• Sonuç bulunamadı

1.2. ZEYL-İ SİYER-İ VEYSÎ VE NÂBÎ

1.2.7 Transkripsiyon Alfabesi

ÜNLÜLER KISA UZUN

ا

a, e, ı, i, u, ü

ا, آ

ā , Ā

ه

,

َ

a, e

ى

ı ̇̄, İ̇̄

ى

ı, i

و

ū, Ū

وا

,

و

,

َ

u, ü, o, ö

ÜNSÜZLER ء خ ḫ, Ḫ ص ṣ, Ṣ ك k, K, g, G, ñ, Ñ ب b, B, p, P د d, D ض ḍ, Ḍ, ż, Ż گ g, G پ p, P ذ ẕ, Ẕ ط ṭ, Ṭ ل l, L ت t, T ر r, R ظ ẓ, Ẓ م m, M ث s̱, S̱ ز z, Z ع ن n, N ج c, C, ç, Ç ژ j, J غ ġ, Ġ و v, V چ ç, Ç س s, S ف f, F ه h, H ح ḥ, Ḥ ش ş, Ş ق ḳ, Ḳ ى y, Y

99

İKİNCİ BÖLÜM

100

[N1b]

Bismillāhi'r-raḥmāni'r-raḥı ̇̄m142[NO1b][K1b]

Yā Rab dilümi levḥa-i ᶜirfān eyle143

Mirᵓāt-ı tecelliyāt-ı Raḥmān eyle Bebġā-yı dem ü nāṭıḳamuñ bülbülini Evṣāf-ı Ḥabı ̇̄büñde ḫoş-elḥān eyle

Allāhu ekber bu ne heykel-i mevzūn ve peyker-i hümāyūndur ki ṣaḥāyif-i leṭāyif-i sı ̇̄mı ̇̄n-sı ̇̄mā-yı Türkı ̇̄ ve yevāḳı ̇̄t-ı s̱ emı ̇̄ne-i laḥn-ı144 ᶜArabı ̇̄ ve dürer-i ġalṭān-ı lehçe-i Derı ̇̄'den mürekkeb olup dest-yārı ̇̄-i tı ̇̄şe-i sertı ̇̄z-i mütefekkire ve sebük-destı ̇̄-i kārger-i nigār-ḫāne-i mütaḫayyile ile maṣnūᶜa-i müraṣṣaᶜ-kārı ̇̄ bir ḥoḳḳa-i enı ̇̄ḳa-i dürr- i yetı ̇̄mdür ki ḳıymet-dānān-ı ᶜālem taḳdı ̇̄r-i ḳadründe ḥayrān-ı145 medhūş ve ṣandūḳça- i cevherı ̇̄yān-ı cihān aña146 nisbet dükkānçe-i ḫazef-fürūşdur.

Ṣubḥānallāh bu ne ṣadefçe-i güher-i girān-bahā-yı ṣunᶜdur ki ᶜummān-ı dilde perverı ş ve çārsū-yı ᶜāleme nümāyiş virmekle fürūġ-ı cihān-efrūzından çeşme-i āftāb- ı āb der-dı ̇̄de ve ḳurṣ-ı māhtāb daġ-ı ber-sı ̇̄nedür.

Taᶜālallāh ol147 ᶜaynü'l-ḥayāt-ı belāġatdür ki ciger-suḫtegān-ı āteş-i şevḳ-ı Aḥmedı ̇̄ ve teşne[K2a]-lebān-ı zülāl-ı sitāyiş-i Muḥammedı ̇̄ye gülāb-efşān-ı ḥaḳāyıḳ u ḥikem ve reşş-i reşeḥāt-ı148 leṭāyif-i ḳıdem ider yāḫūd bir ṭūṭı ̇̄-i ḳāfiye-āmūz u seciᶜ-

āzmāy-ı suḫandur ki maḥfil-nişı ̇̄n-i gülşen-i şūriş olup naġme-serāy-ı [N2a] naᶜt-ı Seyyidü'l-verā ᶜaleyḥi't-teḥāyā olduḳça murġān-ı ervāḥı pervāza ve şavāhıḳ-ı ḳulūb-ı ḳāsiyeyi āvāza getürür. [NO2a]

142 Bismillāhi'r-raḥmāni'r-raḥı ̇̄m N: -NO, -K.

143 Şiir rubâ'i türünde olduğu için her mısrada farklı bir vezin tercih edilmiştir. Vezin sırasıyla şöyledir:

(1) Mefᶜūlü / Mefāᶜilü / Mefāᶜı ̇̄lün / Fāᶜ (2) Mefᶜūlü / Mefāᶜilün / Mefāᶜı ̇̄lün / Fāᶜ (3) Mefᶜūlü / Mefāᶜilü / Mefâᶜı ̇̄lü / Feᶜul (4) Mefᶜūlü / Mefāᶜilü / Mefāᶜı ̇̄lün / Fāᶜ

144 laḥn-ı N, K: suḫan-ı NO. 145 ḥayrān-ı N: ḥayrān u K, NO. 146 aña N, NO: buña K.

147 ol N, K: bu ne NO.

