• Sonuç bulunamadı

Toplumsal Yaşamın Konutta Mekansal Değişime Etkisi

4. KONUT KAVRAMI ve KONUTTA MEKAN ORGANİZASYONU

4.4. Konutta Mekansal Değişime Etki Eden Faktörler

4.4.1. Toplumsal Yaşamın Konutta Mekansal Değişime Etkisi

Bu bölümde alt başlıklarda değinilecek olan faktörlerin, genel anlamda birbirinden farklı kültür yapısına sahip toplumlarda, benzer nesnel etkileri gösterdiği düşünülebilir. Örnek olarak göç, kentlerde nüfus artışına sebep olmakta, nüfus artışı yeni istihdam ve yerleşim alanlarının gelişmesine etki etmektedir. Bu olağan seyir, aile ve toplumun yaşam biçimi, dinsel özellikleri ve teknolojik imkanlara bağlı olarak, her bir toplumda farklı yorumlanmakta ve kültürel anlamda farklılaşmayı da beraberinde getirmektedir. Birbirini domino taşı gibi etkileyen sözü edilen faktörler;

Nüfus artışı, Sosyo-Ekonomik Yapı ve Sanayinin Gelişimi, Toplum ve Aile Yaşantısındaki Değişim, Teknolojik Gelişmeler ve Kentleşme olmak üzere, beş başlık altında sayılabilir.

4.4.1.1. Nüfus Artışı

On altıncı yüzyıldan itibaren batı ülkelerinde başlayan sanayileşme, kaçınılmaz olarak şehir nüfuslarında artışlara sebep olmuştur. 1945 yılında sona eren II. Dünya Savaşı’nın ardından değişen dünya koşulları, ülkemizde de etkisini göstermiştir. 1946 yılında çok partili döneme geçen Türkiye’de; modernleşmeyi yakalama çabaları ile birlikte, sanayi ve ekonomi alanında yapılan hamlelerle, uluslararası pazarlara daha çok açılma süreci yaşanmış, bu durum hızlı kentleşmeyi beraberinde getirmiştir (Gündüz, 2015, sf:38).

Büyük kentlerde kurulan işletme ve fabrikalarda artan iş imkanları yanı sıra, nüfusun hızla artışından kaynaklanan konut yetersizliğinin hareketlilik kazandırdığı yapı sektöründeki istihdam artışı, kırsaldan kentlere göç ve yerleşimin artmasını

4. KONUT KAVRAMI ve KONUTTA MEKAN ORGANİZASYONU Esra KASAPBAŞI

ailenin aynı çatı altında yaşadığı çok katlı, daha minimal mekan ölçülerine sahip

‟apartman” olarak adlandırılan yapı tipi, bu şekilde yaygınlaşmaya başlamıştır.

Değişimin aralıksız devam ettiği günümüzde de, çağın gerektirdiği yeni gereksinimlerin, konut kullanıcısını farklı tercihlere yönlendirdiği görülmektedir.

Teknolojinin sunduğu yeni imkanlar, tekil yaşam sürdüren bireylerin sayısındaki artış, farklı kullanıcılara hitap eden rezidans, stüdyo daire, vs. konut tiplerinin yaygınlaşmasını sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, aile yaşantısını devam ettiren, maddi gücü yüksek bireylerin, kentlerdeki sıkışık düzen içerisinde olmayı reddederek, merkezlerden uzakta inşa edilen ve her türlü ihtiyacın kendi içinde karşılanmasına imkan veren, lüks donanımlı konut sitelerini de tercih ettiği söylenebilir (Soysal, 1996, sf:53-56).

4.4.1.2. Sosyo – Ekonomik Yapı ve Sanayinin Gelişimi

Batıda yaşanan ekonomik gelişmeler ve ülkemizde çok partili döneme geçişle başlayan siyasi ve ekonomik değişikliklerin etkisi ile, toplumsal hareketlilik hız kazanmıştır. Bu hareketlilik, ülkenin gelişmiş bölgeleri sayılan batı bölgelerinin yanı sıra, Adana, Ankara, Konya, Kayseri ve Gaziantep gibi illerde de gözlemlenmiştir (Kızıl, 1978, sf:175).

