• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

4. Kıyâfet-nâmelerde Tip Hususiyetleri

4.3. Tenin Sertliği ve Yumuşaklığı

Derinin ve etin kalın ve kaba olması her ne kadar fiziki güce işâret ediyorsa da estetik bakımdan bu özellik çirkinlik ve kabalığın alametidir. Kıyâfet-nâmeler, yumuşak etli olmanın insanların anlayış güzelliğinin çok, mizacının güzellik üzerine, nazik ve hoş bir yaratılışa, ve cana yakın olduklarına; hoş ve latif etli olan insanların ince ve nazik olmalarına, sert etli olmasının ise güçlü pazılara sahip olmalarına rağmen aptal ve kaba bir yaratılışa sahip

olmalarına işâret ettiğini bildirir. Aynı zamanda etin fazla yumuşak olması da iyi bir durum olmayıp kişinin ileri görüşlü olmadığına delalet eder.

4. 4. Kişinin Hareketli ve Sakin olması:

Çok hareketli olan ve yerinde duramayan insanlar kendini beğenmiş, bencil ve ahlaksız olurlar. Aynı zamanda bu tür insanlar aşırı hileci de olurlar. Bu tür insanların en belirgin özellikleri fuhşa meyilli ve eşlerini aldattıklarıdır. Hareketlerinde dengeli ve istikrarlı olan insanlar iyi huylu olurlar. Kişinin sarhoş gibi yürümesi kişinin büyüklük tasladığına ve kadınsı özellikler taşıdığına, ellerini sallayarak yürümesi, kişinin cesur ve aynı zamanda gaflet içinde olduğuna delildir.

4. 5. Saç ve Kıl:

Saç da birçok şeyin alameti olarak kabul edilir. Saçı uzun olursa kişinin aklı da kısa olur ve anlayışı kıt olur. Eğer kişinin saçı gür ise bu onun çok cesur ve sıhhatli o olduğunun alametidir. Saçın az oluşu güzelliğe, bilgili ve zarif olmaya delalettir. Vücudunda çok kil olan insanın zarafeti de olmaz ve kişi de kıl kadar bir incelik bulunmaz. Kişinin saçı çoksa ve sakalının da kılı fazlaysa kötülükte bu kişinin benzeri olmaz. Saç rengi kırmızı olursa bu korku ve gazaba, siyah olursa akıllı, sabırlı ve edepli olmaya; saçı sarı ise kişinin kibirli olduğu ve gazaba meyilli olduğuna işârettir. Kumral saç saçların güzelidir ve bu saçın sahibi emsalsizdir. Saçın yumuşaklığı ve sertliği de kişilik açısından önemlidir. Kişinin saçları eğer yumuşak olursa bu onun korkak ve ahmak olduğuna işârettir ve kişinin hayasız olduğunun da göstergesidir. Ayrıca saçın sert olması kişinin cesur olduğuna ve tam sağlıklı olduğuna güzel bir işârettir. Ayrıca sert saçlı insanlar akıllı ve ileri görüşlü olurlar. Kıyâfet-nâmelerde bir erkeğin teninde ve saçında aranan özellik ne fazla katılık ve ne de fazla yumuşaklıktır. Kadında ise tercih edilen yumuşak, tavlı bir ten ve kılsız bir vücuttur.

4. 6. Baş:

Kişinin başı küçük ise buna bağlı olarak aklı da az olur. Bu yüzden bu insanlar sır tutamazlar ve bunlara sır verilmemeli. Eğer baş aşırı küçükse bu durum kişinin aşırı hilekar, sabırsız ve çabuk öfkelendiğine delildir. Eğer kişinin başı büyük ise o kişinin aklı da çok olur. Başı yassı ise kişi dertten ve tasadan her zaman uzak olur ve yassı kafalı insanların budalalıkta benzeri olmaz. Kafa derisi parlak ve ince olan insanlar her zaman hayırlı şeyler yapar ve bu tür insanlardan zarar gelmez. Başında saç olmayan kötü huylu olur ve bu tür insanlardan sakınılmalıdır. Enli kafalı olan insanlar ahmaklığın illetine tutuktur. Eğer baş vücutla

orantılıysa bu durum güzel görünüşe ve iyi niyete işârettir. Başın sağa sola dönmeyecek kadar büyük olması ve orantılı bir vücuda, geniş göğse ve güçlü bir sırta sahip olması halinde bu durum kişinin iyi bir karaktere sahip olduğunu gösterir. Kişinin başının uzun olması kabiliyetsiz ve zeka bakımından yetersiz olduğunu gösterir.