101 Mes̱ nevı ̇̄149

Feᶜilātün / Feᶜilātün / Feᶜilün 1 Āhuvān-ı nāfçe-i Çı ̇̄n est ı ̇̄n

Ḥoḳḳa-i ġāliye-āgı ̇̄n est ı ̇̄n 2 Nāz-bū ġonce-i bāġ-ı siyer est

Tāze-res mı ̇̄ve-i şāḫ-ı hüner est

Hey hey bu 150 mecmūᶜa-i rengı ̇̄n ve cüzvdān-ı dil-nişı ̇̄ndür ki151 Şehnāme-i

ekāsire-i ᶜAcem, efsāne-i ser-güẕeşt-i Ḫusrev ü Cem degüldür belki Cenāb-ı Sulṭān-ı āferı ̇̄niş, nūr-ı ḥadı ̇̄ḳa-i bı ̇̄nı ̇̄ş, gevher-i deryā-yı hestı ̇̄, bedraḳa-i ṭarı ̇̄ḳ-i Ḫudā-perestı ̇̄, ᶜālı ̇̄-mesned-i eyvān-ı ve mā erselnāke illā raḥmeten lil-ᶜālemı ̇̄n152 ṣadr-nişı ̇̄n-i ṣuffe-i kuntu nebiyyen ve Ādeme beyne'l-māᵓi ve'ṭ-ṭı ̇̄n153 maḥrem-i serā-perde-i154 lı ̇̄-

maᶜallāh155, muḥrim-i Kaᶜbe-i bārḡah-ı İlāh, refref-süvār-ı ser-menzil-i vüṣūl, gül-i

ṣad-berg-i gülşen-i ve mā Muḥammedun illā resūl156 ṣallallāhu ᶜaleyhi ve sellem

Ḥażretlerinüñ feyż-nāme-i hedy-i bihı ̇̄n ve siyer-i şerı ̇̄fterı ̇̄nleridür ki ibtidā157 üstād-ı

nuḫustı ̇̄n, bāġbān-ı evvelı ̇̄n tarḥ-endāz-ı tāze-āyı ̇̄n-i rengı ̇̄n, ḳarm-ı Rūm Veysı ̇̄-i merḥūm, bu nev-zemı ̇̄n-i buḳalemūn, numūne-nişān-ı şukufehā-yı gūn-ā-gūn idüp lā- cerem derçe-i158 behce-i lehcelerinden rū-nümā olan zāde-i Meryem-i bikr-i fikr-i

149 Mes̱ nevı ̇̄ N: Beyt K, Naẓm NO; (1) (Bu eser) Çin ceylanlanrının misk keseciğidir bu. Güzel koku

doldurulmuş bir hokkadır bu. (2) Siyer bahçesinin reyhan kokulu goncasıdır, hüner dalının taptâze meyvesidir.

150 ne: +NO.

151dil-nişı ̇̄ndür ki NO: dil-nişı ̇̄n N, K.

152 Kur'ân-ı Kerîm, Enbiyâ, 21/107. َني ۪مَلاَعْلِل ًةَمْح َر الَِّا َكاَنْلَس ْرَا آََم َو ((Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere

rahmet olarak gönderdik.)

153 İbrâhîm Canan, Kütüb-i Sitte, Akçağ Yay., İstanbul 1995, C 12, s. 217, Hadîs 4358. Yine Ebû

Hureyre hazretleri anlatıyor: Ey Allâh'ın Resûlü! dendi. Sana peygamberlik ne zamân vacib oldu? Şöyle cevap verdi: Hz. Âdem rûhla cesed arasında iken. [Tirmizi, Menâkıb 1, (3613)]

154 serā-perde-i N, NO: serāy-ı perde-i K.

155 Hadîs: İsmail Hakkı, Rûhu’l-Beyan, Dâru’l-Fikr, Beyrut, C 2, s. 261. برقم كلم هيف ىنعسي لَّ تقو الله عم ىل

لسرم ىبن لَّو (Benim Allâh ile öyle anlarım olur ki, ne mukarreb melekler, ne de bir nebî o yakınlığı elde edememiştir).

156 Kur'ân-ı Kerîm, Âli İmrân, 3/144. ْمُكِباَقْعَا ىَٓ لَع ْمُتْبَلَقْنا َلِتُق ْوَا َتاَم ْنِئ۬اَفَا ُلُسُّرلا ِهِلْبَق ْنِم ْتَلَخ ْدَق لو س ر َلِّا دَم ح م ا م و

ْنَم َو ْبِلَقْنَي ى لَع ِهْيَبِقَع ْنَلَف ارُضَي َٰللّا ًأـْيَش ي ِزْجَيَس َو ُٰللّا

َني ۪رِكااشلا (Muhammed yalnızca bir elçidir. Ondan önce

de elçiler gelip geçti. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geri dönecek misiniz? Kim geri dönerse bilsin ki Allâh’a asla bir zarar vermiş olmayacaktır. Allâh şükredenleri ödüllendirecektir.)

157 ibtidā: -NO.

