• Sonuç bulunamadı

Divan'da kim olduğu hakkında bilgi bulamadığımız Mesut Paşa ile Şeyhülislam Bahâî Efendi için kaleme alınmış, terkib-i bend formunda iki mersiye bulunmaktadır.

İlk mersiye "Terci'-i Bend der-Midhat-ı Mes'ud Ağa" başlığıyla verilmektedir. Terci-i bend başlığı taşımasına karşın manzumede vasıta beyti tekrar etmemektedir. Aruzun "fe'ilâtün, fe'ilâtün, fe'ilâtün, fe'ilün" vezniyle kaleme alınmıştır. 54 beyit tutarındaki bu manzume 6 beyitli 9 bentten oluşmaktadır.

58

İkinci mersiye Şeyhülislam Bahâî Efendi için yazılmış olup, aruzun "fe'ilâtün, fe'ilâtün, fe'ilâtün, fe'ilün" vezni kullanılmıştır. 6 beyitli 6 bentten oluşan bu manzumede 4. bentteki iki beytin istinsah sırasında yazımı unutulmuştur. Böylelikle bu mersiye divanda 36 yerine 34 beyit halinde yer almaktadır.

4.4. Gazeller

Divan'da 1'i Farsça olmak üzere 114 adet gazel bulunmaktadır. Divan mürettep olup (ŝâ, ḥâ, zâl, ẓâ harfleri hariç) her harften en az bir gazeli bulundurmaktadır. Harfe göre beyit sayıları şöyledir:

Elif 5, bâ 3, tâ 3, cîm 2, ḫâ 1, dâl 6, râ 23, zâ 10, sîn 2, şîn 3, ṣâd 1, ḍâd 1, ṭâ 1, ʿayın

1, ġayın 1, fâ 1, ḳâf 3, kâf 9, lâm 3, mîm 6, nûn 4, vâv 1, hâ 8, yâ 16.

Divan şiirinde gelenek olarak gazeller beyit sayısı itibariyle 3, 5, 7, 9 gibi tek sayılarda yazılmasına karşın Füzûni 6, 8, 10 gibi çift sayılarda da gazeller yazmıştır. Divanda 3 beyitli 1, 4 beyitli 1, 5 beyitli 74, 6 beyitli 4, 7 beyitli 18, 8 beyitli 6, 9 beyitli 6, 10 beyitli 3 ve 14 beyitli 1 gazel bulunmaktadır. 76. gazelde mahlas bulunmamakta ve gazel 4 beyitten oluşmaktadır. Yazmada beşinci beytin yeri boş bırakılmıştır.

Şairin gazellerde kullandığı vezinler, en çok tercih edilenden aza doğru olmak üzere şöyledir:

Remel

fāʿilātün, fāʿilātün, fāʿilātün, fāʿilün: 45 feʿilātün, feʿilātün, feʿilātün, feʿilün: 29 fāʿilātün, fāʿilātün, fāʿilün: 2

Hezec

mefāʿīlün, mefāʿīlün, mefāʿīlün, mefāʿīlün: 15 mefʿūlü, mefāʿīlü, mefāʿīlü, feʿūlün: 9

59

Müctes

mefāʿilün, feʿilātün, mefāʿilün, feʿilün: 5

Cedîd

feʿilātün, mefāʿilün, feʿilün: 3

Muzâri

mefʿūlü, fāʿilātü, mefāʿīlü, fāʿilün: 3 mefʿūlü, fāʿilātün, mefʿūlü, fāʿilātün: 1

Mütekârib

feʿūlün, feʿūlün, feʿūlün, feʿūl: 1

Serî

müfteʿilün, mefāʿilün, müfteʿilün, mefāʿilün: 1

Divan'da 12, 37, 45, 76, 78, 111 ve 112. gazeller müzeyyeldir. 76. gazel "Silahdâr Paşa Hat-Berâverde Oldukda Verilen Gazeldür" başlığıyla, kim olduğuyla ilgili bilgi bulamadığımız bir paşaya medhiyedir. 78. gazel yine aynı paşaya sunulan bir manzume, 113. gazel ise Hz. Muhammed için kaleme alınmış bir naattir.

4.5. Kıtalar

Divan'da "Füzûnî Ba'dezîn Hengâm-ı Tahrîr-i Rübâî Şüd" başlığı altında toplanmış 1'i Arapça ve 2'si Farsça olmak üzere 17 kıta mevcuttur. Kıtaların 13'ü iki, 1'i üç, 1'i dört, 1'i yedi ve 1'i on bir beyitten oluşmaktadır.

