• Sonuç bulunamadı

2. HALVETİYYE ŞUBELERİ

2.3. Ahmeddiyye

2.3.3. Uşşâkıyye

Halvetiyye’nin Ahmediyye şubesinden ayrılan Uşşâkiyye, Şeyh Hasan Hüsâmeddin el-Buhârî el-Uşşâkî’ye nisbet edilmektedir. Şeyh Ahmed Şemseddin’e ulaşan silsilesi şöyledir:747

29. Şeyh Ahmed Şemseddin Efendi (Yiğitbaşı) (k.s.) 30. Şeyh Hacı İzzeddin Efendi (Karamanlı) (k.s.) 31. Şeyh Seyyid Ahmed es-Semerkandî (k.s.)

32. Şeyh Hasan Hüsâmeddin el-Buhârî el-Uşşâkî (k.s.)

Şeyh Hasan Hüsâmeddin Efendi 880/1475 tarihinde Buhara’da doğmuştur.

Babası Hacı Teberrük’dür. İlim tahsilinden sonra babasının vefatı sebebiyle ticaretle uğraşmış, Daha sonra babasından kalan mirası kardeşi Mehmed Çelebi’ye bırakarak tasavvufa yönelmiştir. Kübreviyye ve Nûrbahşiyye’ye mensup şeyhlerden feyz alan Şeyh Hasan manevi bir işaretle Erzincan’a gitmiştir. Orada Şeyh Ahmed es-Semerkandî’ye intisap edip hilafet almış, şeyhinin isteğiyle Uşak’a giderek irşâda

745 Silsilesi Gelibolulu Cankurtaran Şeyh Abdullah > Belgratlı Şeyh Abdülkâdir ile Şeyh Seyyid Ahmed Zührî’ye ulaşmaktadır.

746 Vicdânî, a.g.e., s. 102-103. Vassâf, a.g.e., C. IV, a.yer.

747 Vicdânî, a.g.e., s. 103.

149

başlamıştır. Şubesine Uşşâkî denmesinin sebebi budur. Mehmet Akkuş’a göre Vicdânî ve Vassâf’ın şeyhine Erzincan’da intisap ettiği bilgisi şifahîdir. Ona göre Şeyh Hasan, Şeyh Ahmed Semerkandî’ye Uşak’ta intisap etmiştir. Şeyh Hasan Uşak’ta iken Manisa valisi olan III. Murad tahta geçtiğinde (982/1574) şeyhi İstanbul’a davet etmiş, daveti kabul eden Şeyh Hasan Aksaray, Fatih gibi bazı semtlerde kalıp halkın ilgisini çekmiştir. Halkın ona duyduğu muhabbet artınca Kasımpaşa’daki âsitâneye geçmiştir.

Hac dönüşü Konya’da 1001/1593 yılında vefat etmiş ve nâşı İstanbul’a getirilerek tekkesine defnedilmiştir. Şeyh Ahmed Hüsâmeddin’in “Kendi pirinden alıp irşâdı pes / Hem dahi Ümmî Sinan etmiş nefes” beytinden Şeyh Ümmî Sinan’dan da feyz aldığı ve Ümmî Sinan 976/1568 tarihinde vefat ettiğinden bu tarihten önce Uşak’ta görüştüğü anlaşılmaktadır. Şeyh Hasan Hüsâmeddin’in vefatından sonra yerine Memî Cân Saruhânî (ö. 1008/1599) geçmiştir. Uşşakiyye Şeyh Hüsâmeddin’in halifeleri aracılığıyla Ege ve Rumeli’de etkisini göstermiştir.748

Sâdık Vicdânî’nin Tomâr’ı kaleme alırken Uşşâkıyye Âsitânesi’nin postnişîni Şeyh Mustafa Hilmi Sâfî Efendi’dir. Vicdânî bu zâtın damadı Hazmî Efendi’nin Uşşâkıyye Âsitânesi’nin şeyhleri için özel bir defter hazırladığını, tespit edilemeyen şeyhlerin isimlerini Hazmî Efendi’nin aracılığıyla kaydettiğini belirtir. Uşşâkıyye Âsitânesi’nde postnişîn olan Vicdânî’nin bu deftere ulaşmadan önce belirlemekte zorlandığı isimler şöyledir:749

- Şeyh Mustafa Efendi b. Hüsâmeddin Uşşâkî (k.s.) - Şeyh Hüsâmeddin Efendi (Abalı) (k.s.)

- Şeyh Mustafa Efendi (Boşnak) (k.s.)

- Şeyh Hüsâmeddin Efendi (Dîvân sahibi) (k.s.) - Şeyh Mehmed Efendi (k.s.)