102

mażmūn-perverleri Mesı ̇̄h-āsā iḥyā-yı ḳulūb-ı mevtā itmek ḳadem-i evveli ve tezyı ̇̄n- kerde-i meşşāṭa-i kilk-i siḥr-āferı ̇̄nleri olan ṣuver-i bedı ̇̄ᶜa-i ᶜibāret-i raġbet-şiken-i ḫal u ḫaṭṭ-ı159 şevāhid-i Nevşād ve ṭaᶜne-zen-i Siyeh Ḳalem-füsūn-ı nigār-ı160 Mānı ̇̄ vü Behzād olmaḳ mertebe-i ednāsıdur.

Lā-meḥāle ḫayyāṭ-ı ḫayāl-ı İdrı ̇̄sı ̇̄161-menāḳıbları mıḳrāż-ı ḥiss-i162 müştereke-i

dü per ve sūzen-i mutaṣarrıfe-i tı ̇̄z-ser163 ile biçüp dikdügi elbise-i fāḫiretü'ṭ-ṭırāz-ı164

mütenevviᶜatü'l-elfāż ḳāmet-i gül-rūyān [K2b] u sünbül-gı ̇̄sūyān-ı maᶜnāya ġarı ̇̄b çesbān ve riyāż-ı ṭabᶜ-ı selı ̇̄mlerinden çāpük-dest-i müdrikeleri iḳtiṭāf itdügi reyāḥı ̇̄n-i maᶜānı ̇̄-i rūḥānı ̇̄ ser-şı ̇̄şe-i ḳavālib-i ḳābile-i erḳāmda mānend-i cism ü cān olduġı

[NO2b] müsellem-i ṣāhib-naẓārāndur. Beyt165[N2b]

Mefāᶜilün / Feᶜilātün / Mefāᶜilün / Feᶜilün 1 Zı hı ̇̄ ᶜibāret-i müşkil-pesend-i Veysı ̇̄ kim

Görince ṣafḥa-i ās̱ ār-ı pākin ehl-i naẓar 2 Virürler elden ele hep kemāl-i ᶜizzet ile

İderler aña şuᶜāᶜ-ı neẓẓāreden misṭar

Lākin bu devlet-i sermedı ̇̄yye ile bir iki āvāre-i zāviye-i bı ̇̄mār-ḫāne-i maᶜṣiyyet daḫı şāyeste-i dārū-yı şefāᶜat olmaḳ sırrına şāmil iḳtiżā-yı ḥikmet-i ᶜinān-keş-i bād- pāy-ı revişleri olmaġın tuḥfe-i kārgāh-ı bedāyı ̇̄ᶜ-kārları bender-gāh-ı merāma resı ̇̄de olmayup eşheb-i şihāb-seyr mülāḥaẓaları ḥalbe-i şūr-engı ̇̄z-i Melḥame-i Kübrā-yı Bedr'de tevaḳḳuf itmegin ferı ̇̄d-i ᶜaṣr, ser-āmed-i suḫanverān-ı dehr, üstād-ı s̱ ānı ̇̄, ᶜAzı ̇̄z- i Mıṣr-ı Meᶜāni, dürr-i yektā-yı ḳulzüm-i şād-ābı ̇̄ Yūsuf Nābı ̇̄ sellemehullāhu Teᶜālā166

159 ḫāl u ḫaṭṭ-ı: +K, +NO.

160 siyeh ḳalem-füsūn-ı nigār-ı N, K: ḳalem-i siyeh-i füsūnkār-ı NO. 161 İdrı ̇̄sı ̇̄ N, NO: İdrı ̇̄s K.

162 ḥiss-i:+NO. 163 tı ̇̄z-ser: -K.

164 fāḫiretü'ṭ-ṭırāz-ı N, K: fāḫirü'ṭ-ṭırāz NO. 165 Beyt N, K: Naẓm NO.

103

baᶜżı mülāḥaẓāt-ı iṣābet-nevāz ile ol bülbül-i nāzenı ̇̄n-ṣafı ̇̄rüñ zemzeme-i dil-peẕı ̇̄rine hem-dem ve ol ṭāvus-ı ḫoş-ḫırāmuñ reftār-ı dil-ārāmına hem-ḳadem olmaḳ ārzūsıyla risāle-i zerrı ̇̄n-ḳalem bü'l-ᶜaceb raḳamların maḫtūm-ı ḫatm-ı iḫtitām itmege bāl-güşāy- ı şāhı ̇̄n-i ᶜanḳā-şikār-ı himmet olup167 kem tereke'l-evvelu lil-āḫiri168 manṭūḳasın taṣdı ̇̄ḳ

ile baḥrü'l-meᶜārif-i tabᶜ-ı ᶜālı ̇̄-nejādlarından ber-ḫāste olan telāṭum-ı endı ̇̄şe birle sāḥil- endāz-ı taṣnı ̇̄f itdükleri ferāyid-i maḳāṣıdların keşı ̇̄de-i rişte-i dāniş ve şenf-i169 gūş-ı ḳabūl-ı erbāb-ı bı ̇̄nı ̇̄ş idüp ḥaḳḳā ki her gül-i nev-ẓuhūr-ı gülşen-i ᶜibāretleri perveriş- yāb-ı luṭf-ı ezel ve şukūfe-i nı ̇̄m-şüküft edāları lāle-i tāze-ter-i170 nev-ṣaḥrā-yı171 emel

olmışdur.

