• Sonuç bulunamadı

Çocukluk, Aile ve GeçmiĢ Özlemi

1. BÖLÜM

2.2. Hikâyelere Tematik BakıĢ

2.2.1. Bireysel Temalar

2.2.1.1. Çocukluk, Aile ve GeçmiĢ Özlemi

Erdal Öz‟ün hikâyelerinde çocukluğa özlem baskın temalardan biridir. Yazar, hikâyelerinde çocukluk anılarına sıkça yer verir.

Yazarın ilk hikâye kitabı Yorgunlar çocuk anılarının baskın olduğu, çocukluk ve geçmiĢ özlemi içeren bir kitaptır. Kitaptaki sekiz hikâyeden beĢi bir çocuğun ağzından anlatılır. Hikâyeler, bir tespite varmaz, olan durumu hikâye eder.

Havada Kar Sesi Var kitabında; Yorgunlar‟dan aldığı “Mumçiçekleri”, “Babamdı” ve “Çocuk” hikâyelerinden baĢka “Masa” adlı hikâyesi çocuk temalı bir hikâyedir. Sular Ne Güzelse‟de “Bir Uçurtma Gibi”, “Unutulmaz Bir Atlı”, “SeviĢmenin Resmi” adlı hikâyeler ile Cam Kırıkları‟nda “Babam Resim Yaptı” ve “Dedem Bana KüsmüĢ” hikâyeleri çocukluk ve geçmiĢ özlemini anlatan hikâyelerdir.

“Çocuk” adlı hikâyesinde Adnan isimli çocuğun bir kıĢ akĢamı arkadaĢının evine gitmesi ve arkadaĢının ablasına olan sevgisi anlatılır. Nurten isimli kadına, abla derken, gizliden gizliye hayranlık duymaktadır. Bu hayranlığı yer yer cinsellik dolu tasvirlere kadar varır.

“Babamın Elinde Bıçak”,Çiça adlı küçük bir çocuğun hikâyesidir. Çiça hayalinde veya rüyasında babasının elinde bıçakla kendisini kovaladığını görerek kaçmaya baĢlar. Babasını adeta bir canavara benzetir. Saklandığı kovuktan babasının korkmamasını, kaçmamasını söylemesine rağmen çıkmaz. Hikâye, babasından korkan bir çocuğun düĢlerini yansıtır.

“Kara Ev”hikâyesi bir çocuğun anneannesini anlattığı bir hikâyedir. Evinin karĢısındaki ufak yıkık dökük bir evde oturan anneannesine acıyan çocuk, anneannesini kendi evlerine almayı teklif etse de anneannesi kabul etmez. O küçük yuvasında anılarıyla birlikte yaĢamayı ister. Yazar kendi anneannesini anlatmıĢtır:

“Elleri, ayakları, vaktinden önce yaşlı ve ıslaktır. Çoraplarını çıkarmamıştır katılı ayaklarından. Yemenisini iyice sarmıştır başına. Yemenisinin altında seyrek saçları akımsı ve ıslaktır.”(Yorgunlar, s.37)

“Mumçiçekleri”nde ufak bir çocuğun annesiyle birlikte doğup büyüdüğü yerden göç etmesi anlatılır. Yolculuk sırasında uyuya kalır. Uyandığında tepesindeki ay ile konuĢur. Babasının her Ģeyi bildiğini anlatır. Çocuğun belleğinde kalan bir anının hikâyesidir:

“Babam anlatmıştı: Dağlarda kocaman adamlar olurmuş, elleri, ayakları kocaman olurmuş, dağlarda ateşler yakarlarmış hep, çocukları, kadınları çuvallara koyar, kaçırıp kaçırıp yerlermiş.”(Yorgunlar, s.60)

“Babamdı” hikâyesi de yine küçük bir çocuğun ağzından bir günlük anısını anlatır. Evinin bahçesinde oynarken düĢüp yaralanan çocuk, babasının kendisiyle ilgilenmesini ister. Babasından ilgi ve Ģefkat bekler, ancak, babası hiç oralı olmaz.

