• Sonuç bulunamadı

4. H.1036-1037/M.1627 TARİHLİ HARPUT ŞERʻİYYE SİCİLİNİN TANITIM

3.8. Vakıf ve Fetvâ ile İlgili Belgeler

Sicilde vakıf ve fetva ile ilgili toplam altı adet belge vardır. Fetva ile ilgili belgelerde gerçek şahıslar yerine Zeyd ve Amr isimleri kullanılmıştır. Mesela belgelerin birinde, bir kasabada mevcud olan kiliselerdeki keşişlerin ellerinde cizye vermemek için ferman bulunduğundan cizye toplamakla görevli kişinin bunlardan cizye istemeye hakkı olup olmadığına dair görüş istenmiştir. Verilen cevapta ise olmaz denilerek, nedeni açıklanmıştır432

.

Nisan 1627 tarihli bir belgede ise Pervane Ağa Mescidiʼnin mütevellisi Usta Mehmed, önceki mütevelli Mehmed Çelebiʼde mescidin vakf akçesinden ikiyüz otuz altın akçesi olduğunu ve bu meblağı vazifesi nedeniyle kendisinin aldığını, ayrıca Mehmed Çelebiʼnin Koca Çorbacı Mezarı akçesinden on muʻamele guruş alıp, mescidin tamirine harcadığı, kalan yirmi selimi bir guruşdan on guruşu alıp, aralarında alacak-verecek kalmadığı sicile kaydedilmiştir433

. 424 HŞS., 38244-III, s.119/b.1. 425 HŞS., 38244-III, s.46/b.3. 426 HŞS., 38244-III, s.5/b.1. 427 HŞS., 38244-III, s.174/b.3. 428 HŞS., 38244-III, s.46/b.3. 429 HŞS., 38244-III, s.56/b.2; HŞS., 38244-III, s.91/b.3. 430 HŞS., 38244-III, s.39/b.2. 431 HŞS., 38244-III, s.94/b.4. 432 HŞS., 38244-III, s.170/b.3. 433 HŞS., 38244-III, s.16/b.2.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4. METİN TRANSKRİPSİYONU

snv./b.1:

Bin otuz altı recebinden otuz yedi saferine dek

s.1/b.1:

Budur ki Kasaba-i Harpurt sakinlerinden Ramazân Beşe bin Abdullah meclis-i şerʻde Karye-i Arındık zimmîlerinden Keşîş veled-i Karaca nâm zimmî muvâcehesinde takrîr-i daʻvâ idüb didi ki bundan akdem bir riyâl guruş otuz şâhâne iken yüz yiğirmi üç tamâm guruş iş bu mezbûr Keşîş ile karındaşı Balik'de alacak hakkım olub altmış bir buçuk tamâm guruşu mezbûr kabûl idüb ve altmış bir buçuk tamâm guruşu mezkûr Balik kabûl idüb hâlâ zikr olunan altmış bir buçuk tamâm guruş hakkımı mezkûr Keşîş'den taleb iderim su'âl olunsun didikde gıbbe's-su'âl mezkûr Keşîş cevâb virüb didi ki altmış bir buçuk tamâm guruşu ben vireyüm dimedim ve kabûl dahi itmedim deyü inkâr itdikde merkûm Ramazân Beşeʼden daʻvâsına mutâbık beyyine taleb olundukdan ahâlî-i müslimînden muharrirü'l müderris es-Seyyid Hüseyin Efendi bin es-Seyyid Ömer Efendi ve Hâcı Ali bin Mehmed nâm kimesneler li-ecli'ş-şahâde hâzırân oldukları didi ki mezbûran Keşîş ile karındaşı mezkûr Balik'den bizim huzûrumuzda merkûm Ramazân Beşe bir riyâl guruş otuz şâhâne iken yüz yiğirmi üç tamâm guruş hakk taleb idüb altmış bir buçuk tamâm guruş mezkûr Keşîş ben vireyüm deyü kabûl idüb ve altmış bir buçuk tamâm guruşu dahi mezbûr Balik ben vireyüm kabûl idüb biz mezbûranın ikrârlarına şâhidleriz deyü şahâdet-i şerʻiyye eylediklerinde şahâdetleri hîn- i kabûlde vâkiʻ olub mâ-vakʻa bi't-taleb kayd olundı. Tahrîren fî evâhir-i şehr-i Recebü'l-mürecceb sene sitte ve selâsîn ve elf.