Riyāsuz tırāşı ̇̄de-i dest-i ḫūrdekār-ı172 ḫıredleri olan cevāhir-i nikāt-ı zāhire, mānend-i şeb-çerāġ-ı āftāb, fürūġ-ı küngüre-ārāy-ı otaġa-i iştihār yāḫūd şehriyārān-ı mülk-i naẓm u nes̱ re Dürretü't-Tāc-ı iftiḫār olmaġa sezādur. Bı ̇̄-tekellüf [K3a] ḳuvvet- i nāṭıḳaları bir merd-i ᶜİ̇̄sı ̇̄-demdür ki ḳālıb-ı173 ṣuver-i kelimāt-ı selı ̇̄seye nefḫ-i rūḥ ve ervāḥ-ı [N3a][NO3a] laṭı ̇̄fe-i maᶜnāya ilbās-ı ḳabā-yı zer-beft-i ḥurūf itmekle nüvişte- i ᶜandelı ̇̄b-i dem-besteye nuṭḳ-baḫşāy-ı ḫvāhiş ve naḳş-ı ġonce-i ser-besteye nümüv- resān-ı güşāyiş olmaġın ṣūret-gerān-ı ṣanem-ḫāne-i Çı ̇̄n sebbābe-gezı ̇̄d-i taḥsı ̇̄n ve suḫan-sencān-ı heft iḳlı ̇̄m dest-ber-zemı ̇̄n-i āferı ̇̄n olup lā-cerem ol vādı ̇̄de gül-geşt-i merām ve şukūfe-çı ̇̄n-i çemenzār-ı kām olmaġla es̱ er-i ᶜanber-bārları174 mā-ṣadaḳ-ı

Mes̱ nevı ̇̄175

Feᶜilātün / Mefāᶜilün / Feᶜilün 1 Gülşenı ̇̄ ez-ḥaḳāyıḳ est el-ḥaḳḳ

Çemenı ̇̄ pür-daḳāyıḳ est el-ḥaḳḳ

167 olup N, K: idüp NO.

168 Öncekiler sonrakilere ne kadarını bıraktılar ki ! 169 şenf-i N, K: müşennef-i NO.

170 tāze-ter-i: -NO.

171 saḥrā-yı N, K: nev-ṣaḥra-yı NO. 172 ḫūrdekār-ı N, NO: ḫurdkār-ı K. 173 ḳālıb-ı: +NO.

174 ᶜanber-bārları N, K: ᶜanber-bārı NO.

175 Mes̱ nevı ̇̄ N, NO: Beyt K; (1) (Bu eser) Gerçekten de hakîkatlerden oluşan bir gül bahçesidir. İnce

anlamlarla dolu bir çimenliktir. (2) Siyer bahçesinin goncalarıdır. İnsânların nûrlu Efendisi’nin (Hz. Muhammed) hediyesidir.

104 2 Ġoncehā-yı ḥadı ̇̄ḳa-i sı ̇̄yer est

Hedy-i pür-nūr-ı Seyı ̇̄dü'l-beşer est olduġı şāyibe-i iştibāhdan müberrādur.

Bināberı ̇̄n raḳam-zede-i dest-i feṣāḥat-peyvestleri olan dı ̇̄bāce-i siḥr- āferı ̇̄nlerinde Veysı ̇̄-i merḥūmuñ Mekkı ̇̄ ve Medenı ̇̄ ile mersūm olan teᵓlı ̇̄f-i şerı ̇̄fine es̱ er-i celı ̇̄lü'l-meᵓās̱irleri cild-i s̱ālis̱ olup gül-deste-i mā min-şeyᵓin yus̱ennā illā ve ḳad

yus̱ elles̱176 maṣdūḳasın ārāyiş-i dest-i taḥḳı ̇̄ḳ itdükleri egerçi min-vechin taṣdı ̇̄ḳ olunur

lākin ḥikmet-i İlāhı ̇̄yye necı ̇̄be-i müddeᶜāları sāḥa-i Firdevs-bāḥa-i fetḥ-i Mekke'de istāde ve teᵓlı ̇̄f-i laṭı ̇̄fleri nigāşte-i çāpük-dest-i ḫoş-nüvı ̇̄sān-ı ifāde vü istifāde olup nev- ḫaṭṭ-ı şı ̇̄rāze ile ārāste vü ḳarar-dāde177 olmaġın bu ḫiẕmet178 ile müsteṭāb ve ol bāb-ı

refı ̇̄ᶜü'l-cenābda keçkūl-gı ̇̄r-i deryūze-i feyż-i teᵓlı ̇̄f-i şerı ̇̄f179 olanlar s̱ elās̱e olmaḳ daḫı180 çi vech enseb olmaġla faḳı ̇̄r-i üftāde ḳalı ̇̄lü'l-biżāᶜa vü sāde Murtażā eş-şehı ̇̄r be- Naẓmı ̇̄-zāde sevdā-yı iḫtitāma dil-dāde olup her çend bu endı ̇̄şe-i dil-peẕı ̇̄r-i iḳtiḥām-ı emr-i ḫaṭı ̇̄r ve mūris̱ -i tereddüd-kes̱ı ̇̄r ise daḫı dāᶜiye-i şevḳ

Mes̱ nevı ̇̄181

Feᶜilātün / Feᶜilātün / Feᶜilün 1 Bu'gsil ez-pāy-ı dil ı ̇̄n silsile-rā

Bāşed ez-pey be-resı ̇̄ ḳāfile-rā 2 Pāy bālā nih182 ez-ı ̇̄n pāye-i pest

Der-tevekkeltü ᶜalallāh [K3b] zen dest

176 Bir şey iki oluyorsa üç de olur. 177ḳarār-dāde K, NO: ḳarar-dih N. 178 ḫiẕmetN, K: ḫidmet NO. 179 şerı ̇̄f: -NO.

180 daḫı: -NO.

