• Sonuç bulunamadı

2. ULUSLARARASI İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ VE

2.5 Uluslararası İnsan Kaynakları Yönetimi Oluşumunun Gerekçeleri

2.5.1 Küreselleşmenin işgücü piyasalarına etkisi

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün yaptığı küreselleşme tanımı ‘Ticari serbestleşmenin, yatırım ve sermaye akışının teknolojik değişimlerin ivmesiyle yönetilen ülkelerdeki hızlı ekonomik entegrasyon’ olarak tanımlamıştır (ILO, 2016). Ekonomik küreselleşme sürecinin başlaması, Bretton Woods sistemi ile II. Dünya savaşı sırasında Temmuz 1944 de ABD de kurulmuş ve temelde altına dönüştürülebilen tek para biriminin dolar olmasına, diğer para birimlerinin değerlerinin de dolara göre ayarlanmasına karar verilmiştir. 1971 de ABD’ nin doları altına endekslemekten vazgeçtiğini açıklamasıyla sistem çökmüştür ve bu çöküşün sonuçları şu şekilde oluşmuştur (Turan, 2016):

 Sabit kurdan dalgalı kura geçilmesi ulusal ekonomileri rekabete açmıştır  Ulusal ekonomiler zayıflayınca ulusötesi işletmeler öne çıkmaya başlamıştır  Rekabet; komünizmin çöküşü ve Çin ekonomisinin dışa açılması ile önemli

değişiklikler getirmiştir.

Küreselleşme, uluslararası ticaretin ve sermaye akışının serbestleşmesi olgularıyla birlikte, manifestosunu şu olgularda yoğunlaşacak şekilde geniş tutmaktadır (Zengingönül, 2014).

 Mal ve hizmetlerde uluslararası ticareti  Sermaye akışı

 Uluslararası işletmenin rolü

 Üretim ağlarının uluslararası şekilde yeniden yapılandırılması

 Yeni teknolojilere ve özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerine adapte olma Küreselleşmenin en belirgin özelliği, tasarım üretim ve satış pazarlama süreçlerinin çok boyutlu hale gelmesi ve her alanda sınırların ortadan kalkmasıdır. Nitekim küreselleşme, iki ya da üç ülkeyle sadece mamul maddelerin ticareti değil, coğrafi anlamda çok farklı yerlerdeki ülkeler arasında katma değer aşamasına dâhil tüm ara ürünlerin ticarete konu edildiği ve üretim faktörlerinin tümünün alışverişinin yapıldığı bir süreçtir. Dolayısıyla bugün gelinen noktada sadece ulusal

ekonomilerden söz edebilmek kolay değildir. Çünkü bir mamulün ne kadarının nerede üretildiğini kesin olarak belirlemek imkânsız hale gelmiştir (Zengingönül, 2014).

Küreselleşme, sadece ya da öncelikle ülkelerin ekonomik açıdan karşılıklı bağımlılıkları anlamına gelmemekte; aynı zamanda içinde yaşadığımız dönemde zamanın ve mekânın dönüşümüyle ilgili bir kavramdır. Ekonomik olsun ya da olmasın, uzakta meydana gelen olaylar bizleri önceki dönemlere göre daha doğrudan ve anında etkilemektedir. Öte yandan bireyler olarak aldığımız kararlar da küresel bir etkiye sahiptirler. Örneğin sağlık amacıyla bireylerin uyguladıkları diyetler, belki de dünyanın öteki ucunda geçimini gıda üreticisi olarak temin eden insanları etkilemektedir (Zengingönül, 2014).

Küreselleşmenin ortaya çıkmasındaki faktörler aşağıdaki gibi sıralanabilir (Bussin, 2015);

 Birinci faktör uluslararası iletişimin telekomünikasyon sistemlerinin gelişmesi ile güvenli ve çok hızlı bir hale dönüşmesidir. Bu şekilde uluslararası işletmeler haberleşme ağları ile beraber ulaşım imkânlarınında artmasıyla sınır ötesi faaliyetlerini kısa süre içerisinde güçlendirmişlerdir. Böylece farklı lokasyonlarda faaliyetlerinin artışını sağlayan örgütler arasındaki kopukluklar giderilmiş, karşılıklı yapılan faaliyetlerin maliyetlerinde azalmalar olmuş sonuç olarak da faaliyetlerin işlem hacmi önemli bir biçimde artmıştır.