Şühûdü'l-hâl

Kıdvetü'l-ümerâ İbrahim Bey Hazretleri, Mustafa Çâvûş Dergâh-ı ʻÂlî, Hâcı Süleyman Musa, Küçük Ağa Kanber, Ali Çelebi Şeyhican ve gayrihim.

s.1/b.2:

Budur ki Kasaba-i Harpurt sâkinlerinden Râhiye bint-i Rıdvân nâm hâtûn tarafından bu husûsçün Tufan Koca ve Ahmed bin Abdullah nâm kimesneler şahâdetleri ile bu husûsçün vekîli olub zevcî olan Şaʻbân bin Kasım nâm kimesne meclis-i şerʻde Hanzâde bint-i Abdullah nâm hâtûn tarafından zevcî olan Yusuf bin Abdullah muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb didi ki müvekkilem mezbûreye babasından irs-i şerʻle intikâl idüb Ozan Nâhiyesi'nde vâkiʻ olan bağın ki bir tarafı Bekir bağça ve bir tarafı Mehmed bağı ve bir tarafı Osman bağı ve bir tarafı Hızır hâlî bu hudûd ile mahdûd olan bağın eşcar-ı müsmire ve gayr-ı müsmiresiyle ve damı ve suyu ve tevâbiʻ ve levâhıkıyla bi'l-cümle mezbûre Hanzâde'ye otuz riyâl guruşa vekâleten beyʻ-i bât-ı sahîh ile beyʻ idüb kabz-ı semen ve teslîm-i mebîʻ eyledim zikr (olunan) bağdan müvekkilem mezbûrenin ʻalâkası kalmadı didikde mukırr-ı mezbûrun (s.2) vech-i meşrûh üzere vâkiʻ olan vekâleten ikrârını mukırr-ı lehü'l-mezbûr Yusuf dahi vekâleten tasdîk ve kabûl idüb mâ-vakʻa bi't-taleb kayd olundı. Tahrîren fî evâhir-i şehr-i Recebü'l-mürecceb sene sitte ve selâsîn ve elf.

Şühûdü'l-hâl

Ömer Çelebi Bababerk, Monlâ Musa İmam, Hasan Çelebi Alican, Musa Karındaşı Monlâ Süleyman Müezzin, Asâleten Abdullah.

s.2/b.1:

Budur ki Kalʻa-i Harpurt sâkinlerinden Osman bin Davud Çelebi meclis-i şerʻde Karye-i Hüseynik'den Losik veled-i Asuzder nâm zımmî muvâcehesinde ikrâr ve takrîr- i kelâm idüb didi ki bundan akdem işbu mezbûr Losik bizim murâbaʻamız olub bir müd darûsuyla on beş guruş alacağımız olub zikr olunan darû ile on beş guruşu karındaşım Osman ve Bekir ve ben alub kabz idüb ibrâ ve ıskat idüb mezbûrda min-baʻd ʻalâkamız kalmayub fasl olduk didikde mukırr-ı mezbûrun vech-i meşrûh üzere vâkiʻ olan ikrârını mukırr-ı lehü'l-mezbûr Losik dahi bi'l-muvâcehe tasdîk idüb kayd olundı. Tahrîren fî târîhi'l-mezbûr.

Şühûdü'l-hâl

Yusuf bin Abdullah, Mehmed Çelebi Karaca, Hâcı bin Karaca, Kör Veli Ali, Hâcı Bayram Munzur, Beyâzid Abdullah ve gayrihim.

s.2/b.2:

Budur ki Karye-i Sürsürü zımmîlerinden Poğik veled-i Dirik nâm zımmî meclis- i şerʻde kebîr karındaşı Kasrik nâm zımmî muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb didi ki işbu mezbûranla cümle malımız müşâʻ ve müşterek olub bu ana dek bir yerde idük hâlâ malımızdan sarfı lâzım gelmekle bundan akdem Küçük Ağa'ya ve sâ'îrlere taksîr deynimiz var ise bi'l-cümle mezbûr Kasrik kendü edâ idecek olub ve hâlâ yedimizde olan evlerden ve bağ ve bağçe ve öküz ve inek ve câmûs ve merkeb sulu ve susuz tarlalar ve tecemmülâthâne ve tereke her neyimiz var ise bi'l-cümlesinden bana âyid olan nısf hissemden bi'l-külliyye fârig olub ʻalâkam olmayacak oldı baʻde'l-yevm ben zikr olunan emvâl ve erzâkımdan aslâ hisse taleb itmeyecek oldum ve mezkûr dahi benden bir akçe borç taleb itmeyüb bi'l-cümle kendü sahiblerine edâ idecek oldı didikde tarafeynin rızâlarıyla kayd olundı. Tahrîren fî evâhir-i şehr-i Recebü'l-mürecceb sene sitte ve selâsîn ve elf.