181 Mes̱ nevı ̇̄ N: Beyt K, Naẓm NO; (1) Gönül ayağının prangasını kır. Belki kâfileye arkadan yetişirsin.

(2) Bu alçak basamaktan yukarıya bas ayağını, Allâh'a tevekkül etmeye başla. (3) İşini gücünü Allâh'a emânet et. Ki senin için bundan hayırlı bir iş görmüyorum.

105 3 Kār-ı ḫod-rā be-Ḫudā bāz-guẕār

Ki't ne-mı ̇̄-bı ̇̄nem [N3b] ez-ı ̇̄n bihter kār [NO3b]

terānesiyle ᶜinān-güsl-i ıṣṭıbār olmaġın leng u lengāne silk-i pı ̇̄ş-revāna sülūk idüp gerçi183 ve eyne's̱ -s̱üreyyā min-yedi'l-mütenāvil184 lāmiᶜası185 ṣıfat-ı kāşife-i ḥāldür lākin ve186 en lem-yudreku kulluhu lā-yutreku kulluhu187 lāyiḥası daḫı müknet-dih-i dil-i emel olup ol ṣaḥāyif-i bedāyı ̇̄ᶜ-beyāna imżā-keş-i iḫtitām olmaḳ da sāye-i bı ̇̄d-i iᶜtiẕāre penāh-āverı ̇̄ ile irḫā-i ᶜinān-ı tekāver-i şermsārı ̇̄ ḳılınmışdur.

Ümı ̇̄ddür ki mı ̇̄ve-i ḫām-ı nev-nihāl-i maḳāl ne mertebe telḫ-kām ü nā-güvār ise daḫı perveriş-yāb-ı pertev-i āftāb-ı ḳabūl-ı İlāhı ̇̄ ve istifāża-i germiyyet-i rıżā-ı İlāhı ̇̄ ile surḫ-rūy-ı vüṣūl olup çün fevākih-i nev-bār ber-dāşte-i dest-i raġbet-i daḳı ̇̄ḳa- fehmān-ı rūzgār olduġından ġayrı mülāḥaẓa-i hidmet-i188 Nābı ̇̄ üzre bu dürc-i nūrānı ̇̄ ve ḥırz-ı Raḥmānı ̇̄ye ṣaḥı ̇̄fe-efrūz-ı indirāc olan tuḥaf-ı teḥāyā netı ̇̄ce-i ᶜālem-i cūd, ser- levḥa-i kitābe-i vücūd, ṣāḥib-i ḥavż-ı mevrūd ve189 erı ̇̄ke-efrūz-ı maḳām-ı Maḥmūd ᶜaleyhi efḍalü'ṣ-ṣalavāt bi-ᶜadedi enfāsi'l-maḫlūḳāt Ḥażretlerinüñ maᶜrūż-ı ḫāk-i āstān- ı melāyik-pāsbānları olmaġla bu zaḫm-ḫor-ı sinān-ı ser-tı ̇̄z-i günāha merhem-i kāfı ̇̄ ve bu ḫaste-i dil-şikeste-i maᶜṣiyyete nūş-dārū-yı şāfı ̇̄ olmaḳ der-ḫvāst-ı bārgāh-ı ᶜaẓı ̇̄mü'n- nevāl-ı Kibriyā olup bu recā-yı icābet-nevāz ile reh-i maḳṣūda ser-āġāz190 olundı.

Ve billāhi't-tevfı ̇̄ḳ ve huve'l-Hādı ̇̄ ilā-sevāᵓi'ṭ-ṭarı ̇̄ḳ191[N4a][K4a] [N4b][K4b] Bismillāhi'r-raḥmāni'r-raḥı ̇̄m192

183 gerçi: -NO.

184 Arap Atasözü: Süreyyâ yıldızı nerde onu tutacak el nerde? (İki şey arasında çok büyük farklar

olduğunu bildirmek için kullanılır.)

185 lāmiᶜası N, K: lāmiᶜasıyla NO. 186 ve: +NO.

187 Tamamı idrâk edilemeyen şeyin tümü terkedilmez. 188 hidmet-i N, NO: ḫiẕmet-i K.

189 ve: +NO.

190 āġāz N, K: ser-āġāz NO.

