• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM V: SONUÇ

5.2. TartıĢma

Eğitim sürecinin bir dizge olarak iĢlediğini ortaya koyan ve bu yaklaĢım doğrultusunda ele alınması gerekliliğini savunan çeĢitli görüĢler ilgili literatür bölümünde verilmiĢti (Oğuzkan, 1977; Doğan, 1982; Alkan, 1987; ġahinkesen, 1990; Sönmez, 1994; Saraç 2003; ÖzerbaĢ, 2005).

Dizge yaklaĢımıyla eğitimi gerçekleĢtirmenin, eğitim sistemi içerisinde yer alan ilgililere kolaylık sağladığı ve hedeflere büyük ölçüde ulaĢılmasında yardımcı olduğu düĢünülmektedir. Dersi iĢlemede öğretmene getirdiği kolaylık yanında, dönütler sayesinde dizgenin tekrar gözden geçirilerek gerekli iyileĢtirmelerin yapılmasını, böylelikle sistemin çıktıları olan öğrencilerdeki istendik davranıĢ değiĢikliklerinin büyük oranda gerçekleĢmesini sağlamaktadır.

Eğitim sisteminin çıktılarının niteliği, öğretmenin eğitim sisteminin tüm öğelerini iyi bilmesine ve bunun sonucunda öğretme-öğrenme ortamlarını iyi düzenlemesine bağlıdır. Çünkü öğretmen, eğitim durumları içerisinde kullanacağı en uygun stratejileri belirlemek ve uygulamak durumundadır. Bu stratejilerin amaca ulaĢmadaki etkisini ise ölçme ve değerlendirme sonucu çıktılardan alır. Böylece gerekli düzenlemelerin ve iyileĢtirmelerin yapılması sağlanır.

Eğitim sürecinin baĢarısı, öğretim sürecinin nitelikli bir Ģekilde planlanması ile büyük ölçüde iliĢkilidir. Dizgeli öğretimin bu noktada getirdiği önemli kazanç ise öğretim sürecinin basamaklarındaki her türlü detayı ortaya koyarak belirlemesidir.

Günümüz eğitim anlayıĢının temelinde öğrenci merkezli eğitim bulunmaktadır ve öğretmen yol gösterici konumundadır. Bu anlayıĢ doğrultusunda, dizgeli (programlandırılmıĢ) eğitim (öğretim) yaklaĢımının temelinde de bilginin öğrenci tarafından bulunup çıkarılması, anlamlandırılması, kullanılması ve yeniden yaratılması bulunmaktadır (Sönmez, 2004, s.69).

Eğitimin değiĢik alanlarına yönelik olarak yapılan birçok araĢtırmada farklı öğretim yöntemleri denenmiĢ, eğitim sisteminin çıktısı olan öğrencilerin öğrenme düzeylerinin arttırılmasına yönelik olarak çalıĢmalar yapılmıĢtır.

Yapılan literatür taramasında, dizgeli öğretimin viyolonsel eğitiminde denendiği bir çalıĢmaya rastlanmamıĢtır. Bununla birlikte, müzik eğitimi içerisinde baĢka çalgıların öğretimine yönelik ve eğitimin baĢka alanlarında dizgeli öğretim ile ilgili çalıĢmalar bulunmaktadır.

Bu araĢtırmada, dizgeli öğretim modelinin GSSL’nde yürütülen viyolonsel eğitimi dersi kapsamında, öğrencilerin biliĢsel ve deviniĢsel alana yönelik akademik baĢarıları üzerindeki etkisi incelenmiĢtir. Buna göre, araĢtırmacı tarafından dizgeli eğitim yaklaĢımı doğrultusunda yapılandırılan viyolonsel eğitimi derslerinin, öğrencilerin bilgi ve performans düzeylerini attırmada etkili olduğu görülmüĢtür.