 İkinci faktör, sermaye ve mal hareketlerinin sınırlarının kalkmasından dolayı devlet politikalarının bu yönde değişime uğramasıdır. Ülkeler arasında sınırlar zamanla önemini yitirmiş, uluslararası ticaretin gelişiminin önemini kavrayan ve bu gelişimde ülkelerinin faydalanmasını isteyen hükümetler hukuksal olarak yasalarında uluslararası ticareti kolaylaştırıcı düzenlemelere gitmişlerdir. Ülkelerin dış ticaretinin serbestleşmesi, gelişmiş ülkelerde bulunan yabancı sermaye işletmelerini ülkelerarası hatta kıtalararası ticaret yapmalarının organizasyonunu kolaylaştırmıştır. Bu sermaye işletmeleri varolan kaynaklarını küresel bir biçimde kullanmalarına olanak sağlanmış, yeni pazarlar oluşturulmuş, rekabetçi bir ortam yaratılmıştır.

 Üçüncü faktör ise ülkelerarası sınırların ortadan kalkması ile işletmeler ülke dışındaki işbirlikçi stratejileri gelişmiş, farklı yapılarda işletmeler oluşturmalarını sağlamıştır. Buna örnek olarak teknolojik tasarımların gelişmiş ülkelerde yapılması,

uzakdoğu ülkelerinde üretiminin gerçekleştirilmesi ve avrupa kıtasında satış ve pazarlamasının yapılmasını verebiliriz.

Küreselleşme aşağıdaki sebeplerden dolayı bir işletme için önem taşımaktadır (Bussin, 2015);

 Rekabet Avantajı: Organizasyonun küresel olma gereksinimin en başındaki sebeptir. Maliyet avantajı ve karlılığı arttırma önemli motivasyon sebeplerindendir.

 Maliyet Rekabeti ve Artan Üretim Sayesinde Maliyetlerdeki Azalmanın Getirdiği Karlılık; Ulusal pazarlardan uluslararası pazarlara açılmanın zorunlu hale gelmesi, karlı üretim sayesinde uluslararası pazarlarda rekabet edebilme

 Yeni Yöntemlerin Geliştirilmesi: İşletmenin gelecekte bulunduğu pazarda olmak istediği yer yani vizyonu ile ilgilidir. İşletmenin gelecek vizyonu içerisinde uluslararası pazarlarda ürün/hizmetlerini geliştirme ve satışını gerçekleştirme hedefinin bulunması işletmenin küreselleşmesinde sebep olarak gösterilebilir.

 Domino Etkisi: Dünya üzerinde bir bölgede pazarlama ve satış faaliyetleri yapmayı planlayan işletmenin bu amacını gerçekleştirmesi ile beraber aynı bölge üzerinde benzer gelenek göreneklere sahip kültürel uyum içindeki yeni bir ülkede pazarlama ve satış faaliyetlerinin başarılı olma şansını arttıracaktır. Aynı zamanda aynı bölgede bulunan ülkelerarası kültürler ve gümrükler de birbirine benzemektedir. İşletmenin yeni bir pazarlama ve satış faaliyeti yapacağı bölgede bir ülkede başarılı olması diğer bir ülkedeki pazarlama ve satış faaliyetlerinin başarılı olma şansında domino etkisi yaratarak itici güç haline gelmektedir.

 Yenilik Arayışı: Dünya çapındaki trendleri yakalayabilmek, dünyada yeni trendler oluşturabilmek amacı ile yeni ürün veya servis oluşturan, yaratıcı ve yenilikçi olan işletmelerin bu amaçlarına küreselleşme liderlik etmektedir.

