• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL BİLGİLER ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1 Kuramsal Bilgiler

2.1.2 Tutum

2.1.2.5 Tutumların Belirlenmesi ve Ölçümü

Tutumları son zamanlarda önem verilen alanlardan birisi olmuştur. Araştırmacıların insanların tutumlarını öğrenme amacı şunlardır: Kişilerin davranışlarını tahmin etmek, kişinin tutumlarının altındaki nedenleri ortaya çıkarmak ve kişilerin kişisel tercihlerini öğrenmektir (Baysal, 1981: 126). Tutumların öğrenilmesiyle birlikte kişilerden beklediğimiz tutumun olması ya da olmaması durumunda alınacak önlemler konusunda değerlendirmeler yapılabilmektedir (Tavşancıl, 2010: 101).

İnsanların tutumlarının ne olduğu konusunda en kestirme yol doğrudan insanlara tutumlarını sormaktır. Bu şekilde oransal olarak sayısal bilgi alınabilmekte ise de tutumun altında yatan nedenleri anlamak mümkün olmamakta ve sadece sayısal bilgi çözüme ulaşmada yardımcı olmamaktadır (Yüksel, 2006: 114).

Tutumları doğrudan ölçülemedikleri için davranış yoluyla dolaylı bir şekilde ölçülmektedir. Bu nedenle tutumları etkileyen faktörleri ve tutum-davranış ilişkisini açıklayabilmek için ölçme teknikleri geliştirilmiştir (Güney, 2009: 151).

Tavşancıl (2010, 102-103), Baysal’ın tutum ölçme yöntemlerini kişilerin kendi ifadesine göre yapılan ölçümler, kişinin davranışının gözlemlenmesine dayalı yapılan

ölçümler, kişilerin fizyolojik tepkilerine göre yapılan ölçümler, kişinin kısmen yapılandırılan uyarıcıları yorumlamasına göre yapılan ölçümler ve kişilerin objektif görevleri yerine getirişinin gözlemine dayanan ölçümler olmak üzere beş grupta topladığını belirtmektedir. Bununla birlikte Tavşancıl (2010) tutum ölçümüyle ilgili kullanılan farklı yöntem ve teknikleri, davranışlara, fizyolojik tepkilere ve sorulara verilen cevaplara bakarak yapılan yöntemler olarak sınıflandırmıştır.

Tutumları ölçmek için yapılan çalışmaların yöntem ve tekniklerini sınıflandırmak gerekirse tutum ölçümlerinin davranışlara, fizyolojik tepkilere ve sorulara verilen cevaplara bakarak yapılan ölçümler (Anderson) olarak sınıflandırabiliriz.

Tutumların ölçülmesinde genellikle bir sıfat veya tutum cümlesine verilen cevaplardan yararlanılmaktadır. Ölçümlerde kullanılan sıfat veya tutum cümleleri listesine ölçek denilmektedir (Anderson, 1991: 241).

Hogg ve Vaughan (2005/2007: 205) tutum ölçmede yaygın kullanılan ölçekleri şu şekilde sıralamıştır.

-Eşit Aralık Ölçeği (Thurstone Ölçeği) -Toplamalı Sıralama Ölçeği (Likert Ölçeği)

-Birikimli-Yığışımlı Ölçek (Guttman’ın Skalogramı) -Duygusal Anlam Ölçeği (Osgood Ölçeği).

Eşit Aralık Ölçeği (Thurstone Ölçeği): Bu ölçekte birbirinden bağımsız sayısal değere sahip yirmi iki olumlu ve olumsuz cümlelerin değersel olarak ortalaması alınarak tutum puanı hesaplanır. Thurstone’un ölçeğinde bir tutum nesnesine ilişkin olumludan olumsuza kadar tutum cümleleri bulunmakta ve kişi hangi tutum cümlesini yakın buluyorsa onu işaretlemektedir. Belirlenen tutum cümleleri sayısal değer üzerinden toplanmakta ve ortalaması bulunarak tutum değeri öğrenilmektedir (Hogg ve Vaughan, 2007: 206-207).

Toplamalı Sıralama Ölçeği (Likert Ölçeği): Likert tipi ölçekte kişinin verilen cümlelere ilişkin katılma derecesini belirten seviyenin (tamamen katılıyorumdan hiç katılmıyoruma kadar) sayısal değer cinsinden toplamı alınarak tutum konusunda bilgi

edinilmektedir. Kişiler bu ölçekte verilen cevaplar içinden kendilerine uygun düşen kısmı belirtirler. Genel olarak bu ölçekte beş dereceli cevap kullanılmaktadır. Bu dereceler tamamen katılıyorum, katılıyorum, kararsızım, katılmıyorum, hiç katılmıyorum, şeklindedir. Likert ölçeği kolay oluşturulabilir, güvenilirlik ve geçerliliğin sağlanabilmesi gibi nedenlerden dolayı çok kullanılmaktadır (Tekindal, 2009: 88).

Birikimli Yığışımlı Ölçek (Guttman’ın Skalogramı): İkinci Dünya Savaşı’nda askerlerin tutumunu ölçmek için geliştirilen ve tutumların tek yönünü ölçen bu ölçekte, kişinin bir cümleye verdiği yanıtın diğer düzeylerine de tutarlı olarak yanıtlaması gerekmektedir. Örnek olarak 60 kilodan fazla olduğunu belirten kişi 40 kilodan da fazla olduğunu belirtmelidir. Bu nedenle Gutman’ın bu ölçeğine yığmalı ölçek de denilmektedir (Tavşancıl, 2010: 156-157).