“Yarın ayakkabılarını parlatmamak için yataktan inadıma geç kalkacaktım. O gece babam odama gelmedi, beni görmedi.”(Yorgunlar, s.103)

“Masa”da bir adamın bir sokak çocuğunu lokantada masasına alıp onu doyurması anlatılır. Çocuk ĢaĢkın tavırlarla adamın karĢısında otururken, lokantanın garsonu bu ufak çocuğa hizmet etmekten gocunur, fırsatını buldukça azarlar. Çocuk yarı korkak yarı çekingen Ģekilde kendisine sunulan ziyafetin tadını çıkarmaya çalıĢır. Hikâye diğer çocuk temalı hikâyelerin aksine üçüncü tekil anlatıcı tarafından nakledilir:

“İki parmağı arasında bıçağın ağzını sildi, sonra ceketinin yenine sürüp iyice parlattı; yüzüne yaklaştırıp baktı, bıçağın pırıltılı aynasında güneşli bir çocuk gözü kocaman baktı ona.”(Havada Kar Sesi Var, s.80)

“Bir Uçurtma Gibi” adlı hikâyesinde bir çocuğun ağzından çocukluk günlerine ait bir anısı anlatılır. ArkadaĢı Ġrfan ile oyunlar oynar, uçurtma yapar yarıĢtırırlar. Ġrfan babasını sevmez, onu öldüreceğini söyler. Birkaç gün sonra ise Ġrfan‟ın kayalıklarda cesedini bulurlar. Yazarın çocukluk hikâyelerindeki kötü baba karakteri burada Ġrfan‟ın babasıyla özdeĢleĢtirmiĢtir.

“Unutulmaz Bir Atlı” çocukluğundaki atlı bir teğmene olan hayranlığını ve onun gibi olma isteğini, askerde gerçekleĢtirilmesini anlatır. Çocukken mahallesinden geçen atlı teğmene gıpta ile bakar. Ġleride onun gibi bir asker olmak ister:

“Onu ilk kez bir akşamüstü bizim sokaktan geçerken görmüştüm. Taş döşeli sokakta dört beş çocuk, çaputtan bir topun peşinde koşarken, o, koyu kızıl kısrağın üzerinde lak-lak-lak önümüzden geçmişti.”(Sular Ne Güzelse, s.63)

“SeviĢmenin Resmi” diğer çocukluk anıları ve aile temalı hikâyelerinde ikinci tekil Ģahıs anlatıcı ile yazılan tek hikâyedir. Diğer hikâyelerinde birinci tekil Ģahıs anlatıcı, “Masa” hikâyesinde ise üçüncü Ģahıs anlatıcı kullanmayı tercih ederken burada değiĢiklik yapmıĢtır. Dördüncü sınıf öğrencisi çocuk, yaptığı müstehcen resimden dolayı öğretmeni tarafından azarlanır. Babasından da azar iĢiteceğini düĢünür. Fakat eve gittiğinde babası beklemediği bir tavır takınır. Resmi yanlıĢ yaptığını anlatır. Çocuk ise resimde yaptığı yanlıĢı ilerleyen yaĢlarında anlar.

Burada belirtilen baba karakteri diğer hikâyelerden farklılık gösterir. Diğerlerinde kötü, ilgisiz, sert baba figürü varken; burada iyi, nahif, Ģefkatli ve hoĢgörülü bir baba karĢımıza çıkar.

“Babam Resim Yaptı”, “SeviĢmenin Resmi” hikâyesi ile benzerlik gösterir. Çocuğun ağzından anlatılan hikâyede, öğretmeniyle birlikte resim yaparken, resmini tamamlayamayan çocuğa babasının yardım etmesi anlatılır. Ġyi baba figürü burada da ortaktır:

“Annem gidip bir iskemle getirdi dışarıdan. Babam gelen iskemleyi yanıma çekip oturdu. „Gel şu gökyüzünü bitirelim önce,‟ dedi. O gece resmi babamla birlikte tamamladık.”(Cam Kırıkları, s.40)

“Dedem Bana KüsmüĢ” adlı hikâye yaz tatilinde dedesinin yanına köye giden çocuğun anısını anlatır. Dedesinin istediği kitabı alması için bir dükkâna gider. Dükkân sahibinin orada olmaması üzerine geri gelir. Dedesi tekrar göndermek isterse de çocuk gitmek istemez, bağırıp çağırır. Yıllar sonra dedesinin günlüğünü karıĢtırırken, o gün torununa çok kırıldığını not ettiğini görür. Yazar kendi çocukluğunu anlatmıĢtır. Dedesinin evindeyken anneannesini ve annesinden de ayrıca bahsetmiĢtir.

“Kediler”hikâyesinde de yazar, evinin bahçesindeki kedilerle ilgili tanık olduğu ufak bir anısını paylaĢır. Okuldan gelen çocuk evinin bahçesinde kedilerin toplandığını görür. Kediler bahçenin ortasında daire oluĢtururlar. Biraz sonra büyük bir kargaĢa çıkar, kediler birbirine girer. Ortalık durulduğunda ise çocuk, bu durumun kedilerin çiftleĢmek için birbirlerine meydan okumaları olduğunu anlar. YaĢlı bir kedi savaĢı kazanır ve diĢiyi elde eder.

Yazar bir çocuğun gözünden aktardığı hikâyelerinde okuyucuya kendi hayatından kesitler sunar.

Benzer Belgeler