1950-1960 yılları arasında, ülkede izlenen yeni ekonomi politikasına göre, demiryolları üzerinde kurulan altyapı yerine, karayollarının gelişiminin sağlanması hedeflenmiştir. Tarımın hızla makineleştirildiği bu süreç, kentlere akını da beraberinde getirmiştir. 1950’lere kadar başkent Ankara yıllık % 6 oranında, diğer kentler daha düşük hızla büyürken, bu tarihten sonra bütün kentler yıllık % 6 oranında büyümeye başlamıştır (Tekeli, 2007, sf:27).

Üretim biçimlerinin değiştiği sanayileşme ile, insan gücü tarımdan fabrikalara kaymaya başlamıştır. Bu süreçte; kurulan işletmelerin çevresinde, yahut ulaşımın daha kolay sağlanabileceği bölgelerde sanayi yerleşimleri oluşturulmuştur.

Kırsal kesimdeki yetersizliklere karşın, kent yaşamının sunduğu kazançlı iş

4. KONUT KAVRAMI ve KONUTTA MEKAN ORGANİZASYONU Esra KASAPBAŞI

olanakları, yanı sıra sağlık, eğitim ve sosyal alandaki imkanlar yeni yerleşimlere göçü cazip hale getirmiştir (Bilgiç, 2008, sf:2).

Kızıl (1978, sf:175), 1946 yılından itibaren modernleşen, sanayileşen ve pazar için üretim yapan Adana, Ankara, Konya, Kayseri ve Gaziantep gibi kentlerin, toplumsal yapılarının farklılaştığını, üretim ilişkileri, fiziksel çevreleri, kurumları ve gereksinimlerinin değiştiğini belirtmektedir.‟Bu illerimiz bundan böyle, yeni toplumsal rol ve davranışları, gelenekleri benimsemeye hazır duruma gelmiştir. ” Bu durum da yeni yaşam alışkanlıklarını ve yapım tarzını da beraberinde getirmiştir.

4.4.1.3. Toplum ve Aile Yaşantısındaki Değişim

Aile büyüklüğü ve yaşam tarzı, konut mekanını etkileyen unsurlardan birisidir. Geleneksel konut kültüründe ataerkil yapıya sahip ailelerin, genel olarak geniş avlulu evlerde birkaç kuşak bir arada yaşadığı bilinmektedir. Dünyada görülen yenilikler ve Cumhuriyet’in getirdiği gelişmelerin etkisiyle, zaman içinde ailelerin genç fertleri büyük şehirlerde yüksek öğrenim görmeye başlamıştır. Eğitim düzeyi gittikçe yükselen yeni nesil, eskilerden farklı olarak evlilik yaptığında aileden ayrı, yeni bir ev düzeni kurmayı tercih etmeye başlamıştır. Kadınların eğitim düzeyinin yükselmesi ve çalışma hayatına atılması da bu duruma etken olmuştur. Çalışma hayatında rol üstlenen kadın, evde daha az zaman geçirmeye başlamıştır. Sosyal hayatın gelişmesi, yemek yeme kültüründe ve alışkanlıklarında da değişime sebep olmuştur (Gür, 2000, sf:97-98).

Yaşam biçimindeki bu değişimler konut mekanında yeni düzenlemeleri gerekli kılmıştır. Geleneksel ev kültüründeki çok haneli, haremlik-selamlık ayrımlı

4. KONUT KAVRAMI ve KONUTTA MEKAN ORGANİZASYONU Esra KASAPBAŞI

yemek odası için yer ayrılması, buna örnek olarak verilebilir. Çalışmanın kapsadığı 1960-1980 dönemi kent konut planlarında da bu düzenlemenin örneklerine sıkça rastlanmaktadır.