Şühûdü'l-hâl

Hacı Süleyman, Musa, Hacı İbrahim Bakkal, Hacı Mehmed Karakaş, Mahsûd bin Hamza, Avasab Mardin.

s.3/b.1:

Budur ki Kasaba-i Harpurt sâkinlerinden Zeyneb bint-i Pîr Ali meclis-i şerʻde Ali Çelebi bin Baytâr Halil mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb didi ki bundan akdem vefât iden el-Hâc İbrahim nâm müteveffâdan evim ve evlerim birer seneden yetmiş ʻaded guruş hakkım olub meblağ-ı mezbûrdan on guruş bâkî kalub hâlâ on guruş dahi işbu müteveffâ-yı mezbûrun karındaşı merkûm Ali Çelebi yedinden ben alub kabz ve kabûl idüb ʻalâkam kalmadı didikde mukırr-ı mezbûrenin vech-i meşrûh olan ikrârını mukırr-ı lehü'l-mezbûr Ali Çelebi dahi tasdîk idüb bi't-taleb kayd olundı. Tahrîren fî evâsıt-ı şehr-i Recebü'l-mürecceb sene sitte ve selâsîn ve elf.

Şühûdü'l-hâl

el-Hâc Seyyid Ebûbekir bin Velican, Monlâ Osman bin Monlâ Hüseyin, Ahmed Muhzır ve gayrihim.

s.3/b.2:

Budur ki Kasaba-i Harpurt sâkinlerinden olub erbâb-ı tımardan Abdurrahman Ağa meclis-i şerʻe gelüb takrîr-i kelâm idüb didi ki Kuzabad Nahiyesi'nde vâkiʻ Pelte nâm karye ʻakarında bir kıtʻa tarla mîrimîrân tarlası dimekle maʻrûf olub bir cânibi Karye-i Bizmişen'den gelen yol ve bir tarafı Tomas tarlası ve bir tarafı ve bir tarafı434 şehirden gelen yol ki Hasan Çavuş sınurıdır ve bir tarafı tepecük geven (ve) derguşen(?) bu hudûd ile mahdûd olan bir kıtʻa tarla yerinin hâlî olub tapuya müstahakk olmağın sâhib-i arz olub bundan akdem Bağdad seferinde vefât iden merhûm Mehmedcan Ağa bana tapuya virüb kıbel-i şerʻden dahi hüccet taleb iderim deyü yedinde olan tapu temessük ibrâz idüb nazar olundukda mazmûnu temessük mezbûrun takrîrine muvâfık görüldükden sonra sicil-i mahfûza kayd olundı. Tahrîren fî evâsıt-ı şehr-i Recebü'l- mürecceb sene sitte ve selâsîn ve elf.

Şühûdü'l-hâl

İbrahim Çelebi bin Hüseyincan Ağa Mîralây, Seltan Ahmed Muhzır, Osman Beşe Merdüm-i Efendi, Ali Çelebi bin Monlâ Halîm ve gayrihim.

s.3/b.3:

Budur ki Kasaba-i Harpurt sâkinlerinden olan Kıdvetü'l-ümerâ-i İbrahim Bey Hazretleri meclis-i şerʻde Karye-i Mornik zımmîlerinden Dirik veled-i Hosyar nâm zımmî muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb didi ki bundan akdem işbu mezbûrda ve Barunik ve Malkik birbirine kefîl-i bi'l-mâl yüz elli guruş alacağım olub mukâbelesinde karye-i mezbûre ʻakarında vâkiʻ bir kıtʻa tarlaların ki iki tarafı yine müşârün-ileyh Bekir Hazretleri ve bir tarafı Ali Beşe ve bir tarafı Hızır (silinmiş) bu hudûd ile mahdûd olan bir kıtʻa tarlaların ki yoldan su hisselerini rehn vazʻ itmişler idi hâlâ zikr olunan yüz elli guruşu merkûm Dirik yedinden bi't-tamâm ben alub kabz idüb zimmetlerin ibrâ ve ıskat eyledim ve zikr olunan su hissesiyle bir kıtʻa tarlaların rehininden halâs idüb mezbûrun Dirik ve Barunik ve Malkikʹde min-baʻd ʻalâkam kalmadı didikde müşârün-ileyh İbrahim Bey Hazretleri vech-i meşrûh üzere vâkiʻ olan ikrârını mezkûr Dirik dahi tasdîk ve kabûl idüb kayd-ı sicil olundı. Tahrîren fî evâhir-i şehr-i Recebü'l-mürecceb sene sitte ve selâsîn ve elf.

434 İki defa yazılmıştır.

Şühûdü'l-hâl

Fahrü'l-müderris es-Seyyid Hüseyin Efendi, Ramazân Beşe Abdullah, Ali Çelebi Şeyhican, Hacı Süleyman Musa, Mevlûd Beşe Cündibaşı, Küçük Ağa Kanber ve gayrihim.

s.3/b.4:

Budur ki Karye-i Mornikʼden Dirik veled-i Hosyar ve oğlu Kirakos nâm zımmîler meclis-i şerʻde Ramazân Beşe bin Abdullah muvâcehesinde her biri ikrâr ve iʻtirâf idüb didiler ki işbu merkûm Ramazân Beşeʼye elli riyâl guruş deynimizde virecek deynimiz olub ve birbirimize kefîl-i bi'l-mâl olub meblağ-ı mezbûr mukâbelesinde karye-i mezbûrede vâkiʻ olan evlerimizi ve bağ ve bağçe ve öküz ve inek ve câmûs ve merkeb ve tarlalar ve tecemmülâthâne her nemiz var ise bi'l-cümle rehn vazʻ idüb ve hem merkûm Ramazân Beşe târîhü'l-kitâbdan dört seneye dek murâbaʻa dahi olduk ki nekadar arpa ve buğday ve daru ve yine sarmısak ve sâ'îr hubûbât her ne zirâʻat idersem bi'l-cümlesin içinde merkûm virecek olub olub435 zimmet üzerinde ʻöşr çıkdıkdan sonra noksan bakiyesi münâsafa üzere taksîm idecek oldık ve benden gayri sâ'îrleriyle bir kile tereke ziyâde (s.4) virecek olursuz kendü hissemize yine merkûm müşterek olsun ve ne zamân murâbaʻalıkdan çıkarsuz zikr olunan elli riyâl guruşı kendüye teslîm itdiğimizde fekk-i rehn idecek oldık didiklerinde merkûm Ramazân Beşe dahi mezbûran Dirik ve Kirakos'un ikrârlarını tasdîk idüb kayd olundı. Tahrîren fî evâhir-i şehr-i Recebü'l- mürecceb sene sitte ve selâsîn ve elf.

Şühûdü'l-hâl

Kıdvetü'l-ümerâ-i İbrahim Bey Hazretleri, Fahrü'l-müderris es-Seyyid Hüseyin Efendi, Ali Çelebi Seferhan, Hacı Süleyman Musa, Küçük Ağa Kanber, Mevlûd Beşe Cündibaşı ve gayrihim.

s.4/b.1:

Budur ki Karye-i Mığı sâkinlerinden Kadim bint-i Hasan nâm hâtûn meclis-i şerʻde Karye-i Pekinik'den Kakik veled-i Hazruk nâm zımmî muvâcehesinde takrîr-i daʻvâ idüb didi ki bundan akdem ben Perçenç nâm karyede sâkin olub karye-i Pekinik ʻakarında vâkı olub ʻammûm oğlu Mehmed ile müşterek olan bağımızun mezbûr Mehmed kendüye ʻâyid olan hissesin işbu mezbûr Kakik on bir guruşa beyʻ itmiş hâlâ

435 İki defa yazılmıştır.

