Sahip sensin, biz misafir Meyve senin dal da senin Şerrin inci, hayrın safir Mülk de senin mal da senin
Senin için olur cenkler Kalbe binen yük ve denkler Senle gelir ruha renkler Ak da senin al da senin Sen istersen her şey olur Olmaz işler sonuç bulur Kimi kışta titrer durur Hırka senin şal da senin
Kimimiz genç kimi yaşlı Kalbi kırık gözü yaşlı Geldik bizler eğik başlı Git de senin kal da senin Selamette emre uyan Gizli her şey sana ayan Kaldık bizler yolda yayan At da senin nal da senin
Verdin bize akıl, fikir Heyhat ruhta, kalplerde kir Sen zenginsin bizler fakir Mülk de senin mal da senin
Sana yazdım aman için En kısacık zaman için Hakikatli iman için Mektup senin pul da senin
İsteyene at verirsin Kimilere kat verirsin Gönlümüze tat verirsin Petek senin bal da senin Ne diyeyim mal senindir Rabbim diyen dil senindir Yarattığın kul senindir Yok da senin al da senin
Kalp kapalı kırmak için Mazlumları sormak için Çaba verdik varmak için Köprü senin yol da senin Kalpte duran bir incidir Mahzunların sevincidir Kul kapında dilencidir Git de senin kal de senin
Izdırapla yüzün dolu Kalbi kırık hüzün dolu Kış, ilkbahar güzün, dolu Gözü yaşlı kulda senin SENİN
NEREYE
Koşuşan şu kainat,bilmem maveraya mı Yoklukların bittiği meçhul bir fezaya mı
İZAFİYET
Kıvrıla kıvrıla dönen bir dünya Mekanın kalbine bağlanmış zaman Can çekişen güneş ölen bir dünya Nefes alıp vermek bir anmış zaman
Kaçışan yıldızlar büyük bir inat Birbirini itip koğan dünyalar Ana rahmi sanki o ilk kainat Büyük bir kudretle doğan dünyalar Gökler büyüleyen bir renk içinde Şu kaçışan yıldız kızıl ışıklar Fezadaki nizam ahenk içinde Genişleyen alem neyi açıklar.
FİZİK KANUNU
Kanun fail olamaz nizamın ifadesi Nizam fail değil ki fail fizik ötesi
KÖR DÜĞÜM
Okyanusta bir damla kainatta gördüğüm Çözülür mü bilmem ki göklerdeki kör düğüm
TENEZZÜL
Önünde secde etmek hayır asla bir züldür Huzuruna kabulse büyük bir tenezzüldür
İMAN
Kalpleri incelip Rabbe ağlarsa Bilesin bu vakit mukaddes andır Bir ip ki ruhunu göğe bağlarsa İşte bu gördüğün bilki imandır
Kalbini kavuran ulvi közlerin Ağlamaklı hazin titrek sözlerin Secdeli alınla kıvrık dizlerin Her şeyler bir yana ilki imandır.
HİDAYET
Hidayet veren sensin Kullar ancak davetçi Hak sahibi olan sensin Bizler ise emanetçi
Güzellikler hep zahiri Bu dünyanın var ahiri Bizler tanrı misafiri Bu dünyada ziyaretçi
İMAN
İman boğazdan geçip, kalbine inmez ise Pişirilip yürekte, beynine dönmez ise Sonra yangın olacak, ruhunda alev alev Mümin sanma kendini, içinde sönmez ise
SADECE KALBİM VAR Sana ancak dua gelir elimden Bir şey çıkmıyor ki kısır dilimden
BİG BANG
Gök yüzü ince bir nakış içinde Yıldız çeşmeleri akış içinde Sema ile dünya bakış içinde
Tebessümle bakan saman yoludur Bize kucak açan en dış koludur Çalındı fezaya kudret mayası
Sonra çöküverdi göğün terası Delindi semanın yıldız kovası
Kaçışan yıldızlar taktı bir kanat Tecelli etmişti ulvi hakikat.
Fikir suretinde heva ve heves Esir olan bir ruh cesetse kafes Kapısı açılır ta ki son nefes Sonra uçup giden insan gibidir.
YİNE ACZ
Beşer çok şeyi buldu: radar, füze, uçak top Füzeyi bulanları, mağlup ediyor mikrop
HAYAL ÜLKESİ
Hayal ülkesinin uçsuz köşesi Semalar üstümde yorgan gibidir Fezanın kırılan bir menteşesi İkiye bölünmüş zaman gibidir
Arzu mecrasında bitmeyen ufuk İç içe mezcolan varlık ve yokluk Bu dünya ilk konak sonra sonsuzluk Geçilip gidilen bir han gibidir Göklerde aradım meçhul adresi Alemleri tenvir eden o sesi Nerdesin nerdesin ışık ülkesi Orası boyutsuz mekan gibidir.
Zaman mı ah, zaman, bilinmez mefhum Bu diyar gülistan öte uçurum Sen anla sen anla ey sefil ruhum Gönüller kor olmuş duman gibidir Semayla çevrilmiş şefkat kafesi İçteki sevgiyle sarar herkesi Bana ancak mezar gökler ötesi Gönüller orada umman gibidir.