4. 7. Alın:

Alınla ilgili olarak da şu tür değerlendirmeler yapılır: Alın eğer dar olursa kişi çirkin huylara sahip olur ve kişinin içi de sıkıntılı olur. Bu alın yapısın sahip olan kişiler cahil ve huysuz olurlar. Çünkü dar olan alında beyin bulunmaz. Yumru alın kimi kaynaklarda çirkin ve kalın kafalılığa işâret olarak gösterilirken kimi kaynaklarda olgunluğa delil olarak gösterilmiştir. Alın normal olursa yani ne çok küçük ne de büyük olursa kişi olgun olur ve güzel ve uygun olan alınlar bunlardır. Kişinin alnı çok geniş olursa sahibi kavgacı ve hırçın olur ve aynı zamanda geniş olan gelişmiş bir beyne ve yüksek bir fiziki yaratılışa işâret eder. Alnı uzun olan kişi anlayışlı, alnı uzun olmayan kişi cömert olur. Alındaki kırışıklıklar az ise kişi anlayışlı olur. Alnındaki kırışıklıklar eğer çok olursa kişinin tüm işleri kısa sürede hal olur. Đki kaş arasında kırışıklık olursa kişi sebepsiz yere gamlanır. Kişinin alnında enine buruşukluk olmazsa kişi ahmak, şerli ve bencil olur. Buruşukluk yanağa kadar iner ve uzun olursa kişinin zeki olduğuna delildir. Alnında kırışıklık olmayan kişi tembeldir. Eğer alın siyah olursa ahmaklığa ve kendini beğenmişliğe delalettir.

4.8. Kulak:

Kulak uzunluğu ve kısalığıyla ilgili tespitlere gidilmiş. Kişinin kulakları eğer uzun ve eşek kulağı gibi büyük olursa o kişi cahil olur; fakat bu kişi dikkatsiz olmakla beraber, hafızası güçlü olur. Kişinin kulakları kısa olursa kedininki gibi bu kişi unutkan, aptal olur ve hırsızlıkta maharetli olur. Kulak memesinin etli, üst tarafı dik duran, ağzında kıl bitmeyen, içinde yolları olmayan rengi ak veya kızıla meyilli kulak akıllı ve güzel ahlaklı olmaya, kılı çok olan kulak işitgenliğin, hafızanın ve anlayışın az olduğuna delildir. Kulağın yumuşak ve büyük olması cahilliğe ve zinaya meyil etmeye delildir. Eğer kulakları büyük olursa kişinin ömrünün uzun olacağına delalettir. Damarları dışta, etli kulak şiddete ve kızgınlığa işârettir. Mutedil boy ve şekildeki kulak güzellik, erdemlilik ve dürüstlüğe delildir.

4. 9. Kaş:

Kişinin kaşlarının ucu sivri olursa o kişide fitne ve fesat eksik olmaz. Kaş çok kıllı olursa kişinin boş lakırdılı ve sürekli tasalı olur aynı zan-manda bu insanlar çok üzüntülü olur.

Đki kaş arasında açıklık varsa bu kişiye güzellik katar ve bu insanlar dürüst olur. Eğer çatık, kavisli olursa uğru açık olur ve bu kaşın sahipleri aynı zamanda hırsız ve eğri kişiliğe sahip olur. Kalın kaşlı insanlar kırıcı ve garazkar olur. Bu tür insanlar söyledikleri sözlerden dolayı başkalarına büyük sıkıntı verir. Kaşları hem kalın hem de gür olması ise kişinin mağrur olmakla kalmayıp sözlerinin de bitmediğini gösterir. Kaşların kıllarının kısa olması kişinin güvenilir olduğunu gösterir. Kaşlarının uçları şakakların seviyesinden yukarı doğru kalkmışsa bu kişiler tedbirsiz, düşüncesiz ve pis olurlar. Kaşlar uzun olursa kibirliliğe, ince olursa sevinçli ve güzel olmaya delildir. Ama en güzel ve makul kaşlar siyah ve ince olandır. Bu tip kaşlara sahip olan kadınlarda işve ve naz eksik olmaz. Kaşları siyah ve tam olan, ortadan yay gibi kavisli şekilli, uçları hilal gibi kıvrık olan bir kişi sakin mizaçlı olup başarılı ve yararlı bir hayat sürer.

