• Sonuç bulunamadı

Ulahlar, Balkanların çeşitli bölgelerine dağılmış, günümüzde kendisiyle ilgili farkındalığın en az olduğu milletlerden biridir. Bilinmeyen yönleriyle de merak uyandıran bir millettir.

6. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar Ulahlardan bahsedilmiyordu. 976 yılında Kastoria ve Prespa arasında Bulgarların kralı Samuel’in kardeşi David’i öldüren bazı dağınık dolaşan Ulahları, 10. yüzyılın sonlarında Bizans kronik tarihçisi Kedrenos ilk kez kaydetti. Karadeniz den Adriyatik’e ve Yunan adasına kadar ki Balkan Yarımadasının dağlık alanlarına yayılmışlardı. Slavlar, Bulgarlar ve Türkler gibi birçok grup Balkan Yarımadasında hazır bulunuyordu. Bölgedeki Slavların gelişinden önce Yarımadanın kuzey tepelerinde temel olarak onlar yaşıyordu. Milattan sonra 6 ve 7. yüzyılda Balkanlara Slavlar göç ettiğinde Ulahlar Güneye kaçtı. Onlar çobanlar olarak çoğunlukla Kuzey Danube’nin dağlık bölgelerinde güven içinde yaşadılar.91

Ulahlar, Tartışmasız bir şekilde göçebedirler ve çoğu yerlerde özelikle küçükbaş hayvancılıkla uğraş içerisinde olmuşlardı. Ulahlar bulundukları bölgelerde göçebe bir hayat sürdürdüklerinden dolayı, Osmanlı Döneminde, Rumeli topraklarında genellikle yazın yaylalarda kışın ise Preveze, Lorisi, Meriğci, Delvine ve fillat gibi kışlaklarda ikamet ediyorlardı. Rumeli’de bulunan Ulahların çoğunluğu çobanlıkla uğraştıkları için bazı kesimlerde “Vellahus”- çoban namıyla biliniyorlardı.92

Bu toplum hakkındaki bilgilerin çoğu ile birlikte Ulah kelimesinin ilk ortaya çıkışı üzerinde de fikir birliği yoktur. İlgili kaynakların çoğuna göre milattan sonra 6. yüzyılın ilk dönemlerinde Procopius tarafından kasaba ve kalelerin güçlendirilmesi için hazırlanmış listede Ulah kelimesinden bahsedilmişti.93

Araştırmacılar bu topluluğun 22 farklı türde adı olduğunu ileri sürmüşler. Bunlar içinde antropolojide kabul göreni “Aromuri”lar keçi çobanlarıdır; ancak yaygın olarak

91 Demirtaş-Coşkun, a.g.m., s. 7.

92 BOA. TFR.I.MKM, 4/304. 1321 R 06. 93 Demirtaş-Coşkun, a.g.m., s. 8.

“Ulahlar” ya da “Vallaklar”, kimi zamanda “Kutzovlaklar”, 94 Grammostens, Karakaçani, Arnauts, Uruks, Macedo-Romanians, Chobans, Yugoslavya’da Kutsolah, Aromani ve Çinçari olarak bilinirler.95

Etimolojik olarak Ulah (Vlach) adı; Kelt kabilesinin adından gelir. Vlach (Ulah) kelimesinin Balkan dillerindeki anlamı “a shepherd (çoban), a nomad (göçebe)” biçimindedir.96 Balkan tarihinde göçebe bir yaşam tarzı sürdürenlerin rolü daha önemsiz görülür. Yine de bazı Aroman Rumen ve Kutso-Ulahlar ve Yunan Sarakatlar 20. Yüzyıla kadar göçebe yaşam biçimlerini koruyabilmişlerdi.97 Ulahlar, Makedonya, Teselya, Trakya ve Moesiya’da dağınık bir şekilde yaşayan Romalılaştırılmış çoban topluluğu olmakla birlikte etnik alt kimlikleri Trakyalılık’tır.98

