• Sonuç bulunamadı

2.2. TURİZMİN GELİŞİMİNE YÖNELİK YAKLAŞIMLAR

2.2.2. Butler Turizm Yaşam Eğrisi (Yaşam Döngüsü Modeli)

öncü model öne sürülmüştür. Ekonominin önemli kollarından biri olan turizmin 2. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da ve daha bir çok yerde büyümesi ve gelişmesinin çok önemli bir şans olduğunu belirtmiştir. Yeni turist birliklerinin kurulması, modern otellerin inşa edilmesi, yatırımcıların büyük merkezleri seçmesi gibi unsurların turizmin bir bölgede gelişimi ilerlettiğine yer vermiştir (Christaller, 1963). Christaller’in (1963) modelinde belirgin olarak ortaya çıkan turist türlerinin değişimiyle birlikte turizm alanlarının da değiştiği yönündedir.

Bir bölgedeki turizmin gelişimini bölgeye ziyarete gelen turist tiplerinin değişimiyle ilişkilendirerek ele alan Plog (1974), kendi ismiyle anılan iki turist tipi olan “içedönük” ve “dışadönük” olarak 2 turist tipi belirlemiştir. Turizmin gelişiminin turist tipleriyle olan ilişkisine yönelik bir başka gruplandırma ile Cohen (1972) “örgütlü kitle turisti”, “bireysel kitle turisti”, “araştırmacı” ve “başı boş gezen” olarak 4 tip turist olarak ele almıştır. Plog’un dışadönük turisti ve Cohen’in maceracı turist tipinin bir turistik bölge keşfetmesiyle başlayan bu gelişme süreci, bölgenin bilinirliğinin ve beraberinde turist sayısının da artışıyla ticarileşme nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Cohen (1979) ise turizm gelişiminin bir bölgeye zarar veren dışsal faktörlerden biri olduğunu ve yerel turizmde

51

değişim yaratmada diğer dışsal faktörlerle etkileşime girme şeklini de kavramanın önemini belirtmiştir. Ayrıca Cohen tek yönlü sosyal değişim modellerinin sorunlarına karşı uyarmış ve büyüme oranları değişiklik gösterse de nihai sonucun tüm vakalarda aynı olacağını belirtmiştir (Butler, 1980).

Christaller (1963), Plog (1974) ve Cohen (1979) ardından Butler turizm gelişimini bölgeye gelen ziyaretçi sayısı ve altyapıyı dikkate alarak 7 dönemde incelemiştir.

Turist Sayısı

Şekil 1. Butler’ın Turizm Yaşam Döngü Modeli Kaynak: (Butler, 1980)

Turizm Yaşam Döngü Modeli (TALC), Butler tarafından yayınladığından bu yana yaklaşık 40 yıl geçmesine rağmen hala turizm gelişimini inceleyen çalışmalarda bu modelden bahsedilmektedir. Bu ilk çalışmadan sonra Butler TALC modelini başka çalışmalarında da ele almıştır. Modelde çıkış noktası ürün yaşam döngüsü (PLC) olup ilk çıkışında satışının yavaş olup zamanla artması gibi turistik destinasyonu da burada ürün olarak ele almıştır. Varış

E D B TAŞIMA KAPASİTESİ Pekişme Yeniden Canlanma Durgunluk Gerileme e Katılım Keşfetme Büyüme Zaman A C

52

noktasının ilk keşfedildiği zamandaki imkanlarının (konaklama tesisi, eğlence yeri vb.) az ya da yetersiz oluşu ziyaretçi sayısının az olmasına sebep olmaktadır. Ancak bölgenin bilinirliğinin artışıyla birlikte ziyaretçi sayısının artışı ve bölgenin de turist ağırlamaya yönelik değişimine ve gelişimine neden olmaktadır. Burada Butler’ın vurguladığı önemli nokta ise taşıma kapasitesine ulaşıldığında ziyaretçi sayısının düşeceğidir (Butler, 2005)

Ravenscroft ve Hadjihambi (2006), Butler’ın TALC modeli üzerine olan ilk çalışmasında “evrim” kavramına değinmediğini ve çalışmasıyla Darwinist evrim bakış açısıyla ilişkili olduğunu belirtmelerine ilave olarak Butler (2011), evrimin yaygın olarak görülen ve kontrolsüz bir gelişim sürecini ifade etmekte kullanıldığını belirtmiştir.

