• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

1.13. Tekrar Yazarlık

Can Yayınları giderek büyür ve 1993‟te Galatasaray Hayriye Caddesi‟ndeki binaya taĢınır. Yayıncı kimliği, Erdal Öz‟ü, o çok istediği eser vermekten, kitap çıkarmaktan alıkoyar. Uzun süren bir durgunluk ve suskunluk döneminden sonra 1960‟da çıkardığı Odalarda‟yı elden geçirerek yeniden basar. Ġlk kitabındaki anlatım bozukluklarını, dil yanlıĢlarını düzeltir. Yaptığı en büyük değiĢiklik “ve” bağlacını eserden çıkarmaktır. Ve‟li cümleleri yeniden yazar. Bu durumdan kitabın önsözünde Ģöyle bahseder:

“Ne kadar „ve‟varsa kaldırmaya çalıştım. Ama „ve‟ kullanılmış bir cümleden „ve‟yi atıp yerine „virgül‟ ya da „noktalı virgül‟ koymakla iş bitmiyordu. Cümleleri yeni baştan düşünüp „ve‟siz kurmak gerekiyordu. Ben de öyle yaptım. Önceleri akıl almaz güçlüklerle karşılaştım, ama direttim, giderek alıştım, hiç „ve‟kullanmadan tamamladım romanı. „Ve‟yi kaldırmak, çok değişik, çok yeni cümle biçimleri kurmak zorunda bırakmıştı beni. Odalarda‟nın bu son biçiminde de bir tek „ve‟ bulamayacaksınız.”92

Yazmaya tekrardan baĢlayan Erdal Öz, 1996 yılında annesini kaybetmenin de etkisiyle “Annemdi” adını verdiği dosya üzerinde çalıĢmaya baĢlar. Bu dosya 1997‟de çıkardığı Sular Ne Güzelse kitabının kaynağı olur. Yorgunlar, Kanayan ve Havada Kar Sesi Var‟dan sonra Sular Ne Güzelse‟yi yayımlar. Kitaba adını veren hikâye, yazarın 1960‟da çıkardığı Yorgunlar‟da da yer alır. Yine ufak düzeltmelerle on hikâyelik yeni kitabına alır. Tekrar yazmaya dönmüĢ olmakla kalmayacak bir de 1998 yılında Sait Faik Hikâye Armağanı‟na katılıp Orhan Duru ile birlikte birincilik ödülünü paylaĢacaktır.

Erdal Öz ödülü paylaĢmıĢ olmaktan rahatsız olur. Heyecanını ve sevincini tam yaĢayamaz:

“Eksik olmasınlar. Sağ olsunlar. Bu ödül beni pek sevindirmedi. Doğrusu bu ödülü bir başkasıyla bölüşmeyi hiç düşünmüyordum. Hiç vermeyebilirlerdi de. Ama sanırım ellerinden gelmedi. Orhan Duru‟yla aramızda ödülü ikiye böldüler. Bu da ödülün gerilimini, sevincini büyük ölçüde sildi götürdü. (…)Bu kez bölüştürerek de olsa, verdiler. Böylece iki ödülün sahibi oldum. Biri Orhan Kemal Roman Armağanı idi. Biri de Sait Faik Hikâye Armağanı. Edebiyatımızda en sevdiğim bu iki yazarın adını taşıyan bir özgeçmişim oldu. Yeter bana. (…) Şunu da ekleyeyim. Ödül alınmaz. Verilir. Ben ödülü serseri bir kurşuna benzetirim. Silah patlatılmıştır, kurşun havadadır ve sonuçta birisi vurulur, düşer. Silah atan eli değiştirin (Seçiciler Kurulu), kurşun başka birini vuracaktır. Ve bu yıl beni vurdu. Kurşuna teşekkür ederim.”93

