• Sonuç bulunamadı

Ticari Diplomatların Ekonomik Faaliyetler Üzerindeki Etkisi

1.1.5. II Dünya Savaşı Sonrası Ticari ve Ekonomi Diplomasisini Etkileyen

1.1.8.4. Ticari Diplomatların Ekonomik Faaliyetler Üzerindeki Etkisi

Neredeyse tüm kalkınmakta olan ülkelerde, ekonomik kalkınma, istihdamı arttırması ve hayat standartının yükselmesi, dolaylı olarak ihracat artışına bağlıdır. Bu nedenle kalkınmadan kaynaklı ithalat gereksinimi, ihracat gelirleri ve sermaye yatırımları yoluyla, finanse edilmelidir. Dinamik ihracat artışı olmaksızın, neredeyse tüm ülkelerin ekonomileri yavaşlayacaktır (ITC, 1987: 2). Hükümetlerin ulusal düzeydeki doğrudan amaçları; istihdam yaratma, vergi gelirlerini arttırma, yabancı doğrudan yatırımları ve ekonomik büyümeyi içine alan faaliyetleri, teşvik etmektir (Kotabe- Czikota, 1992; van Bergeijk, Veenstra ve Yakop, 2010; Vilkinson-Brouthers, 2000b). Böylelikle ülkenin uluslararası alanda rekabet edebilme gücü, artmaktadır (Lee ve Hudson, 2004). Ayrıca bir ülkenin ekonomik başarı olmadan, başka ülkeleri etkilemek için gerekli olan askeri varlıklara yeterli düzeyde sahip olamayacak yine yardım programlarını, kültürel ve sosyal erişim amaçlı politikaları da, düzenli şekilde uygulama imkânı olmayacaktır (Parkinson, 2015: 4). Diğer bir ifadeyle, ülkelerin dış politikadaki başarıları öncelikle yurtiçindeki ekonomik büyüme gibi başarılarla ilişkilidir. Dolayısıyla ekonomi diplomasisinin başarısı da ülke içindeki başarının bir sonucudur (Parkinson, 2015: 18). Ticari diplomasiye ilişkin faaliyetlerin ve ticari diplomatların sayılarının ekonomik etkilerine dair bazı çalışma ve sonuçlarına takip eden başlıklarda, yer verilmektedir.

1.1.8.4.1. İhracatçılara Yönelik Faaliyetlerin Etkisi

Rose, Yakop ve Berjeijk, ticari diplomatların etkinliğini ithalat ve ihracatın artmasıyla, ilişkilendirmektedir. Ekonomik büyüme ve zenginlik, dolaylı nihai amaçlardır. Doğrudan amaç ise ticari diplomatlar vasıtasıyla katma

değer oluşturmaktır. Ancak bunu parasal olarak ölçmek her zaman çok kolay değildir. Kostecki ve Naray (2007)’de katma değer oluşturmanın ticari diplomasinin ilk görev tanımını oluşturduğu, ifade edilmektedir. Hogan, Keeesing ve Singer (1991) tarafından ise, firmaların gerçekleştirdikleri önemli bağlantı ve performanslar, aynı zamanda ticari diplomatın performansının bir yansıması olarak kabul edilmektedir. Ticari diplomatlar tarafından firmalara gösterilen ilgi ve bu ilginin kalitesi, dış piyasalarda başarıyı hedefleyen firmalar için olduğu kadar; dış ticaretin artması ve ekonomik büyüme gibi ticari diplomasinin dolaylı amaçlarına ulaşmak açısından da önemli görülmektedir (Ruël ve Zuidema, 2012: 6). Rose (2005), yurtdışındaki diplomatik temsilcilerin, ihracat üzerinde pozitif bir etkide bulunduklarını, ifade etmektedir. Yirmi iki büyük ihracatçı ve iki yüz ithalat noktasını kapsayan verilerin, enine kesit yöntemi ile analizinden, yurt dışındaki her ilave ticaret müşavirinin, o ülkeye olan ihracatı % 6-8 oranında arttırdığını, ifade etmektedir (Naray, 2008: 3). 1986-2011 yılları arasında ticaret ve yatırımlar üzerindeki ekonomi diplomasisinin (büyükelçi, konsolos ve diğer diplomatik unvanlar, yatırım ve ihracat teşvik ofisleri, ticari ve resmi ziyaretler) etkilerini içeren 32 çalışma, meta analizine tabi tutulmuştur. Çalışma sonucunda, resmi ziyaretler hariç (state visits) olmak üzere, ekonomi diplomatlarının uluslararası ekonomik akış üzerinde dikkat çekici bir şekilde olumlu etkisinin olduğu, tespit edilmiştir. Ancak çalışma, büyükelçilikler ve diğer birimleri birlikte değerlendirmiştir. Yapılacak çalışmalarda büyükelçiler, konsolosluklar ve ajansların ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulmaları, daha anlamlı sonuçlar verecektir (Moon ve Bergeijk, 2016: 336).

