• Sonuç bulunamadı

4. KONUT KAVRAMI ve KONUTTA MEKAN ORGANİZASYONU

4.4. Konutta Mekansal Değişime Etki Eden Faktörler

4.4.4. Konut İmgesinin Değişimi

Konutun mekansal bütünlüğü, süreklilik gösteren biçimde bir yenilenme ve değişim içerisindedir. Önceki bölümlerde bahsedildiği gibi, içinde bulunduğu dönemin, toplumun ve kullanıcısının sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri doğrultusunda, teknolojik imkanların elverdiği ölçüde biçimlendiği söylenebilir. Alt başlıklarda Cumhuriyet’in ilanından günümüze kadar, ülkemizdeki yapı üretim sürecine kısaca göz atılacak ve konutun fiziki ve simgesel anlamda geçirdiği evrim hatırlanmaya çalışılacaktır.

4.4.4.1. Mimari Eğilimlerdeki Değişim

Mimarlığın temel amacı, insanoğlunun içinde bulunduğu mevcut koşullara uygun yaşam alanları meydana getirmektir. Yapıların tarihi süreçte, farklı düşünce ve uygulama ilkelerini benimseyen mimari akımların etkisi altında inşa edildiği dönemler olmuştur. Etkisi altında olduğu mimari akımın prensipleri doğrultusunda meydana gelen yapılar, form, konstrüksiyon, cephe özellikleri bakımından kendine özgü tavır sergilemekte ve mimari çevrenin biçimlenmesinde belirleyici olmaktadır.

Yirminci yüzyılın başlarına kadar bir mimari akımın savunucusu olmak adeta bir

4. KONUT KAVRAMI ve KONUTTA MEKAN ORGANİZASYONU Esra KASAPBAŞI

ihtiyaçlar mimarlardan beklenen işlevlerin sürekli olarak yeniden tanımlanmasını gerektirmiştir. Yapılaşmaın hızlandığı bu süreçte; siyasi, politik, ekonomik vs.

birçok unsurun etkisi ile, özellikle büyük kentlerde farklı mimari akımların benimsendiği yapılar inşa edilmeye başlarken, Anadolu kentlerinde geleneksel konut üretiminin sürdüğü bilinmektedir. 1923-1927 yılları arasında Osmanlı ve İslami kültürü çağrıştıran mimari anlayışın devam ettiği, II. Meşrutiyet Dönemi’nde hakim olan, Cumhuriyet Dönemi’nde de sürdürülen ‟I.Ulusal Mimarlık Hareketi”, 1927-1939 yılları arasında mimaride işlevsellik ve sadeliği savunan ‟İşlevsel Mimarlık Dönemi”, 1940-1950 yılları arasında geleneksel mimarlık ögelerini içeren ‟II.Ulusal Mimarlık Hareketi”, 1950-1960 yılları arası batıdaki çözüm ve biçimlere uyum sağlayan, özgün mimari tarzı benimseyen ‟Uluslararası Üslup”, 1960 sonrası ise, toplumsal bilincin yayılması ile çok yönlü gelişmeler ülkemizde etkili olmuştur.

Yap-satçılık ve gecekondulaşmanın da ortaya çıktığı bu süreçte, ulusal bir stil tanımlamak ve geliştirmek söz konusu olmamıştır. Bu değişimler mimari mekanın biçimlenişini ve mekansal ilişkiler düzenini de değiştirmiştir. Özetle, 1930’lara kadar özellikle konut mekanında daha çok geleneksel mekan karakteristiği gözlemlenirken, 1930’lardan itibaren ‟modernite” kavramının yerleşmesiyle, değişen mekansal ilişkiler ve plan şemaları görülmeye başlamıştır (Tekeli, 2007, sf:15-35). Şekil 4.30.’da Gaziantep kenti Geleneksel Konut Kültürü örneği olan 79 Tescil nolu konut plan şemaları ile, Şekil 4.31’de, Ankara’da, 1930’larda inşa edilen modern konut örneği plan şemasına yer verilmiştir.

4. KONUT KAVRAMI ve KONUTTA MEKAN ORGANİZASYONU Esra KASAPBAŞI

Şekil 4.30. Geleneksel Konut Örneği, Gaziantep 79 Tescil Numaralı Antep Evi (Tatlıgil, 2005, sf: 56-60)

4. KONUT KAVRAMI ve KONUTTA MEKAN ORGANİZASYONU Esra KASAPBAŞI

1980 sonrası ‟Toplu Konut Yasası” nın çıkması ile seri şekilde yapılan toplu konutlar yaygınlaşmıştır (Şekil 4.32.)