ben istimâʻ eyledüğüm gibi bilâ-te'hîr şüfʻa dutub gelüb sicil itdirüb hâlâ zikr olunan bağı taleb iderim didikde mezkûr Kakik beş seneden ziyâdedir ben zikr olunan bağı merkûm Mehmed'den iştirâ itmişim mezbûre işitmişdir diyücek mezbûre ben işitmedim deyü inkâr idecek mezbûr Kakik şâhidim yokdur yemîn eylesün diyücek mezbûre Kadim zikr olunan bağı merkûm Mehmed beyʻ eyledüğün bu ana dek işitmedüm deyü kimesne dahi dimedi deyü yemîn-bi'llâh itdikden sonra mezbûr Kakik on bir guruşu alub bağı mezbûr-ı mezbûre Kadime teslîm idüb ʻalâkası (kalmayıb) mâ-vakʻa kayd olundı. Tahrîren fî târîhi'l-mezbûr.

Şühûdü'l-hâl

Mustafa Çâvûş-ı Dergâh-ı ʻÂlî, Ali Çelebi Monlâ Halîm, Yusuf İnâyet, Burak Yahya, Mustafa bin Hasan ve gayrihim.

s.4/b.2:

Budur ki müteveffâ Şeyhimiz Halife'nin menkûhası olan Hadîce bint-i Ali nâm hâtûn tarafından bu husûsçün Seydi Ahmed bin Yar ve Monlâ Ahmed bin Demir şahâdetleri ile vekâlet-i sâbite olan Monlâ Ahmed bin Hacı Fethi nâm kimesne meclis-i şerʻde Monlâ Abdulkadir Halîfe bin Monlâ Yahya muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb didi ki müvekkilem mezbure Hadîce karıyı merkûm Monlâ Abdulkadir Halîfe bu ana dek yanında besleyüb ve hâlâ yine yanında olub ve müvekkilem mezbûreye dahi müteveffâ-yı mezbûr Şeyh Ömer Halife'den irs-i şerʻle intikâl idüb mezbur yedinde olan Medrese Mahallesinde vâkiʻ olan evlerden ve içinde olan tecemmülâthâneden ve Müridi Nahiyesi'nde vâkiʻ hudûdı maʻlûm olan bağdan kendüye ʻâyid olan teğek bağından ʻâyid ve râciʻ olan hissesini bi'l-cümle merkûm Abdulkadir Halife'ye hibe ve temlîk ve teslîm idüb ve merkûm dahi alub kabûl ve kabz ve tesellüm kılub ve merkûm (s.5) Abdulkadir Halife yine müvekkilem mezbûreye bir kelâm-ı şerif dahi hatm idecek oldı zikr olunan bağlarda ve emekde ve tecemmülâthânede müvekkilem mezbûrenin min-baʻd ʻalâkası kalmadı baʻde'l-yevm mülk-i mevhûbedir keyfe mâ-yeşâ mutasarrıf ola didikde mukırr-ı mezbûrun vech-i meşrûh üzere vâkiʻ olan vekâleten ikrârını hibesini mukırr-ı lehü'l-mezbûr Abdulkadir Halife dahi tasdîk ve bir hükm-i şerif hatm itmeği kabûl idüb mâ-vakʻa bi't-taleb kayd olundı. Tahrîren fî evâhir-i şehr-i Recebü'l-mürecceb sene sitte ve selâsîn ve elf.

Şühûdü'l-hâl

Monlâ Osman Efendi, Mahmud Ağa Pîr Veli, İbrahim Monlâ Ahmed, İsmail Karındaşı, Hüseyin Karındaşı, Monlâ Hasan Şâh Hüseyin ve gayrihim.

s.5/b.1:

Vech-i tahrîr-i sicil budur ki Kasaba-i Harpurt Kazâsı'na tâbiʻ Zeyve nâm karye(de) merhûm ve mefkud Musa Herdi Tekyesi'nin şeyhi olan Şeyh Hacı bin Şeyh Yusuf meclis-i şerʻ-i şerîfe gelüb takrîr-i kelâm idüb didi ki mâ-tekaddemden bu ana dek Musa Herdi'nin şeyhi ve türbedarı olub bu ana dek cümle tekâlifden muʻâf ve müsellem olub Han karyemiz ahâlîsi benden ve oğullarımdan haraç taleb itmekle varub Diyarbekir'de sûret-i defter çıkarub mûcebince sâhib-i devlet hazretlerinden dahi mektûb-ı şerif getürmişim nazar olunub mûcebince kıbel-i şerʻden dahi hüccet taleb iderim deyü sûret-i defter ve mektûb-ı şerif ibrâz itdikde merkûm Şeyh Hacı'nın yedinde olan sûret-i defter ve mektûb-ı şerif takrîrine muvâfık görülmeyüb kayd olundı. Tahrîren fî târîhi'l-mezbûr.

