Doğu Cephesi’nden ve Rusya’dan gönderilen silah ve malzemenin geçirildiği yollar üzerinde, düşman bir unsurun bulunması Batı Cephesi’ni olumsuz yönde etkiliyordu. Yunanlıların Batı Cephesi’nde taarruz hazırlıkları ile birlikte, hem Doğu Cephesi’nden hem de Rusya’dan getirilen silah ve malzemenin ikmal noktalarından en önemlisi olan Karadeniz sahillerinin, Yunan Donanması tarafından ablukası söz konusu olur. Erkan-ı Harbi Umumi, 6 Haziran tarihli yazısında bu hususun dikkate alınarak daima hazırlıklı bulunulmasını istedi. Ayrıca, bu sırada Merkez Ordusu Komutanlığı, güvenilir kaynaklardan Yunanlıların Samsun civarındaki Türk kuvvetlerinin mevcudu ile ilgili araştırmalar yaptığına dair haber almıştı.
Samsun’a bir çıkarma söz konusu olduğu için ivedi olarak tedbir almak gerekiyordu. Aynı günlerde Giresun civarı sahilinde, 4 torpidolu bir Yunan donanması tehdit unsuruydu.41 7 Haziran’da Yunan kruvazörü Kilkis, Ankara Hükümeti’nin başlıca giriş limanı olan İnenbolu’yu bombaladı. Daha önce 2 Haziran’da Samsun Rumlarını ümitlendiren bir Yunan torpidosu Erikli’ye gelmiş, Samsun’a ateş etmiş ancak karşılık verilince gerilemişti. Dokuz Yunan gemisinin daha Karadeniz’e hareket ettikleri haber alınmıştı.42
İnebolu’nun bombardımanında dikkat çeken nokta, atılan bombaların Ziraat Bankası ve Gümrük Dairelerinin mevkilerini kolayca bulması idi. Bu, civardaki Hıristiyanların casusluk ettiklerine bir kanıt olarak kabul edilir. İnebolu’ya yakın bir Rum köyü Patrikasi(?) ahalisinin geceleri kayıklarla denize açılıp düşmanla temasta bulunmuş
41 Balcıoğlu, a.g.e., s.114
42 “Paris’ten alınan telgrafa göre Yunan torpidoları Karadeniz’e kapalı emirnamelerle hareket etmişlerdir. Karadeniz Yunan Sefain harbiyesinin faaliyeti tezabir etmiştir. Torpidolar Kemalistlere mühimmat nakleden bir çok yelken sefineleriyle iki Türk vapurunu tevkif etmişlerdir bu faaliyet Kemalistlerin mühimmat tedarikatını duçar-ı müşkülat eylemiştir.” (Yeni Asır, 18.7.1921)
olabileceği muhtemel kabul ediliyordu ve bu bölge Rumlarının topluca dahile nakilleri Müdafaa-i Milliye Vekaleti’ne iletiliyordu.43
Gelişen olaylar ve Dahiliye Vekaleti’nin müracaatı üzerine 12 Haziran 1921 tarihinde toplanan TBMM hükümeti, Yunan donanmasının Karadeniz’de artan faaliyeti ve İnebolu’yu bombardıman etmesi sebebiyle, Samsun’a asker çıkarma ihtimalinin kuvvetlendiği kanaatına vararak, sahildeki 15 yaşından 50 yaşına kadar eli silah tutabilen Rumların iç kısımlara nakline karar verir. Bu kararın 16 Haziran 1921 tarihinde Merkez Ordusu Kumandanlığı’na bildirmesi ile uygulamaya başlanır.44 TBMM’nce kabul edilen kararda şu gerekçeye yer veriliyordu:
“…Yunan donanmasının Ereğli’yi ve ahiren İnebolu’yu bombardıman etmesi ve geçen gün de Averof’la diğer Yunan torpidosunun Bartın şark-ı şimali istikametine seyretmesi gibi hadisatla düşman tarafından bütün sahillerimize de Rumlardan milletimiz aleyhine istifadeye kalkışması, müdafaa-i memleket için fevkalade tedabirlerin ittihazını istilzam eylediğinden 12 Haziran 37 tarihinden itibaren Karadeniz sahilindeki bütün şehirlerin mıntıka-i harp ilanı taht-ı karara alınmıştır…”45
Elcezire Cephesi ve İkinci Kolordu Kumandanlığı’na, Erkanı Harbi Umumiye Riyaseti’ne, Dahiliye Vekaleti’ne, Sivas ve Elaziz Vilayetlerine; Malatya, Canik, Ordu, Giresun, Tokad, Karahisarışarki ve Ergani Mutasarrıflıklarına, Tokad Mevkii Kumandanlığı’na, Sivas ve Elaziz Mıntıka Kumandanlığı’na, 10. Fırka ve 27. Süvari Alayı Kumandanlıklarına 19-6-337 tarih ve 2245 numara ile yollanan emirde “Sahil
sancaklarından dahile sevk edilmekte bulunan ve eli silah tutan Rumlar Ergani madeni Malatya Maraş sancaklarına Sivas’tan Gürün ve Darende kazalarına” 46 “Samsun ve Ordu sancaklarının bilumum kasaba ve karyesinde meskun Hıristiyanların eli silah tutanlarının” ise Amasya, Tokad, Karahisar-ı şarki livaları dahiline “nakl ve iskan”