- Şeyh Ahmed Efendi (k.s.)

- Şeyh Mehmed Nurullah Efendi (k.s.) - Şeyh Mehmed Safvetî Efendi (k.s.) - Şeyh Seyyid Nizâmeddin Efendi (k.s.)750

748 Vicdânî, a.g.e., s. 103-105. Vassâf, a.g.e., C. IV, s. 281-293. Mehmet Akkuş, “Hüsâmeddin Uşşâkî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (DİA), İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1998, C.

XVIII, s. 515. Mahmud Erol Kılıç, “Uşşâkıyye”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (DİA), İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2012, C. XLII, ss. 232-233.

749 Vicdânî, a.g.e., s. 106.

750 Uşşâkiyye’nin Cemâliyye şubesi kurucusu Seyyid Cemâleddin Efendi’nin oğludur.

150

- Şeyh Seyyid Mehmed Cemâleddin b. Seyyid Nizâmeddin Efendi (k.s.) - Şeyh Seyyid Mehmed Alâeddin Efendi (k.s.)

- Şeyh Seyyid Mehmed Kerâmeddin Efendi (k.s.) - Şeyh Mehmed Nazif Efendi (k.s.)

- Şeyh Mehmed Sıkdî Efendi (k.s.) - Şeyh İbrahim Efendi (k.s.)751 - Şeyh Cemâl Efendi (k.s.) - Şeyh İzzet Efendi (k.s.)

2.3.3.1. Cemâliyye (Cemâliyye-i Sâniye)

Uşşâkıyye şubesinden ayrılan Cemâliyye, Şeyh Ebû Nizâm Seyyid Mehmed Cemâleddin Efendi’ye nisbet edilmektedir. Şeyh Hasan Hüsâmeddin Uşşâkî’ye ulaşan silsilesi şu şekildedir:752

32. Şeyh Hasan Hüsâmeddin Uşşâkî (k.s.) 33. Şeyh Memî Cân Efendi (Saruhanlı) (k.s.) 34. Şeyh Ömer Kudsî Efendi (Gelibolulu) (k.s.) 35. Şeyh Mehmed Efendi (Edirneli/Keşanlı) (k.s.) 36. Şeyh Halil Efendi (Gümülcineli) (k.s.)

37. Şeyh Abdülkerim Efendi b. Mehmed (Gümülcineli) (k.s.) 38. Şeyh Osman Sıdkî Efendi (k.s.)

39. Şeyh Mehmed Hamdi Efendi (Edirneli/Bağdatlı) (k.s.) 40. Ebû Nâzım Şeyh Mehmed Cemâleddin Efendi (k.s.)

Şeyh Cemâleddin Efendi Edirne’de doğmuştur. Önce Uşşâkıyye şeyhlerinden Şeyh Mehmed Hamdi Efendi’ye (ö. 1146/1733), onun vefatından sonra ise Gülşeniyye’nin Sezâiyye şubesi kurucusu Şeyh Hasan Sezâî Efendi’ye (ö. 1150/1737) intisap edip hilafet almıştır. Dört sene Edirne’de irşâdda bulunduktan sonra 1155/1742 tarihinde Edirne’den İstanbul’a taşınarak Eğrikapı Savaklar’da Hırâmî Ahmed Paşa Zâviyesi’ne şeyh olmuştur. 1164/1751 yılında vefat eden Şeyh Cemâleddin’in kabri zaviyesinin haziresindedir. Yerine oğlu Şeyh Nizâmeddin Efendi geçmiştir. Vicdânî,

751 Şeyh Mehmed Nazif Efendi, Şeyh Mehmed Sıkdî Efendi ve Şeyh İbrahim Efendi, Şeyh Cemâl Efendi’nin küçük yaşta olması sebebiyle şeyhliğe vekalet etmişlerdir.

752 Vicdânî, a.g.e., s. 107.

151

Cemâliyye’yi Sezâiyye’nin bir şubesi olarak kabul edilmesi gerektiğini ancak Uşşâkıyye’ye nisbet edilmekle meşhur olduğundan burada bahsettiğini kaydeder.753