191 Allâhtan başarı dilerim. O doğru yola iletendir. 192 Bismillāhi'r-raḥmāni'r-raḥı ̇̄m: -NO.

106

BU FERI ̇̄DE-İ ṢADEFÇE-İ TAᶜBI ̇̄R-İ DİL-GÜŞĀ TEKMI ̇̄L-İ ᶜIḲDU'L- CEVĀHİR-İ FETḤ-İ ÜMMÜ'L-ḲURĀDUR193

Naḳḳādān-ı nuḳāve-i dirāyet nes̱ r-i194 leᵓālı ̇̄-i rivāyet itmişlerdür ki zı ̇̄bende-ḫāl- ı ruḫsāre-i sāḥa-i195 ġuberā yaᶜnı ̇̄ beytü'ş-şeref-i ḳaṣı ̇̄de-i ve men daḫalehu kāne āminen196 ṭalᶜat-ı dil-fürūz-ı ẓulmet-sūz-ı nübüvvet-penāhı ̇̄den istifāża-i feyż-i saᶜādet

itdükde iḳtibās-ı nūr-ı ẓāhirü'ẓ-ẓuhūr itmeyen aḥvel-naẓārān-ı ġalaṭ-bı ̇̄n-i müşrikı ̇̄nden eyyām-ı nuḫustı ̇̄nde āzār-resān-ı ḫāṭır-ı [NO4b] nāzenı ̇̄n-i ᶜilliyyı ̇̄n ṣallallāhu ᶜaleyhi ve sellem olan jāj-ḫvāyān-ı197 bed-kı ̇̄şler ki şümārende-i benān-ı beyān-ı müteraṣṣıdān-ı

aḫbār olduġı üzre ᶜalā-ḳavlin ricālden on bir ve198 nisādan altı ᶜadeddür ki199 Ne kūşe

ve ne pı ̇̄şede200 bedı ̇̄d olurlar ise ḫum-ı vücūdları laṭme-ḫor-ı çı ̇̄re-dest-i teber ve ḫūn-ı ḫamr-gūnları heder olmaḳ fermān buyurılmaġın ᶜicāletü'l-vaḳt201 ile ricālden

ᶜAbdullāh bin Ḥanẓal202 et-Temı ̇̄mı ̇̄ ve Ḥuveyrı ̇̄s̱ bin Nuḳayd ve Miḳyes bin Ṣubābeti'l-

Kindı ̇̄203 ve Ḥāris̱ bin Ṭulāle204 ve nisādan Ḳureybe-i Muġanniye ve Mevlātü İbni Ḥanẓal ve Ümmü Saᶜd el-Ernebe semūm-ı temmūz-ı pür-tef ü tāb-ı ḳażāya dūçār olup ṭabānca-ḫor-ı ṣamṣām-ı āteş-bār [N5a] oldılar ammā ᶜAbdullāh bin Saᶜd bin Mesᶜūd

bin205 Ebı ̇̄ Serḥ ve ᶜİkrime bin Ebı ̇̄ Cehl ve Hebbār bin el-Esved ve Ṣafvān ibni206 Ümeyye ve Kaᶜb bin ez-Züheyrü'ş-şāᶜirü'l-meşhūr-ı ṣāḥib-i Bānet Suᶜād ve Vaḥşı ̇̄-i Ḳātil-i Seyyidü'ş-Şühedā Ḥamza ve ᶜAbdullāh bin ez-Zebaᶜrı ̇̄207 eş-şāᶜir ve Hind

193 Bu Ferı ̇̄de-i Ṣadefçe-i Taᶜbı ̇̄r-i Dil-Keş Tekmı ̇̄l-i ᶜIḳdu'l-Cevāhir-i Fetḥ-i Ümmü'l-Ḳurā'dur: -NO. 194 nes̱ r-i N, K: neşr-i NO.

195 sāḥa-i NO: sāhire-i N, K.

196 Kur'ân-ı Kerîm, Âli İmrân, 3/97. َعاَطَتْسا ِنَم ِتْيَبْلا ُّج ِح ِساانلا ىَلَع ِ ٰ ِللّ َو انِمٰا نا ك ه ل خ د ْن م و ََۚمي۪ه رْبِا ُماَقَم ٌتاَنِِّيَب ٌتاَي ا ِهي۪ف

َني ۪مَلاَعْلا ِنَع ٌّيِنَغ َ ٰللّا انِاَف َرَفَك ْنَم َو ًلي۪بَس ِهْيَلِا (Orada apaçık deliller, İbrâhîm’in makâmı vardır. Oraya giren

emniyette olur. Gitmeye gücü yetenin o evi ziyâret etmesi, Allâh’ın insânlar üzerinde bir hakkıdır.

Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allâh bütün âlemlerden müstağnidir.)

197vāyān-ı N, K: ḫāyān-ı NO. 198 ve: +NO.

199 ki: +NO.

200 pı ̇̄şede N, K: bı ̇̄şeden NO.

201 ᶜicāletü'l-vaḳt NO: ᶜicāle-i vaḳt N, K.

202 Ḥanẓal N, K: Ḥanṭal NO; Kaynaklarda ᶜAbdulᶜuzzā veya ᶜAbdullāh bin Ḥaṭal diye geçer bk. Said

Havva, el-Esas fi's-Sünne (Siyretün Nebeviyye), Aksa Yay., İstanbul 1991, C 3, s. 243.

203 Ṣubābetü'l-Kindı ̇̄ N, NO: Ṣunābetü'l-Kindı ̇̄ K.

204 Ṭulāle N, NO: Ẓulāle K; Bu isim kaynaklarda Ḥāris̱ bin Ṭulāṭıl diye geçer bk. Havva, el-Esas fi's-

Sünne (Siyretün Nebeviyye), C 3, s. 244.