Ġzleyen yıl, gündeme Can Yayınları tarafından düzenlenen bir ödül gelir: Can Yayınları Ġlk Roman Ödülü. Seçiciler kurulunda Fethi Naci, Tahsin Yücel, Hilmi Yavuz, Füsun Akatlı ve Erdal Öz‟ün yer aldığı ödüle adaylığın ön koĢulu, daha önce roman yayınlamamıĢ olmaktır. Cemil Kavukçu ise ön elemeyi yapar. Ġlk ödülü, gönderilen elli beĢ dosya arasından “Kara Büyülü Uyku” adlı dosyasıyla Vecdi Çıracıoğlu kazanır ve ödül yönetmeliğinde belirlendiği üzere, roman Can Yayınları‟dan yayımlanır. Ġkinci yıl, ödüle değer eser bulunamadığı için ödül verilmez, ardından da kaldırılır.94

Erdal Öz yurtiçi ve yurtdıĢında çeĢitli konferanslar, söyleyiĢler, imza günlerine katılır. Ekim 1990‟da Berlin‟de düzenlenen “Türkiye‟de basın özgürlüğü” programına, Nisan 1991‟de “Edebiyat Kenti Ġstanbul” sempozyumuna katılırken 1998 Mayıs‟ta Almanya‟da edebiyat sohbetlerine katılır.

1998 yılının sonunda bir ödül de Can Yayınevi alacaktır. Dünya Kitap tarafından Yılın Yayınevi ödülü verilir.

93

Erdal Öz‟le Öykücülüğümüzün Dünü-Bugünü, Haliç Edebiyat, Sayı 3, Haziran-Temmuz 1998, s.5. 94

Erdal Öz‟ün son hikâye kitabı Cam Kırıkları 2001 yılı sonbaharında gelir. Sular Ne Güzelse‟de olduğu gibi on hikâyeden oluĢur. 2001 yılı Sedat Simavi Edebiyat Ödülü‟ne layık görülür. Ödüle iliĢkin görüĢünü Ġhsan Yılmaz‟a açıklar:

“Ödüller bir yazar için sevindirici bir şey tabii. Biraz daha ilgi odağı oluyor o kitap. İnsan ödül kazanmak için kitap yazmıyor, o sonradan verilen bir şey. Türkiye'deki ödül çokluğu aslında ürpertiyor insanı. Daha önce 1975'te Yaralısın'a Orhan Kemal Ödülü'nü, 1997'de Sular Ne Güzelse'ye Sait Faik Ödülü'nü verdiler. Bir de hiç beklemiyordum, Sedat Simavi Ödülü'nü verdiler son kitabıma. Sevindim tabii. Ödül, ödül verilenle, gerçekten iyi bir buluşma sağlıyorsa önem kazanıyor. Nobel ödüllerinde de gördüğümüz gibi öylesine politik ve olmadık insanlara veriliyor ki, yazarı hiç etkilemiyor. Kitap satışını bile etkilemiyor. Bir Marquez aldığı zaman ödülü gerçekten büyük bir yazar olduğu için alıyor ama öyle isimler var ki niçin ödül verildiğini hiç anlayamıyorsunuz. Kitaplarını çevirip yayınlıyoruz Nobel aldı diye, onun kaç gömlek üstünde yazarlarımızın olduğunu görüyoruz.”95

2003 yılında Babam Resim Yaptı adlı çocuk kitabını çıkarır. Daha önceki hikâye kitaplarından çocuklar için seçtiği “Babam Resim Yaptı”, “Bir Uçurtma Gibi”, “Dedem Bana KüsmüĢ”, Masa”, “Babamdı”, “Çocuk”, “SeviĢmenin Resmi” ve “Mumçiçekleri”hikâyelerini bu kitabına alır.

Ardından, 1971 ve 1972 yıllarındaki tutukluluk anılarının yer aldığı, Gülünün Solduğu Akşam‟ın devamı gibi de okuyabilirsiniz” dediği Defterimde Kuş Sesleri‟ni, Cam Kırıkları‟ndan iki sene sonra yayımlar. Bu kitap yazarın son eseri olacaktır.

Ufak bir rolle Abdülhamid DüĢerken de oynadığı “sansürcü baĢı” karakteri ise küçük bir oyunculuk deneyimi olur.

Benzer Belgeler