4. 10.Göz:

Göz âşıkların dilinden düşmeyen ve âşıkları çıldırtan yegâne kavramdır. Bazen sevgilinin bir tek bakışı dünyaya bedel olabilir. Divan edebiyatında sevgilinin bakışlarına bu kadar değer verilirken kıyâfet-nâmelerde bu tür eserlerde bu konuya değinmemeleri düşünülemez. Kıyâfet-nâmelerde göz hakkında tafsilatlı bazı izahlara gidilmiştir. Gözü çukur olan insanların kıskanma ve kibir duyguları fazla olur. Donuk gözler pars gibi sivri dilli kendini beğenmiş olur. Göz kurt bakışlı olursa bakışın sahibinin huyu güzel, can ve gönül kapıcı, tabiatı sağlam olur. Göz karası kişinin zeki olduğunu, gözler surh olursa da yiğitliğe delalettir. Mavi gözlü olan inanlar edepsiz ve zeki olur, kötü huyludurlar ve kendi burunlarının dikine giderler. Ela gölü insanlar edepli olur. Kızıl gözlü cesur olur. Kişinin gözleri gök, kızıl ve ak olursa bu kişilerden uzak durulmalıdır. Su rengi göz sahibi, şerri dokunacağına, şeytanlıkta usta, fitneci ve hileci olur. Murabba göz sahibi, kadınlarla iyi anlaşır, tembel ve cahil olur.Yeşil gözden hayır gelmez ve uğursuzdur. Süzgün bakışlı insanlar süslü olur. Çakır bakan insanlardan korkulmalıdır. Şaşı olan insanlar fesatçı, inatçı ve zorba olur. Kör olan insanlardan uzak durulmalıdır. Turna gözlü olan insanlar, bir şahinin cüretine sahip olur. Kişinin gözü büyükse bu olgunluğa, küçükse bu onun hafif bir kişiliğe sahip olduğuna delalettir. Küçük, parlak mavi gözlü kişiler hilekar ve şehvetperest olur. Kanlı gözler melankolik ve deliliğe işârettir. Yuvalarından çıkık ve yuvarlak gözler ahmaklığa ve zafiyete delalet eder. Eğer gözler yumru ise bu onun kıskanç, kindar ve hain olduğuna delalettir. Göz akına sarı nokta olursa bu onun çok dert çektiğinin gösterir ve sıkıntılı, hastalıklı olduklarını gösterir. Gözlerini yavaş yavaş kırpan kişi, kaba yaratılışlı ve tam cahil olur. Sık bakan gözlerde emniyet çok olur. Hangi kadının bakışları erkek gibi olursa ömrünün

uzun olduğunu gösterir. Đşveli bakışlı kişiler kişinin yüreğini koparır ve nazları ile insanın başını döndürür.

4. 11. Burun:

Kıyâfet-nâmelerde burun ile kişi arasında şöyle bir ilişki kurulmuştur: Eğer kişinin burnu ağzına yakınsa o kişide aslan cesareti bulunur ve ondan sakınılmalıdır. Koç burunlu insanlar haris ve tutkulu, gaga burunlular avcılığa düşkün, çengel burunluluk ise ahmaklık ve kibre delildir. Her kimin burun delikleri geniş olursa o insan kindar ve kibir sahibi olur. Đnce ve uzun burunlular ise akıllı ve zeki olurlar. Uzun burunlu insanlar anlayışsız olur, kısa burunlular ise korkak olur. Kişinin burnunun ucu yuvarlak ise o kişi neşeli ve hayat dolu olur. Burnu kalkık olan kişinin öfkesi de çok olur. Burnu yassı olan insanlar zinaya düşkün olur. Ağzı büyük olan insanlar davranışlarında tedbirli olur. Burnu hafif eğri olan kişi asil ve terbiyeli olur. Düz burunlu ve burun delikleri açık olan talihli olur. Burnu domuz burnu gibi sert ve büyük olan kötü mizaçlı, burun delikleri kıllı olan huysuz ve kıskanç olur; fakat aynı zamanda sadık bir dost olurlar. Đnce ve düz burun asalete ve olgunluğa işâret eder.

