• Sonuç bulunamadı

Kararın alınmasıyla birlikte Samsun, Bafra ve Alaçam şehirlerindeki 15 ile 50 yaş arasındaki erkeklerin tutuklanmasına başlanır. Ertesi gün, ilk göçmen kafilesi 841 mevcutla iç bölgelere gitmek için Samsun’dan yola çıkarıldığında ilk durak yeri olan Kavak’ta Türk kaynaklarına göre Rum çetelerinin, Rum kaynaklarına göre Türk muhafızlarının ateşine maruz kalır. Çeteler tarafından bir iki kafile, taarruzla dağıtılır; gerek muhafızlardan ve gerek sevk olunanlardan ölüme sebebiyet verilmiş olduğu gibi asker nakli de sekteye uğratılmıştı.57.

10. Piyade Fırkası Kumandanı İsmail ile Mutasarrıf Sezai, Merkez Ordusu Kumandanlığına yolladıkları 20-6-37 tarihli telgraflarında olayın nasıl cereyan ettiğini bildirmekteydiler. “…Samsun’dan Kavak’a müteveccihen sevk olunan 766 kişilik Rum

kafilesi muhafızlarıyla birlikte Ciniş dağlarına muvasalat eyledikleri sırada civar tepelerde bulunan eşkıya tarafından üzerlerine ateş…” açılması üzerine yaşanan çatışma

ve kargaşadan yararlanarak pek çok Rum’un firar ettiğini; bir kısmının öldüğünü, bir kısmının yaralandığını ve muhafızlardan da ölü ve yaralı olduğunu dile getiriyorlardı. 58

Kumandan İsmail’in Merkez Ordusu’na olayla ilgili yolladığı bir diğer telgrafta yapılan tahkikatın neticesi bildirilmekteydi. 23-6-37 tarihli şifre yazısında “20-5-37

56 Pontus Meselesi, s.2

57 Pontus meselesi, kısım.4 s.2; Ayrıca bkz. Balcıoğlu, a.g.e., s.117 ve Sarınay, a.g.m., s.46 58 Pontus Meselesi, s.19

Samsun’dan dahile sevk olunan Rum kafilesine Ciniş sırtlarında taarruz eden Rum eşkıyası dolayısıyla kafilede tehdit eden vukuatın tahkiki için” Canik Mutasarrıflığı ve

fırkadan ortaklaşa Çiniş’e yollanan heyetin araştırmaları sonrasında söz konusu kafilenin Çiniş sırtlarından sevkedilen Rumları kurtarma maksatlı ateş altına alınarak bir kargaşalığın yaratıldığını ifade etmekte; eşkıyanın civardan gelen sesler üzerine bölgeye gelen yardımcı kuvvetlerin yardımıyla dağıtılabildiğini sözlerine eklemekteydi. 59

Haziran ayı içerisinde yapılan sevklerde de benzer olaylar meydana gelir. Yaşanan bütün baskınlar sadece Rum çetelerince gerçekleştirilmiyordu. Muhafızların tutumundan istifade eden Türk çetelerinden Topal Osman Çetesi ile Tokat yöresindeki Şaki Ali Çetesi de kafilelere saldırarak zayiat verdirmekteydiler. 60 Hatta Rum kaynakları Kavak baskının da Topal Osman tarafından gerçekleştirildiğini iddia etmektedir. Yerasimos’a göre, Samsun Valisinin şehre girişini yasaklaması üzerine Topal Osman Validen öç alma amacıyla böyle bir baskın düzenleyip zayiat verdirmişlerdi. Yola çıkan diğer kafilelerin da aynı türden saldırılara maruz kalmaları tamamen Türk çetelerine bağlanmaktaydı.61

Pek çok insanın ölmesine ve Rum’un firar etmesine neden olan bu olay esnasında firar eden Rumların bulunaması, muhafızlardan da ölenlerin olması baskının Rum çetelerince yapıldığı ihtimalini daha kesinleştirmektedir.62 Nitekim çetelerin civar Rum köylerinde konuşlanarak saldırıyı gerçekleştirmeleri, Türk ordusunun güvenliğe yönelik uygulamasını ber-taraf etme amaçlı bir girişimdi.