Ulah lisanı Latinceden ayrı olmasına rağmen nesilleri Romalılara dayandığından İtalyanlara karşı muhabbetleri dahi vardı.99 Ulahlar, bulundukları yerlerde çoğunlukla kendilerine Ulah denilmesini hazmetmezlerdi. Çünkü Ulah, çobanlara, göçebelere verilen bir isim olarak nitelenmekteydi. Onlar, bu sebeple kendilerine “Aromani” demekteydiler. 100 Rumen tarihçiler, Rumence konuşan halkların tarih boyunca çoğunlukla Romanya topraklarında ikamet ettiği iddiasında bulunurlar. Onlara göre; Ulahların kökeni Romalılaşmış Roma lejyonlarına veya Daçya kabilelerine dayanmaktadır. Buna göre, Ulahlar, Latinlerin ataları ile Roma kolonistleri olarak lanse edilmektedir.101 M.S.106 yılında Romalılar, birçok Daçya soylularını katledip, yerli halkın çoğunu ya köleleştirdiler, ya da sürgün ettiler. Bu sayede, Daçya yöresine yeni yerleşimciler iskân ettirildi. Bundan yaklaşık olarak 150 yıl sonra meydana gelen barbar istilaları, Romalıları Tuna kenarına çekilmeye zorlamakla beraber geride kalan Daçya halkıyla beli bir zaman sonra kaynaşan koloniciler bölgede uzun süre kalmaya devam ederek çağdaş Rumenlerin ve belki de Balkanlar’da göçebe bir yaşam sürdüren ve

94 M.William Sloane, Bir Tarih Laboratuarı Balkanlar, (Çev: Sibel Özbudun), Nesnel yayını, İstanbul,

2008, s.59-60.

95 Hugh Poulton, Balkanlar Çatışan Azınlıklar Çatışan Devletler, (çev: Yavuz Alagon), Sarmal yayınevi,

İstanbul, 1993, s.116.

96 Arno Tanner, “The Vlachs-A Contested Identitiy”, The Forgotten Minorities of Eastern Europe: The

History And Today of Selected Ethnic Groups In Five Countries, East-West Books, Finland, 2004, s.203.

97 Wolf Dieter Hütteroth, “Osmanlı İmparatorluğu'nun Tarihî Coğrafyası”, Türkler, Cilt: IX, Yeni Türkiye

yayınları, Ankara, 2002, s.49.

98 Istvan Vasary, Kumanlar ve Tatarlar Osmanlı Öncesi Balkanlar’da Doğulu Askerler 1185-1365, (çev:

Ali Cevat Akkoyunlu), Yapı Kredi Yayını, İstanbul, 2008, s.32.

99 BOA. TFR.I.MKM, 4/304, 1321 R 06.

100 Zerrin Abbas, Makedonya’da Ulahların Sosyo-Kültürel Yapısı, Basılmamış Doktora Tezi, Hacettepe

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2007, s. 53.

101 Ferdinand Schevill, The History Of The Balkan Peninsula: From The Earliest Times To The Present

37

dağınık olarak yaşayan, Latince’nin bir çeşidini konuşan Ulahların ataları oldular. Balkanlarda yaşayan Romanlar, çoğu kesimlerce Çingene kabul edilir. Romalılaşmış Daçyalılar ise Rumenlerin ve büyük bir olasılıkla Ulahların ataları olarak görülüyor102

Ulahlar, Balkan coğrafyasında Makedonlar, Teselyalılar, Antik Trakyalı, İlirler ve Epirli’lerin Latinleştirilmesi sonucu ortaya çıkmış bir halk olarak kabul edilir.103Slavlar, Balkanlarda yaşayan çobanlara Ulah (Cermen dillerinden alınma, yabancı Roman dilleri konuşan anlamında ) ismini koymuşlardı.104

Bizans İmparatorluğu içinde Ulahların yaşadığı bazı bölgeler olsa dahi bunların çok azı bir devlet vasfını alabildi.1051185-1258 yılar arasında Assan hanedanı döneminde ikinci Bulgar-Ulah Devleti (Second Bulgarian Empire) kuruldu.106 Ulahlara ait diğer devletler ise şunlardır: Küçük Vlaska, Büyük Vlaska, Aşağı Vlaska, Yukarı Vlaska ve Epir Despotluğu gibi devletlerdi.107

Osmanlılar, Rumenlere; Ulah (Vlach) demekteydiler. Güney Eflak, Güney Romanya’da, yaşayanlara Kara-Ulah (Kara-Valachia) denirdi. Görüleceği üzere, Kara sözcüğü Türkçe bir kelimedir.108

Doğuda farklı milletlerden göçebe istilacılar, batıda Macarlar ve güneyde ise Bulgarlar arasında sıkışmış ve bağımsızlıkları tehlikede olmalarına karşın Ortodoks Ulahlar, voyvoda denilen yerel önderlerin yönetiminde Osmanlı fethine kadar birtakım bağımsız devletler oluşturabildiler.109

Benzer Belgeler