• Sonuç bulunamadı

Tehdit

Belgede Yağma Suçu (sayfa 30-32)

IV. SUÇUN MADDĠ UNSURU

3) Tehdit

Tehdit, kişinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle geleceğe yönelik karşı tarafa söylenmiş beyandır.

Tehdit, failin isteğinin yerine getirilmemesi halinde bir kötülük yapılacağını mağdura bildirmesidir. Tehdit, mağdurun iç dünyasındaki dinginliğini bozarak belirli bir konuda serbest iradesiyle karar vermesini engeller.63

Tehdit, ağır bir zarara uğratılacağı hususunda mağdur üzerinde yaratılan korkudur. Baskı yapma, sindirme, yıldırma, korkutma şeklinde yapılabilen tehdit; mağdur üzerinde etkili ve ciddi olmalıdır.64

Tehdit konusu saldırının gerçekleştirilmesi ya da gerçekleştirilmemesi önemli değildir. Failin kullandığı sözler ya da yaptığı davranışların mağdur üzerinde ciddi bir korku oluşturmaya elverişli ve yeterli olması halinde tehdidin varlığından söz edilebilir.65 Nitekim, 5237 sayılı TCK‟nın 148. maddesinin gerekçesinde, “kullanılan cebir veya tehdidin, kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkarmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekir. Bu nitelikte olmayan bir cebir veya tehdit, sırf mağdurun normalden fazla ürkek olması nedeniyle, malı teslim etmeye veya alınmasına yöneltmişse, yağma suçundan söz edilemez ve fiilin hırsızlık olarak nitelendirilmesi gerekir.” şeklinde açıklanmıştır. Yargıtay, verdiği bir kararında66

objektif olarak korkutucu söz ya da davranışın olmadığı olayda sadece mağdurun olağan durumdan fazla korku göstermesini, yağma suçunun oluşması için yeterli görmemiştir. Yargıtay‟ın bu kıstası kabul edildiğinde yetişkin birey ile yaşı küçük kimsenin maruz kaldığı tehdit eylemi sebebiyle oluşan korkunun aynı ölçüt içerisinde değerlendirilmesi adil olmayacaktır. Bu sebeple, Yargıtay‟ın somut olayda,

63 Centel/Zafer/Çakmut, a.g.e, s. 342

64 YCGK -09.05.2000 tarih – 94/101 sayılı kararı 65

İzzet Özgenç/Cumhur Şahin, “Uygulamalı Ceza Hukuku”, 3. Bası, Seçkin Yayınevi, Ankara-2001, s. 407

66 “Sanığın taksi şoförü olan yakınanı durdurarak aracına bindiği, yakınanın kendisine nereye

gideceğini sorduğunda direk 5.00 TL para istedi, 5.00 TL'si olmadığını söyleyen yakınandan sanığın'' bozuk olsun 10 milyon ver'' dediği, yakınanın sanığın yüz mimiklerine bakınca haplanmış olabileceğini düşünerek ve kendisinden korktuğu için iki milyon verdiği olayda sanığın para istediği sırada yakınana yönelik zor kullanmadığı gibi tehdit içeren bir söz ya da davranışta bulunmadığı yakınanın sanıktan korkarak para vermesinde yağma suçunun oluşması için yasada öngörülen objektif olarak korkutucu söz ya da davranışının olmadığı, yakınan sübjektif korkusunun yağma suçunun oluşması için yeterli olmadığı, bu sebeple suçun hırsızlık suçunu oluşturduğuna karar vermiştir.” Yargıtay 6. CD., 14/02/2013 tarih, 2009/29360E-2013/2171K sayılı kararı

19 yağma suçunun oluşması için yasada öngörülen objektif olarak korkutucu söz ya da davranışın olmadığı, yakınanın sübjektif korkusunun yağma suçunun unsuru olan tehdidi oluşturmadığına dair kararı yerinde olmamıştır.

Tehdidin etkisi ve ciddiliği, objektif ölçülere göre belirlenmelidir. Objektif ölçü olarak tehdit veya cebrin belirli yoğunluğa ulaşıp ulaşmadığı, mağdurun tamamen soyutlanması anlamında olmayıp, mağdurun subjektif özelliklerinin soyutlanması anlamındadır. Bu itibarla, çocuğa yönelik bir tehdit ile büyüğe yönelik bir tehdit, ciddi ve elverişlilik açısından elbette farklı olarak değerlendirilecektir. Burada dikkate alınması gereken husus mağdur yönünden atipik davranış ve özelliklerdir.67

Tehdidin mutlaka fail tarafından gerçekleştirilmesi gerekmez. Fail adına hareket eden üçüncü bir kişinin böyle bir saldırıyı gerçekleştireceğini mağdura iletmesi de yeterlidir.

Tehdit, manevi cebirdir. Yağma suçu bakımından manevi cebrin kullanılmasını ifade eder.68

Tehditten söz edilebilmesi için, tehdidin mağdurun yüzüne karşı veya onun duyabileceği bir yerde yapılmış olması gerekir. Tehdidin telefon, mektup, faks, ya da elektronik posta gibi araçlarda da yapılabileceği kabul edilmektedir.69

Tehdide konu kötülük, mağdurun kendisi kadar yakınına da yönelik olabilir. Yakınlık, sadece akrabalık bağını ifade etmeyip, mağdurun kendisine yakın hissettiği herkesi örneğin bir arkadaşını kapsayabilir.70

Bu itibarla, yasada kendisi veya yakını dışındaki kişilere yönelik tehditler suçun oluşması açısından yeterli görülmemiştir. 765 sayılı yasada, üçüncü kişilere karşı tehditler de yağma suçunun konusunu oluşturması sebebiyle suçla etkin mücadele açısından daha yerinde bir düzenleme idi. Mevcut yasadaki düzenleme ile bankadaki veznedara, kasadaki paraları vermediği takdirde, müşterilerden birinin öldürüleceği tehdidi, uçakta hostesin kafasına silah dayayarak orada bulunan kişilerin ceplerindeki paraları boşaltmalarının istenmesi halinde suç oluşmayabilecektir.71

Somut örneklerde, yağma suçunun tamamlanması için tehdit eylemi ve malın teslimi var iken, tehdide maruz kalan kişi ile malı teslim 67 Bakıcı/Yalvaç, a.g.e, s. 262 68 Dönmezer, a.g.e, s. 430 69 Soyaslan, a.g.e, s. 395 70 Centel/Zafer/Çakmut, a.g.e, s. 343

20 eden arasında 5237 sayılı kanunun aradığı yakınlık durumundan söz edilemez. Dolayısıyla, somut örneklerde yağma suçu oluşmayacaktır. Ancak bu durumda veznedar, kendisi doğrudan tehdit edilmemiş olsa bile bu tehdidi kendisine yönelik olarak algılayabilecek durumda olup, böyle algılaması da hayatın olağan akışına uygundur. Zira tehdidin salt kafasına silah dayatılanla sınırlı olduğunun düşünülmesi hayatın olağan akışına aykırı olup, bankadaki veznedar da, uçaktaki yolcular da bu tehdidin muhatabıdır.72

5237 sayılı kanunla getirilen bu sınırlama nedeniyle önceki kanunda yağma suçu kapsamında değerlendirilen birçok eylem, yeni düzenlemeyle bu suç kapsamı dışına çıkarılması sonucunu doğuracaktır.

Belgede Yağma Suçu (sayfa 30-32)