• Sonuç bulunamadı

Eşine Şiddet Uygulayan Hükümlü Erkeklerin Egzo Düzey Özelliklerine İlişkin Bulgular Özelliklerine İlişkin Bulgular

BULGULAR VE YORUM

3.1. Eşine Şiddet Uygulayan Hükümlü Erkeklerin Genel Özelliklerine İlişkin Bulgular

3.1.3. Eşine Şiddet Uygulayan Hükümlü Erkeklerin Egzo Düzey Özelliklerine İlişkin Bulgular Özelliklerine İlişkin Bulgular

Eşine şiddet uygulayan hükümlü erkeklerin ekolojik kuram çerçevesinde sınıflandırılan egzo düzey özelliklerine ilişkin bulgular, erkeğin kendisini, ailesini ve yaşadığı yakın çevreyi de kapsayan bir alandaki sistem ve etkileşimleri içermektedir. Buna göre egzo düzey özelliklere ilişkin bulgularda, eşine şiddet uygulayan erkeklerin sosyo-ekonomik durumlarının eşlerine şiddet uygulamada etkisi olup olmadığına ilişkin görüşleri, şiddet uyguladıktan sonra herhangi bir hizmet alma durumu, böyle bir hizmeti istemesi, alınan yardımın biçimi, alınan yardıma ilişkin değerlendirmeleri, şiddetin tekrarlanamaması için alınması gereken hizmetlere ilişkin görüşleri, şiddet sorununu çözmek için cezaevinden alınan hizmetler ve hizmetlere ilişkin değerlendirmelerine ilişkin araştırma sonuçlarına yer verilmiştir. Kısacası egzo düzey özellikler sosyo-ekonomik durum ve hizmetler boyutunda tartışılmıştır.

Çizelge 58: Eşine Şiddet Uygulayan Hükümlü Erkeklerin Sosyo-Ekonomik Durumlarının Eşlerine Şiddet Uygulamada Etkisi Olmasına İlişkin Görüşleri

Sosyo-Ekonomik Durumun Eşe Şiddet Uygulamaya Etkisi Sayı Yüzde

Evet 60 48,4

Kararsızım 9 7,3

Hayır 55 44,4

Toplam 124 100

Araştırmaya katılan eşine şiddet uygulayan hükümlü erkeklerin şiddet davranışlarının ardında sosyo-ekonomik durumlarıyla bağlantılı tetikleyici unsurların olma durumuna ilişkin görüşleri alınmıştır. Bazı katılımcıların eşlerine

hiç şiddet uygulamadıkları yönündeki ısrarlı tavırları nedeniyle bu soru da daha önceki bazı sorular gibi değiştirilerek daha genel sorulmuştur. Katılımcıların neredeyse yarısı (%48,4) sosyo-ekonomik durumun eşe şiddet uygulamada etkisi olduğunu düşündüğünü belirtmiştir. Bunun yanı sıra, katılımcıların

%44,4’ü olumsuz yanıt vererek, eşe şiddet uygulamada sosyo-ekonomik durumun etkisi olmadığını belirtmiştir. Kararsız olduğunu belirtenlerin oranı ise

%7,3’tür.

Katılımcıların bu konuyla bağlantılı ifadelerinde kadının suçlanmasının yanı sıra devlet yönetimine ve politikalara ilişkin de kimi eleştiriler vardır.

“Siz eşek gibi çalışıyorsunuz affedersiniz, eşiniz evde oturuyor, çok harcıyor. Siz bunalıyorsunuz.”

“Ailenin içine girip sordun mu ne yiyorsun ne içiyorsun diye. Hemen içeri at.

Çıkınca ne yapacaksın?!”

Katılımcılar her ne kadar gelirlerinin geçimlerini sağlamada yeterli olduğunu ifade etseler de bazı konularda güçlük yaşadıkları anlaşılmıştır. Bu noktada eşine şiddet uygulayan erkeklerin, eşlerinin ‘tüketimi’ni eleştirdikleri ve bu harcamalarla geçim sağlama zorluğu çektiklerini ifade ettikleri görülmüştür.

