• Sonuç bulunamadı

Sportif oyunlarda vücut yapısı ve vücudun fonksiyonları arasındaki iliĢki, vücudun yapısı, performansın değerlendirilmesinde geniĢ yer tutar. Bundan dolayı vücut yağ oranının belirlenmesi gerekmektedir [49].

Bu çalıĢmada, vücut yağ yüzdesi ölçüm puanları ile diğer fiziksel ölçüm puanlarına (durarak uzun atlama, dikey sıçrama, anaerobik güç ve dinamik denge) iliĢkin anova sonuçlarında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıĢtır. Beden kitle indeksi ölçüm puanları ile fiziksel ölçüm puanlarına iliĢkin anova sonuçlarında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıĢtır. Yağsız kütle ölçüm puanları ile diğer fiziksel ölçüm puanlarına iliĢkin anova sonuçlarında anlamı bir farklılığa rastlanmamıĢtır.

ÇalıĢmada; vücut yağ yüzdesi ölçüm puan ortalamaları ile dinamik denge ölçüm puan ortalamalarına bakıldığında, vücut yağ yüzdesi yüksek olan sporcuların dinamik denge ölçüm puanlarının, vücut yağ yüzdesi normal ve düĢük olanlara göre daha düĢük olduğu anlaĢılmaktadır. Bundan yola çıkarak vücuttaki yağ dokularının fazla oluĢunun dengede kalma süresini etkilediği düĢünülmektedir.

BektaĢ ve arkadaĢlarının yapmıĢ olduğu bir çalıĢmaya paralel olarak bu çalıĢmaya katılan sporcular Yıldız-Genç kategorisinde yarıĢan bayan sporculardır. Bu sporcuların ortalama yaĢ dönemleri çocukluktan yetiĢkinliğe geçiĢ dönemidir. Vücutta birçok değiĢimin gözlendiği bu dönemde, vücudun eriĢkin halde alacağı yapı Ģekillenmeye baĢlar. Bu nedenle vücudun fizyolojik ve morfolojik yapısında hızlı bir değiĢim gözlenir. Vücuttaki yağ miktarı, bu dönemin hemen öncesinde azalma eğilimi gösterirken, dönemin baĢlaması ile hızlı bir artıĢ temposu yakalar [58]. Bu çalıĢmadaki sporcuların %50’ sinin vücut yağ yüzdesinin yüksek olmasının nedeninin, sporcuların içinde bulunduğu ortalama yaĢ dönemindeki hızlı fizyolojik ve morfolojik değiĢim olduğu düĢünülmektedir.

Yapılan çalıĢmalarda denge performans ölçümlerinin yorumlanmasında açıkça ortaya çıkan bir konu, son derece karmaĢık nedenlerin dengeyi etkilemesidir. Yani bu konudaki araĢtırma testleri kiĢisel denge yetenekleri ile sınırlanmıĢtır. Genel geçer tekrarlanan bilimsel sonuçlar elde etmek zordur. Denge yeteneğinin kiĢiden kiĢiye değiĢiklik göstermesi ve denge ölçümlerinin belirli bir periyotta tekrarlanması sonucunda öğrenme

faktörü de denge yeteneğinin ölçülmesinin objektiflik durumu etkiler. Denge yeteneğinde öğrenme faktörünün etkisi yapılan bir çok çalıĢmada kendini göstermiĢtir [7-8]. Bu çalıĢmada da sporcuların antrenman sonrası yapılan dinamik denge ölçüm puanlarının, antrenman öncesi ölçüm puanlarından yüksek olduğu görülmüĢtür. Bunun nedeni olarak ise, tekrarlanan denge ölçümlerinin öğrenilmesinin sonucu etkilemesi düĢünülmektedir. Yapılan çalıĢmalarda, boksörlerin müsabaka süresince ayaklarla yaptıkları dansın baĢarı oranlarını olumlu yönde etkilediği ve daha az darbe alarak sakatlanma risklerini azalttığı görülmüĢtür. Rakiple karĢılıklı mücadele halinde iken ayaklarla dans esnasında alınan darbeden sonra vücut pozisyonun korunması ve karĢı atak yapılabilmesi ve etkili yumruklar karĢısında sakatlanma riskinin en aza indirilebilmesi için denge yeteneğinin üst düzeylerde olması gerektiği düĢünülmektedir.

Uçar’ın yapmıĢ olduğu çalıĢmada ayak dansının müsabaka sonucuna etkisi aranmıĢtır. Boksörlerin müsabaka esnasında ayakta yaptıkları dansa, vurdukları ve yedikleri yumruklara bakılmıĢtır. Müsabakalar esnasında hiç etkili yumruk almayan 154 sporcudan %64,3 ünün ayaklarda dans ettiği %35,7 sinin ayaklarda dans etmediği görülmüĢtür. Dört etkili yumruk alan sporculardan %0’ını ayakta dans eden sporcular, %100’ünü ayakta dans etmeyen sporcuların oluĢturduğu görülmektedir [59].

