• Sonuç bulunamadı

4. H.1036-1037/M.1627 TARİHLİ HARPUT ŞERʻİYYE SİCİLİNİN TANITIM

3.7. Sosyal Yapı ve Toplumsal İlişkiler

3.7.2. Toplumsal Düzeni Bozan Olaylar

İncelemiş olduğumuz sicilde halkın huzurunu bozan belgeler daha çok hırsızlık, adam yaralama, cinayet, hakaret, sınır davaları, su ve yol anlaşmazlıkları ile ilgili konulardan oluşmaktadır.

3.7.2.1. Hırsızlık Olayları

Halkın güvenliğini tehdit eden olaylardan biri hırsızlıkdır. Hırsızlık davalarına baktığımızda daha çok davacının delili olmadığını, şüphelenilen şahısa yemin ettirildiğini ve genelde suçlunun bulunamadığını görüyoruz. Mesela bir belgede Divane adlı şahıs eşi Nuriyeʼyi boşadığını, ancak Nuriyeʼnin giderken yirmi kuruşunu da alıp gittiğini iddia etmektedir. Nuriye inkar edince, Divane yemin etmesini istemiş, Nuriye de almadığına yemin etmiştir401

. Bir diğer belgede ise Yusuf bin Abdullah gece Tecnik adlı zımminin evi avlusunda yatarken bir çuka dolama, çuka hekman, dülbend, serpuş ve bir çift çizmesinin çalındığını mahkemede kaydettirmiştir402

.

Bir diğer belgede; Nasuh Beşe gece on beş davarının kaybolduğunu ve bu davarları Arslan adlı kimsenin yanında gördüğünü, sorduğunda Arslanʼın davarları meşe içinde bulduğunu ve kendisine teslim ettiğini söylemiştir. Ancak Müslim Ağa bu davarları Arslanʼın başka yerden çaldığını ve Nasuh Beşeʼnin davarları olmadığını iddia etmiştir. Bunun üzerine şahitlere başvurulmuş ve şahitlerin bu davarların Nasuh Beşeninkiler olduğunu söylemeleriyle dava sonuçlanmıştır403

.

Bir diğer belgede ise Sipahi Osman Beyʼin sefere giderken kavak çayırında bir baş atı çalınmıştır. Osman Bey sefer yerine ulaştığında olayı sadrazama anlatmış, sadrazamda Kaymakam Mustafaʼdan, Osman Beyʼe başka bir at vermesini ve çalınan

399 HŞS., 38244-III, s.53/b.2. 400 HŞS., 38244-III, s.67/b.3. 401 HŞS., 38244-III, s.130/b.3. 402 HŞS., 38244-III, s.103/b.1. 403 HŞS., 38244-III, s.62/b.3.

atın bulunmasını istemiştir. Sipahinin elinde tutsağı olup, tutsak teslim alınmış ve kendisine başka bir at verildikten sonra; Çekü, Şemsek, Şütkan, Samle, Keydan, Yermi, Hatungölü, Mirtu ve Behrimaz karyelerinin ahalisinin teftiş edilmesi için Yusuf Bey gönderilmiş ve Yusuf Beyʼe yardımcı olunarak, çalınan atın mutlaka bulunması istenmiştir404

.

3.7.2.2. Öldürme, Yaralama ve Hakaret Olayları

İncelemiş olduğumuz sicilde öldürme, yaralama ve hakaret olaylarına ilişkin belgeler de bulunmaktadır. Bu belgelerden anladığımız kadarıyla günümüzde çok basit görülen hakaret olayları dahi sicile kaydedilmiştir. Bir belgede; Babacan adlı zımminin Kulcan adlı zımmiye puşt ve kahbe dediği şahitlerin şahadetleriyle sicile kaydedilmiştir405. Yine bir başka belgede Kürd Küçük Ağa, Mahmud Beşeʼnin

kendisine hırsız dediğini sicile kaydettirmiştir406. Bir diğer belgede ise İbrahim bin

Palancı, Himmet bin Muradʼın ağzına vurup, iki dişini çıkardığını söyleyerek, davacı olmuştur. Himmet inkâr edince, İbrahimʼden iddiasını kanıtlayacak delil istenmiş, ancak İbrahim delil gösteremeyince, Himmetʼten yemin etmesi istenmiş ve Himmetʼin yemin etmesiyle de dava sonuçlanmıştır407.

Sicilde Kiğıvenk Karyesi zımmilerinden Naftik veled-i Bekikʼin öldürülmesi ile ilgili çok sayıda belge vardır. Bu belgelere bakacak olursak; öldürülen Naftikʼin akrabalarının katilin Arkik veled-i Tevce olduğunu onayladıkları ve karyenin diğer zımmileriyle bir davalarının olmadığının tescili 408 , yine öldürülen Naftikʼin

akrabalarının katilin Zülfi Beyʼin yanında saklandığı iddiası ve Zülfi Beyʼin inkâr ederek yemin etmesi409, yine katil Arkik ile kardeşi Hazrukʼun mallarının ortak olması ve Naftikʼin akrabalarının Hazrukʼdan dem ve diyet talep etmeleri üzerine aralarında anlaşmazlık çıktığı, araya Müslümanların girmesiyle Hazrukʼun dem ve diyet bedeli olarak yirmi bir bin akçe ödediği ve Naftikʼin akrabalarının Arkik ve Hazrukʼla davalarının kalmadığı410

konuları ile ilgilidir.

