları olmasaydı ne gibi sonuçlar ortaya çıkardı? gibi sorular örnek olarak verilebilir. Öğrencilerin çevrelerindeki problemlerle baş etmeleri için insan doğasını anlamaları gerekir. Bu nedenle bizler medeni eğitimin farklı anlayışlarından meydana geldiğini düşünmemeliyiz. Vatandaşlık eğitiminin aynı zamanda değer eğitimi olduğunu unutmamalıyız. Eğer öğrencilere saygı gösterilmez ve onların fikirlerine önem verilmezse, istenilmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu çalışmada dile getirilmek istenilen şey, değerlerle ilgili sorunlarla mantıksal açıdan baş etmek için daima yollar olduğudur. Öğrencilerde bu süreç bazen zor ve karışık olsa da değerlerle ilgili sorunlarla eğitimin gerektirdiği mantıksal bir şekilde nasıl baş edeceğini öğrenmeye başlayabilirler.

Etkili demokrasi, Vatandaşlık hakları ve zorunluluklar arasında dengeyi gerektirir. Amerikalıların çoğu, vatandaşlık haklarını koruma konusunda bilgilidirler, fakat çoğu da yasal düzen içerisinde yer alan demokrasinin düzgün işlenmesine yönelik vatandaşlık haklarına bağlanma konusunda yetersizdirler. Son 10 yılda, Amerikan gençliğinin millete veya topluma hizmet etme konusunda istekli olmadığı görülmüştür. Bunun ilk nedeni zaman eksikliğidir. Öğrenciler iyi not almak için yarışma, okul sonrası bir işte çalışma ve ailevi sorumluluklar gibi birçok taleplerden şikâyet etmektedirler. Đkinci bir neden ise ailenin teşvik konusunda yetersiz

olmasıdır. Belki de en önemli neden ise gençlerin katılımcı olmasını istememektir. Bu eksikliği gidermek için, hizmet öğrenimi görüşü ortaya atılmıştır. Böylece sorumlu vatandaş olma sayısının giderek azalmasının engellenebileceği düşünülmektedir.

Eski bir Çin atasözü vardır. “Anlatırsan unuturum, gösterirsen hatırlarım, beni sürece dâhil edersen anlarım.” Hizmet öğrenimi bu atasözünü uygulamayı kendisine ilke edinmiştir. Bunu da toplumsal hizmet projelerinde gençlere sorumluluklar vererek gerçekleştirmektedir. Bu projeler akademik müfredatla bütünleştirilmiş ve medeni eğitimi destekleyecek şekilde tasarlanmıştır. Bu da öğrencilerin deneyim kazanmalarını sağlamaktadır(Garman;1995).

Eğitimin işlevlerinden biri de sosyal işlevdir. Sosyal işleve göre, her toplumda, eğitim sisteminden o toplumun kültürünü (örf ve adetlerini, geleneklerini, değerlerini) yeni kuşaklara aktarması beklenir. Öte yandan eğitim, aynı zamanda çağdaşlaşmanın getirdiği zorunlu sosyo-kültürel değişmeleri gerçekleştirir. Kısaca, eğitimin sosyal işlevi kişileri hem yaşadığı, toplumun, hem de bu toplumun bağlı bulunduğu çağdaş dünyanın uyumlu bir üyesi durumuna getirmesi demektir(Kaya;1989:2).

Benzer Belgeler