• Sonuç bulunamadı

Turistik bir destinasyonda yaşayan yerel halkın, turizmin gelişimine olan yaklaşımı turizmin gelişimine doğrudan etki eden en önemli unsurlardan biridir. Yerel halkın özelliklerini, yaşam tarzlarını ve davranış biçimlerini inceleyen ve bu doğrultuda turizmin gelişimine yönelik tutumlarını belirleyen birçok çalışma turizm literatürüne geçmiştir. Bu bölümde turizmin gelişimine yönelik geliştirilen teoriler ile yerel halkın, turizmin etkilerine olan yaklaşımı ve tutumlarını belirleyen unsurlar ele alınacaktır.

Topluluk, bir mahalle, bir mülk veya bir bölge içerisinde aynı coğrafi sınırlar içerisinde, farklı ihtiyaç, ilgi ve amaçlara sahip bir grup insandan oluşmaktadır (Chapman & Kirk, 2001). Bu bağlamda Aref vd.’ne göre ise (2010) topluluk aynı coğrafi alanda yaşayan veya çalışan, bazı ortak kültürleri ve ortak çıkarları da olan bir grup birey olarak tanımlanmaktadır. Topluluğun bu coğrafi tanımı, topluluğun gelişiminin turizm gelişimini iyileştirme becerisiyle nasıl bir ilişki içerisinde olduğunu anlamak çok önemlidir.

2.1.1. Yerel Halk Kavramı

Yerel halk kavramının temelleri 18. yy. sonlarına kadar dayanmaktadır. Alman toplum bilimci Ferdinand Tonnies 1887 yılında yayımlamış olduğu “Gemeinschaft ve Gesselchaft“ kitabında yer almıştır. Dünyada yaşanan sanayileşmenin getirdiği ekonomik kalkınmanın ardından 19. ve 20. yy.’ın bilim insanlarını yaptığı çalışmalar günümüzdeki yerel halk algısını

46

oluşturmuştur. Yerel halk kavramının günümüzde yaygın hale gelmesinin sebebini anlamak için insanların oluşturduğu bu topluluğu neyin yerel halk yaptığını bilmek gerekmektedir. En bilinen tanımıyla küçük bir uzamsal birim olarak yerel halk ortak değerlere, ilgi alanlarına ve sosyal yapıya sahip bir topluluktur (Agrawal & Gibson, 1999).

Sosyolojide yerel halkın tanımı yapılırken genelde iki türlü yaklaşım içinde ifade edilmektedir. Birinci yaklaşım yerel halkı bölgesel, ikinci yaklaşım ilişkisel bir kavram olarak ele almaktadır. Bölgesel kavram olarak bir yerel halk adı, sınırları, insanlarıyla ve tanınmış özellikleriyle harita üzerinde gösterilebilmektedir. İlişkisel boyutta ise yerel halk arkadaşlık ilişkileri olan, birlik ve karşılıklı destek içinde olan birbirlerine bağlı insanları temsil etmektedir (Ivanovic, 2008).

Scherl & Edwards’ın (2007) tanımında ise bir dizi ortak geçim kaynağına ve ortak bir kimliğe sahip topluluk yerel halk veya yöre halkı olarak belirtilmektedir. Ayrıca yerel toplulukların sosyal, ekonomik ve manevi olarak bölge ve kaynakları üzerinde hakları olduğunu ve bölge ile güçlü bir ilişki içinde olduklarını belirtmişlerdir. Diğer taraftan yerel halk sadece sınırları, tarihi, demografik özellikleri ile bir coğrafyayı değil, dil, gelenek, sınıf ve etnik köken gibi sosyal nitelikleri de ifade etmektedir (Chaskin, Brown, Venkatesh, & Vidal, 2001).

Yerel halkın, fiziksel, psikolojik, sosyal ve manevi iyilik halini geliştirmedeki rolü devlet liderlerinden, bilim insanlarından ve bazı toplum kuruluşları tarafından gittikçe yoğun bir ilgi görmektedir. Bireysel ve sosyal yaşamın bir birleşimi olarak yerel halk, yaşam koşulları ve bu koşulların birey ve aile üzerindeki etkilerine müdahalesinde önemli bir güç haline gelmiştir (Mancini, Bowen, & Martin, 2003).