4. 12. Ağız:

Küçük ağızlı insanlar kıyâfet-nâmelere göre olgun olur ve bu durumları onların Allâh korkusu taşıdıklarına delalettir. Hiçbir zaman eğri ağızlı insanlardan doğru bir haber alamazsın; çünkü bunlar ağızları gibi haberleri de çarpıtarak söylerler. Dar ağızlı insanlar güzel olur; fakat dar ağızlı olmak yüreksiz olmaya da delalet eder. Büyük ağızlı olmak cesaretli olmaya işâret eder. Darlıkta ve genişlikte uyumlu olan, iç ve dış tarafındaki etleri kırmızı olan ağız akıllı, güzel söz söylemeye, sadakate delildir. Kalın dudaklı olmak, ahmaklığa; altı üstünden dışarı çıkmış sarkık, kalın dudaklı ağız, övünmeye ve nefsinin yaramaz olduğuna delildir.

4. 13. Ses:

Her kim genizden konuştursa yaratılış bakımından ahmak, kibirli ve kindar olur. Đnce ve tiz sesli insanlar ise cahil hayâsız ve yalan konusunda oldukça başarılı olurlar. Ağır ağır konuşan insanın tabiatı de ağırdır. Bu tür insanlar ahmak olur ve ahmaklarla dostluk yapılmamalıdır. Sesi yoğun ise kişinin sinirli ve çabuk öfkelenen biri olduğunu gösterir. Tok sözlü olan insanlar olgun ve bilge olur. Aslan gibi sesi derinden, gür ve kalın çıkan bir ses cesaret ve kahramanlık, adalete ve insaflı olmaya alametidir. Uzun nefese sahip kişiler iyi şarkı söyler; fakat kıskanç ve kavgacı olur. Derinden gelen ses şehvete; çirkin ses akıl

za’fiyetine, yumuşak ve kalın ses ahlak bozukluğuna ve sefalete delildir. Sert ve kalın sesli kadınlar kendi hemcinslerine göre daha cesur olurlar. Kısık sesli konuşanlar ise korkak olurlar. Makbul olan erkeğin erkek gibi konuşması kadının ise kadın gibi konuşmasıdır.

4. 14. Gülüş:

Bir tebessüm bazen insanlara hayat bahşederken bazen de tebessüm muhatabın kişiliğini de ele vermektedir. Kıyâfet-nâmelerde bu konu hakkında çok az da olsa yer verilmiştir. Buna göre çok fazla gülen insanlardan hiçbir zaman hayır gelmez ve bu yüzden o insanlarla uyuşmak zordur. Çünkü tebessüm kişinin edebi hakkında bilgi verir ve çok gülmek edepsizliğe delalettir. Küçük bir tebessüm edepli olmanın alameti iken kahkahâlârla gülmek ise edepsizliğin ve düşüncesizliğin alametidir. Yüzü güleç olup sözü tatlı olan kişi azizdir ve sevimlidir. Kişi gülerken kişiyi öksürük tutuyorsa kalp katılığına ve düşüncesizliğe işârettir.Tebessüm edici bir yüz, zarafete ve dikkatli bir mizaca işârettir. Çok nadir gülen insanlar, kötü mizaçlıdır ve insanların yaptıklarını hakir görür ve bu insanlarla uyuşmak zordur. Kişi gülerken gözlerini yumuyorsa bu, hileye ve yalancılığa, gülerken ağızdan salyaların akması, cehalet ve büyüklenmeye, gülerken elini dizine vurmak, akıl noksanlığına, cimriliğe, kıskançlığa; az gülmek akıllı ve anlayışlı olmaya delildir.