Daha geniş düzeyde, devlet yönetiminin ailenin sorunlarına uzak tutumu da bazı katılımcılar tarafından dile getirilmiştir.

Katılımcıların ifadeleri, kadına yönelik şiddetin haklı gerekçelerle savunulması değil de; varolan sorun ve ihtiyaçlar üzerinden analiz yapılarak gerekli önlemlerin alınmasında önemli veri kaynakları olarak düşünülebilir.

Araştırmaya katılan eşine şiddet uygulayan hükümlü erkeklerin eşlerine şiddet uyguladıktan sonra şiddet davranışlarının değiştirmeye yönelik yardım alma durumlarına göre dağılımlarına bakıldığında (Bkz. Çizelge 59), katılımcıların büyük bir bölümünün (%87,1) yardım almadığı anlaşılmaktadır. Bu bulgu, eşine şiddet uygulayan erkeklerin zaten hiç şiddet uygulamadıklarını düşünmeleri ile birlikte değerlendirildiğinde aslında çok da beklenmedik durmamaktadır.

Çizelge 59: Eşine Şiddet Uygulayan Hükümlü Erkeklerin Eşlerine Şiddet Uyguladıktan Sonra Şiddet Davranışlarını Değiştirmeye Yönelik Yardım Alma Durumlarına Göre Dağılımları

Şiddet Uyguladıktan Sonra Yardım Alma Sayı Yüzde

Evet 16 12,9

Hayır 108 87,1

Toplam 124 100

Şiddetin, konuşularak bir yere varılamadığının düşünüldüğü durumlarda bir sorun çözme yöntemi olarak kullanılabileceği görüşleriyle (Bkz. Çizelge 43) ve toplumsal cinsiyet rolleri ile birlikte ele alındığında, erkeklerin şiddet içerikli davranışlarının bir sorun ya da suç teşkil edebileceğini düşünmemeleri ne yazık ki doğaldır. Toplum da erkeklerin bu durumlarını ört bas etme konusunda korkunç ir danışıklı dövüş içindedir (Real, 2004, s. 16). Çünkü zaten toplumun bizatihi kendisi bu rolleri kurgulamış ve sürdürülmesi konusunda denetimi eline bulundurmaktadır.

Bu bulgudan çok da farklı sonuç vermeyen bir başka konu, eşine şiddet uygulayan erkeğin şiddet davranışı sonrası davranışını değiştirmeye yönelik yardım almayı isteme durumlarını içeren bulgulardır.

Çizelge 60: Eşine Şiddet Uygulayan Hükümlü Erkeklerin Eşlerine Şiddet Uyguladıktan Sonra Şiddet Davranışlarını Değiştirmeye Yönelik Yardım Almayı İsteme Durumlarına Göre Dağılımları

Şiddet Uyguladıktan Sonra Yardım Almayı İsteme Sayı Yüzde

Evet 51 41,1

Hayır 73 58,9

Toplam 124 100

Araştırmaya katılan eşine şiddet uygulayan hükümlü erkeklerin eşlerine şiddet uyguladıktan sonra şiddet davranışlarını değiştirmeye yönelik yardım almayı isteme durumlarına göre dağılımları Çizelge 60’da gösterildiği gibidir.

Katılımcıların yarıdan fazlası (%58,9) şiddet uyguladıktan sonra yardım almayı istemediklerini belirtmişlerdir.

Real (2004), erkekleşme ve erkek olarak hayatta kalma sürecinin bir sonucu olarak ortaya çıkan ve erkek depresyonu olarak ifade ettiği sorunsalı anlatırken, erkeklerin kırılganlıklarını ve incinebilirliklerini nasıl hiper erkeksi bir tutumla reddettiklerini açıklamaktadır. Acı çekmek ve ağlamak bu bağlamda yardım aramak kadınlara mahsus bir özellikken; “erkekler ağlamaz!” Duygusallığını ve acısını, ‘kadınsılaşma korkusu’ ile sürekli bastıran erkek, yaralı bir oğlan olarak yetişmekte; ilerleyen yaşlarda yaralı oğlan büyüyerek daha da yaralanmış bir yetişkin erkek olmaktadır. Erkeklik kuralları kafasına kazınmış biri olarak erkek, Real (2004, s. 162)’in duygu erozyonu olarak ifade ettiği erkeklik gururu nedeniyle yardım alma isteğinde de bulunmamaktadır.