Şühûdü'l-hâl

Abdulkadir el-Halife, Monlâ Osman el-Müderris, Mahmud Ağa Yalanuztoros, Monlâ Nı met bin Fethullah, Ahmed bin Zekeriya, diğer Ahmed bin Bakkal ve gayrihim.

s.5/b.2:

Budur ki Kasaba-i Harpurt sâkinlerinden olub bundan akdem vefât iden İbrahim Beşeʼnin karındaşı olan Murtazâ Beşe bin el-Hâc Hasan Ağa meclis-i şerʻde Pîri bin Tanrıverdi muvâcehesinde ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb didi ki bundan akdem işbu mezbûr Pîri'den karındaşım müteveffânın üçyüz guruşu olub taleb eyledüğümde mezbûr alacağım var idi aldım diyücek bendahi ʻilm-i hâsıl eyledüm zikr olunan üçyüz guruş daʻvâsından fârig olub baʻde'l-yevm benim mezbûrda ve mezbûr Pîri'nin bende bir nizâʻmız kalmadı didikde mukırr-ı mezbûr vech-i meşrûh üzere vâkiʻ olan ikrârını mukırr-ı lehü'l-mezbûr Pîri dahi tasdîk idüb mâ-vakʻa bi't-taleb kayd olundı. Tahrîren fî târîhi'l-mezbûr.

Şühûdü'l-hâl

Usta Ahmed Kahveci, Hasan Çelebi Hüseyincan Ağa, Yusuf Çelebi Bâzârbaşı, Alican Çelebi Hüseyincan Ağa, Halil bin Hâcı Hasan, Monlâ Yusuf Çelebi ve gayrihim.

s.5/b.3:

Budur ki Mahrûse-i Diyarbekir sâkinlerinden olub yeniçeri ümerâsından olan Ahmed Beşe bin Ali nâm râcil meclis-i şerʻde Kasaba-i Harpurt sâkinlerinden olub bundan akdem Bağdad Seferi'nde vefât iden yeniçeri ümerâsından olan İbrahim Beşe el- Hâc Hasan Ağa nâm râcilin karındaşı olan Murtazâ Beşe muvâcehesinde ikrâr ve takrîr- i kelâm idüb didi ki bundan akdem müteveffâ-yı mezkûr İbrahim Beşeʼnin zimmetinde bin riyâl guruş alacak hakkım olub meblağ-ı mezbûrdan mukaddemâ altıyüz riyâl guruş merkûm Murtazâ Beşe alub kabz idüb dörtyüz riyâl guruşum bâkî kalmış idi hâlâ gelüb dört yüz elli esedî guruş dahi aldum ki hesabı riyâl dörtyüz riyâl guruş ider merkûm Murtazâ Beşeʼden bi't-tamâm alub kabz idüb zimmetin ibrâ ve ibrâ ıskat idüb baʻde'l- yevm müteveffâ-yı mezbûr İbrahim Beşeʼde ve merkûm Murtazâ Beşeʼde zikr olunan bin guruşdan bir akçe ve bir habbe alacağım ve ʻalâkam kalmadı didikde mukırr-ı mezbûrun vech-i meşrûh üzere vâkiʻ olan ikrârını mukırr-ı lehü'l-mezbûr Murtazâ Beşe dahi tasdîk ve kabûl idüb mâ-vakʻa bi't-taleb kayd olundı. Tahrîren fî evâhir-i şehr-i Recebü'l-mürecceb sene sitte ve selâsîn ve elf.

Şühûdü'l-hâl

Mustafa Çâvûş Dergâh-ı ʻÂlî, Fahrü'l-müderris es-Seyyid Hüseyin Efendi, Bekir Beşe bin Emir Çelebi, Mustafa Çelebi Pîrbaba, Veli Beşe Erzurumlu, Arnavud Mehmed Beşe, Hâcı Mustafa bin Hâcı Mustafa ve gayrihim.

s.5/b.4:

Budur ki Uncı Hüseyin Ferhad Beşeʼden on bir riyâl guruş taleb idüb mezbûr târîhü'l-kitâbdan sene tamâmına kavlimiz vardır deyü mukırr oldukda mezbûr altı aydır diyücek mezbûr altı ay olduğuna yemîn eyle didikde mezbûr yemînden nükûl idüb kayd olundı. Tahrîren fî târîhi'l-mezbûr.