404 HŞS., 38244-III, s.148/b.1. 405 HŞS., 38244-III, s.43/b.3. 406 HŞS., 38244-III, s.47/b.3. 407 HŞS., 38244-III, s.15/b.5. 408 HŞS., 38244-III, s.34/b.3; HŞS., 38244-III, s.35/b.3. 409 HŞS., 38244-III, s.39/b.1. 410 HŞS., 38244-III, s.41/b.1.

Sicilde ölüm keşifleriyle ilgili belgeler de bulunmaktadır411

. Bir belgede Yılan Geçiren Mezrasıʼnda öldürülen Kesberʼin akrabaları, mahkemede Kesberʼin öldürüldüğünü ve naib tarafından keşif yaptırıldığını ancak katilin bulunamadığını söylüyorlar ve olayın geçtiği yerdeki civar mezralardan diyet talebinde bulunuyorlar. Bizzat beylerbeyinin müsellimi tarafından Mehmed Ağa ile diğer Müslümanlar olayın geçtiği yere gidip, birkaç defa bağırıp, civar mezraların duyup duyamayacağı anlaşılmaya çalışılıyor ve bağırtıların duyulamayacağı tesbit edildiğinden, mahkeme diyet ödenemeyeceğine karar veriyor412

.

3.7.2.3. İdarecilerin Yaptıkları Haksızlıklar

Sicilde bazı devlet görevlilerinin halktan zorla vergi aldıkları yönünde birkaç tane belge yer almaktadır. Bu belgelerden birinde Pertek Sancağı Ribat Karyesiʼnden bazı kimseler ordu-yı hümayuna giderek arzlarını bildirmişlerdir. Kimi on beş, kimi yirmi beş seneden beri Harputʼta sakin iken her sene ferman olunan avarız, nüzül vs. vergilerini kasaba halkı ile birlikte verdiklerini ve avarız gerektiren evleri yok iken Pertek Kazasıʼnda yeni köy zabiti olanların kendilerinden vergi talebinde bulunduklarına dair şikayetçi olmuşlardır. Amid sahrasından Harput kadısına hitaben gönderilen fermanda konunun araştırılması eğer doğru ise bunların men edilmesi istenmiştir413

.

Harput kadısı tarafından merkeze sunulan arzda ise bin otuz yedi senesi için nüzül akçesinin toplanması ile görevlendirilen silahdar Hasan İsaʼnın emr-i şerifde tayin olunan on beş kuruş yerine her bir haneden zorla yirmi sekiz kuruş topladığı bildirilmiştir. Erzurum sahrasından gönderilen fermanda her bir haneden on beş kuruş alınması emredilmiştir414

.

3.7.2.4. Komşular Arasındaki Anlaşmazlıklar

İncelemiş olduğumuz sicilde daha çok yol, su yolu, çeşme suyunun kullanımı, sınır gibi konularda anlaşmazlıklar olduğu görülmektedir. Nisan 1627 tarihli bir belgede; Koca İshak adlı zımmi Mornik Karyesiʼnde bulunan Dirnek Gölü diye bilinen çeşmenin kendi mülkü olduğunu, ancak çeşmenin suyunun Seferʼin bağının içinden

411

HŞS., 38244-III, s.139/b.3; HŞS., 38244-III, s.158/b.1; HŞS., 38244-III, s.165/b.2.

412 HŞS., 38244-III, s.84/b.1. 413 HŞS., 38244-III, s.136/b.1.

geçtiğini ve geçtiği yol dar olduğundan suyunun az olduğunu, yolunu açmasına ise Seferʼin mani olduğunu iddia etmektedir. Seferʼin çeşmenin suyunun yolunu açmasına izin vermesiyle dava sonuçlanmıştır415

.

Bir başka belgede; Kara Osman, el-Hac Caferʼin bağının sınırını bozduğunu, bir badem ve tut ağacını kestiğini söylemiş ve daha önce yine aralarında sınır davası olduğunu zeyl-i sicilde isimleri yazılı olan müslümanların araya girerek her birinin sınırını tayin ettiklerini ve yine eski sınırın tayin edilmesini istemektedir. Mahkemede zeyl-i kitapta isimleri yazan Müslümanlar bulunup görüşüldükten sonra önceki sınır tayin olunup, her kim sınırı bozarsa mahkemeye verilmesine karar verilmiştir416

.

Bir diğer belgede ise; Harput sakinlerinden bazı kimseler mahkemeye gelerek mahallelerinde oturan Süleymanʼın eşi Perverʼden şikayetçi olmuşlardır. Mahalle sakinleri Perverʼin cimri, edepsiz, namahremden sakınmayan ve olur olmaz günlerde evine bazı kimselerin girip çıktığını gördüklerini, defalarca kendisine nasihat ettiklerini ancak aynı şeyleri yapmaya devam ettiğini ve kendi mahallelerinde istemediklerini söyleyerek davacı olmuşlardır. Süleyman ise söylenenleri duyduklarını eğer bu olaylar bir daha tekrarlanırsa köylerine döneceklerini söylemiş ve tarafların anlaşmasıyla dava sonuçlanmıştır417

.

Benzer Belgeler