43 ATASE 1112, 87, 87-2 44 Sarınay, a.g.m., s.45
45 Çapa, a.g.e., s.115-116; Balcıoğlu, a.g.e., s.116
46 “Bahr-ı siyah savahili harp mıntıkası: ahali Muhiddin Paşanın emriyle dahile nakl olunuyor. Bahr-ı siyah Türk ordusu Başkumandanı Muhiddin Paşanın kararıyla İnebolu, Erikli, Ordu, Ekine, Samsun ahalisi Asya-i Suğra dahiline nakl edilmişlerdir. Bütün bu savahil harp mıntıkası add edilmiştir. “(Yeni Asır -22/7/1921)
olunacakları47; ordunun Rumları olabildiğince ayrı ayrı yerleştirmesi; nakiller esnasında “firarlarına meydan” verilmemesi ve fakat “emniyet ve selametle gidecekleri mahallere
kadar isal etmek ve hiçbir suretle” kanuna aykırı hareket edilmemesi “iskan edilecekleri mahallerde dahi firarlarına” müsaade etmemekle beraber “hal ve hareketleri murakabe altında tutularak hiçbir fenalıklarına mahal verilmemesi” sorumlu “memurin-i mülkiyeye”
emredilir. Bunlardan hiçbir “ferd-i ordunun malumatı olmaksızın iskan ve idame edildiği
mahalden diğer bir mevkie nakl olunamayacaktır. Bir lüzum ve suret halinde esbab-ı mucibesiyle orduya bildirilerek alınacak cevaba göre harekat olunacak(;)… Hükümetçe ikametlerine tahsis edilen mahalden firar edenler derdest olunarak haklarında takibat-ı kanuniye yapılacaktı” Bundan sonra kaçmaya kalkışan her şahsın memleketteki aile
fertleri de nakillere dahil olacak; Müslüman dahi olsa kaçakların cezaları uygulanmak üzere orduya ve bağlı bulundukları kazaya iletilecekti.48 Bu nakil ve iskanda jandarma yardımcı olmakla beraber, asıl sorumlu olanlar mülkî amirlerdi49
Nurettin Paşa 28-6-337 tarih 2497 numaralı emrinde ise, erkekleri dahile naklolmuş Hıristiyan kadın ve çocukların can, mal, ırz ve namuslarının her türlü saldırıya karşı korunması Erkan-ı Harbi Umumi Riyaseti’nin emrine atfen tebliğ olunmaktaydı. Ayrıca on beş ile elli yaşları haricinde bulunan fertlerin ve bilhassa kadın ve çocukların nakli “caiz olamayacağı gibi sevk olunanların memleketlerinde kalan emval-i gayri menkule ve
menkulesine tecavüz ve hin-i gayri meşru’ intifa’ mahiyetinde”ki her türlü hareketin
yasaklandığı “Bu hususda su’istimal ve terahi ve müsamahası görülecek bilumum
memurin ve efradın ağır surette cezaya duçar edileceği” net bir dille ifade edilir.50
Samsun Mutasarrıflığı’ndan ve 10. Fırka Komutanlığı’ndan çekilen telgraflarda ise, gösterilen titizliğe rağmen bazı asker kaçaklarının ve sevke tabi Rumların evlerde saklandığı bildirilerek, bunların da dahile sevki; saklayanların İstiklal Mahkemesi’ne verilmesi müsaadesi istenir. Bunun üzerine Merkez Ordusu Komutanlığı’nın yayımladığı 5 Ekim 1921 tarihli tebliğde sevk ve nakil sırasında evlerinde Rumları veya asker kaçaklarını saklayanlara 24 saat mühlet verilerek teslim olmaları istentri. Aksi halde
47 ATASE 112, 84, 84-1 48 Pontus Meselesi, kısım.4, s.6 49 Sarınay, a.g.m., s.45-46 50 Pontus meselesi, s.7
şüpheli Hıristiyan, İslam evleri aranarak cins ve mezhep ayırt edilmeksizin onların da sevke tabi tutulacağı bildiriliyordu .51
Merkez Ordusu Kumandanlığı’na 4 Teşrinievvel 37 tarih ve 1028 numara ile Mutasarrıf Sezai Beyin yolladığı yazıda “Emsalleri dahile sevk edildiği halde kendi ve
diğer aileler nezdinde ihtifa eden eşhasın derdestlerinde bunları ihfa eden ailelerin de birlikte dahile sevkleri; Seneleri 15 ile 60 arasında olup da dahile nakl edilmiş iken esna- yı rahadda veya ikamesi emr olunan mahalden firar ile kendi aileleri veya başka aileler nezdinde ihtifa eden eşhasın derdestinde ihfa eden ailelerin de birlikte beray-ı muhakeme ve tecziye istiklal mahkemesine sevkler.” talep edilmekteydi.