İspanyanın bölgesel yönetimlerinin ihracat teşvik ajanslarının faaliyetlerine yönelik olarak bir başka araştırma daha yapılmıştır. 1995-2003 yılları arasında İspanya’nın 17 bölgesinden, 188 ülkeye yapılan ihracatla ilgili Rose-tipi araç kullanılmak suretiyle yapılan çalışma, ihracatın % 50’den fazla arttığını göstermektedir (Head ve Ries, 2010: 756). Coughlin ve Cartwritght (1987)’ye göre, ABD’de ihracat sektörüne yönelik 1 dolar tutarındaki yardım programı, ihracatta yaklaşık olarak 432 dolarlık bir artışa sebebiyet

vermektedir (Yannopolulos, 2010: 37). Diğer taraftan ticari diplomatın etkinlik ölçüsü dış ticaret artışına bağlı olarak değerlendirilmektedir. Oysa Gençtürk ve Kotabe’ye göre devlet yardımları, firmaların satışlarını etkilemek dışında onların rekabet edebilme gücünü de arttırmaktadır. Operasyonel destekler; lojistik eğitimi, alım heyetleri (trade mission), finansal destekler, pazarlama destekleri, yabancı alım heyetleri (foreign buyers mission) ve bağlantı temini gibi hizmetleri içine almaktadır (Yannopoulos, 2010: 39). Kanada’da toplam 448 KOBİ özellikli firmaya anket uygulanmış ve anket sonuçları analize tabi tutulmuştur (Yannopoulos, 2010: 41). Analizin konusu; ihracat prosedürü/belgelemesi, fuar yardımları, lojistik destekler, satış materyali ve ürün standartları; piyasa araştırması ve yabancı dilden oluşmaktadır. İhracatçılar ise aktif, reaktif ve sistematik ihracatçılar olarak sınıflandırılmıştır7 (Yannopoulos, 2010: 45). İhracat prosedürleri ve belgeleri ile ilgili eğitim, ihracattan daha fazla gelir elde eden firmalar tarafından diğer firmalara nazaran daha faydalı bulunmuştur. Fuar yardımları sistematik ihracatçılar açısından, yabancı dil ile ilgili yardımlar ise orta büyüklükteki firmalar açısından daha faydalı bulunmuştur (Yannopoulos, 2010: 46).

Nitsch (2005), ticaret heyetinin ticaret hacmi üzerinde % 6-10 arasında bir artışa neden olduğunu ifade eder. Bir başka çalışmada Nitsch (2007), 1948- 2003 yılları arasında, Fransa, Almanya ve ABD devlet başkanı ve diğer politikacıların kısa süreli ülke ziyaretlerinin ticaret üzerindeki etkisini incelemiştir. Ziyaretlerin ihracat üzerinde % 8-10 arasında bir artış etkisi yaptığı sonucuna varmıştır (Keith vd., 2006: 756). Hollanda’da yapılan bir başka çalışmada, ekonomik amaçlı yabancı ülke ziyaretlerinin (state visits), net ekonomik değer olarak yaklaşık 200 milyon doları karşılığı bir refah etkisi yaptığı sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yine de en düşük düzeydeki tahminler olduğu düşünülmektedir (van Bergeijk vd., 2011a: 103). Aynı ülke için yapılan

7 İhracatçıları aktif (sürekli ihracat pazarını ve müşteri tabanını büyütmeye çalışan firmalar), reaktif (nadiren veya düzensiz olarak ihracat talepleri alan firmalar) ve sistematik ihracatçılar ise sistematik olarak araştırma ve yeni pazar arayışına veya çok gelişmiş bir uluslararası ticaret stratejisine sahip firmalardır (Yannopolulos, 2010: 45).

bir başka çalışmada her bir ticari heyetin, ihracat üzerinde neredeyse % 1’lik bir artış etkisine sahip olduğu sonucuna varılmıştır (Creusen ve Lejour, 2013: 507).