4.6. Matlalar

60 4.7. Tarihler

Divan'da 35 tarih manzumesi yer almaktadır. Bunlardan Canbuladzâde Mustafa Paşa'nın kaptân-ı deryâ oluşuna ve Muhammed Ağa'nın mîrâhur oluşuna düşürüleni gazel, diğerleri kıta nazım biçimiyle yazılmıştır.

Tarihlerin 5'i iki, 1'i üç, 1'i dört, 5'i beş, 2'si altı, 6'sı yedi, 2'si sekiz, 8'i dokuz, 2'si on, 2'si on bir ve 1'i on iki beyitlidir. Fatma Sultan'ın yaptırmış olduğu çeşmeye düşülen tarih tamiyeli, diğerleri tam tarihtir.

Divan'daki ilk iki tarih Kevserî mahlaslı bir şairin sakal bırakmasına düşürülmüş tarihlerdir. Sultan İbrâhim'in cülûsu'na 2, Sultan IV. Mehmed'in cülûsuna ise bir tarih düşürülmüştür. Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri ile Derviş Mustafa Siyâhî Lârendevî'nin vefatlarına birer, Hanya Kalesi'nin fethine bir, Bağdat'ın fethine ise iki tarih düşürülmüştür.

Mimari yapılar için düşürülen tarihler ise şunlardır: Siyavuş Paşa Kasrı'nın yapımına 3 ve tadilatına 1, Valide Kösem Sultan'ın ve Fatma Sultan'ın yaptırdığı çeşmelere birer, Şeyh Hasan Tekkesi'nin yapımına ve Mîralay-ı yemîn Mustafa Bey'in yaptırdığı köprüye de birer tarih düşürülmüştür.

Sultan IV. Mehmed'i tahttan indirmek için tertiplenen komploya katılan Bektaş Ağa'nın katline 2, Karaçavuş Ağa ile Kethüda Mustafa Ağa'nın öldürülmelerine ise birer tarih düşürülmüştür.

Resmi görevlerdeki terfilere düşürülen tarihler ise şunlardır: Derviş Mehmed Paşa'nın sadrazam oluşuna bir, Kara Dev Murad Paşa'nın sadrazam oluşuna iki tarih düşürülmüştür. İsmail Paşa, Ahmed Paşa ve Defterdar Musa Paşa'nın vezirliklerine birer tarih düşürülmüştür. Mostarî Mustafa Paşa'nın yeniçeri ağası oluşuna, Paşazâde'nin sipahi hakimi olmasına, Paşazâde'nin Eyüp kadısı olmasına ve Canbuladzâde Mustafa Paşa'nın kaptân-ı deryâ oluşuna da birer tarih yazılmıştır.

61

Füzûnî, yazmış olduğu "Yeni Dünya" adlı eserine de bir tarih düşmüştür. Divan'daki son tarih, Divan'ın tertibinin tamamlanmasına düşülmüş Farsça bir tarihtir.

62

SONUÇ

"Füzûnî, Hayatı, Edebi Kişiliği ve Divan'ının Notlandırılmış Metni" adını taşıyan bu yüksek lisans tezinde XVII. asrın siyasi ve sosyal görünümü hakkında kısa bir bilgi verilmiş, yüzyıl şairlerinden Füzûnî'nin hayatına dair bilgiler gün ışığına çıkarılmaya çalışılmış, şairin edebî kişiliğinin ana hatlarının belirlenmesine gayret edilmiş, bilinen tek eseri olan Divan'ının tenkitli metni ortaya konmuştur. Divanın metni ayrıca notlandırılmıştır.

Divan, şekil ve muhteva özellikleri bakımından incelenmiş, bu bölümde nazım şekilleri ve türleri ile vezin, kafiye ve redif ile ahenk özellikleri ele alınmıştır. Şiirler, edebi sanatlar ile deyimler, atasözleri ve kalıplaşmış ifadeler yönüyle tetkik edilmiştir. Devrin örf, adet, görenek ve halk inanışlarını yansıtan beyitlere dikkat çekilmiştir.