Şekil 4.32. ME-SA Grubu, Çankaya Yerleşimi, Ankara, 1972-1976 (Sey, 2007, sf:175)

2000’li yıllara gelindiğinde teknolojideki hızlı gelişmelerin etkisinin, her alanda olduğu gibi barınma kültüründe de hissedildiği görülür. Çalışma hayatındaki yoğunluğun hakim olduğu günümüzde inşa edilen, daha yüksek katlı ve daha kompakt plan şemasına sahip konutlar, günümüz kullanıcısının yaşam tarzına hitap eder niteliktedir. Konutta daha az vakit geçirmeye başlayan kullanıcılar için farklı mekan alternatifleri içeren bu kapalı konut yerleşmelerinin, sunduğu imkanlar sayesinde içinde bulunduğumuz dönemde tercih sebebi olduğu söylenebilir (Görgülü, Koca, 2007, sf:28-33).

4.4.4.2. Konutun Statü Aracı Haline Dönüşmesi

Konutun salt korunma ve barınmayı sağlayan fiziksel bir olgu olması ötesinde, simgesel değerler içerdiği söylenebilir. Erman (2002)’ın bildirdiğine göre, Cherulnik ve Wilderman (1986), yaşam çevrelerindeki simgelerin; bireyin ve ait olduğu grubun kimliğini, statü değerlerini ve konutun ekonomik değerini ifade ettiğini belirtmektedir. Cooper (1974) konutun, benliğin bilincinde olmadığı, dile getiremediği ya da söyleyemediği içsel yapısına ait olguların bir simgesi olduğunu

4. KONUT KAVRAMI ve KONUTTA MEKAN ORGANİZASYONU Esra KASAPBAŞI

ve kullanıcının benliğini konutta nesnel bir biçime dönüştürdüğünü vurgulamaktadır. Bu ifadelere dayanarak konutun, kullanıcısının kimliğini yansıtan bir nesne olduğunu söylemek mümkündür. Başka bir deyişle konut; diğer bireylere, kullanıcısının kim olduğunu, zevklerini ve yaşam tarzını anlatmayı, ait olduğu sınıfı ve sosyal düzen içindeki konumunu ifade etmeyi sağlayan bir araç niteliğindedir.

Birey; yaşadığı konutun konumu, büyüklüğü, maddi değeri vasıtasıyla, diğer bireylere toplumdaki yerini ifade etmeye çalışmaktadır. Bu sayede, bireyin kendisini ve toplumdaki statüsünü yansıtan özellikte konut tercihi yaptığı izlenir. Belirli düzeyde ekonomik güce sahip kitlelerin konutu bir statü aracı olarak gördüğü, prestijli konutu daha yüksek sosyal sınıfa dahil olabilmenin göstergesi olarak kabul ettiği söylenebilir. Tarihi süreçte, hükümdarların kendileri ve ailenin diğer bireyleri adına yaptırdıkları cami, saray, vs. gibi yapıların, aslında gücün ve statünün bir göstergesi olarak inşa edildiği düşünülebilir. İlerleyen bölümlerde bahsedilecek olan kira apartmanları da kentlerin ileri gelen ailelerinin, kendi aile fertlerinin ikameti veya kira geliri elde etmek amacıyla yaptırdığı konutlardır. Aile büyüğünün ismi ya da ailenin soy ismi ile adlandırılan kira evlerinin, ait oldukları ailenin statüsünü ifade eden bir prestij kaynağı olduğunu söylemek mümkündür (Erman, 2002, sf:118-121).

Günümüzde ise hızlı iş ve kent yaşamının gerektirdiği yaşam biçimini destekleyen, bünyesinde her türlü ihtiyaç ve sosyal aktiviteyi karşılayabilen lüks konut sitelerinin statü sembolü haline geldiği gözlemlenmektedir. Teknolojinin tüm imkanları kullanılarak modern bir anlayışla planlanan konutlar; içerdiği güvenlik, alışveriş, cafe, kreş, spor, kuaför, fitness v.s. gibi unsurlarla, kullanıcılara üstün bir konfor anlayışı vaad etmektedir. Dolayısı ile, maddi gücü olan orta ve üst sınıflar bu

4. KONUT KAVRAMI ve KONUTTA MEKAN ORGANİZASYONU Esra KASAPBAŞI

Rezidans, stüdyo daire, lüks konut siteleri vs. olarak adlandırılan, her türlü altyapı ve sosyal imkana sahip, teknolojik ekipman donanımlı, lüks anlayışla yapılan bu konutlar zihinlerdeki ev (yuva) kavramından farklı olarak ev-otel şekli kullanıma imkan veren niteliktedir. Cezbedici ve iddialı reklam kampanyaları ile, söz konusu konutların mülkiyeti adeta prestij göstergesi olarak lanse edilmekte, bir tüketim nesnesi şeklinde satışa sunulmaktadır. Adeta bir moda anlayışı ile temini söz konusu olan konutlarla, birey ve ailelerin de yaşam biçiminin mekansal tercihe bağlı olarak değişime uğradığı izlenmektedir (Görgülü, Koca, 2007, sf:28-33).

4.4.5. Geleneksel Konuttan Süregelen Yapı Özelliklerinin Mekansal Değişim