• Sonuç bulunamadı

H- FABP ve Reperfüzyonun Belirlenmesi

5. TARTI MA

Koroner arter hastal (KAH) özellikle yirminci yüzy ldan beridir geli mi ülkeleri etkileyen bir hastal k olup eri kinlerde mortalitenin ba l ca sebebidir(14). Böylesine y k c etkileri olan ve erken dönemde müdahale edilmesi durumunda ba ar l sonuçlar al nabilen KAH üzerine çal malar n yo unlu u dikkat çekicidir. Bu yüzden KAH n n en önemli parças n olu turan AKS un erken, h zl ve do ru tan nmas hayat kurtar c olacakt r. Biyokimyasal markerler bu yönde oldukça önemli olup, bu konudaki çal malar da günümüzde yo un bir ekilde sürdürülmektedir.

Etkilenen ya grubu aç s ndan AKS cinsiyete göre baz farkl l klar gösterir. Kad nlarda AKS erkeklere göre daha geç ya ta geli mektedir ve semptomlar daha geç ortaya ç kmaktad r(26,27). Erkeklerde ilk kalp krizi geçirme ya ortalama 65,8 y l iken kad nlarda 70,4 tür. 75 ya ndan önce KAH na ba l kardiyovasküler olaylar n yüksek oran erkeklerde geli mektedir. Kad nlardaki bu ya fark n n östrojenin koruyucu etkisi oldu u bilinmektedir(28). Bizim çal mam zda da hasta grubumuzun %81,5 i (n=53) erkekti, ortalama ya 57,67+12,69 (27-79 y l) idi. Bizim çal mam zdaki hastalar n ya ortalamas n n daha dü ük olmas n n ba l ca nedeni bölgemizin beslenme al kanl klar d r.

AKS üphesi bulunanlarda hipertansiyon(HT), hiperlipidemi, sigara gibi klasik risk faktörlerine ek olarak, DM ve kalp d vasküler hastal klar, prognostik öneme sahip major risk faktörleridir. DM ve HT öyküsünün olmas kötü klinik seyir ile ili kilidir(7,18,38). Bizim çal mam zda da hasta grubumuzda 44 ünün özgeçmi inde hiçbir hastal k hikâyesi yokken, 11 inde (%17) HT, 8 inde (%12) DM, 5 inde (%8) KH, 1 inde KOAH mevcuttu. 2 hastada HT ve DM, 1 hastada HT ve KH, 1 hastada da DM ve KH birlikte vard . Bu veriler özellikle HT ve DM un AKS klini inde önemli bir risk faktörü oldu unu göstermektedir.

Wiviott SD ark.(20) yapt klar çal mada, AKS lar n en büyük grubunu STMI lü hastalar (%30) olu turmaktad r. Acil servise gö üs a r s ile ba vuran 136 hastay içeren bir çal mada hastalar n %41 ini MI lü hastalar olu turmaktayd (88). Bizim çal mam zda da hastalar m z n %57.8 ini STMI lü hastalard . Bize göre STMI lü hasta grubunun bu kadar yüksek olmas n n nedeni, hastanemizin bölgemizdeki en çok koroner giri im yapan hastane olmas ndan kaynaklanmaktad r.

Gibbons ve ark(18) ve Bertrand ve ark(38) yapt klar çal malarda gö üs a r s na ek olarak bulant -kusma, haz ms zl k, kar n a r s , halsizlik gibi ikayetler gözlemlenmi , bizim çal mam zda da hasta grubumuzun ba vuru ikayetlerine göre s n fland r lmas yap ld nda;

tamam nda gö üs a r s varken, 6 s nda (%9,2) bulant kusma, 6 s nda (%9,2) s rt a r s , 6 s nda (%9,2)) senkop, 6 s nda (%9,2) nefes darl gö üs a r s ikayetine e lik ediyordu.

National Registry Of Myocardial Infarction (22) ara t rmas na göre STEMI hastalar n n hastane içi mortalitesi %20 iken bizim çal mam zda hasta grubundan 4 (%6) hastam z öldü, hepsi STMI ve erkek idi.

Chandra ve ark.(89) çal mas na göre acil servise gö üs a r s nedeniyle ba vuran hastalar n ortalama lipid düzeyleri HDL için 52mg/dL, total kolesterol için 224mg/dL, LDL için 138mg/dL bulunmu , biz çal mam zda lipid düzeylerini daha dü ük bulduk. (HDL=38.52+8.80,Totalkolesterol=162.22+27.42,LDL=123.84+32.29,Trigliserid=126+41.2).

Al lagelmi kan markerlerine ek olarak, H-FABP son zamanlarda yeni bir kardiyak marker olarak ortaya ç km t r. H-FABP hasarlanm myokard hücresinden sal nan sitoplazmik bir proteindir. H-FABP için plazma ve serum normal de erleri, metod ve test ba ml d r(65). Tanaka ve ark. (66) H-FABP için normal de erleri 0.0-2.8µ/l, Wodzig ve ark. (60) 0.3-5µ/l olarak bildirmi lerdir. Biz çal mam zda H-FABP in normal aral n ; 0.2-2.00ng/ml olarak belirledik. Bu de er literatürlerdeki de erlerle uyumlu idi. Biz bu de ere göre AKS grubu için H-FABP n sensitivite ve spesifitesini hesaplad k ve bunu cTnI ve CK-MB nin sensitivite ve spesifite oranlar yla kar la t rd k.