Alınan ya da alınmak istenen yardımlar daha çok informel yardımlar biçimindedir. Bunlar; aile üyelerinin, yakın arkadaşların ya da komşuların öneri ve telkinlerinden oluşmaktadır. Profesyonel yardım erkeklerin, aklına gelmeyen bir yöntem olmakla birlikte, ‘yetersizlikleri’ni ön plana çıkaracağı korkusu ve toplumun tepkisinden çekinildiği için tercih edilmeyen bir yöntem olarak uzak tutulmaktadır.

Çizelge 61: Eşine Şiddet Uygulayan Hükümlü Erkeklerin Eşlerine Şiddet Uyguladıktan Sonra Şiddet Davranışlarını Değiştirmeye Yönelik Aldıkları Yardım Biçimine Göre Dağılımları

Alınan Yardım Biçimi Sayı Yüzde

Yardım almadım 108 87,1

Diğer 8 6,5

Hastanede yatma 4 3,2

Bireysel danışmanlık 2 1,6

Grup çalışması 1 0,8

Eğitim çalışması 1 0,8

Toplam 124 100

Araştırmaya katılan eşine şiddet uygulayan hükümlü erkeklerin eşlerine şiddet uyguladıktan sonra şiddet davranışlarını değiştirmeye yönelik aldıkları yardım biçimine göre dağılımlarına bakıldığında, katılımcılardan dördünün hastanede yatma; ikisinin bireysel danışmanlık; birinin grup çalışması ve diğer birinin de eğitim çalışmasına katıldığı anlaşılmaktadır. Katılımcıların en yüksek oranla

diğer seçeneğini tercih ettikleri görülmektedir. Bu değişken için yapılan açıklamalar, alınan yardımın daha çok informel yardımlar olduğunu göstermektedir. Aile ile görüşmek ve onlardan fikir almak bu yardımların başında gelmektedir.

Sosyal destek ağı içinde ele alınan aile ya da arkadaşlar, kimi ölçülerde sorun çözmede etkili sonuçlar verebilmektedir.

“Sosyal destek, ilgi ve duygusal yakınlık kavramlarını içerir (…) Sosyal desteğin içerisinde; sorun çözmede destekleyici yaklaşım ve maddi yardım, çözüm yollarını paylaşmak ve stres kaynağını hafifletici yardımda bulunmak vardır. İlişkinin yapısı ve niteliği de önemlidir.” (Işıkhan, 2007, s.

19)

Ancak aile içi şiddet konusunda sorun çok boyutludur. Hem sorunun bu yapısı hem de gerek ailenin gerek arkadaşların gerekse yardım alınan diğer sosyal destek mekanizmalarının toplumsal cinsiyet algıları, eşine şiddet uygulayan erkeğinkinden çok farklı olmayacağından çözüm önerileri de belli bir düzeyde kalabilecektir. Bu nedenle profesyonel ele alışların, uygun sosyal destek mekanizmaları ile birlikte işlerlik kazanması oldukça önemlidir.

Katılımcılardan beşi, aile yardımını profesyonel bir yardım olarak değerlendirmediğini belirterek yardım almadıklarını ifade etmişlerdir. Ancak araştırmacının açıklamasıyla, Çizelge 62’de görülecek yardımın etkili olma durumuna ilişkin değerlendirmelerini aile desteği üzerinden yapmışlardır.

Bulgular arası farklılığın nedeni bu durumdan kaynaklanmaktadır.