Bu durum karşısında Dahiliye Vekaleti, Karadeniz şeridindeki Rumların sürgününün ordunun güvenliği için alınmış bir tedbir olduğunu; saldırılara meydan verilmemesi ve verilen emirlere aykırı hareket edenlerin derhal azlini ve haklarında kanuni işlem yapılmasını 25 Haziran tarihli yazıyla yetkililere bildirir. Bu yazıdan sonra Rum kafilelerine karşı eskisi gibi bir saldırı söz konusu olmaz. 63

59 Pontus Meselesi, s.19 60 Balcıoğlu, a.g.e., s.117-118 61 Yerasimos, a.g.m., s.66-67 62 ATASE 112 68, 88-1 63 Balcıoğlu, a.g.e., s.117-118

Saldırıların son bulmasında kuşkusuz bu yazı dışında daha kesin tedbirlerin de etkisi bulunmaktadır. Kavak olayının faillerinin o bölgede bulunan köylere sığınarak eşkıyalık yapan çeteler olduğunun netleşmesi tehcir sınırlarının genişlemesini beraberinde getirir.64

Nitekim Kavak bölgesi stratejik açıdan özen gerektirmekteydi. 15. Fırka, 1919’da Samsun’da konuşlandırıldığından 1921’de Batı Cephesine intikaline kadar özellikle Anadolu içlerine yabancı kuvvetlerin sızmasını önlemek için Kavak’ta bir savunma hattı oluşturmuştu. Bunun için her işgal tehlikesi ortaya çıkışında 45. ve 38. Alayların birlikleri buraya kaydırılarak Kavak tahkim edilmişti. Samsun’un işgal edilebileceği tehlikesi karşısında 15. Fırka, Samsun’daki ambarlarda bulunan silah, cephane ve mühimmatı Kavak’a naklederek buralardaki silah ambarlarında muhafaza etmişti.65

Dahiliye Vekaleti, TBMM Hükümeti’ne yaptığı 29 Haziran 1921 tarihli müracaatta Rum nüfusunun yoğun olarak bulunduğu Samsun’un Nebiyan ve Kocadağ taraflarında bir kuvvet çıkarma hareketi halinde çetelerin kuvvetlerimizi arkadan vurmaya hazırlandıkları, eli silah tutan Rumların iç kısımlara naklini engelledikleri ve masum Müslüman ahaliyi katliama tabii tuttukları belirtilir. Özellikle Nebiyan civarındaki 5 Türk köyünü tamamen imha ettikleri belirtilerek bu havalideki Rumların Yunanistan ve Pontus Teşkilatı tarafından bir program dahilinde hareket ettirildikleri vurgulanır.66

Konu ile ilgili olarak görüş bildiren Canik (Samsun) Mutasarrıfı, Rum köylerinin tamamen ortadan kalkması, buralara Türklerin yerleştirilmesi ve Rum nüfusunun yoğunluğunun azaltılmasını hayatî bir mesele olarak nitelendirirken, bu işin askerî harekat bitmeden uygulanmasını istemekte ve kaldırılması uygun olan bölgeleri ve nüfusu şöyle belirtmekteydi: Bu bölgelerden birincisi Nebiyan, ikincisi Kocadağ ve üçüncüsü Kavak idi. Nebiyan bölgelerindeki Rum köylerinin toplam nüfusu tahminî olarak 5700, Kocadağ Bölgesi’nin 7300 ve Kavak Bölgesi’nin nüfusu da 5900 kadardı.

64 Pontus meselesi, kısım.4 s.2

65 Bünyamin Kocaoğlu,15.Fırka’nın Samsun’daki Faaliyetleri (1919-1921), (Yayınlanmamış

Yüksek Lisans Tezi), On Dokuz Mayıs Üniversitesi, Danışman Mustafa Balcıoğlu, Samsun, 1998, s.154

Mutasarrıf, Rum halkın Pontus dışında, Anadolu’nun bir yerinde orada çoğunluk oluşturmayacak şekilde iskan edilmesi önerisinde bulunur.67

Merkez Ordusu Kumandanı Nurettin Paşa’nın 10. Fırka Kumandanlığı ve Canik Mutasarrıflığına yolladığı 22-6-37 tarihli yazısında kafiledeki Rumları kurtarmak amacıyla Kavak-Samsun yolunda faaliyet gösteren çetelerin şoseye yakın köylerden olduklarına dikkat çeker. Kavak-Samsun güzergahının her iki tarafında bulunan köyleri tehdit unsuru olmaktan çıkarmak için bu “…köyler halkının dahile sevkleri ve esna-yı

sevkde can ve mal ve ırzlarının hüsn-ü muhafzası ve boşalacak köylerin tahrip ve ihrakına meydan verilmeyerek hüsn-ü muhafazaları…” temenni ederek Canik Mutasarrıfı

gibi düşündüğünü göstermektedir.68

Amasya Mutasarrıflığınca da Merkez Ordusu Komutanlığı’na yapılan müracaatlarda, Samsun Sancağı ile komşu kazalar civarında Rum çeteler görüldüğü, Samsun Rumlarının Amasya Rumlarına emsal teşkil ettiklerinden bahisle Amasya Sancağı’nda eli silah tutan Hıristiyanların da dahile uzaklaştırılması talep edilir.69

Benzer Belgeler