4. 15. Dudak:

Edebiyatta değişik anlamları bünyesinde barındıran dudak kelimesi kıyâfet-nâmelerde değişik özellikleri ile ele alınır. Kıyâfet-nâmelerde dudak şu şekillerde ele alınmıştır: Yumuşak ve kırmızı dudaklar güzel bir yaratılışa ve anlayış kıvraklığına; büyük ve mat dudaklar ahmaklığa delalettir. Kalın dudaklar kızgınlığa delildir. Zenciler gibi dudakları dışarı doğru çıkık olanlar hayırsız ve aptal olur. Alt dudak çıkıntılı ve büyük olanlar anlayışsız ve cahil olurlar. Dudakları çok koyu renkli olanlar melankoliye müpteladırlar. Alt dudağı sarkık ve köşeleri çekik olursa bu durum kişinin aşırı aptal olduğuna delildir. Dudakları çok dar ve kısa dişleri dışarıdan görünen kişiler, sağlam ve güçlü bir fiziğe sahip olurlar. Dudak orantılı bir şekilde kırmızı olursa, kişi akl-ı selim hükümler verir.

4. 16. Diş:

Gerek kadınlarda gerekse de erkeklerde diş güzellik unsurlarından biridir. Kıyâfet- nâmelerde dişlerin yapısı bakımından kişilikle bağlantı kurulmuştur. Buna göre: seyrek dişli olmak zaaf sahibi olmaya, dişlerin iri olması kötülüğe ve kötü yaratılışlı olmaya ve çok defa zor işleri yapmaya delalettir. Dişlerde eğrilik ise hileye ve hıyanete bağlanmıştır. Düzgün

dişler ise en çok tercih edilen dişlerdir ve Kıyâfet-nâmecilere göre bu tür diş sahiplerinden asla zarar gelmez, huyları güzel olur ve birçok iyilik bunlardan gelir. Büyük azı dişleri fena mizaca ve suçlu olmaya işârettir. Dişler arasında açıklığın olması, kişinin hastalıklı olduğuna, küçük ve çarpık dişler hilekarlığa ve hainliğe, uzun dişler karar verme konusunda zayıflığa, düzenli ve orta büyüklükteki dişler dürüst ve doğruluğa, düzenli bir sıra halinde birbirine bitişik dişler doğru ve güvenilir olmaya işârettir. Düzensiz ve sık olan diş yalancılığa ve gammazlığa işâret eder.

4. 17. Çene:

Kıyâfet-nâmelere göre çene ince olursa bu durum kişinin hafifmeşrep bir kişiliğe sahip olduğunu; çenenin büyük olması kibirli ve anlayışsız olmaya; çenenin ölçülü olması kişinin akıllı olup neyi isterse elde edebileceğine delalet eder. Çenenin enli olması kişinin kaba yaratılışlı olduğuna işârettir. Dar çene düşüncesizliğe, orantılı çene ise mutedil bir mizaca ve ince bir zekaya delildir. Kısa çene akıl zayıflığına ama himmetli olup cesaretli ve sevmeye delildir.

4. 18. Çene Çukuru:

Nedendir bilinmez ama Divan şairleri kendilerini hep çene çukurlarında mahpus edilmiş bir tutukluya benzetir. Belki de bunun sebebi sevgilinin dudaklarına biraz daha yakın olabilmektir. Ama gerçek olan bir şey varsa eski kültürde çene çukurunu kadınlarda bir güzellik nişanesi olmasıdır. Kıyâfet-nâmelerde çene çukurunun yapısına bazı anlamlar yüklenmiştir. Đnce ve büyük olmayan çene çukuru zarafetin, büyük olması kibir ve kine delalet saymışlardır. Bunlara göre uygun olan her şeyiyle birbirine uyumlu olan çene çukurudur. Bu tür çene çukurları akıl ve kabiliyet sahibi olmaya delalet saymıştır.