4.4.1.4. Teknolojik Gelişmeler

Yapı inşasında kullanılan malzeme ve teknikler sürekli olarak değişim ve gelişmeler göstermektedir. İnsanoğlunun, alet yapımına başlamadan önce yaşamını sürdürdüğü barınak (mağara) ile günümüz konut yapısı arasındaki gelişim sürecinde gerçekleşen mekansal değişimde, teknolojik gelişmelerin etkisini göz ardı etmek imkansızdır. İlkel çağlarda doğal olarak var olan barınaklarda yaşamını sürdüren insanoğlu, günümüz koşullarında teknolojinin sunduğu imkanları kullanarak her türlü konforun sağlandığı, kendi istediği biçimde şekillendirdiği ve donattığı mekanlardan oluşan yapılar üretmekte ve bu yapılarda yaşamaktadır. Teknolojik gelişmeler, malzeme seçeneğinin artması ve yeni yapı üretim tekniklerinin uygulanabilirliği, seri üretime de olanak sağlamıştır (Edgü, 2003, sf:45).

İnşaat sektörünün sağladığı olanakların yanı sıra, elektronik, iletişim ve haberleşme sektöründeki gelişmeler de konut mekanının değişimini etkilemiştir.

Teknoloji ve bilimin ilerlemesi ile geliştirilen yeni üretim teknikleri, gerek iş gerekse ev hayatında yeni yaşam biçimlerinin oluşmasını sağlamıştır.Teknolojik gelişmeler mekanların boyutlandırılmasında, işlev ve form olarak yenilenmesinde etkili olmaktadır. Bu gelişmeler ve günümüz modern kentlerinde bireysel yaşamın ön plana çıkması, bir bakıma minimal ve fonksiyonel konut yapılarının inşasını ve kullanımını desteklenmektedir. Teknolojik donatıların ebatlarındaki küçülmeye karşın işlevlerinin artması, rezidans, stüdyo daire vs. olarak adlandırılan, küçük alanda çözümlenebilen plan özelliklerine sahip konutların yapılmasına imkan vermektedir. Altyapısal ve teknik yeniliklerle beraber, tesisatın yapı içinde döşenebilirliği, ilk dönemde mekan birliğini sağlamış, konutun dışında yer alan mutfak, banyo, wc gibi mekanlar konut içi mekana dahil olmuştur. Öte yandan teknolojik gelişmelere alet, ekipman ve makine teknolojisini de dahil etmek

4. KONUT KAVRAMI ve KONUTTA MEKAN ORGANİZASYONU Esra KASAPBAŞI

mümkündür. Isıtma, soğutma, yıkama, pişirme vs. aletleri, mekanların efektif olarak kullanılmasını, aynı zamanda mekanların optimum büyüklüğe ulaşmasını ve minimize edilmesini sağlamıştır (Özturan, 2015, sf:127).

4.4.1.5. Kentleşme

Kentleşme, dar anlamda, kent sayısının ve kentlerde yaşayan nüfusun artmasını ifade etmektedir. Demografik nitelik taşıyan bu tanım doğrultusunda, kentleşmeyi salt nüfus hareketi olarak görmenin yeterli olmadığı düşünülmektedir.

Nüfus hareketine sebep olan ekonomik ve toplumsal değişikliklerin doğal olarak, kentleşmeyi de beraberinde getirdiği bilinmektedir (Keleş, 2016, sf:37). Bu durum dikkate alınarak, geniş çerçevede tanımlandığında kentleşme;

‟Sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında artan oranda örgütleşme, işbölümü ve uzmanlaşma yaratan, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikimi süreci.” şeklinde ifade edilmektedir. Çizelge 4.2.’de, ülke genelindeki coğrafi bölgelerin 1940-2010 dönemi içerisinde, farklı yıllarda tespit edilmiş kentleşme düzeylerine yer verilmiştir (Keleş, 2016, sf:37).