 Müşteri Tabanı ve Ortaklıklar: Müşteriye hızlı gönderi yapabilmektedirler, yurtdışındaki stratejik partnerler ile ilişkileri oluşturmakta, (yerel) müşterilere uluslararası destek sağlayabilmekte, müşterilerin kültürel ihtiyaçları ile buluşmaktadırlar.

 İşletmenin yaptığı İş Kolunda Gelişmeler ve Kolaylıklar Sağlayabilmek: Dünya üzerindeki farklı bölgelerdeki düşük vergileri ve devlet teşviklerini keşfedebilmek, küresel olarak tekniksel ve yönetim becerilerine ulaşım, ulusal vergi

ve kanunlardaki mevzuat kısıtlamalarından kaçınabilmek ve farklı bölgelerdeki düşük üretim ve servis maliyetlerine ulaşabilmektedir.

2.5.2 Neoliberal ekonomi politikaları ve artan rekabet

Liberalizm, bireyin özgürlüğünü, özerkliğini, temel haklarını garanti altına almayı amaçlayan ve bu nedenle siyasal iktidarın sınırlandırılması üzerinde duran bir düşüncedir. Bireye, bireysel özgür-lüklere ve ekonomide bireysel girişime öncelik veren siyasi ve iktisadi bir kuramdır (Elma, 30).

Liberalizmin ortaya çıkmasında yaşanılan iki dünya savaşı, 1929 ekonomik buhranı, 1973 ekonomik krizi ve diğer gelişmeler etkili olmuş. Bu etkilerin sonucunda devletin kamu hizmetlerinin sunulmasında ve ekonomiye müdahalesinde çizgilerin değişimine neden olmuştur (Turan, 2016).

Gelişmekte olan ülkelerin hükümet politikalarında uluslararası ticaretin arttırılarak, ülke sınırlarından ürün ihracatını kolaylaştırarak, işsizliğin ulusal anlamda azaltılmasına fayda sağlamak için ülkeye yabancı yatırımcının yapacağı yatırımdaki ihracattaki izlemesi gereken bürokrasiyi azaltmaktadırlar. Gelişmiş ülkeler ise kendi ülkelerindeki işgücü kanunlarının zorluğundan, vergilerin yüksekliğinden dolayı ucuz işgücü ile beraber hammadde arayışına girmiş, ürün ve hizmetlerini üretim maliyetlerini azaltarak yeni pazarlar oluşturarak pazarlayabilmek için bu ürünlere talep sağlayacak gelişmekte olan ülkelere yönelmişlerdir. Böylece rakipleri karşısında üstünlük yaratmışlar ve işletmelerinin karlılığını arttırmış olacaklardır. Neoliberal ekonomi politikaları sayesinde işletmelerin uluslararası pazarlara hem üretim ve yeni pazarlar yaratma konusunda hızla giriş yapmalarını sağlayan ulusal hükümetler tarafından desteklenen ülke politikası haline gelmiştir (Yeldan, 2001). Yeldan yaptığı açıklamada, Neoliberal ekonomi politikaları Washington merkezli IMF* (International Money Fund, Uluslararası Para Fonu), Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü kurumları tarafından ABD ve G-8 ülkelerinin (ABD, Japonya, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Kanada, Rusya) onayı ile ilk olarak Latin Amerika ülkeleri (yüksek dış ve iç borçları bulunan ülkeler) için tasarlanan, daha sonra gelişmekte olan tüm ülkelere genişleyen bir dizi politikaya verilen genel isimdir (Yeldan, 2001)

Neoliberal küreselleşmenin nimetleri olan uluslararası sermaye ve dolayısı ile çağdaş teknoloji, ancak bu kararlığı sergileyerek gerekli yapısal düzenlemeleri başarmış

ülkelere nasip olacaktır. Az gelişmiş ülkelere düşen görev ulusal pazarlarını sermayeye açmak ve küreselleşen dünyaya ayak uyduracak reformları hayata geçirmektir. Dolayısı ile neoliberal dünya görüşünde kalkınma hedef olmaktan çıkarılmış, az gelişmekte olan ülkelerde birer yükselen piyasaya dönüşmüştür (Yeldan, 2001).

