• Sonuç bulunamadı

Turgut Özal’ın Siyasi Geçmişi

B- Anavatan Partisi’nin İdeolojisi

1- Turgut Özal’ın Siyasi Geçmişi

284 ANAP, İktidarı döneminde programında belirttiği vergi politikasıyla çelişerek, yeni vergiler koyup ya

da var olan vergilerin oranlarını arttırarak özellikle tabanı olarak gördüğü “orta direğin” alım gücünün gittikçe azalmasına sebep olmuştur.

285 Anavatan Partisi Programı, ss. 18-49.

286 Yavuz Donat, Yavuz Donat’ın Vitrininden 3- Özal’lı Yıllar 1983-1987, Bilgi, 1. baskı, ş.y., Kasım,

Üniversite yıllarında gençlik hareketlerinde aktif rol alan ve Talebe Cemiyeti’nde yardım kolu başkanlığı yapan Özal287, üniversiteden mezun olduğu 1950 yılında Ankara Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nde mühendis olarak çalışmaya başlamıştır.

Semra Hanım’la evlendikten hemen sonra mesleğinde ihtisas yapması için Amerika’ya gönderilmiş, dönüşünde Elektrik İşleri Etüt İdaresi’ne Genel Direktör Teknik Müşaviri olarak atanmıştır.

1958 yılında kurulan Plânlama Komisyonu’nun sekreterya görevine getirilen Özal, 1959 yılında askerlik görevini yaparken, Devlet Su İşleri Genel Müdürü Süleyman Demirel, Özal’ın komutanlığında askere başlar. Özal ona hem komutanlık hem öğretmenlik yapar.

Özal askerdeyken 1960 askeri müdahalesi gerçekleşir. Askerliğini bitiren Özal eski görevine döner ve bu arada Devlet Plânlama Teşkilatı’nın kuruluş çalışmalarına da katılır.

1965 seçimlerinden sonra, Başbakan Demirel’in yanında önce danışmanlık yapan Özal, 1967’de Devlet Plânlama Teşkilatı Müsteşarlığı’na getirilir.

12 Mart 1971 Müdahalesinin ardından görevinden ayrılan Özal, Amerika’ya gider. 1973 yılına kadar Dünya Bankası Sanayi Dairesi’nde sanayi ve maden konularında özel danışmanlık yapar. Yurda dönüşünde özel sektörde bankacılık, demir- çelik, otomotiv sanayi, tekstil, gıda, döğme ve döküm alanlarında yönetici olarak çalıştıktan sonra 1977 genel seçimlerinde MSP’den İzmir milletvekili adayı olan Özal, seçimi az bir farkla kaybeder288. Daha sonra MESS (Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası)’de sendika başkanı olarak görev yapar.

287 Özal, 1970’lerde kurulan ve Türk-İslâm Sentezi’nin savunuculuğunu yapan “Aydınlar Ocağı”nın bir

üyesidir. Nitekim 1980’den sonra da iktidar partisinin yardımıyla yine bu düşünce paralelinde “İlim

Yayma Cemiyeti” ve “Türk Ocakları” gibi çeşitli örgüt, yurt, vakıf ve dernekler kurulmuştur. Detaylı bilgi ve Özal’ın bu İslâmi örgütlere yakınlığı için bkz. M. İskender Özturanlı, Türkiye’de Laikliğin Serüveni, Toplumsal Dönüşüm yay., 2. baskı, İstanbul, Aralık, 1999, ss. 156-161.

288 Siyasete atılan Özal’ın oylarına göz dikmesine ve kendine rakip olmasına içerleyen Erbakan, “Faizsiz

düzen” ve “ağır sanayi hamlesi”nden bahseden Özal’ı “Bir zamanlar MSP’nin bülbülü” olmakla suçlamıştır. Bkz. Hulûsi Turgut, a.g.e., ss. 412-414.

Kasım 1979 yılında Demirel başkanlığında kurulan azınlık hükümetiyle tekrar devlet memurluğuna dönen Özal, Başbakanlık Müsteşarı ve Devlet Plânlama Teşkilatı Müsteşar Vekilliği görevlerine atanır289.

İsmini en çok 24 Ocak kararlarının hazırlanmasında aldığı aktif görevle duyuran Özal, 12 Eylül 1980 Müdahalesinden sonra da ekonomik programı sürdürmesi amacıyla, Bülent Ulusu Hükümetinde ekonomik işlerden sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevine getirilmiştir. 22 ay kaldığı bu görevinden de 14 Temmuz 1982’de istifa eden Özal, 20 Mayıs 1983’te kurduğu Anavatan Partisi’yle birlikte siyaset sahnesinde kendi rotasında, tek başına yürüme kararı almıştır290.

Özal’ı 12 Eylül’e ortak olmakla suçlayan Demirel’e göre, 1965-1980 arası tüm kademelere sayesinde terfi eden Özal, darbe öncesi askerlere verdiği seminerlerde “kombinezon” hazırlamıştır.

Sürekli üst kademelere tırmanma idealinde olan Özal, 12 Eylül askeri yönetimi sırasında da kendisine teklif edilen Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nı yeterli bulmayarak; “…Ben bu vaziyette meselenin bütün sorumluluğunu üzerime almak

isterim. Onun da yolu şudur: Bana ekonomik işlerden sorumlu Başbakan Yardımcısı unvanı verilir. Bütün iç ve dış ekonomik işlerden ben sorumlu olurum. Aynı zamanda Maliye ve Ticaret Bakanlıkları da bana verilir. Yani bu Bakanlıklar bir anlamda bir araya getirilir. Bana da Başbakan Yardımcısı, Maliye ve Ticaret Bakanı unvanı verilir…” diyerek niyetini belli etmiştir.