1.1.8.4.2. Ticari Diplomatların Varlığının Etkileri

Heemskerk (2010), ekonomi diplomasinin refah üzerinde 100 ila 200 milyon Avroluk bir artışa sebebiyet verdiği tahmininde bulunmaktadır (Keith vd., 2006: 756). Hollanda firmaları ve ticari diplomatları üzerinde, 2002-2006 yıllarını kapsayan bir çalışmada, ticari temsilcilik ve ticari heyet sayısının, yeni bir pazara girmekte pozitif bir etkiye sahip olduğu sonucuna varılmıştır. Eğer ülke birkaç ticari diplomata sahipse bu ihtimal, % 0,6’ya kadar yükselebilmektedir. Ancak ofis sayısındaki artışın, ihracatı arttırma etkisi sadece % 0,01 olarak bulunmuştur. Ekonomi diplomatlarının varlığı, özellikle ilk defa o pazara giren firmalar için belli bir ihracat artış yapmakla beraber, bu artış dikkat çekecek bir oranda değildir. Ticari diplomatların pazara girişteki pozitif etkisi, orta gelirli ülkelerde yüksek gelirli ülkelere nazaran, çok daha fazladır. (Creusen ve Lejour, 2013: 507). Veenstra et al. (2010)’a göre, konsolos ve büyükelçiliklerin sayılarındaki % 10’luk bir artış, ihracat üzerinde % 0,5-0,9 arasında bir oranında artışa, neden olmaktadır (Reuver, 2012: 27). Hollanda’da yapılan bir diğer çalışmada, konsolos sayısındaki artışın o ülkedeki Hollanda yatırmalarını % 24,11 ila % 26,62 arasında arttırmakta olduğu sonucuna varılmıştır (Haar; 2013: 14). Bir başka çalışma dış temsilciliklerin açılmasının, daha önce karşılıklı ticaret ilişkisi bulunmayan ülkeler arasında ticari bağların kurulması ve devam etmekte olan ticari ilişkiler üzerindeki etki konusunda yapılmıştır. Çalışma, bir ülkede büyükelçilik ve konsolosluk gibi bir dış temsilcilik açılmasının bu ülke olan ticareti, % 11 ila % 18 arasında arttırabildiğini, ortaya koymuştur (Segura-Cayuela ve Vilarrubia, 2008: 1). 2002-2006 yılları için, büyükelçilik, konsolosluk, Hollanda İş Destekleme Ofisi içindeki ticari diplomatların ve birkaç bakanın eşlik ettiği ticari heyetlerin, ihracat artışı üzerindeki etkisi üzerinde bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Ticari diplomatların Hollanda’nın en büyük ticari ortağı olan ülkelerde faaliyette bulunan firmaların % 50’ne destek faaliyeti sağladıkları, ancak bunların oranının ülke gruplarına göre değişebildiği, tespit edilmiştir. Ticari diplomatların birçoğu

BRIC ülkelerinde (özellikle Çin’de) bulunmaktadır. AB’nin yeni üye olan 12 ülkesinde ise daha az sayıdadırlar. Ticari heyetler için ise daha çok muhtemel (upcoming) ticari ortaklara, özellikle yukarıda belirtilen ülke gruplarına ağırlık verilmektedir (Creusen ve Lejour, 2013: 505). Bir başka çalışma, 2005 yılında 63 ülkenin 10.524 temsilciliği üzerinde yapılmıştır. Bunlardan 5.026 kişi (% 47,8) büyükelçi ve konsolos gibi kariyer diplomatlardan; 4.860 kişi (%51,5) ise fahri konsolos, konsolos yardımcılığı ve konsolosluk ajanları (agencies) olmak üzere kariyer olmayan konsolosluklardan; 58 kişi büyükelçilik şubelerinden, 35 kişi ticaret ofislerinden, 2 kişi ise diğer temsilciliklerden, oluşmaktadır (Bergeijk vd., 2011a: 110). Çalışmada 2005 yılı itibariyle görevdeki değişik unvanlardaki temsilciliklerle, 2006 yılı ihracatı arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Analiz sonuçları, büyükelçilik ve konsolosluk unvandaki kişilerin ticaret hacmi üzerinde anlamlı bir etki yapmamış olduğunu, göstermektedir. Fahri konsolosların potansiyel rollerinin kendi ülkesine yönelik ihracatı arttırmak olarak tanımlanırsa, ticaret üzerinde önemli bir etkilerinin olmadığı, görülmektedir. Ticaret ofisleri ve temsilcilik ofisleri ile ihracat arasında ise istatistiki olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Ayrıca sonuçlar, büyükelçilikler, konsolosluklar ve büyükelçilik ofislerinin eşit etkide bulunmadığını göstermektedir. Bu nedenle, şimdiye kadar literatürdeki genel uygulamalardaki gibi, tek bir göstergeye bağlı olarak toptan bir değerlendirme yapılmaması gerektiğine vurgu yapılmaktadır (Bergeijk vd., 2011a: 113). Stringer ise büyükelçilerin diğer kariyer konsoloslara göre ihracat artışı üzerinde daha etkili olduğunu, fahri konsolosların ise mevcut ticaret üzerinde bir artış etkisinin olmadığını, ifade etmektedir. Ancak fahri konsolosların, kendi ülkesinden fahri konsolos olduğu ülkeye yönelik ihracatta ve yatırımlarda olumlu bir etkisinin olduğunu, ifade etmektedir (Bergeijk vd., 2011a: 119).