Mair ve ark.n n (46) çal mas nda, cTnT nin sensitivitesi gö üs a r s ba lang c ndan itibaren 4. saat için %50 olarak bulunmu tur. Ayn çal mada, CK-MB nin sensitivitesi 3, 4.5 ve 5. saatler için yakla k %50 olarak bulunmu tur. Kefferve ark. (41) yapt ba ka bir çal mada ise fark küçük olmakla birlikte ilk 2-5 saat içinde CK-MB ölçümlerinin kardiyak troponinlere göre sensitivitesinin daha yüksek oldu u belirtilmi tir. Bizim çal mam zda ise hasta grubunda 0-6 saatte ortalama olarak, H-FABP nin sensitivitesini %98, spesifitesini % 71, CK-MB nin sensitivitesini %86, spesifitesini %52, cTnI n n sensitivitesini %77, spesifitesini %20 oran nda bulduk. Bu veriler literatürdeki verilerle paralellik göstermektedir.

Bununla beraber sensitivite, spesifite çal mada kullan lan cut-off de erlerine ba l d r(91). Daha sonra yanl /hatay yenmek için ROC curve analiz; cTnI ve CKMB ile H- FABP nin tan sal do rulu unu kar la t rmak için yap ld . H-FABP nin AUC si, semptomlar n ba lang c ndan sonraki 0-6 saat içerisinde AKS lu grupta oldukça geni ti (H- FABP nin AUC si 0.967, CK-MB nin 0.713, cTnI n n 0.556). Bu sonuçlar 6 saat içinde myokardial hasar n tan s için H-FABP nin tan sal do rulu a sahip oldu unu göstermektedir.

semptomlann ba lang c ndan itibaren ilk 2 saat içinde H-FABP sensitivitesinin %89 oldu u bildirilmi tir. Bizim çal mam zda ise H-FABP nin 0-3 saatteki sensitivitesi %100, spesifitesi %75 olarak bulundu. Van der Lee ve ark.(61) yapt çal mada semptomlar n ba lang c ndan itibaren 0-6 saat içinde di er kardiyak belirleyicilerin sensitivitelerinin ise %64 dolaylar nda oldu u bildirilmi tir. Bizim çal mam zda ise, 0-3 saatte CK-MB nin sensitivitesini %81, spesifitesini %16, cTnI n n sensitivitesini %100, spesifitesini %20 olarak bulduk.

Çavu ve ark. (90) yapt bir çal mada 4. saatte H-FABP nin sensitivitesi %97.6, spesifitesi %88.5, CK-MB nin sensitivitesi %97.6, spesifitesi %88.5 ve troponin T nin sensitivitesi %100, spesifitesi %88.5 olarak bulundu. Bizim çal mam zda ise 3-6 saatte H- FABP nin sensitivitesini %97, spesifitesini %68, CK-MB için sensitivite %90, spesifite % 80 olarak bulunurken cTnI için sensitivite %75, spesifite %21 olarak bulduk.

Okamoto ve ark.n n (91) yapt klar çal mada, erken dönemde myokard infarktüsünün belirlenmesinde CK-MB nin H-FABP e göre daha az yararl bir belirleyici oldu u tesbit edilmi tir. Bizim çal mam zda da AKS un erken dönemde belirlenmesinde H-FABP CK- MB ye üstün olarak bulundu.

H-FABP nin tahlil sistemi konusunda; bu çal mada uygulanan sandwich ELISA n n 180 dakikal k bir analiz zaman na ihtiyac vard r ki bu acil durumlarda pratik olabilmek için yeterince uzun bir zamand r. K sa ölçüm zamanl bir teknik semptomlar n ba lang c ndan hemen sonra AMI potansiyeli olan hastalar n izlenmesi için çok daha de erli olacakt r.

Bir biyokimyasal marker olarak H-FABP nin faydal l t kal koroner arterin rekanalize oldu unu ara t rmada (83), enfarkt alan n tahmin etmede (84,92), kardiyak cerrahi s ras nda myokardial hasar hesaplamada (93) kullan lmal d r.

Sonuç olarak; biz, öncelikle semptomlar n ba lang c ndan hemen sonraki hiperakut fazda AKS lu hastalar n periferal kanlar nda H-FABP konsantrasyonunun tespit edilebilir oldu unu ve AKS tan s nda yararl olabilece ini gösterdik. H-FABP myokardial hasar için faydal bir biyokimyasal kardiyak marker olarak görünmektedir ve H-FABP nin tan nmas ve say sal de er olarak ortaya ç kar lmas hiperakut fazda AMI nün erken tan s için de erli olacakt r. H-FABP n geleneksel kardiyak markerlere iyi bir alternatif oldu u daha yüksek tan sal do rulu u sayesinde gösterilmi tir.

Benzer Belgeler