• Sonuç bulunamadı

2.1. DÜNYA BANKASI YATIRIM (PROJE) KREDİLERİ

2.1.7. Uyum Kredileri

Banka aracılığıyla kullandırılan uyum kredilerinin başlıca nitelikleri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır95;

1. Uyum kredileri, IDA ve IBRA üyeliğine sahip ülkenin yürütebileceği genel bir programa destek olmak amacıyla verilmektedir ( Yatırım kredisi ise; bir ya da daha fazla kurumun, yol, baraj, hastane inşası ya da eğitim kalitesinin iyileştirilmesi gibi belli başlı projeleri finanse etmeye ilişkindir).

2. Kredi verilecek olan ülkenin, politik ve kurumsal reform girişimlerinin ve makroekonomik idarenin, fon destekleyicilerinin beklentilerini giderecek seviyede olması beklenmektedir.

3. Uyum kredileri, ülkede bulunan bütün sektörleri veya belirli bir sektörün tümünü alakadar eden ve genelde var olan sistemin değiştirilmesini içeren uygulamalara destek vermek amacıyla açılmaktadır.

4. Genel anlamda uyum kredilerinin süreçleri, yatırım (proje) kredilerindeki süreçlerden farklı yapıdadır. Ancak birbirini takip eden bölümlerde de görüleceği gibi

93 Loan Services Group, a.g.e., s. 68. 94 Tünsoy, a.g.e., s. 53.

46

hazırlanması, müzakere edilmesi, onaylanması ve denetim yönünden aralarında pek çok fark bulunmamaktadır.

Uyum kredileri, IMF stand-by düzenlemesiyle büyük oranda benzerlik gösteren antlaşma metinlerine dayalı bir şekilde açılmaktadır. Genelde IMF stand-by düzenlemelerinden ve uzatılmış fon kolaylıklarından sonra uygulamaya konulmaktadır. Vadelendirme burada da yer almaktadır. Belli başlı amaçlar, dilimler arasında paylaştırılıp, bu amaçların gerçekleştirilmesine bağlı olarak dilimlere karşılık gelen miktarların serbest bırakılması tercih edilmektedir96.

1980’li yılların başında Türkiye’de ekonominin ve ülkenin yeniden yapılandırılması, dünya bankası ile arasında imzalanan 5 yapısal uyum kredisi ile başlatılmaktadır. Anlaşmalar sonucu getirilen önemli düzenlemelerin başında, enerji sisteminde özelleştirme, öncelik olarak altyapı projelerine önem verilmesi, ihracatın geliştirilmesi ve kamu yatırımlarında bulunan KİT’lerin azaltılması, finansal sermaye hareketlerinin altyapılarındaki hazırlık ve bu hazırlık için sermaye ve para piyasalarının işletilmesi ve kurulması, tarımda ilaç, gübre, makine, tohum gibi girdilerde devlet tekelinin kalkması gibi hususlar sıralanabilir. Sektörel alanda uyum kredileri için dünya bankası ile anlaşmalar imzalama yoluna gidilmektedir. Enerji, finans ve tarım alanında 1985’ten sonra sektörel uyum kredileri imzalanmıştır. Yeniden yapılanma gayesiyle aynı dönemlerde isimlerinde sektörel uyum bulunmasa da sağlık, eğitim ve yerel yönetimlerde proje kredisi anlaşma sağlama yoluna gidilmektedir. 2000’li yıllarında IMF ve Dünya Bankası destekli program ve bu programa uygun ekonomik reform projesi, kamu ve mali sektörü uyum projesince uygulanan yapısal düzenlemenin devam ettirileceği görülmektedir. Telekomünikasyon ve enerji gibi altyapı sektörlerinde özelleştirilmenin hızlandırılması, bankacılık sisteminin yeniden düzenletilmesi, kamu sektörüne özel bütüncül bir iyileştirme gerçekleştirilmesi ve mali kesim gibi sorunlar görülmektedir97.

IMF ve Dünya Bankası tarafından Türkiye’ye sağlanan krediler genel itibariyle bölgesel yatırım projeleri ve eğitim, sağlık alanın gibi insani yaşam alanlarını kapsmakatadır.

Krediler herhangi bir üye ülkenin yürüteceği genel bir projeyi desteklemek amacıyla açılmaktadır. Proje, belli bir sektörün tümünü veya ülkenin tamamını

96 Mahfi Eğilmez, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası Grubu ve Türkiye, Dünya

Bankası Yayınları No: 2, 1996, 64-123, s. 63.