Askeri müdahale, siyasi platformda yalnızca Özal’ı etkilememiştir…

12 Eylül’ün hemen arkasından genel kurmaya getirilen Özal’dan ekonomik durumla ilgili kısa bir rapor istenir. Özal da son derece anlaşılır, kısa ve net raporunu Konsey’e sunar.

Raporda, 24 Ocak programının sürdürülmesini savunan Özal’a göre: “Bu yeni

ekonomik programın ulaşmak istediği ana hedef, Türkiye’nin döviz gelirleri ile giderleri ve borçlarını karşılayacak seviyeye gelmesi, en önemli mevzu olarak ortaya çıkmaktadır.

289 Demirel, Özal’a önce Merkez Bankası Başkanlığı, arkasından Plânlama Müsteşarlığı görevlerini teklif

etmiş, ancak daha yetkili bir makamda yer almayı isteyen Özal, Başbakanlık Müsteşarlığı’nı istemiştir. Bkz. Emin Çölaşan, 24 Ocak Bir Dönemin Perde Arkası, s. 46-47.

290 Turgut Özal Albümü-Turgut Özal’ın Biyografisi, www.anap.org.tr, s. 2-3; ve yine bkz. B. Sami Özsoy,

Yapılan incelemeler bu hedefe varmak için ciddi ve devamlı gayretlerin en az 4- 5 yıl süreyle uygulanmasının zorunlu olduğunu ortaya koymaktadır.

…Bu önemli operasyonun en önemli noktası, IMF ile yapılan anlaşmadır. Buna uyulması halinde bütün kredi ve borç erteleme anlaşmaları yürürlükte kalacaktır.

…12 Eylül harekâtının ekonomiye hemen yapacağı müspet etki, devam eden bir çok grev ve lokavtı çözüme kavuşturmasında etkili olacaktır.

Özal’ın kısaca anlatmak istediği şudur: 24 Ocak kararları harfiyen uygulanmaya devam edilmezse dış kredi muslukları kesilecektir. Başka alternatifiniz yoktur. Programın devamına ilişkin dışa dönük güvenceniz de, ancak ben olabilirim.

Bu raporun ardından Bülent Ulusu Hükümeti’nde Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevine getirilen Özal291, Temmuz 1982’deki Banker Kastelli olayı neticesinde Maliye Bakanı Kaya Erdem’le birlikte hükümetteki görevinden istifa etmiştir292.

Kafasında yeni bir plan kuran Özal, istifasının ardından dinlenmek için Side’ye, daha sonra da zayıflamak için ABD’ye gitmiştir293.

Özal’a siyasete girmesini ilk öneren dayı oğlu Hüsnü Doğan’dır. Önde gelen diğer isimler, Adnan Kahveci ve Mehmet Keçeciler’dir294.

Siyasete girmeyi iyice aklına koyan Özal, ABD gezisinden sonra dostlarına şunları söylemiştir: “Arkadaşlar, geniş temaslarım oldu. Vardığım netice şudur: Batı da

Doğu da beni istiyor. Doğu derken kastım, sosyalist blok değildir, Türk ekonomisi bakımından önemli olan Ortadoğu ülkeleridir. Devlet hayatındaki hizmetimiz, ekonomiyi düzlüğe çıkaracağımız konusunda onlara güven vermiş. Amerika’da üst düzeyde temaslarım oldu. Aynı intibaları edindim. İktidar olursak işleri düzeltiriz. Bizim kuracağımız partiye Türkiye içinde de yeşil ışık yakılmıştır. Partiyi kuracağız ve engellenmeyeceğiz”295.

291 Özal’ın, askerlerin teklifi hakkında Demirel’e danışması olayı ve görev teklifinin detayları için bkz.

Emin Çölaşan, 12 Eylül Özal Ekonomisi’nin Perde Arkası, ss. 45-53.

292 Cüneyt Arcayürek, a.g.e., s. 101.

Banker Cevher Özden’in yurt dışına kaçışından sonra görevinden istifa eden Özal, bu olayı parti kurduktan sonra şöyle değerlendirmiştir: “Halkı uyardım, yüksek faizin olduğu yerde, yüksek riskin

olduğunu kamuoyuna birkaç defa açıkladım.

Ancak bu konu ile ilgili Maliye Bakanı hiçbir tedbir almamıştır. Bkz. Hulûsi Turgut, a.g.e., s. 149.

293 Yalçın Doğan, a.g.e., s. 179. 294 Hasan Cemal, a.g.e., s. 39, dn. 1. 295 A.g.e., s. 56-57.

“Tesadüfen politikacı oldum. Bunun iyi mi, kötü mü olduğu sonunda belli

olacak” diyen Özal296, başka bir konuşması sırasında siyasete girme sebebini şöyle açıklamaktadır: “Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, dış dünyadan gereken

desteği sağladım. Yaşım 55, bunca yıl hayli tecrübe edindim, güzel para kazanıp, zengin oldum. Ayrıca, bu işe ayıracak param da var…

…Politikaya atılmam, Allah-u Tealâ’nın emrettiği ilâhi bir görevdir, arkadaşlar. Bu ilâhi fırsata kulak verip, Allah indinde sorumluluktan kurtulmak için siyaset sahnesine giriyorum”297. (?!)

ABD’nin desteğini arkasına alan ve IMF’nin isteklerini fazlasıyla yerine getiren Özal’ın siyasete atılması sırasında dış güçler tarafından desteklenmesi de bu tutumundan dolayıdır298.