Çizelge 62: Eşine Şiddet Uygulayan Hükümlü Erkeklerin Eşlerine Şiddet Uyguladıktan Sonra Şiddet Davranışlarını Değiştirmeye Yönelik Aldıkları Yardımın Etkili Olma Durumuna İlişkin Görüşleri

Alınan Yardımın Etkili Olması Sayı Yüzde

Evet 15 12,1

Hayır 4 3,2

Kararsızım 2 1,6

Yardım almadım 103 83,1

Toplam 124 100

Araştırmaya katılan eşine şiddet uygulayan hükümlü erkeklere yöneltilen, “nasıl bir yardım alsaydınız eşinize şiddet davranışı sergilemezdiniz?” sorusuna verilen yanıtlara ilişkin oranlar, Çizelge 63’te gösterildiği gibidir. Bu noktada belirtilmesi gereken önemli bir nokta, bazı katılımcıların bu soruda da eşlerine şiddet uygulamadıklarını ifade etmeleri üzerine araştırmacı tarafından yapılan

“şu an cezaevinde bulunmanıza sebep olan olay” şeklindeki ifade değişimi sonrası yanıt alınması durumudur. Katılımcılarının tümü eşe yönelik şiddetten dolayı cezaevinde bulunmakla birlikte, girdikleri inkâr sürecinin içinde onlara ulaşabilmek amacıyla böyle bir ifade değişikliğine başvurulmuştur. Çünkü araştırmacı açısından eşine şiddet uygulayan erkeklerin bu konuda neler düşündüklerini kavramak oldukça önemlidir. Ancak bir grup (24 kişi), eşlerine hiç şiddet uygulamadıklarını söylemeyi sürdürmüşlerdir.

Çizelge 63: Eşine Şiddet Uygulayan Hükümlü Erkeklerin Eşe Şiddet Davranışlarını Tekrarlamamak İçin Alınması Gerektiğini Düşündükleri Hizmete İlişkin Görüşleri

Eşe Şiddet Davranışını Tekrarlamamak İçin Alınması

Gerektiği Düşünülen Hizmet Sayı Yüzde

Bilmiyorum 31 25

Hiç şiddet uygulamadım 24 19,4

Eşimin yardım alması yeterli 22 17,7

Düzenli iş olanağı 12 9,7

Bireysel danışmanlık 12 9,7

Diğer 11 8,9

Eğitim çalışmaları 8 6,5

Grup çalışması 4 3,2

Toplam 124 100

Oranlara bakıldığında, katılımcıların çoğu (%25) “bilmiyorum” yanıtını vermişlerdir. Katılımcıların %17,7’si eşlerinin yardım almasının yeterli olacağını;

%9,7’si düzenli iş olanağını; yine %9,7’si bireysel danışmanlığın; %6,5’i eğitim çalışmalarının; %3,2’si grup çalışmalarının ve %8,9’u diğer seçeneği altında

“örnek alabileceğim birinin yanında çalışsaydım”, “evlenseydim; ailesinin güvenini kazansaydım ve insan yerine konulsaydım”, “abisi onu uyarsaydı”,

“maddi-manevi yardım alsaydım”, “devlet güvencesiyle çocuklarım alınsaydı ve uzlaşarak boşanma olsaydı”, “Çocuklar yaşananları önceden söyleselerdi” ve

“aile desteği olsaydı” gibi açıklamalarla eşlerine şiddet göstermeyeceklerini düşündüklerini belirtmiştir. Bunların yanı sıra iki katılımcı şu ifadelerde bulunmuştur;

“Gerek yoktu…”

“O noktaya gelince kim benim yerimde olsa çeker vururdu. Bunun bir de boynuz takma durumu var. Ailem, çevrem ne der?!”

Bu açıklamalar, ne tür yardım olursa olsun aslında şiddet davranışının önlenemeyeceğinin ya da şu an cezaevinde bulunmalarına neden olan olayın yaşanmasının engellenemeyeceğinin ifadesidir. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken, eşle olan ilişkiye ‘namus’ kavramının girmesi ve toplumsal cinsiyet açısından düşünüldüğünde kadının namusunun ‘temizlenmesi’nin erkeğin görevi olduğunun açık ifadesidir. O halde, yaratılan ve sürdürülen bu algının değişiminin sağlanması -ki bu, söylendiği ya da yazıldığı kadar kolay bir konu değildir- şiddetin tekrarlanma olasılığının olmaması hatta şiddetin olmaması anlamına gelebilecektir.