205 Mesᶜūd bin: +NO. 206 ibni N, K: bin NO. 207 Zebaᶜrı ̇̄ N, K: Zübeyr NO.

107

imreᵓetü Ebı ̇̄ Ṣüfyān ve Fertanā-yı Muġanniye ve mevlātü beni'l-Muṭṭalib208 sünbül- hevā-yı ferverdı ̇̄n-i māh-ı ᶜāṭıfet vezān olup reşḥa-i seḥābe-i tesāmüḥ tebrı ̇̄d-i tābe-i ḳahr idünceye dek tevārı ̇̄-i cidār-ı [K5a] iḫtifā idüp baᶜdehu birer ẕerı ̇̄ᶜā-i reşāde-i teşebbüs̱ ile

Mes̱ nevı ̇̄209

Mefāᶜı ̇̄lün / Mefāᶜı ̇̄lün / Feᶜūlün Zi-şirk-i Berehmen210 zinhār-cūyān

Zi-küfr-i refte istiġfār-gūyān

[nes̱ r]211 her biri nūr-ı ı ̇̄mānla tenvı ̇̄r-i ḳandı ̇̄l-i cenān ve ināre-i fetı ̇̄le-i zebān idüp dāḫil- i dārü's-selām-ı İslām olmalarıyla ġāyile-i ḳātile-i ḍalālden212 ḫalāṣ-ı213 girı ̇̄bān-ı cān itdiler ve ᶜalā-haẕe'l-minvāl hengām-ı evvelı ̇̄n-i fetiḥde henūz Pūr-ı Zāl-ı ḥüsām-ı intiḳām ser-nihāde-i pister-i niyām olmayup ḥumāt-ı beyża-ı İslām aḫẕ-ı ḥayfa iḳdām üzre olduḳları dāmen-güẕār-ı sāmiᶜa-i Seyyidü'l-ebrār olmaġın yevm-i s̱ ānı ̇̄de Ḥażret- i ḫaṭı ̇̄b-i faṣı ̇̄h-lehce-i minber-i ᶜaḳl u idrāk [NO5a] ḫiṭāb-yāb-ı levlāke levlāke214

Mes̱ nevı ̇̄215

Feᶜilātün / Mefāᶜilün / Feᶜilün 1 Naḳd-ı Yes̱ rib sülāle-i Baṭḥā

Ümmı -i levḥ-ḫvān-ı mā evhā216

208 Muṭṭalib N, K: ᶜAbdulmuṭṭalib NO.

209 Mes̱ nevı ̇̄ N: Beyt K, Naẓm NO. Puta tapanların şirkinden kesinlikle kaçınan, Geçmişin küfründen

istiğfar eden.

210 Berehmen N, K: berehmı ̇̄n NO. 211 nes̱r: +NO.

212 ḍalālden N, K: ḍalāletden NO. 213 ḫalāṣ-ı N, NO: taḫlı ̇̄ṣ-i K.

214 Hadîs: Şehâbeddîn Mahmûd bin Abdullâh el-Hüseyniyyü'l-Âlûsî, Rûhu'l-Me'ânî fî-Tefsîri'l-

Kur'âni'l-'Azîm ve's-Seb'ü'l-Mesânî, Dârü'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1415, Beyrût, C 13, s. 281.

215 Mes̱ nevı ̇̄ N: Beyt K, Naẓm NO; Molla Câmî, Heft Evreng (bk. nosokhan.com/library/Topic/15TT)

(1) Yesrib’in (Medîne) serveti, soyu Bathâ’dan (Mekke) gelen. "Ma Evhâ" levhasını okuyan (2) "Kum fe-enzir" onun boyundan sözeder. "Fe'stakim" âyeti onun istikâmetinin şerhidir.

108 2 Ḳum fe-enẕir217 ḥadı ̇̄s̱ -i ḳāmet-i ū

Fe'staḳim218 şerḥ-i istiḳāmet-i ū

[nes̱ r]219 ṣallallāhu ᶜaleyhi ve sellem ticāh-ı220 bāb-ı muᶜallā-elḳāb-ı vālā-cāhda bālā-yı sidre-sı ̇̄mā-yı minberi teşrı ̇̄f-sāz-ı ḫirām buyurup ḥakkāk-ı nāṭıḳaları mas̱ ḳab-ı zebān-ı muᶜciz-beyān ile süfte ve bināgūş-ı aṣḥāb-ı kirāma āvı ̇̄ḫte buyurduḳları dürr-i şehvār-ı ḫuṭbe-i belı ̇̄ġa-i nebeviyye zı ̇̄b-i süṭūr-ı Mevāhibü'l-Ledünniyye221 olduġı üzre yādgār-

ı ṣaḥı ̇̄fe-i müddeᶜā ḳılındı.

el-Ḫuṭbetü'ş-Şerı ̇̄fe:

Ḳāme ᶜaleyhi'ṣ-ṣalātu ve's-selām ḫatı ̇̄ben fi'n-nāsi fe-ḥamidallāhe Teᶜālā222 ve es̱ nā ᶜaleyhi ve meccedehu bimā huve ehluhu s̱ümme ḳāle eyyuhe'n-nās innallāhe ḥarreme Mekkete yevme ḫalaḳe's-semāvāti ve'l-arḍe fe-hiye ḥarāmun bi-ḥurmetillāhi ilā-yevmi'l-ḳıyāmeti felā-teḥillu223 li-mriᵓin yuᵓminu billāhi vel-yevmi'l-āḫiri en yesfike bihā demen ev yaᶜżude bihā şecereten fe-in aḥedun [N5b] taraḫḫaṣa fı ̇̄hā li-ḳıtāli Resūlillāh fe-ḳūlū innallāhe eẕine li-Resūlihi velem yeᵓẕen lekum ve innemā uḥillet lı ̇̄- sāᶜaten min-nehārin ve ḳad ᶜādet ḥurmetuhe'l-yevme ke-ḥurmetihā bi'l-emsi fel- yubelliġi'ş-şāhidu'l-ġāᵓibe s̱ ümme ḳāle yā maᶜşere Ḳureyşin mā terevne ennı ̇̄ fāᶜilen fı ̇̄kum ḳālū ḫayren eḫḫun kerı ̇̄mun ve'bnu224 ve ilā225-eḫḫin kerı ̇̄min ḳāle iẕhebū feᵓentumu'ṭ-ṭuleḳāᵓu226 bu taᶜbı ̇̄r-i dil-peẕı ̇̄r üzre imżā-keş-i ᶜatāḳ-nāme-i [K5b] Ḳureyş

217 Kur'ân-ı Kerîm, Müdessir, 74/2. ْرِذْنَاَف ْمُق (Kalk da uyar.)

218 Kur'ân-ı Kerîm, Hûd, 11/112. َت ْر ِمُأ اَمَك ْمِقَتْساَف (Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol.) 219 nes̱ r: +NO.

220 ticāh-ı N, NO: Necāt-ı K.

221 İmâm-ı Kastallânî, Mevâhib-i Ledünniyye. 222 Teᶜālā: +NO.

223 teḥillu N, NO: yeḥillu K. 224 ve'bnu: -NO.

225 ve ilā-: +NO.

226 İmâm-ı Kastallânî, Mevâhib-i Ledünniyye, Dîvân Yay., İstanbul 2008, C 1, s. 247. Resûlullâh

aleyhi selâtü ve's-selâm kalkıp halka hutbe okudu. Allâh'a hamd ve senâ edip O'nu lâyık olduğu sıfatlarla yücelttikten sonra: Ey insânlar, Allâh gökleri ve yerleri yarattığı gün Mekke'yi harâm (kutsal) kılmıştır. O hâlde Mekke Allâh'ın hürmeti (kutsallığı) ile tâ kıyâmet gününe dek haramdır. Allâh'a ve âhiret gününe îmân getiren kimseye Mekke'de kan dökmek ve ağaç kesmek helâl olmaz. Eğer bir kimse "Resûlullâh burada savaşmıştır." diye kendine izin çıkarmak isterse siz ona deyin ki: "Allâh Resûlüne izin vermişti; fakat size izin vermedi." Bana da bir gün içinde bir sâat helâl kılmıştı. Bugün tekrar hürmeti avdet eyledi. Eski hürmeti gibi. Öyleyse burada bulunanlar bulunmayanlara haber versinler ki, hâl böyledir. Sonra Ey Kureyş topluluğu ben sizin hakkınızda ne edeceğim? Nasıl düşünüyorsunuz? dedi. Onlar da: "Hayırlı hareket edeceğini umuyoruz. Çünkü sen kerîm bir

109

olup cerı ̇̄ḥa-i ḳalb-i pür-vecel ü ḫacellerine cebı ̇̄re-i227 nemek-pāş-ı228 merhem-sāz-ı bend-i229 tesliyyet oldılar.

Beyt230

Mefᶜūlü / Fāᶜilātü / Mefāᶜı ̇̄lü / Fāᶜilün

1 Mücrim ger ān daḳı ̇̄ḳa bedāned ki231 dem-be-dem

Mā-rā çi leẕẕetı ̇̄st zi-ᶜafv-ı232 gunāhkār 2 Hemvāre irtikāb-ı cerāyim kuned be-ᶜamd

Peyveste nezd-i mā guneh āred be-iᶜtiẕār

BU TAᶜBI ̇̄R-İ DİL-PEZI ̇̄R-İ233 ṢIḤḤAT-TEVSI ̇̄D234 SERİYYE-İ ḪĀLİD BİN EL-VELI ̇̄D RAḌIYALLĀHU ᶜANHU BEYĀNINDADUR235

Perdāḫte-i miᶜmār-ı dest-i Ḫalı ̇̄lullāh yaᶜnı ̇̄ Leylā-yı kenāre-nişı ̇̄n-i Ḥaremullāh, dest-i vesaḫ-best-i eṣnām-ı uᶜcūbe-endāmdan taṭhı ̇̄r-i ẕeyl itdükten soñra [NO5b]

telvı ̇̄s̱ -kerde-i ercā-yı dil-fezā-yı236 Ümmü'l-Ḳurā olan evs̱ ān u kenāyisüñ daḫı ḳazūrāt-

Benzer Belgeler