Yıldızları yutan bir dipsiz kuyu Mahşerlere kadar süren uykuyu Dört boyutlu hayal ne de beş duyu Eğer gönüldense iman gibidir
GÜNEŞ SİSTEMİ
Zaman ufukları kıvrılan uzay Mevleviler gibi raks eden bir ay Güneşin önünde çizdiğimiz yay
Tıpkı zühal gibi pembemsi bir renk Göğü çevreleyen sihirli çelenk İç içe bir denge hayali bir-- ip Fail sandıkları kanun ve tertip Tavansız kainat derinleşen dip
Başı öne eğip düşünsen uzun Çözülemez sırrı meçhul sonsuzun Helezon helezon dönen dünyamız Can çekişen güneş sönen dünyamız Süpernova ile ölen dünyamız
Kaçışan yıldızı dizginler çekim Alemi esrarı yöneten de kim.
HAKKI VERİR
Onu Cemil tanıdım temize pakkı verir Onu Adil tanıdım haklıya hakkı verir Adaletin terazi, merhametin yücedir Gider isen yoluna doğruya hakkı verir
SEMADA VE ARZDA HERŞEY ONU TESBİH EDER (AYET) Sanmayın ki cemadat birer camit nesnedir
Tesbihiyle kainat mükemmel bir bestedir KULLUK
Sırtında semaya emsal olan yük Omzunda manevi alemler taşır Söyleyin var mıdır Allahtan büyük Rabbine hicaptan elemler taşır.
KADİR GECESİ-2
Kımıldayan dudaklar titreyen mahzun diller Zamana durak olmuş o mukaddes kandiller
MÜMİN
İlk önce tahkiki iman gerektir Kalbinde ateş ve duman gerektir Ruhunu öyle bir şekilde aç ki Ona sığabilen umman gerektir
SENDEN GELSİN
Gelirse senden gelsin, dikense güldür Allahım Varsın yaksın ateşin, kalbim küldür Allahım Günahlara kefaret, dereceye terfidir
Eğer senden geldiyse, o sünbüldür Allahım
NASIL BİLİRSEN ÖYLEDİR Nasıl bilsen o öyledir
Gerçek onu bilmeyledir Saadeti istiyorsan Doğru yola gelmeyledir
ÇEKİRDEK FİZİĞİ
Çekirdeğin içinde bitmeyen meçhul ufuk Atomlarda boğulan dibi delik sonsuzluk
KADİR GECESİ
Gökten misafir var açıl perdeler Açıldığı anda sema sendeler Nice gönül şu an bilmem nerdeler
Sanki bir mesaj var hisli mehtaptan Bizde nasip alsak nurlu girdaptan Islanan bakışlar semayı deler
Arşa bir pencere şu an secdeler Kimine açılır gökte perdeler
Bir yudum ermişin içtiği kaptan Biz de nasip alsak nurlu girdaptan Yoruldu hayalim gaipte siste
Bulamadım onu, ruhum yeiste Semalardan arşa dönen kaviste
Bize bir yol göster nurlu gölgeler Açıl artık açıl meçhul perdeler
EZAN
Semalar irkilir sanki bir anda Bir tılsım yükselir göğe ezanda
KARADELİK-II
Bir mekan düşün ki zaman donuyor Orada yepyeni alem doğuyor MECHUL PERDE
Gökleri kavuran içimdeki his Güneşteki ateş, benden mi akis Göklerdeki meçhul, perdeyi açsam Semanın sırrını örtüyor bir sis
KADİR-İ MUTLAK
Anlatır atom seni işte nötrino, iyon
Emcekare atomda, sende gerçek fonksiyon TERAVİH
Dopdolu bir mideyle Olmaz namaz huşusu Rekatlar saniyeyle Sanki sürat koşusu
MÜNAFIK
Dili İslamdır ama kalbi, gönlü münafık İç dünyanın müslüman olmasıdır muvafık
KARA DELİK
Işıkla semada açılan gedik Eğrilen uzayın kamburu çıktı Göğü yiyip yutan bir kara delik Meçhuller ötesi yere açıktı MİNARELER
Semada bir gedik, delinen perde Oradan öteye gidilen yerde Ezanla kavuşur, ruhlar öteye Gökleri gösteren minarelerde
EBEDİ İSTİKBAL
Bil ebedi gelecek gökteki ulvi sırda Yıldızlarla süslenmiş o mualla kasırda
HÜCRE
Ne kadar da büyüktür şu hücreyi yaradan Değil embriyo, fetus ancak büyük Yaradan
NEREDE
Başın öne düşmüş kaşlarsa çatık Onu ara ve bul hakikat nerde Mekan çöküvermiş zamansa yatık Semaların arşa dediği yerde KARADELİK-III
Işık hızlarının tükendiği yer Varlığın, yutulup ve yendiği yer
BİLEMİYORUM
Hayat mı cinnet mi bilemiyorum Hakikate gözler niye kapalı Yalancı cennet mi bilemiyorum Rahmetine gözler niye kapalı Eneler zirvede şahsiyet küçük Ruh ve kalbi cüce, gururca büyük Beyinler akrepli kalpleri sülük Haşmetine gözler niye kapalı
TECELLİ
Telleri kopuk keman, kırılmış mahzun yayım Gönder bana ışığı tecelliye aynayım
HER YERİMDE Ön, arka, iki yanda