• Sonuç bulunamadı

Kıvırcık yapraklı salatalarda bitkilerin kısa veya uzun günde vegetatif ya da generatif gelişme göstermeleri bir çeşit özelliği olup genetik kontrol altındadır. Gün uzunluğuna hassas bazı çeşitlerin uzun günde vegetatif gelişmelerini durdurup generatif gelişmeye geçtikleri ve çiçeklendikleri, benzer etkilerin az da olsa yüksek sıcaklıklarda gelişen kıvırcık yapraklı salatalarda da görüldüğü birçok araştırıcı tarafından belirtilmektedir. Uzun gün veya yüksek sıcaklıkların tek başına ya da birlikte çiçeklenmeyi teşvik etmesinin genetik bir özellik olduğu da araştırıcılar tarafından ifade edilmektedir (Ryder, 1986; Ryder, 1988; Silva ve ark., 1999; Wiebe ve King, 1985; Robinson ve ark., 1983; Waycot, 1995). Bizim çalışmamızda da denemede kullanılan 5 kıvırcık yapraklı salata çeşidinden 4 tanesi vegetatif gelişmesini sürdürmüş, ancak Novita çeşidi bütün ekim zamanlarında dikimden yaklaşık 25-30 gün sonra pazarlanabilir kalitede baş oluşturmadan generatif gelişmeye geçmiştir. Bu çeşidin genetik yapısından kaynaklanan hassaslık nedeniyle uzun gün ve yüksek sıcaklığın etkisiyle çiçeklendikleri düşünülmekte olup, yukarıda belirtilen literatür bildirişleriyle deneme sonuçları paralellik göstermiştir.

Tohum ekiminden hasada kadar geçen süreler literatürde çeşit, ekoloji, yetiştirme şekli ve zamanına göre farklılıklar göstermektedir. Bu sürenin Thompson and Kelly, (1957)‟e göre 70-150 gün, Karataş ve ark., (1995)‟a göre 106-124 gün arasında değiştiği belirtilmektedir. Bizim çalışmamızda bu süre 87-105 gün arasında değişmiş olup, literatür çalışmaları ile paralellik göstermiştir. Çeşit, yetiştirme tekniği, ekim zamanı ve ekoloji farklılıklarına bağlı olarak oluşan farklılıklar normal sonuçlardır.

Sivas ili Ulaş ilçesinde organik yetiştiriciliğe uygun toprak koşullarında farklı çeşitlerle ve değişik ekim zamanlarında yürütülen çalışmada bitki ağırlığı, pazarlanabilir baş ağırlığı ve pazarlanabilir verim çeşitlere ve ekim zamanlarına göre farklılıklar gösterirken organik ve konvansiyonel yetiştiriciliğe bağlı olarak önemli bir fark oluşmamıştır. Kıvırcık yapraklı salatalarda bitki ağırlığı, pazarlanabilir baş ağırlığı ve pazarlanabilir verimin çeşitlere ve yetiştirme dönemlerine göre farklılıklar gösterdiği

birçok araştırıcı tarafından da ifade edilmektedir (Koudela and Petrikova, 2008; Gül ve ark., 2005). Polat ve ark., (2008) organik gübrelemede pazarlanabilir baş ağırlığının konvansiyonel gübrelemeye göre daha düşük olduğunu belirtmektedir. Bu çalışma organik gübrelemede baş ağırlığı daha düşük çıkmıştır. Ancak fark önemli bulunmamıştır. Xu ve ark., (2003) ise organik gübrelemenin konvansiyonel yetiştiriciliğe yakın sonuçlar verdiğini belirtmekte çalışmamızda ulaşılan sonuçları desteklemektedir.

Organik yetiştiriciliğin konvansiyonel yetiştiriciliğe göre pazarlanabilir ve ıskarta yaprak sayılarına etkisi olmamıştır. Ancak hem pazarlanabilir ve hem de ıskarta yaprak sayıları çeşitlere ve ekim zamanlarına göre farklılıklar oluşturmuştur. Çeşitler bakımından farkın oluşması çeşitlerin farklı gelişme kuvvetine sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. Ekim zamanlarına göre fark oluşması ise ekim zamanlarına bağlı olarak oluşan ekolojik farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Çalışmada çeşitler ve ekim zamanlarına göre bir fark oluşması beklenen bir durumdur. Literatürde de kıvırcık yapraklı salatalarda ıskarta ve pazarlanabilir yaprak sayılarının çeşitlere ve yetiştirme dönemlerine bağlı olarak önemli farklılıklar gösterdiği belirtilmektedir (Gül ve ark., 2005; Boroujarnia and Ansari, 2007).

