D. AĠLEYĠ KORUYUCU MÜESSESELER
1. Vasi Tayini (Vasilik)
Osmanlı toplumunda Müslüman bir ailenin reisi ve aile adına birinci dereceden yükümlülük sahibi baba olmuĢtur. Dolayısıyla hanenin iaĢesi ve diğer sorumluluklar da babanın vazifesiydi. Bu nedenledir ki boĢanma durumunda eĢin ve çocukların nafakası baba tarafından temin edilirdi. Bazı durumlarda mesela erkeğin nafaka bırakmadan eĢi terk etmesi halinde Ģer‟î mahkeme tarafından erkekten tahsil edilmek üzere belirli bir miktar nafaka tayin edildiği yine belgelerden anlaĢılmaktadır.
Ayrıca nafaka müessesesi çocuklar için de bir nizam çerçevesinde uygulanmıĢtır. YaĢı kendini idare ve malını tasarruf edemeyecek kadar küçük olan çocuklar Ģeri mahkeme tarafından tayin edilen vâsilerin koruması altında idiler. Babanın vefat etmesi durumunda mirasından çocuğunun hissesine düĢen payın tasarruf hakkı, yine çocuğun ihtiyaçları için harcanmak üzere vâsilere verilmekteydi. BaĢka bir ifadeyle vâsilerin görevi, yetim kalan ve bakıma muhtaç olan çocukların kendilerini ve mallarını yaĢları reĢit olana kadar idare etmekti. Vâsiler ise genelde anne, amca, dayı gibi birinci dereceden akrabalar idi.
Malum olduğu üzere, velâyet altında bulunmayan her küçüğe ve hacri müstelzim hallerden birine müsteniden hacrine karar verilen her reĢide, bir vasi tayın edilir. Medeni kanunun 369‟uncu maddesi hükmünce: “ sulh mahkemesi vasi tayinin müstelzim hallerde hemen tayine mecburdur”
Sulh mahkemesi bir küçüğün vesayet altına konulmasını icap eden bir hale, mesela, ana ve babasının vefatına veya her ikisinin velayetlerinin nezi edildiğine muttali olmakla beraber bir vasi tayinine mecbur olduğu gibi, bir reĢid hakkında verdiği hacır kararı kesbi katiyet etmekle beraber hacır edilen reĢide de bir vasi tayinini ile mükelleftir. Kanun, bu tayinin hemen icrası lazım geleceğini beyan etmektedir; binaenaleyh, vasi tayini hususundaki tehir Ģayan kabul bir mazerete müstenit olmadıkça sulh mahkemesi, bu tehirlerden mütevellit zarar ve ziyandan mes‟uldür. Küçükler, haddi zatında velayet velayet veya vesayet altında bulunacaklarından rüĢtlerine kadar hacredilmelerine esas itibarile lüzum yoktur. Bununla beraber, henüz küçük olan bir Ģahısta akıl hastalığı, akıl zayıflığı, ayyaĢlık, israf ve ilahm gibi hacır sebeplerinde biri mevcut olur ve bu sebeplerinden biriyle hacır talep edilmek için rüĢt zamanına kadar intizar edilecek olur ise, talep ile hacır kararı arasında geçecek olan müddet zarfında Ģahıs ve mallarını tehlikeye maruz bırakması ihtimali vardır. 369‟uncu maddenin ikinci fırkasında: “icabında küçüğün rüĢte vusulünden evvel de hacir muamelesi yapılabilir”.
Denilmek sureti ile böyle bir halde küçüğün menfaati nokta-i nazarından rüĢte vusulünden mukaddem hacır altında alınmasının talep edilebilmesine müsaade edilmiĢtir; mamafih, vazii kanunun endiĢe etmekte olduğu tehlike, 370‟inci maddede derpiĢ olunan muvakkat tedbirler ile de bertaraf edilebileceği cihetle, 369‟uncu medenin ikini fırkası hükmü küçüğün rüĢt yaĢını müteakip vesayet altına konulması menfaati iktizasından olduğu asla mucibi tereddüt olmayan nadir hallerde tatbik olunur. Hacır müstelzim hallerden biri ile hacır edilmesi lazım gelen bir reĢidin ana ve babası veya bunlardan yalnız birisi hayat ise, bu reĢidin harcına karar verilince kendisini vesayet altına koymaktan ise, hayata olan ana veya babasının veya bunlardan birisinin velayeti altına vazetmek daha faydalı olacağı mülahazası ile 369‟uncu maddelerin son fırkası Ģu kaideyi vazetmiĢtir.