Dahile sevkedilen Rumlara, daha sonra isterlerse aileleriyle beraber gitmek imkanı da verilmekteydi.52 Nakle tabii tutulan Rumlara işlerini düzenlemeleri için yeterli süre verildiği gibi tüm mal, eşya ve nakliye vasıtası temin etme konusunda tamamen serbest bırakılırlar. Yollarda güvenliği sağlayacak muhafız gücü oluşturup, konaklama yerleri yaya gidenlerin yürüyüşleri göz önünde tutularak seçilir.53 Jandarma karakolları mıntıkalarında bulunduğu sürece kafilelerin güvenliğinden sorumlu olacaklardı.54
Diğer taraftan TBMM Hükümeti çeşitli bölgelere sevkedilen Rumlar içinde muhtar durumda bulunanların her türlü ihtiyaçlarını karşılamak üzere, TBMM Hükümeti kararıyla 5 bin lira ayırır. Bu para “Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekaleti” tarafından tahsisat talep edilen bölgelere gönderilir.55
51 Yazıcı, a.g.e., s.142 52 y.a.g.e., s.142 53 Sarınay, a.g.m., s.49
54 “Mevcut jandarma kuvvetiyle gayri Müslim efrad-ı askeriyenin nakil ve sevki cihetine sa’y ve gayret
edilmekte olup, Maçka kazası merkezinden itibaren Zigana’ya kadar olan şosenin etrafı Rum karyeleriyle mahdud bulunduğundan mevakî-i mezkûrede bulunan Rum eşkıya ve anasırı tarafından vukû-u melhûz bir taarruz ve tecavüze meydan verilmemek ve jandarmaya kuva-i… olmak üzere bir nizamiye müfrezesinin Maçka ve Hamsiköy mıntıkasından bulundurulması hususu, Maçka Jandarma Bölüğü Kumandanlığının 17.7.37 tarihli raporunda işâr ve ifade olmağla icrâ-yı icâbına müsaade ve Alay mıntıkası Zigana dağının zirvesine yakın mahalde hitam bulduğundan ve onlardan öte taraf mıntıka Gümüşhane livasına aid olduğundan sevkedilecek kafilelerin Zigana karakolunca teslim alınması ve mezkûr karakolun ona göre takviyesi hususunun Gümüşhane Mutasarrıflığı’na işâr buyurulması marûzdur” .Çapa, s.118
Yolda hastalananlar tedavi edilmek üzere hastanelere kabul olunur. Para ve kıymetli eşyalarını, yollarda güvende olamayacağını düşünen bazı Rumlar beraberlerindeki memurlara teslim etmiş ve gittikleri yerlerde emanetlerini geri almışlardır. Öyle ki, nakil esnasında muhafızlarından gördükleri iyi muameleye karşılık memnuniyetlerini gösterir mazbatalar gönderen Rumlar da olmuştur.56 Ancak yüzlerce insanın kısa sürede bir bölgeden başka bir bölgeye taşınması esnasında kaçınılmaz olumsuzluklar da yaşanır. Bunlardan en önemlisi kararın uygulandığı ve kafilelerin taşınmaya başlandığı ilk gün gerçekleşmişti.