Duygusal Anlam Ölçeği (Osgood Ölçeği): Duygusal anlam ölçeği, bir ucu olumludan diğer ucu olumsuza uzanan eşit aralıklı yedi bölümden oluşmaktadır. Birden yediye kadar numaralanan cevapların, kişi tarafından bunlardan birisini seçmesi istenmektedir (Tutar, 2012: 223-224). Duygusal anlam ölçeğinde kişilerin kelimelere verdiği anlamlardan hareketle tutum belirlenmeye çalışılmaktadır. Duygusal anlam ölçeğinin avantajlı tarafı ölçekte soruların olmaması iken dezavantajlı tarafı da ölçümün basit olmasıdır (Hogg ve Vaughan, 2007: 211-212).

Tutumları ölçmek için başka ölçekler de geliştirilmektedir. Araştırmacıların geliştirdikleri ölçeklerin ön denemesi yapılarak geçerlik ve güvenirliği sağlanarak uygulanmalı ve sağlıklı sonuçlar alınmalıdır (Yüksel, 2006: 115).

Tutumların ölçmek için yapılan araştırmalar tutumların birçok boyutunun olduğunu göstermiştir. Tutum ile ilgili araştırma yapanların bu boyutları dikkate almaları gerekmektedir (Güney, 2009: 130). Tutumların ölçülmesi bakımından tutumların yönü, derecesi ve yoğunluğu önemli bir yere sahiptir (Köklü, 1995: 86; Özgüven, 1998: 354). Tutumların boyutları şunlardır.

Tutumun Konusu: Her tutumun bir konusu bulunmakta ve tutumun konuları da tutumun türünü belirlemektedir. Tutum konuları siyasal partiler, iş grupları gibi çok

farklı olabilmektedir. Tutum konusunda ölçme işlemleri yapılırken tutumuna başvurulan kişinin tutum konusuyla ilgili bilgisinin olması gerekmektedir. Araştırmaya konu olan her şey tutum konusu olabilmektedir. Bu nedenle tutum ölçümlerinde tutumların konusu dikkate alınan bir noktadır (İnceoğlu, 2011: 54-56).

Tutumların Yönü: Her tutumda mutlaka olumlu veya olumsuz bir yöne doğru bir yönelme vardır. Tutum içerisinde olunan nesnenin kişiye uygun ve kişiye pozitif duyguları uyandırması durumunda tutumu olumlu, tutum nesnesinin rahatsızlık verici ve negatif duyguları uyandırması durumunda ise olumsuz tutum içerisinde olmaktadır. Tutumun yönü kişiden kişiye değişebilmektedir. Bazı tutumların yönü belli olmamış bile olabilir (Güney, 2009: 130).

Tutumun Yoğunluğu: Tutumun duygusal içeriğini yansıtan tutumun yoğunluğunda psikolojik etkiler önemli yer tutmaktadır. Tutum nesnesine karşı duygusal olarak yoğun olan birisinin tutumu da yoğun olmaktadır. Bu nedenle her tutum bir yoğunluk derecesine sahiptir (İnceoğlu, 2011: 57).

Tutumun Derecesi: Tutumların derecesi, tutumu oluşturan öğelerin güçlerinin toplamını vermektedir. Tutumu oluşturan öğelerin güçleri birbirinden farklılık gösterebilmektedir. Her tutumun bir gücü var olmakla birlikte tutumların gücü tutumların davranışa dönüşmesine veya tutumların değişmesinde etkili olmaktadır. Tutumu güçlü olan birisinin tutumu kolay kolay değişmez ve tutumunun davranışa dönüşmesi daha kolaylaşır (Tutar, 2012: 208).

Tutumların ölçülmesinde kullanılan ölçeklerin oluşturulmasında öncelikle ölçme amacının belirlenmesi gerekmektedir. Ölçme aracı oluşturulmadan önce ölçmenin neden yapılacağı ve ölçme sonuçlarının nerede kullanılacağı bilinmelidir. İkinci adım olarak oluşturulacak ölçek ile neyin ölçüleceği belirtilerek ölçülecek özellikler netleştirilmelidir. Ölçülecek özellikler belirlendikten sonra ölçmenin amacına uygun olarak geniş bir madde havuzu oluşturulmalıdır. Madde havuzu oluşturulduktan sonra madde yapısı (formu) belirlenmelidir. Madde yapısı belirlendikten sonra madde havuzundaki maddeler ile ilgili uzman görüşleri alınmalıdır. Uzmanların görüşü alındıktan sonra alınan maddeler küçük gruplara denenerek gerekli düzeltmeler yapılmalıdır. Oluşturulan ölçek maddelerinin geçerliği ile ilgili karar verildikten sonra

örneklem grubuna maddeler uygulanmalıdır. Uygulama sonrasında ölçek maddelerinin analiz edilmesi gerekmektedir. Analiz sonrasında maddeler seçilerek ölçek oluşturulmuş olmaktadır (Tekindal, 2009: 28-63).

Ölçme araçlarının güvenirliği, geçerliği ve kullanışlılığı ölçme araçlarında aranan niteliklerin başında gelmektedir (Karasar, 2012: 147). Ölçme araçlarının güvenilir ve geçerli olması ölçmenin güvenirliliğini ve geçerliliğini doğrudan etkilemektedir. Ölçmenin güvenilir olması demek ölçümün benzer şartlarda benzer sonuçları vermesi demektir. Güvenirliliği bu anlamda tekrarlanabilirlik de denilebilir. Ölçmenin geçerliği ise örneklemin evreni temsil yeteneğidir. Bir ölçümün sadece güvenilir olması yetmemekte geçerliliğinin de sağlanması gerekmektedir (Baloğlu, 2009: 106).