Neo (Neo; Yeni) Liberalizm’in özellikleri aşağıdaki gibidir (Resul, 2016):

 Devlet müdahalesinin minimal düzeyde olduğu bir toplumda kendi kendine işleyerek, kendine özgü kurallarıyla süreklilik gösteren piyasa mekanizmasını oluşturmaktır.

 Devlet müdahalesinin minimal düzeyde tutulması düşüncesi, sadece piyasa mekanizması ile sınırlandırılmamalıdır.

 Amacı, piyasa üzerindeki devlet müdahalesini kaldırmaktır.

 Bir pazar sisteminin etkili, verimli olabilmesi ve büyüme göstermesi için serbestçe işlemesi temin edilmelidir.

 Neoliberal bir devlet bireysel mülkiyet hakları, hukukun üstünlüğü, pazar ve serbest ticaretin etkin bir şekilde işlemesinden yanadır ve bunları bireysel özgürlüğün temeli olarak görür. Diğer bir ifadeyle neoliberal düşünceye göre bireysel özgürlük devletin garantisinde olan demokrasi ve hukukun üstünlüğü ile değil, devletten başta ekonomik alan olmak üzere bütünüyle özgür olmayla kazanılabilecektir.

 Sosyal politikalar da dâhil devlet bütünüyle piyasadan çekilirken, geriye kalan tek görevi pazar rekabetinin temel kurallarını denetlemek ve gücünü pazar sisteminin sürdürülmesi doğrultusunda kullanmaktır.

 Neoliberal söylem bireysel başarı ya da başarısızlıkları kişinin kendi durumuyla açıklarken, sistemin bu başarısızlıklarda belirleyici olmadığını savunmaktadır.

 Sermayenin serbest hareketi önündeki tüm engellerin kaldırılmasıyla ortaya çıkan global pazar ve uluslararası rekabet olumlu bulunurken devletler arasında bunların sürekliliğini sağlayacak anlaşmalar yapılmaktadır.

Neoliberalizmin dünya üzerinde yayılması ve küreselleşmesinin altında üç temel sebep yatmaktadır. Bu sebepler doğrultusunda Neoliberalizm hızlı bir şekilde dünya üzerinde yayılmış ve küreselleşmiştir. Bu sebepler (Turan, 2016);

 Amerika’daki (Stanford ve Harvard gibi prestijli) üniversitelerin birçoğu 1970’lerden başlayarak neoliberal düşünceyi savunmaya başlamışlardır. Bu durum bir neoliberal söylemin ABD’de etkin bir şekilde duyularak meşrulaşmasını sağlarken diğer yönden küresel ölçekte düşüncenin yayılmasına etkide bulunmuştur. Bu yüksek prestijli Amerikan üniversitelerinden mezun olan yabancı öğrenciler kendi köken ülkelerinde ekonomik alanda IMF, Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlarda görev alarak neoliberal düşünceyi hayata geçirecek uygulamalar oluşturmuşlardır.

 IMF, Dünya Bankası gibi uluslararası kurumların ülkelere sağlayacakları kredi destek koşullarının içeriğinde ileri sürdükleri ön koşulların içerisinde neoliberal ekonomik politikalar bulunmaktadır.

 Devlet otoritesi yolu ile oluşturulan zorunlu yayılım; Irak’taki geçici otoritenin başında bulunan Paul Bremer 2003’te temel hedeflerinin “kamu girişimlerinin tamamen özelleştirilmesi, serbest ticaretin önündeki engellerin kaldırılması ve yabancı firmaların iç piyasaya dâhil olması” gibi öncelikleri hayata geçirmek olduğunu açıklamıştır.

 Uluslararası işletmeler neoliberal ekonomi politikaları etkisindeki ülkelerde kurulmuştur ve/veya bu ülkelerde işletmenin organizasyonlarının (üretim, pazarlama, satış gibi) bulunmasından dolayı bulundukları ülkelerde sürdürülen neoliberal ekonomi politikaları işletmenin iş yapışını/hayatını/karlılığını büyük ölçüde etkilemektedir. Bu sebeplerden dolayı neoliberal ekonomi politikaları incelenmiştir.

Benzer Belgeler