“RaĢit olan evlât harcedildikte, vesayet altına alınacak yerde, asıl olan velâyet altına konulmaktadır.”Fakat sağ olan ana ve baba Ģayanı itimat olmadıkları ve mutlak surette hâkim mahcurun menfaatine daha muvafık bulduğu surete hacır edilen reĢidi ana ve babasının velayetine vazetmeyerek kendisine bir vasi tayin edebilir; hatta hâkimin hacir edilen reĢidi velayet altına koyduktan sonra icabı hale göre vesayete ve vesayete koyduktan sonra bilahare velayete koyması da kabildir.
Yetimin vasisi ile ilgili hadisler: Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: Ey Ebu Zerr, Ben seni zayıf bir kimse görüyorum. Ben kendim için sevdiğimi senin için de aynen severim. Öyleyse iki kiĢi üzerine emir olmayasın, yetim malına da velilik yapmayasın.”167 Amr Ġbnu ġu'ayb an ebihi an ceddihi anlatıyor: “Bir adam Aleyhissalâtu vesselâm'a gelerek: "Ben fakirim, hiçbir Ģeyim yok, üstelik bir de yetimim var” dedi.168 Aleyhissalâtu vesselâm “Yetimin malından ye, Ancak bunu yaparken ne israfa kaç, ne aceleci ol, ne de kendine mal et.” buyurdular. 169
hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: “rasulullah aleyhiiselatu vesselam‟dan iki Ģey öğrendim: ihtilamdan sonra yetimlik kalmaz, geceye kadar gün boyu sessiz durmak yoktur.” 170
Vasi tayını (Vasilik) ile ilgili örnek belgeler, Örneğin; Burhan Mahallesi sakinlerinden Katrine bint-i Uram Hatun 1257 senesi Mayıs ayı Ġstanbul Dakik Kapanı kuyusu haricinde Yeni Dünya ġerbethanesi yüzyirmi sehim 4745 kira halef ve selef müstecirlerinin teraküm eden icaresini almak üzere yiğeni Yavanaki veledi Asili vekil ve vasi tayın etmiĢtir.171 Niğde‟nin Bal Hasan Mahallesinde oturan bundan önce vefat eden Dulkaroğlu Recebin kızları
167
Ebu Davud, Vesaya 4, 2868.
168 Ebu Davud, Vesaya 8, 2872. 169 Nesai, Vesaya 11, 6, 256. 170 Ebu Davud, Vesaya 9, 2873. 171 Niğde. ġ. S. 79, s. 79/1.
Hadice, Kâmile ve ġerifenin nafakalarını almak üzere annesi Fatma Hanımı mahkeme tarafından vasi tayın etmiĢtir. Vasinin talebi üzerine vefat eden babasının mallarından günlük altmıĢ para nafaka tayın edilmiĢtir.172
Niğde‟nin Olmesun karyesinde oturan bundan önce vefat eden Muhammed Ağa bin Hasan Ağanın kızları Nadire ve Nuriyenin büyümesine kadar babasından miras kalan mal ve eĢyaları almak üzere AyĢe hanımı vasi tayın etmiĢtir. Vasiye ve kızlar üzerine mahkeme HamĢ Ağa bin Hasan Ağaı mutemid ve nazır tayın etmiĢtir.173
Niğde‟nin Ali Bey mahallesinde oturan Hafize bint-i Necip Ağa Beldenin büyüğü olan Yahya Efendi bin Muhammed Emin bin beĢ yüz Mehr-i Müeccel karĢılığında evlenen Hafizenin yedi yaĢında oğlu ve dokuz yaĢında kızı olmuĢtur. Yedi sene önce eĢini terk eden Yahya Efendiden nafaka almak üzere eniĢtesi Ratıp Efendiyi vekil tayın etmiĢtir.174
Niğde‟nin Ġravan karyesinde oturan Sarafım veledi Menuyelin oğulları Ligur ve Vasil kızı AnaĢtaĢiyen‟in büyümesine kadar babasının mal ve eĢyalarını almak üzere Hüsnümeab Efendiyi vasi tayın etmiĢtir. 175