97 Alkan Soyak, Ulusaldan Uluslar Üstüne İktisadi Planlama ve Türkiye Deneyimi, 2. Baskı,

47

ilgilendiren ve çoğunlukla mevcut sistemin tümden değiştirilmesini tasarlayan projelerdir. Krediler IMF Stand – By organizasyonuna benzeyen kredi anlaşmalarıyla verilmektedir. Belirlenen hedefler parçalara ayrılır ve hedeflere ulaşıldıkça da bu parçalar serbest bırakılabilir. Krediler, sektörel uyum kredileri ve yapısal uyum kredileri olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Sektörel uyum kredileri belli bir sektörü ilgilendiren, yapısal uyum kredileri ise tüm ülkeyi ilgilendiren kredilerdir. Yapısal uyum kredilerinde, ülkenin ekonomik sistemindeki düzenlemelere yönelik olarak verilmektedir. Üye ülkelerin yürütebileceği bir projeye destek vermek amacı ile uyum kredileri açılmaktadır98. Ülkelerin projelerini desteklemek amacıyla sağlanan krediler

yapısal ve uyum kredileri olup, bö lgesel kalkınma veya ülkenin ekonomisini iyileştirmeye yönelik hedefler taşımaktadır.

2.1.7.1. Uyum Kredilerinin Özellikleri

Yatırım kredilerinden ayrı olarak Dünya Bankası’nın uyum kredileri üye ülkenin yürüteceği genel bir programa destek vermek üzere verilmektedir. Yatırım kredileri, bir ya da birkaç kurumun, yol, baraj, eğitim hizmetlerinin iyileştirilmesi ya da hastane yapımı gibi belli başlı projelerini finanse etme hedefine ilişkin olmasına rağmen, uyum kredileri, ülkenin bütününü veya bir sektörün bütününü ilgilendiren ve genelde var olan sistemin değiştirilmesini öngören programları desteklemek maksadıyla açılır99. Uyum

kredileri diğer kredilerin aksine ülkenin hepsini kapsayacak yenilik hizmetlerini finanse etmek için sağlanamakta olup, bazı durumlarda da bir sektörü tümden kapsayabilmektedir.

Uyum kredileri süreci yönünden proje kredilerinin süreçlerinden farklılık arz etse de hazırlanma, oylanma ve denetim yönünden aralarında pek çok benzerlik bulunmaktadır. Uyum kredisi antlaşma metinleri, IMF’nin stand-by düzenlemelerine benzeyen kredi antlaşma metinlerini andırmaktadır. Genelde taksitlendirme burada da yer almaktadır. Ülkelere verilen kredilerle beraber belirli hedefler verilmekte ve hedeflerin gerçekleştirilmesi durumunda kredi dilimleri serbest bırakılmaktadır100.

Bu hedeflerle Banka, değişen istikrar ve kalkınma anlayışından hareket ile 1980’de, var olan uluslararası konjonktüre de uygun bir şekilde ödemeler dengesi istikrarıyla iç kaynak mobilizasyonu ve dışa açık kalkınma amaçlarını da içeren

98 Ekodilog, “Özgün Ekonomi ve Makale Arşivi”, Borsa, 2005, https://www.ekodialog.com/

uluslararasi_ ekonomi/uluslararasi-imar-ve-kalkinma-bankasi.html (Erişim Tarihi: 10.05.2018).

99 Eğilmez, a.g.e., s. 78.

100 Rıdvan Karluk, Uluslararası Ekonomik Mali ve Siyasal Kuruluşlar, Turhan Kitabevi, 4

48

Yapısal Uyum Kredilerini (Structural Adjustment Loans-SAL) ile bunların türevi konumunda olan sektörel bazda uyum için verilen Sektörel Uyum Kredilerini (Sectoral Adjustment Loans) kullanıma sunmaktadır. Bu kredilerde, özel bir yatırımı desteklemek yerine program dahilindeki yapısal reformları desteklemeyi amaç edinmiştir. Yapısal uyum kredileri aracılığıyla makro-ekonomik istikrarsızlığı gidermede rol alarak, kaynak dağılımını etkin kılarak büyümenin tekrar gerçekleştirilmesine aracılık edilmektedir. Söz konusu reformların ve hedeflerin başarıya ulaşması için, hedeflerin gerçekleştirilmesine bağlı olarak verilen fonların dilimleri serbest bırakılmaktadır101. Yapısal ve sektörel uyum kredilerinde temel amaç

kalkınma ve ülkelerin ekonomisinde büyümeyi sağlamak olduğundan dolayı verilen kredilerin dilimleri harcama noktasında rahat davranılmaktadır.

2.1.7.2. Yapısal Uyum Kredileri

Yapısal uyum kredileri, gelişmekte olan ülkelerin, piyasaya siyasi yönden dahil olmalarını düşürme, üretim kapasitesini arttırma ve ticaret serbestliğine yönelen yapısal değişimi içeren programlar için açılmaktadırlar. Yapısal uyum kredileri, yalnız başına açılabileceği gibi IMF aracılığıyla destek verilen ekonomik programların Dünya Bankası tarafından da destek verilmesi amacıyla da açılabilmektedirler102. ABD’nin,

İngiltere’nin, Almanya’nın gelişmiş ülkelerden olduğu, kendilerinin iç dinamikleriyle uyguladıkları neoliberal iktisat politikasını, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin mali yardımlar için danışttığı DB ve IMF gibi uluslararası işletmeler zorlamayla yapısal uyum programı uygulamaktadır.

