• Sonuç bulunamadı

2.3. Yeni Kurumsal İktisat

2.3.2. Toplu Davranış Teorisi

Toplu davranış teorisi bireylerin grup içinde nasıl davrandıklarını incelemektedir. Bireyler işbirliğine yalnız gelir elde etmek için değil değişik amaçlara uluşmak içinde girerler (Brett, 1996: 9). Grup meydana getirme ya da toplu davranış özellikle kamu malları ve diğer toplu tüketilen mal ve hizmetlerin sağlanmasına bağlı ortaya çıkar. Bu sebeple toplu davranış teorisi özellikle kamu malları ve diğer toplu tüketilen mal ve hizmetlerin sağlanmasına ilişkin ortaya çıkan dışsallıkların grup içi davranışları nasıl etkilediğini inceler. Diğer bir ifadeyle toplu davranış teorisi bireylerin üyesi oldukları topluluktaki herkes için fayda sağlayacak bir davranışı gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceklerini ve bunu nelerin etkilediğiyle ilgilenir (Yıldırım, 2009: 58).

Bu alanın ortaya çıkmasında etkili olan en büyük faktör Mancur Olson’ın 1965 yılında yayımladığı “Toplu Davranış Mantığı” adlı eseri olmuştur. Bu eser ortaya çıkana kadar kabul gören teori “ortak çıkarı olan bireylerden oluşan grupların her bir üyesinin kişisel çıkarlarından yana davrandıkları kadar, ortak çıkarlarından yana

42

davranması bekleniyordu” görüşüdür (Olson, 1971: 1). Diğer bir ifadeyle grubun ortak çıkarı net bir şekilde ortaya konulduktan sonra grubun üyeleri gönüllü olarak toplu amaçlarına ulaşmaya çalışacakları varsayılıyordu. Fakat “…eğer gruptaki bireylerin sayısı küçük değilse, zorlama ve bireylerin ortak çıkara uygun davranmalarını sağlayacak başka bir özel mekanizma yoksa rasyonel, çıkarcı bireyler ortak veya grup çıkarlarına ulaşmayı sağlayacak davranışlarda bulunmazlar” (Olson, 1971: 2).

Bireyler mensup oldukları grubun ortak çıkarlarına uygun olmasına rağmen işbirliğinde bulunmamalarının üç sebebi vardır (Brett, 1996: 9):

 Çıkarcılık

 Kısıtlı rasyonellik

 Maddi teşvik

Toplu davranış teorisi, işbirliği oluşmamasının sebebini genellikle çıkarcılık olarak ele almaktadır. Burada çıkarcılık yalnızca bireyin gruba katıldığında uymayı kabul ettiği, yazılı ya da yazılı olmayan sosyal kontratın sorumluluklarını yerine getirirken yararını maksimize etmesi değildir. Burada çıkarcılık kavramı bireyin yararını açıkgözlülükle, grubun ortak kontratını ihlal ederek maksimize etmeye çalışmasını da ihtiva eder.

Bireylerin üyesi oldukları grubun ortak çıkarlarına uygun olmasına rağmen işbirliğinde bulunmamalarının nedenlerinden ikincisi, karar sürecine katılım hakkı üyelerin hepsi denk bilgiye sahip olduğu esasına dayanır. Ancak kısıtlı rasyonellik gerçek yaşamda her üyenin denk bilgiye sahip olmayacağını gösterir. Bilgi eksikliği üyelerde grubun verimsiz olduğu izlenimini uyandırabilir. Bu durumda daha verimli üyelerin ayrılması muhtemeldir. Son olarak maddi dürtüler bireyin grup faaliyetinden sağladığı getiriyi ifade eder. Üyelerin maddi dürtüler üzerinde çatışmaları işbirliklerinde görmezden gelinemez (Brett, 1996: 10).

Bu alanın getirdiği mühim yenilik yalnızca grubu ve grubu oluşturan bireylerin çıkarlarının değişik olabileceğini göstermesi değildir. North’un kurumları neoklasik araçlarla tetkik edebileceğini göstermesi gibi Olson ’un çalışmasının katkısı siyaset biliminin mühim bir konu olan çıkar gruplarının, lobilerin ve partilerin teşhir ettiği toplu davranışın ekonomik araçlarla tetkik edebileceğini göstermesi olmuştur. “Hem modern yurtiçi siyasi sitemlerde hem de modern uluslararası siyasi sitemlerde devletin

43

kendisi, bir oyuncu olarak ilişkisel ve yapısal kuvvet kullandığı gibi toplu davranışın oluştuğu ve üstlenildiği temel yapısal yarış olmuştur” (Cerny, 1999: 111). Bu sebeple toplu davranış teorisi kamu haklarının toplu bir şekilde sağlanmasına ilişkin sorunlarla da ilgilenir. Özellikle bedavacılık ya da otlakçılık sorunu toplu davranış teorisinin özenle incelediği alanlardan biridir. Bedavacılığın meydana gelmesi için söz konusu malın kamu malı olması gerekir.