Modelin amacı destinasyonların dinamiklerine dikkat çekerek uygun müdahalelerle düşüş sürecinden mümkün olduğunca sakınmayı sağlamaktır. Şekil 1’de görüldüğü gibi ilk aşama olan keşif, Plog ve Cohen’in turist tiplerinden olan araştırmacılar/maceracıların bölgeye gelmesiyle başlamaktadır. Bu aşamada az sayıda turist olup, turistik imkan ve hizmet yoktur (Avcıkurt, 2017).

İkinci aşama olan katılım ise turist sayısının artışa geçmesi ve yerel halkın da bu noktadan itibaren turiste yönelik hizmet sürecine dahil olarak artık turist ile birebir iletişime geçmeye başladığı süreçtir. Turist burada öncelik kazanır (Pekpak, 2002). Büyüme aşamasında yerel halkın reklam ve başarıları sayesinde bölge iyi bir turistik merkez haline gelir ve Plog’un içedönük ve Cohen’in örgütlü kitle turist tipi için ideal bir yer haline gelir. Bölgeye artık yabancı yatırımların girişi başlar ve yerel katılım ve kontrol turizm olayının dışında kalmaya başlar (Murphy, 1991).

Pekişme aşamasına gelinmesiyle birlikte toplam sayı artmaya devam etse dahi turist sayılarında azalmalar olmaktadır. Bu aşamada turist sayısı yüksek sezonlarda yerel halk sayısını aşar. Aynı zamanda turist sezonunu uzatmak ve pazar alanını genişletmek için pazarlama çalışmaları yapılmaktadır.

53

Turistler için sağlanan imkanların yerel halka sağlanmaması ya da yerel halkın günlük hayatını kısıtlamaya sebep olan durumlar hoşnutsuzluğa ve muhalefete yol açmaktadır. Bunun en belirgin yaşanan bölgeleri olarak da Akdenize kıyısı olan bölgeler belirtilmiştir (Butler, 2005).

Gelişme durgunluk aşamasına gelirken en yüksek turist sayısına ulaşılmaktadır. Çevresel, ekonomik ve sosyal problemlerin de katılımıyla taşıma kapasitesine ulaşılmış ya da aşılmış demektir. Bölge artık iyi bilinen bir turizm merkezi olsa dahi modernliğini yitirmiş olur. Bu aşamadan sonra ziyaretçi sayısını korumak adına çok daha yorucu bir çaba gösterilmesi gerekmektedir (Butler, 1980). Gerileme aşamasında yeni olanlarla rekabet zorlaşır ve hem mekansal hem de sayısal olarak azalan bir Pazar ile karşı karşıya gelmektedir. Bir birikimin sonucu olarak ortaya çıkan bu tabloda yerel halkın turizme katılımı artar ve imkanlardan daha uygun koşullarda faydalanmaya başlarlar. Gerilemenin gerçekleşmesinin ardından doğal olmayan kaynaklar geliştirilerek yeniden canlanma da gerçekleşebilmektedir (Butler, 2005).

TALC modelinin aşamaları Türkiye’de turizm ile gelişme gösteren kıyı bölgelerinde gözlemlenmektedir. Söz konusu bölgeler turizm gelişimiyle birlikte popülerlik kazanmış ancak planlama çalışmalarının eksik ya da doğru yürütülmemesi sebebiyle gelişimini devam ettirememiş ya da duraklama veya gerileme aşamalarında kalmıştır (Pekpak, 2002).

Benzer Belgeler