Yetiştirme şekli, ekim zamanları ve çeşitlere bağlı olarak bitki boylarında önemli farklılıklar oluşmuştur. Denemede baş çapı ise ekim zamanı ve çeşitlere göre farklılıklar oluştururken, organik ve konvansiyonel gübrelemelere bağlı olarak fark oluşmamıştır. Pavlou ve ark., (2006) kıvırcık yapraklı salatalarda organik ve konvansiyonel yetiştiriciliğe bağlı olarak bitki boyu ve baş çapında önemli bir farklılığın oluşmadığını belirtmektedirler. Bizim çalışmamızda da organik ve konvansiyonel yetiştiricilik arasındaki baş çapı farklılığı önemsiz çıkmış, bitki boyu bakımından oluşan fark ise P≤0,05 düzeyinde önemli bulunmuştur. Dolayısıyla denememizde ulaşılan sonuçlar literatür ile paralellik göstermektedir.

Polat ve ark., (2008), kıvırcık yapraklı salatalarda pH miktarının organik yetiştiricilikte 6,10-6,61, konvansiyonel yetiştiricilikte ise 6,09-6,39 arasında değiştiğini ve organik yetiştiricilikle pH değerinin daha yüksek olduğunu belirtmektedirler. Bizim

çalışmamızda pH değerleri ekim zamanlarına bağlı olarak farklılıklar göstermiştir. Çeşitlere ve yetiştirme tekniğine bağlı olarak pH değerleri farklılıklar göstermemiştir. Çalışmada SÇKM ve C vitamini değerleri bakımından organik ve konvansiyonel yetiştiricilik arasında fark oluşmamış ancak C vitamini değerleri çeşitlere göre farklılık göstermiştir. Kıvırcık yapraklı salatalarda C vitamin miktarının 19-23 mg/100 gr arasında değiştiğini belirten Premuzic ve ark., (2003), C vitamininin çeşitlere ve yetiştirme şartlarına bağlı olarak farklılıklar gösterdiğini savunmaktadırlar. Xu ve ark.,(2003)‟da organik yetiştiricilikte C vitaminin daha yüksek olduğunu belirtmektedirler. Aynı şekilde Koudela ve Petrikova, (2008) kıvırcık yapraklı salatalarda C vitamininin yetiştirme dönemlerine ve çeşitlere göre bağlı olarak 11,0- 30,2 mg/100 gr arasında değiştiğini belirtmektedir. Yaptığımız denemelerimizde aldığımız sonuçlara göre elde edilen C vitamini içerikleri literatür bildirilişleri ile uyum göstermektedir. Polat ve ark., (2008), bu benzer sonuçları desteklemektedirler. Denemede Organik yetiştiricilikte Funly çeşidi hariç, diğer çeşitlerin tümünün C vitamin değerleri daha yüksek çıkması ve konvansiyonel yetiştirme tekniğine göre farkın önemli bulunması C vitaminin birinci derecede genetik özellik olmasının yanında beslenme koşullarından etkilenmesinden kaynaklanmaktadır. Bununla beraber denemede ekim zamanlarının kıvırcık yapraklı salatalarda C vitamininin çeşitlere göre farklılıklar gösterebildiğini belirtmektedirler. Denemede SÇKM miktarları sadece ekim zamanlarına göre farklılık göstermiştir. Bu durumun yetiştiriciliğin yapıldığı dönemdeki ekolojik faktörlerin kuru madde birikimini etkilemesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Literatürde SÇKM, C vitamini ve titrasyon asitliğinin uygulamalara bağlı olarak farklılıklar gösterebildiği savunulmaktadır. Bununla beraber bu farklılıkların önemli olmadığını belirten araştırıcılar da vardır (Xu ve ark., 2003; Koudela ve Petrikova, 2008; Chang ve ark., 2007; Polat ve ark., 2008). Kalite özellikleri birinci derecede genetik kontrol altındadır. Bununla beraber yetiştiriciliğin yapıldığı ekolojik faktörler de bu özellikler üzerine etkili olabilmektedir.

Benzer Belgeler