Vücut yağ yüzdesi ile durarak uzun atlama ve dikey sıçrama ölçüm puan ortalamaları incelendiğinde vücut yağ yüzdesi düĢük olan sporcuların, durarak uzun atlama ve dikey sıçrama ölçüm puan ortalamalarının, vücut yağ yüzdesi yüksek olan sporculara göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Bundan yola çıkarak vücut yağ yüzdesinin yüksek oluĢunun performansı olumsuz yönde etkileyebileceği düĢünülmektedir. Literatüre bakıldığında yağ dokularının fazla olmasının performansı olumsuz yönde etkilediğine dair çalıĢmalar bulunmakta ve bu çalıĢmanın sonuçları ile paralellik göstermektedir.

Aslan ve arkadaĢları yapmıĢ oldukları bir çalıĢmada, “aerobik ve anaerobik çalıĢmayı kapsayan bütün spor branĢları için vücuttaki yağlı dokuların fazlalığı, yağsız kas kütlesinin azlığı performansı olumsuz etkileyen bir durum olsa da bu çalıĢmanın sonucunda vücut yağ oranı ile sırt kuvveti arasında aynı yönlü bir iliĢkinin çıkması “kütle ile kuvvet doğru orantılıdır” tespitini akla getirmektedir” sonucuna varmıĢlardır [60].

Vücut yağ yüzdesi ölçüm puanları ile beden kütle indeksi ölçüm puanlarına iliĢkin anova sonuçlarında, vücut yağ yüzdesi düĢük olanlar ile normal ve yüksek olanlar arasında anlamlı farklılığa rastlanmıĢtır. Vücut kompozisyonunun performans üzerine olan etkisi bilinmektedir. Vücuttaki yağ dokularının fazla oluĢunun, vücut kompozisyonunu ve buna bağlı olarak performansı etkilediği düĢünülmektedir.

Beden kütle indeksi ölçüm puanları ile dinamik denge, durarak uzun atlama, anaerobik güç ve dikey sıçrama ölçüm puanlarına iliĢkin anova sonuçlarında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıĢtır. Bununla birlikte beden kütle indeksi düĢük olan sporcuların anaerobik güç, durarak uzun atlama ve dikey sıçrama ölçüm puan ortalamalarının, orta ve yüksek olanlara göre daha iyi olduğu görülmektedir.

Literatürdeki çalıĢmalara benzerlik gösteren bu çalıĢmadaki beden kütle indeksi puan ortalamalarının diğer fiziksel özelliklerin puan ortalamalarıyla olan iliĢkilerine bakıldığında beklenilen istatistiksel anlamlı farklılık olmamasına karĢın, puan ortalamalarına bakıldığında beden kütle indeksinin yüksek oluĢunun fiziksel performansı olumsuz etkilediği düĢünülmektedir.

Açıkada ve arkadaĢları da yaptıkları bir çalıĢmada vücut yağ yüzdesi ve kas kitle ile çeviklik arasındaki iliĢkilerin beklendiği kadar yüksek olmadığını saptamıĢlardır [61]. Yağsız kütle ölçüm puanları ile dinamik denge ölçüm puanlarına iliĢkin anova sonuçlarına bakıldığında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıĢtır. Yağsız kütle oranı normal ve yüksek olan sporcuların dinamik denge genel ortalama puanlarına bakıldığında düĢük olanlara göre daha iyi olduğu görülmektedir.

Yağsız kütle ölçüm puanları ile anaerobik güç, durarak uzun atlama ve dikey sıçrama ölçüm puanlarına iliĢkin anova sonuçlarına bakıldığında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıĢtır. Puan ortalamalarında vücut yağsız kütlesi yüksek olan sporcuların düĢük ve normal olanlara göre durarak uzun atlama ve dikey sıçrama ölçüm puanı ortalamalarının daha yüksek olduğu, anaerobik güç ölçüm puanı ortalamalarında ise birbirlerine yakın değerlerde seyrettikleri gözlenmiĢtir. Anaerobik güç değerlerinde beklenen sonuca rastlanamazken dikey sıçrama ve durarak uzun atlama ölçüm puan ortalamalarındaki

durum, Açıkada ve arkadaĢlarının varmıĢ olduğu “kütle ile kuvvet doğru orantılıdır.” tespiti ile örtüĢmektedir.[61]

Yağsız kütle ölçüm puanları ile beden kütle indeksi ölçüm puanlarına iliĢkin anova sonuçlarında anlamlı farklılığa rastlanmamıĢtır. Yağsız kütle ölçüm puanları ile vücut yağ yüzdesi ölçüm puanlarına iliĢkin anova sonuçlarında anlamlı farklılığa rastlanmıĢtır.

Bodur ve Uğuz, 11-15 yaĢ çocuklarda vücut yağ yüzdesinin beden kütle indeksi ve biyoelektriksel impedans analizi ile değerlendirilmesi üzerine yaptıkları çalıĢmada, vücut yağ yüzdesi ve beden kitle indeksi arasında kuvvetli pozitif iliĢkiye rastlamıĢlardır [64]. Gökdemir ve arkadaĢları 30 erkek üniversite öğrencisine yönelik uyguladıkları sekiz haftalık antrenmanlar sonucunda vücut yağ yüzdesinde azalmalar kaydetmiĢlerdir [62]. Demir, sekiz haftalık süreyle haftada üç gün olarak uyguladığı dayanıklılık antrenmanlarının vücut yağ yüzdesinde azalmaya sebep olduğunu kaydetmiĢtir [63].

Benzer Belgeler