Yerel halkın gelişiminin, turizmin gelişimini anlamada ve turizmin gelişimini nasıl etkilediği konusunda öneminin bilinmesi önemli bir unsurdur. Turistlerin iyi bir çevre bulabilmesi için yerel halk turizmin gelişiminde kilit bir role sahip

47

unsurlarından biridir. Konaklama, yeme-içme, bilgi, ulaşım, tesis ve hizmetlerin sağlanabilmesi için yerel halk turizmin odak noktasıdır (Aref, Gill, & Aref, 2010).

2.1.2. Turist Kavramı

Turist kelimesinin ilk olarak 1838’de Stendhal’in İngiltere ve Normandy’e yaptığı seyahatlerden sonra yayınlamış olduğu “Memories d’un Touriste – Turistin Anıları” kitabında kullanıldığı bilinmektedir (Mccabe, 2009). Bilinen en eski tanımlarından biri turisti “evden uzakta geçici geziler yapan ve aynı zamanda ziyaret edilen bölgede değil kendi bölgelerinde kazanmış oldukları parayı harcayan insanlar” olarak ele almıştır (Ogilvie,1933; Akt. Ghanem, 2017).

1937 yılında Milletler Cemiyeti İstatistik Uzmanları Komitesi tanımına göre “sürekli olarak ikamet ettiği bölge dışında herhangi bir ülkeyi 24 saatten az olmayan bir süre için ziyaret eden yabancı kişi” turist olarak ifade edilmektedir (Hussein & Saç, 2008). Bu erken tanımda kavram uluslararası seyahat eden ve bir gece konaklamak koşulu ile zaman sınırlaması içermektedir. Ayrıca yerli halk, öğrenciler, iş amaçlı seyahat edenler, gezginler, 24 saatten fazla kalmayan kişiler bu tanımın dışında bırakılmıştır (Ghanem, 2017).

Birleşmiş Milletler’in Roma’da düzenlemiş olduğu Uluslararası Turizm ve Seyahat Konferası’nda Uluslararası Seyahat Organizasyonları (IUOTO) tarafından önerilen ziyaretçi, turist ve günübirlikçi tanımları görüşülmüştür. Bu görüşmelerden sonra 1967’de uluslararası seyahat istatistikleri konusunda uzmanlar ve 1968’de Birleşmiş Milletler İstatistik Komisyonu bu tanımları onaylamıştır. Bu tanımlar doğrultusunda ziyaretçi, olağan çevresi dışına bir yıldan az bir süre ile iş, dinlenme veya diğer kişisel amaçlarla seyahat eden ve gittiği bölgede en az 24 saat konaklayan kişilerdir (UN Department of Economic and Social Affairs, 2010).

48

Turist hareketinin iki önemli bileşeni vardır. Bunlardan biri hareketli unsur yani seyahat hali ve bir diğeri ise sabit faaliyeti olan konaklamadır (Burkart & Medlik, 1974). Burada konaklama, fiziksel düzene olan etkileri sebebiyle turisti, günübirlikçi ziyaretçiden ayıran en önemli unsurlardan biridir (Leiper, 1979). Leiper (1979)’a göre turistleri diğerlerinden ayıran ikinci en önemli özellik ise zaman ve para kaynağını isteğe bağlı kullanımı söz konusu olmasıdır. Konferans, kongre, toplantı gibi iş amacı güden seyahatler de işverenin adına isteğe bağlı bir eylemi temsil ettiği için turistik sayılabiliyor. Ancak mevsimlik işçiler, ticari amaçla seyahat eden ve geceleme yapan iş seyahatleri rutin faaliyetler olup, kendi isteği dışında olması sebebiyle turistik faaliyet olarak kabul edilmemektedir.

Benzer Belgeler