Füzûnî devletin farklı kademelerinde görev yapmış, yüksek rütbeli bir asker şairdir. Hakkında kaynaklarda çok az bilgi bulunmaktadır. Onun şiirlerinde klâsik üslubun özellikleriyle birlikte devrinin şiirinde görülen Sebk-i Hindî üslubunun özellikleri görülmektedir. Şair, bu akımda sık kullanılan telmih, teşbih, tezat, mübâlağa, hüsn-i ta'lil, istiare gibi edebi sanatlar ile somut ve soyut sözcüklerle kurulan tamlamaları birçok şiirinde kullanmıştır. Füzûnî'de görülen bu özelliklerin belirlenmesi, şairle çağdaş olan ve çok daha büyük bir şöhrete sahip Nef'î, Şeyhülislam Yahya gibi etkilendiği şairleri anlayıp değerlendirmede yardımcı olacaktır.

Divanında kimi şiirlerinde yalın bir dil kullanan Füzûnî; kimi şiirlerinde ise Arapça-Farsça sözcük ve tamlamalardan oluşan ağır, ağdalı bir dil kullanmıştır. İki farklı özellikteki şiirleri Divan'da eşit ağırlıktadır. Şiirlerinde aruzun en çok bilinen ve kullanışlı kalıplarını tercih eden şair, klâsik uyak anlayışındaki "uyağın göze hitap etmesi" kuralına uymuş; Arapça, Farsça ve Türkçe sözcüklerle uyak yapmıştır. Divan'daki bütün şiirlere bakıldığında Füzûnî'nin sağlam bir vezin bilgisiyle şiirlerini kaleme aldığı görülür. Onda vezin kusuru yok denecek kadar azdır. Manzumelerinin büyük çoğunluğunda redif kullanırken, en çok tercih ettiği uyak çeşidi tam ve yarım uyak olsa da zengin uyağı da tercih etmiştir. Yaşadığı çağın dil özelliklerini de

63

yansıtan Füzûnî, Divan'ında kullanımdan düşmüş bazı sözcük ve deyimleri de kullanmıştır.

Çağına ait sosyal yaşamı ilgilendiren konulara da değinen Füzûnî, kimi şiirlerinde duraklama ve gerilemenin sosyal yaşamdaki olumsuz etkilerini sosyal eleştiri bağlamında hicvetmekten geri durmamıştır. Devrinin bazı siyasi olaylarına da yazdığı tarih manzumeleriyle ışık tutmuştur.

Füzûnî, yer yer tasavvufî ögeler içeren beyitler yazmıştır. Bir beyitte Nakşibendi tarikatine yakınlığını ifade etmiştir. Ancak tek başına bunlar, Füzûnî'nin herhangi bir tarikatın üyesi olduğunu göstermesi açısından yeterli değildir. Füzûnî tasavvufî sözcükleri terim düzeyinde kullanmış, tasavvufun derinine nüfuz edememiştir.

Divan'ında "Yeni Dünya" adını verdiği bir kitabı ve birtakım inşa örnekleri yazdığından bahseden şairin bu eserleri maalesef elde bulunmamaktadır. Şairin, tezkirelerde örnek verilen beyitleri dışında bilinen tek eseri "Gül-i Sad-berg" adlı 167 beyitlik mesnevisidir. Nuruosmaniye Kütüphanesi'nde 4966 numarayla kayıtlı bir mecmuada yer alan bu eser Divan'da da yer almaktadır.

Her şair gibi o da eseriyle Türk diline ve edebiyatına hizmet etmiştir. Türk edebiyatına katkıda bulunmuş bütün şairlerin eserleri gün ışığına çıkarılıp bilimsel metotlar çerçevesinde değerlendirilmedikçe, Türk edebiyatı tarihinin yazılması ve sağlam temeller üzerine oturtulması mümkün değildir. Bu amaca yönelik olarak yapılan bu çalışmayla, Türk edebiyatında bu bağlamda bir boşluğun doldurulmasına gayret edilmiştir.

Eseri tetkik edilen Füzûnî'nin, şiirleri ve şairliği konusunda olumlu veya olumsuz herhangi bir hüküm verilmemiş, sadece şiirinin ve sanatkârlığının ana hatlarının nesnel olarak tespit edilmesine çalışılmıştır. İleride yapılacak çalışmalarla, tespit edilen bu özellikler, devrin edebiyatına yön veren zirve kabul edilebilecek şairlerle karşılaştırıldığında, Füzûnî'nin Türk edebiyatı içinde kendisine edineceği yer belirlenmiş olacaktır.

64