Çizelge 64: Eşine Şiddet Uygulayan Hükümlü Erkeklerin Şiddet Sorunlarını Değiştirmeye Yönelik Cezaevinde Hizmet Bulunma Durumuna İlişkin Görüşleri

Şiddet Sorununu Değiştirmeye Yönelik Cezaevinde

Hizmet Bulunması Sayı Yüzde

Var 22 17,7

Yok 51 41,1

Bilmiyorum 19 15,3

Şiddet sorunum yok 32 25,8

Toplam 124 100

Araştırmaya katılan eşine şiddet uygulayan hükümlü erkeklerin şiddet sorunlarını değiştirmeye yönelik cezaevinde hizmet bulunma durumuna ilişkin görüşlerine bakıldığında, katılımcıların %41,1’inin böyle bir hizmet bulunmadığını; %17,7’sinin böyle bir hizmet bulunduğunu; %15,3’ünün ise böyle bir hizmetin varlığından haberdar olmadığını ifade ettikleri anlaşılmaktadır. Bu soruda katılımcıların %25,8’i şiddet sorunları olmadığını belirtmişlerdir.

Görüşmeye gidilen tüm ceza infaz kurumlarında öfke kontrol grubu, aile destek eğitimi gibi hizmetlerin olduğu bilinmektedir. Ancak katılımcıların önemli bir kısmı bu tarz hizmetlerin olmadığını söylemekle birlikte, bilmediklerini de ifade etmişlerdir. Bildikleri hizmetler daha çok dil eğitimi, takı tasarımı ya da diğer mesleki kurslara ilişkin hizmetlerdir. Psiko-sosyal açıdan bireysel değişim ve gelişim sağlama amacıyla alınan ya da talep edilen bu tarz hizmetlerin hükümlüler tarafından ‘garip’ karşılandığı; diğer hükümlülerce ‘dışlandığı’ ya da

‘alay edildiği’ bilgisine ulaşılmıştır. Bu açıdan, ceza infaz kurumlarında rehabilitasyon hizmeti sağlanması amaçlanıyorsa, bunun önündeki kimi ‘erkeksi baskı’ların ortadan kaldırılmasında yarar olduğu söylenebilir.

Çizelge 65: Eşine Şiddet Uygulayan Hükümlü Erkeklerin Şiddet Sorunlarını Değiştirmeye Yönelik Cezaevinden Aldıkları Hizmetler

Şiddet Sorununu Çözmek İçin Cezaevinden Alınan Hizmetler

Evet Hayır

Sayı Yüzde Sayı Yüzde

Bireysel Danışmanlık 9 5,42 115 19,89

Grup Çalışması 14 8,43 110 19,03

Eğitim Çalışması 19 11,44 105 18,16

Diğer 4 2,40 120 20,76

Böyle bir hizmet yok 63 37,95 61 10,55

Şiddet sorunum yok 57 34,33 67 11,59

Toplam 166 100 578 100

Araştırmaya katılan eşine şiddet uygulayan hükümlü erkeklerin şiddet sorunlarını değiştirmeye yönelik cezaevinden aldıkları hizmetlere göre dağılımlarına bakıldığında, en fazla işaretlenen seçeneğin %37,95 ile “böyle bir hizmet yok” görüşü olduğu anlaşılmaktadır. Hizmet türleri açısından bakıldığında, eğitim çalışmalarının işaretlenme oranı %11,44; grup çalışmalarının işaretlenme oranı ise %8,43’tür.

Katılımcıların diğer seçeneğinde; “yeni geldim, bilmiyorum”, “istemiyorum” ve

“namaz kılıyorum” gibi ifadelerde bulundukları ve bu seçeneğin tercih edilme oranının %2,4 olduğu görülmüştür.