Şühûdüʹl hâl

Piyâle Muhzır, Küçük Ahmed Muhzır ve gayrihim.

s.6/b.1:

Budur ki Kasaba-i Harpurt sâkinlerinden Hasan bin Ahmed meclis-i şerʻde karındaşı Ebûbekir muvâcehesinde takrîr-i daʻvâ idüb didi ki bundan akdem karındaşım mezbûr Ebûbekir ile tefrîk olduğumuzda Zâdenimiz Bağı ve Halîm Bağı dimekle maʻrûf bağı ben alub babamız bağın mezbûr alub hâlâ mezbûranı Halîm Bağın zabt

itmeğe mâniʻ olub su'âl olunub menʻ olunmasın taleb iderim diyücek mezbûr Ebûbekir cevâb virüb didi ki bundan akdem mezbûr ile cümle malımız müşâʻ ve müşterek olub bir yirde iken babamız bağından hudûdı maʻlûm olan bir mikdâr yiri merkûm Halîm'e beyʻ olunub baʻdehû bir şüfʻa dutub Halîm'den alub yine babamız bağına idüb baʻde tefrîk olduğumuzda zikr olunan babamız bağın ben alub ve Zâdenimiz Bağın mezbûr almışdır diyücek merkûm Hasan inkâr itdikde mezbûr Ebûbekir'den sıdk-ı daʻvâsına mutâbık beyyine taleb olundukda udûl-ı müslimînden Osman bin Mustafa ve diğer Osman bin Ramazân nâm kimesneler hâzırân olduklarında didiler ki fi'l-vâkiʻ bundan akdem mezbûrlar bir yirde iken Halîm alduğı bağı babalarının bağından oğlu Şahin'e dutub alub yine babaları bağını zabt idüb asıl babaları bağından oğula zikr olunan babaları bağın ve Halîm Bağı dahi maʻen mezbûr Ebûbekir alub ve Zâdenimiz Bağıʼn mahdûd merkûm Hasan alub Halîm Bağıʼndan ʻalâkası yokdur deyü şahâdet-i şerʻi eyledüklerinde şahâdetleri hayyiz-i kabûlde vâkiʻ olub kayd olundı. Tahrîren fî evâhir-i şehr-i Recebü'l-mürecceb sene sitte ve selâsîn ve elf.

Şühûdü'l-hâl

Monlâ Ebû'l-Kasım Monlâ Merid, Monlâ İsmail el-Hatib, Ömer Çelebi Bababerk, Mahmud Ağa Pîr Veli, Kürd Budak Hamîd ve gayrihim.

s.6/b.2:

Budur ki Kasaba-i Harpurt sâkinlerinden Sahib bint-i Monlâ Seyyid Ahmed nâm hâtûn tarafından bu husûs içün Şeyhican Çelebi bin Hızır nâm ve Hüseyin Çelebi bin Mevlûd nâm kimesnelerün şahâdetleri ile vekâlet-i sâbite olan Mehmed bin el-Hâc Mustafa nâm kimesne meclis-i şerʻde Küçük el-Hâc Mustafa Beşe mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm idüb didi ki müvekkilitem mezbûrenin Camiʻ-i Kebir Mahallesi'nde vâkiʻ bir bâb kış evi ki iki tarafı müşterî-i mezbûr ve bir tarafı müvekkilitem mezbûrenin odası ve bir tarafı yol bu hudûd ile mahdûd olan bir bâb kış evi işbu mezbûr Küçük el- Hâc Mustafa Beşeʼye otuz ʻaded riyâl guruşa beyʻ-i bât-ı sahîh ile beyʻ idüb kabz-ı semen ve teslîm-i mebîʻ eyledim baʻde'l-yevm mülk-i müşterâsıdır keyfe mâ-yeşâ mutasarrıf ola didikde mukırr-ı mezbûrun vech-i meşrûh üzre vâkiʻ olan vekâleten

Benzer Belgeler