“Bir tam kamusal mal olması için tüketimde rakip olmaması, bu mal bir kez sağlandıktan sonra malı başka bir insanın tüketmesinin ek kaynak maliyeti sıfır olması demektir” (Rosen, 1999: 61). Kamu mallarını özel mallardan ayıran özellik vermiş olduğumuz tanımda da geçen tüketim rakip olması deyişidir. Bu özellik içerisinde iki ayrı olgu bulunmaktadır. Bunlar dışlanabilirlik ve birlikte tüketilebilirlik olgularıdır. Birlikte tüketilebilirlik, aynı malı başkalarının kullanmasının mevcut kullanmakta olan tüketicilerin yararını azaltmasını kasteder. Bu kavram için tamamlayıcı anlatım izdihamdır. Ne kadar insan malı veya hizmeti tüketirse tüketsin izdiham olmuyorsa bu o mal veya hizmetin beraber tüketilebilir olduğunu ifade eder. Belli bir mal için izdiham varsa beraber tüketim, yani ek tüketicilerin gelmesi, var olan tüketicilerin yararını azaltır. Dışlanabilirlik de ise, belli bir mal veya hizmetin belli bir topluluğun bazı üyelerine sağlanabilirken diğerlerini bu mal veya hizmetten yoksun bırakabileceğini ifade eder. Dışlanabilirlik de tüketilebilirlik özelliği gibi çeşitli seviyelerde değişik mal çeşitlerinde farklı düzeylerde olduğu gözlenir (Yıldırım, 2009: 60).

Bu seviyeyi tayin eden de dışlanabilirliği oluşturma ve devam ettirmenin maliyetidir. Eğer bir mal izdihamsız beraber tüketilebiliyor ve sıfır dışlanabilirlik özelliğini taşıyorsa bu mal için tüketimde rakip olmadığı yani malın tam kamu malı olduğu söylenebilir. Tam tersi tepede de özel mal vardır. Beraber tüketilebilirlik ve dışlanabilirlik seviyeleri değiştikçe mal tam kamu malından ya da tam özel maldan değişik tanımlar alır. Aşağıda yer alan tabloda mal veya hizmetin özelliklerindeki düzey farklılıklarına göre sınıflandırılmış hali bulunmaktadır.

44

Tablo 3: Malların Tipolojisi

Dışlanabilirlik (Ölçüt Y) Y1 Dışlama yok (Sonsuz dışlama maliyeti) Y2 Ortalama maliyetler dışlanabilir Y3 İhmal Edilebilir maliyette dışlanabilir Tüketimde Birliktelik (Ölçüt X) X1 Birlikte tüketilebilir izdiham yok

Tam Kamu Malları  Mili güvenlik  Salgın hastalığın yok edilmesi  Genel vergi indirimi  Rekabet için tarifeler  Çiftçi teşvikleri

Ortalama Dışlama Maliyeti Olan Kamu Malları

 Kablolu TV  Gösteriler  Farklılaştırılmış

mallarda tarifeler

Dışlamalı Kamu Malları  Büyük kentlerde itfaiye hizmeti  Kitaplar  Bilgisayar programları  Emeklilik sistemi X2 İzdiham ile birlikte tüketilebilir Ortak Mülkiyet Kaynakları  Açık otlak  Büyük ırmak veya kanal taşımacılığı  Kent sokakları  Kartel fiyatlaması

Karma Kamu ve Kulüp Malları  Üniversiteler ve okullar  Sahiller  Ücretli otobanlar  Cadde lambaları  Çiftçi kredi sistemi

Kulüp Malları veya Yerel Kamu Malları

 Spor salonları  Otoparklar  Ücretli körü veya tüneller  Yüzme havuzları  İçsel dağıtılmış kotalar X3 Beraber tüketilemez (Sonsuz izdiham)

Herkese Açık Doğal Kaynaklar  Okyanusta balıkçılık  Okyanus tabanında mineraller

Kapalı Bazı Kaynaklar  Doğal kaynak suyu  Sulama kanalları  Sağlık klinik

hizmetleri

Tam Özel Mallar  Şarap  Sandviç  Elbise

Kaynak: (Nabli ve Nugent, 1989: 82)