4. 19. Đncik, Baldır, Ayak ve Ökçe:

Baldırı yoğun olan insanlar edepsiz olur, anlayışsız olursa da şaşılacak bir durum değildir. Kalın baldır ve kalça, utangaçlık ve zayıflığa işâret ederken orantılı baldır ve kalçalar edebe ve iyi niyete işârettir. Etli ve hantal baldırlar, tembelliğe ve sıkıntılı bir mizaca işâret eder, çünkü sıkıntı ve kasvet rutubetin sonucudur. Uzun baldırlı insanlar, gururlu olmaları yanı sıra giriştikleri işlerde başarılı ve mütebbessim bir yüze sahip olurlar. Ayrıca bu tür baldırlar bencilliğe ve hırsızlığa da işâret eder. Kısa baldırlılar, kötülük sahibi ve hırçın olur. orantılı baldırlılar güçlü bir karaktere sahip olurlar. Büyük kemikli ince baldır sahipleri

kadınlara karşı aşırı zaafları olur. baldırların üzerinde ince damarların olması tembellik ve hareketsizliğe işâret eder.

Ökçenin kalınlığı kuvvetli olmaya ve yiğitliğe delalet eder. Đnce ökçe kabalığa işâret eder. Ökçenin eti az ve sinirleri gizli olup parmakların siniri çok olması güzel yaratılışa, akla ve anlayış fazlalığına işâret eder. Etsiz ve sinirleri az olan ayak ve topuk kuvvete işâret eder. Ayağın etli olması işlerinin zulüm ve cehalet üzerine olduğuna işâret eder. Ayak küçük yumuşak olursa fena huylu olmaya, adımlarını geniş atma ise tedbirli olmaya delalet eder. Ayağın uzun olması sahibinin sabırlı olmasına, enli olması işinin sıkıntı ve eziyet olduğuna, büyük ayağa sahip olanlar dindar, küçük ayağa sahip olanlar uyuşuk ve yetersiz olduğuna işârettir. Đnce ayak sahipleri uçarı geveze, dar ayak sahipleri hastalıklı, geniş ayak sahipleri ise cesaretli olur. Ayak parmakları ördeğinki gibi birbirine bitişik olursa kişi kötü huylu olur. Ayak parmaklarının çarpık olması ahlaksızlık ve utanmazlığa işâret eder. Ayak parmaklarının düz ve uzun olması şehvete işâret eder.

4. 20. El ve Bilek:

Gövdeye uyumlu olmayan kısa bilek kişinin huyunun dar, aklının az, cimri, hile-kâr ve kendisinde kötülüğün fazla olduğunu gösterir. Kişi ince bilekli ve pazuluysa kişinin kendi halinde ve kötü olmadığını işâret eder. Kişi kalın bilekliyse çok işte üstünlük kazanır. Kişi uzun bilekliyse cömert, alçakgönüllü olur. kişinin bilekleri kılsız ise kişinin anlayışlı olduğuna, kıllı ise anlayış azlığına, eller ve bilekler çok kıllı ve kıllarının uzun olması kişi şehvetli olduğunu gösterir. Orta bilek iyilerle arkadaş olup kendisinin de iyi olduğunu gösterir.

Kişinin eli küçük ise bu kişi güzellikte bedelsiz olur. El etli ve yumuşak olursa kişi düşünceli ve zeki olur. Kısa el kişinin aptal olduğuna, etli el iffetsizliğe işâret eder. Elin uzun olması kötülüğe işâret ederken, yuvarlık el sabırsızlığa ve hayırsızlığa işâret etmektedir. Ayası sert elin sahibinin sözü ve yüzü de serttir, merhametsizdir ve cömertliği sevmezler. Çok oval ve sivri el, kişinin cana değecek işler yapacağına işârettir. Elin orantılı ve ayanın da güzel olması, kişinin sözünün tatlı olmasına işârettir.

4. 21. Karın:

Karın konusunda genelde kıyâfet-nâmelerde şu hükümler ye alır: Büyük karın kısa boylu insanlarda olduğu durumda bu çok kötü ve yakışıksız olur. Büyük karın, anlayışsızlığa, cehalete ve kötülükte benzerinin olmadığına işâret eder. Küçük olan karını sahibinin kabiliyetli, zeki ve efendi olduğunu gösterir. Karın ve göğüste kıl olmaması kişinin tabiatının

kötü ve zalim olduğuna işâret eder. Eğer karın arık, kılsız ve sırta yapışmışsa bu kişinin zarif ve güzel bir nefse sahip olduğunu gösterir. Karnın üstünde damarların görünmesi kişinin aptal ve kötü fikirli olduğuna işâret eder. Yağlı, yumuşak ve semiz karın, sahibinin şehvet ve

Benzer Belgeler