IMF ve Dünya Bankası programları çerçevesinde, kararlılık ve yapısal uyum kredileri, belirli bir ülkeye şartlılık ilkesi çerçevesinde parçalara bölünme şartı ile verilmektedir. IMF, şartlılık gerekliliğini 1950‘li yıllarından itibaren IMF kararlılık programlarını bir takım koşullara bağladığı görülmektedir. Devletler eğer kendilerine önerilen siyaset tedbirlerini yerine getirecekleri hususunda uzlaşma sağladıkları takdirde, kredi alabilmektedirler. IMF başlangıçta ilgili ülkelerin programlarını performanslarına göre izlemektedir. Mali programlama, IMF’nin gelişmekte olan ülkelerdeki programların pratik ve teorik biçimi olarak tanımlanabilir. Mali programlama 1950 yılından buyana koşulluluk prensibinin özüdür. Mali programlama merkez bankası, ödemeler dengesinin sermaye ve cari hesapları, ulusal harcama ve kazanç, bankacılık sistemi ve kamusal hesaplamaların bir sisteme bağlandığı bir

101 Elçin Güraslan, Uluslar Arası Finansal Kuruluşlar ve Mali Reform Önerileri: Türkiye Deneyimi,

Adana, 2005, ss. 23-24 (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi).

49

hesabı arz etmektedir. Entegre, merkez bankasının ve fonların hesap gelirinin mali haritasının içine denilmektedir103. Dünya Bankası ve IMF’nin genel olarak gelişmekte

olan ülkelere sağladığı sektörel ve uyum kredileri şart olarak koşulan siyasi tedbirlerden sonra verilmektedir.

1980 yılından itibaren Dünya Bankası tarafından meydana getirilen standart bir yapısal uyum programı aracılığıyla az gelişmiş ülkelerde ekonomi politikalarına yön verilmesinde önemli rol oynanmıştır. Dünya Bankası’nın yapısal uyum programı, kamu ve özel sektörün karşılıklı dengesi, ithalat sınırlandırmalarının kaldırılması, pazarın işlevi, ihracatın teşvik edilmesi, KİT’lerin özelleştirilmesi, desteklemelerin son bulması, karşılaştırmalı üstünlüklere yönelik bir büyüme stratejisinin takip edilmesi gibi önerileri kapsıyordu. Retoriğin arka plana ve tedbirlerin dayandırıldığı teorik argümanlara rağmen, bu çeşit politikaların başlıca iki amacı bulunmaktadır: İlki, Dünya Bankası, IMF, devletlere ve özel ticari bankalara olan borçların düzenli bir şekilde ödemelerini gerçekleştirmek, bir diğeri de az gelişmiş ülkelerin ihraç edilen ürünlerin fiyatlarını daha da aşağı çekerek, kaynak transferini arttırmaktadır104. Az

gelişmiş ülkelere standart halde olan yapısal ve uyum kredileri az gelişmiş ülkelerin ekonomi politikalarında önemli rol üstlenmekte olup, az gelişmiş ülkelerin ihracatına müdahalede bulunulmaktadır.

Yapısal uyum kredilerinin amacı; geliri düşük AGÜ’lerin Dünya Bankası işbirliği ile ödemelerdeki sorunların giderilmesi için düşük faizli kredilerin verilmesidir. Kredideki bu kolaylıktan faydalanacak ülkeler Dünya Bankası ve IMF’nin işbirliği ile hazırladıkları 3 yıllık bir orta vadeli yapısal uyum programını IMF’ye onaylatmak zorundadırlar. Üye ülkeler yine IMF ile Stand Bye organizasyonuna benzer bir Yapısal Uyum Kolaylığı organize etmek zorundadırlar. IMF’nin Dünya Bankası işbirliği ile Mart 1986 ayında Yapısal Uyum kolaylığı (Structural Adiustmen Facility-SAF) ve Aralık 1987’de ise Artırılmış Yapısal Uyum Kolaylığı (Enchanced Structural Adiustment Facility-ESAF) organizasyonlarının devreye girdirilmesi ile ve Mart 1989’da iki kurumun görüşmeleriyle somutlaşmaktadır. Yapısal Uyum Kolaylığı 1986 Mart ayında özel hesap açma yolunun oluşturulduğu söylenebilir105. Az gelişmiş ülkelere verilen

103 Hüseyin Şen, “The IMF and World Bank Approaches to Macroeconomic Management In

Developing Countries”, Yönetim ve Ekonomi: Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 1999, Cilt: 5, Sayı: 1, 367–378, ss. 373-374.

104 Fikret Başkaya ve Aydın Ördek, Ekonomik Kurumlar ve Kavramlar Sözlüğü Eleştirel Bir Giriş, İstanbul, Ekim 2008, ss. 79-80.

50

düşük fazili kredilerin işbirlikleri IMF ve Dünya Bankası’na onaylatılmak durumunda olmaktadır.

2.2. DÜNYA BANKASI KREDİ KURUMLARI VE YOKSULLUK