2.3.3.1.1. Salâhiyye

Cemâliyye şubesinden ayrılan Salâhiyye, Balıkesirli Şeyh Abdullah Selahaddin Efendi’ye nisbet edilmektedir. 1130/1717-18 tarihinde Balıkesir veya Kesriye’de dünyaya gelmiştir. Yirmi yaşına kadar ilim tahsiline memleketinde devam etmiş, daha sonra İstanbul’a giderek Şeyh Abdullah burada kâtip, Hekimoğlu Ali Paşa’ya mektupçu ve Dîvân-ı Hümâyun kâtibi olmuştur. Hekimoğlu Ali Paşa ile Kâhire’ye gidip Şeyh Şemseddin Muhammed el-Hifnî ile sohbet etti ve Nakşî şeyhi Şeyh Hasan Demenhûrî’e intisap etmitir. Şeyh Abdullah Selahaddin’in Kâdirî, Sa’dî, Mevlevî, Nakşibendî, Bayrâmî, Celvetî tarikatlarından icâzeti ve Halvetiyye’nin Gülşeniyye bağlılığı bulunmaktadır. Yine Hekimoğlu Ali Paşa ile Edirne’ye gittiğinde Şeyh Ebû Nizâm Seyyid Cemâleddin Efendi’ye754 intisap ederek yedi sene terbiye görmüştür. Bu mücahedeleriyye Salâhiyye şubesini tesis eden Şeyh Selahaddin, İbnü’l-Arabî’yi rüyasında görüp ondan feyz alarak telifata başladı. Sultan III. Mustafa devri devlet adamlarından Tahir Ağa’nın Fatih Âşık Paşa Mahallesi’nde yaptırdığı dergâhta şeyhlik yapmıştır. 1197/1782’de vefat eden Şeyh Selahaddin Tahir Ağa Tekkesi haziresine defnedildi.755

Semih Ceyhan, Uşşakîlerin Şeyh Hasan Hüsâmeddin Uşşâkî’yi pîr-i evvel, Şeyh Cemâleddin Uşşâkî’yi pîr-i sâni ve Şeyh Selâhaddin’in pîr-i sâlis kabul edildiğini belirtir. Pek çok tarikatten icâzetli olması ve Türkler’in İbnü’l-Arabî’si şeklinde nitelendirilmesi sebebiyle Salâhiyye isminde bir şubeden bahsedilemeyeceği ve Şeyh Selahaddin’in daha kapsayıcı bir rolünün olduğu kanaatindedir.756

2.3.3.1.2. Câhidiyye

Cemâliyye’den ayrılan Câhidiyye şubesi, Şeyh Câhidî Ahmed Efendi’ye nisbet edilmektedir. Aslen Edirneli olan Şeyh Câhidî, Vicdânî’ye göre tasavvufi terbiyesini Şeyh Seyyid Mehmed Cemâleddin Efendi’nin yanında tamamlamıştır. Ancak Nihat

753 Vicdânî, a.g.e., s. 107-108. Vassâf, a.g.e., C. IV, s. 403-404.

754 Şeyh Selahaddin aynı zamanda Seyyid Cemâleddin Efendi’nin damadır.

755 Vicdânî, a.g.e., s. 108-110. Vassâf, a.g.e., C. IV, s. 429-432.

756 Ceyhan, a.g.e., s. 740.

152

Azamat, Câhidî’nin şeyhinin Şeyh Seyyid Mehmed Cemâleddin Efendi olmadığı görüşündedir. Çünkü Şeyh Câhidî 1070’te Şeyh Cemâleddin ise 1164 yılında vefat etmiştir. Bu yanlışlığın sonraki yayınlarda da devam ettirildiğini belirtir.757 Semih Ceyhan ise Şeyh Câhidî’nin Tevhid-i Zât eserinde ve Dîvân’ında mürşidinin Şeyh Ömer Karîbî olduğunu açıkça söylediğini ifade eder. Şeyh Ömer Karîbî, Saruhanlı Memî Cân Efendi’den, o da Şeyh Hüsâmeddin Uşşâkî’den hilafet almıştır. Şeyh Câhidî’nin vefatından sonra da oğlu Şeyh Abdüllatif Efendi postnişîn olmuştur.758 Daha ziyade Edirne, Çanakkale, Gelibolu’da irşâd faaliyetlerinde bulunan Câhidî, 1070/1659-60’da vefat etmiştir. Kabri Kilitbahir’dedir. Kitabü’n-Nushiyye759 isimli eseri ve Dîvân’ı760 bulunmaktadır. Câhidiyye şubesinden Muslihiyye isminde bir şube ayrıldığı rivayet edilmektedir. Bu şube Karaman’dan Edirne’ye ulaşmış ve Muslihiddin Karamânî’ye nisbet edilmiştir. Ancak sonraki şeyhlerinin başıboşlukları, laubalilikleri ve tarikat adabının kaybolması sebebiyle Câhidiyye ve Muslihiyye şubesi son bulmuştur.761

Benzer Belgeler