Çizelge 4.2. Coğrafi bölgelerin kentleşme düzeyleri (%) (Keleş, 2016, sf:74)

4. KONUT KAVRAMI ve KONUTTA MEKAN ORGANİZASYONU Esra KASAPBAŞI

kent yaşamının parçalarını oluşturmuşlardır. Toplumun değişik kesimlerinin kent bütünü içerisinde bir araya gelmesi, konut tercihlerinde de çeşitlenmenin oluşmasına yol açmıştır. Kırsaldan göç eden kesim ile, belli ölçüde maddi güce sahip üst gelirli kesimin konutta mekan tercihlerinin farklılık gösterdiği görülmektedir. 1950’lerde kırsaldan özellikle de İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlere göçün sonucu olarak, konut talebi hızla artış göstermiştir. Buna bağlı olarak kiraların ve emlak fiyatlarının yükselmesi genel olarak kentlerin dış çeperlerinde konumlanan, gecekondu olarak adlandırılan yapılarının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Dar gelirli grupların konut sorununu kendi imkanları ile çözmeye çalışması ile oluşan bu çarpık yapılaşma şeklinin yanı sıra, kentlerde yüksek gelir grubuna hitap eden lüks konutların inşası da gerçekleşmiştir. Kentlerde yükselen lüks konutlar ile çeperlerinde oluşan gecekondu yerleşimlerinin meydana getirdiği tezat oluşumlar için birtakım önlemler alınsa da yaygınlaşması tamamen engellenememiş, hızlı ve plansız kentleşmenin önüne geçilememiştir (Sey, 2007, sf:170).

Hızlı kentleşmenin bir sonucu olarak ortaya çıkan diğer bir konut üretim süreci ise yap-satçılıktır. Yoğun konut talebi sonucu, kentin planlanmış bölümlerindeki arsa fiyatları büyük oranda artış göstermiştir. Bu durum, orta sınıf ailelerin kent merkezinde ayrı parseller üzerinde müstakil aile evine sahip olmalarını imkansız hale getirmiştir. Bu noktada 1965 yılında Kat Mülkiyeti Kanunu, orta sınıfların ayrı apartman dairelerinde mülkiyet hakkına imkan veren düzenlemelerle yürürlüğe girmiştir. Bundan sonraki süreçte yapsatçı olarak adlandırılan müteahhitler kentin planlı bölümlerinde çok katlı yapılar yaparak, yoğun yapılaşmış semtlerin oluşmasına yol açmışlardır. Müteahhidin parsel sahipleri ile bireysel konutları satın alacak kişiler arasında bir nevi aracılık hizmeti yürüttüğü bu yapım sistemi ile yeni bir yapılaşma anlayışı oluşmaya başlamıştır. Bu sistemde tasarımcı mimar ile konut kullanıcısı karşı karşıya gelmemekte, yapılar genel olarak ticaret ile uğraşan geleneksel orta kesimin belirlediği piyasa beğenileri doğrultusunda, standart biçimde inşa edilmişlerdir. Bu durum kişisel ve özgün tasarımlardan çok piyasa

4. KONUT KAVRAMI ve KONUTTA MEKAN ORGANİZASYONU Esra KASAPBAŞI

ölçütlerine uygun, ticari düşüncenin ön planda olduğu yapıların seri üretiminin gerçekleşmesini sağlamıştır (Tekeli, 2007, sf:30).

Literatür taraması sırasında karşılaşılan etkenler, 4.4.1. nolu Toplumsal Yaşamın Konutta Mekansal Değişime Etkisi bölüm başlığı altında incelenen faktörler ve tanımlardan çıkarımla, kentleşmenin bir anlamda söz konusu bölüm dahilinde incelenen ilk dört faktörü kapsadığı kanısı oluşmuştur. Başka bir deyişle, göç, nüfus artışı, sosyo-ekonomik yapı, toplum ve aile yaşantısındaki değişimlerin birbiri ile iç içe ve zincirleme etkiye sahip faktörler olduğu ve yarattığı sonuçların bir noktada, konutun biçimlenmesine etkisi anlamında kesiştiği izlenimi oluşmuştur.

Ülkenin bu etkenlere bağlı olarak geçirdiği köklü değişimler, hem konut tercihlerinin farklılaşmasına, hem de konutu oluşturan birimlerde yeni düzenlemelerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.