AraĢtırmanın birinci alt problemi doğrultusunda, deney ve kontrol gruplarının viyolonsel eğitimi dersindeki biliĢsel öğrenme düzeylerinin belirlenmesine yönelik olarak uygulanan biliĢsel alan değerlendirme testinden alınan puanlar üzerinde istatistiki analizler yapılmıĢtır. Buna göre, uygulama öncesinde grupların bilgi düzeyleri arasında istatistiksel olarak fark olmamasına karĢın, uygulama sonrasında deney grubunun lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüĢtür. Böylelikle, dizgeli öğretim modeli ile yürütülen viyolonsel eğitimi derslerinin, düz anlatım yolu ile sürdürülen viyolonsel eğitimi derslerine göre, öğrencilerin biliĢsel alana yönelik bilgi düzeylerinin arttırılmasında daha etkili olduğu belirlenmiĢtir.

Deney grubundaki öğrencilerin biliĢsel alana yönelik bilgi düzeylerindeki artıĢ nedeniyle, dizgeli öğretim uygulamasının, müzik alanı ve viyolonsel çalma ile ilgili bazı terim ve kavramların daha anlamlı biçimde öğrenilmesine yardımcı olduğu söylenebilir. Dizgeli öğretimin denendiği baĢka araĢtırmalarda da öğrencilerin biliĢsel alana yönelik öğrenme düzeyleri araĢtırılmıĢtır. Buna göre, öğrencilerin biliĢsel alana yönelik akademik baĢarılarının arttırılmasında dizgeli eğitim modeline göre yapılandırılan öğretimin etkililiğinin ölçülmesine yönelik olarak yapılmıĢ çalıĢmalar, dizgeli öğretim

ile ilgili yapılmıĢ araĢtırmalar bölümünde verilmiĢ ve araĢtırmalardan elde edilen sonuçlar belirtilmiĢtir.

AraĢtırmanın ikinci alt problemi doğrultusunda, deney ve kontrol gruplarının viyolonsel eğitimi dersinde deviniĢsel alana yönelik viyolonsel çalma ile ilgili beceri düzeylerinin belirlenmesi amacıyla uygulanan performans değerlendirme testinden alınan puanlar üzerinde istatistiki analizler yapılmıĢtır. Buna göre, uygulama öncesinde grupların performans düzeyleri arasında istatistiksel olarak fark olmamasına karĢın, uygulama sonrasında deney grubunun lehine anlamlı bir fark olduğu görülmüĢtür. Böylelikle, dizgeli öğretim modeli ile yürütülen viyolonsel eğitimi derslerinin, düz anlatım yolu ile sürdürülen viyolonsel eğitimi derslerine göre, öğrencilerin deviniĢsel alana yönelik viyolonsel çalma ile ilgili beceri düzeylerinin arttırılmasında daha etkili olduğu belirlenmiĢtir.

Dizgeli öğretimin denendiği baĢka araĢtırmalarda da öğrencilerin deviniĢsel alana yönelik öğrenme düzeyleri araĢtırılmıĢtır. Buna göre, öğrencilerin deviniĢsel alana yönelik akademik baĢarılarının arttırılmasında dizgeli eğitim modeline göre yapılandırılan öğretimin etkililiğinin ölçülmesine yönelik olarak yapılmıĢ çalıĢmalar, dizgeli öğretim ile ilgili yapılmıĢ araĢtırmalar bölümünde verilmiĢ ve araĢtırmalardan elde edilen sonuçlar belirtilmiĢtir.

Tekrar hatırlatmak gerekir ki; müzik ve çalgı eğitimi biliĢsel, duyuĢsal ve deviniĢsel davranıĢların bir bütün olarak ele alınarak beceriye dönüĢtürülen bir eğitim alanıdır. Bu nedenle, araĢtırmanın birinci alt problemi ve ikinci alt problemi ile ilgili sonuçlarla da iliĢkilendirilme yapılacak olursa, öğrencilerin müzik ve çalgı eğitimindeki biliĢsel alana yönelik öğrenme düzeylerinin, çalgı çalmakla ilgili performans becerilerine de yansıdığı söylenebilir. Çünkü çalgı çalma ile ilgili psiko-motor davranıĢların geliĢtirilmesinde biliĢsel süreçlerin önemi ve birbirleri arasında doğru orantılı bir iliĢkinin bulunduğu, müzik eğitimcileri arasında kabul gören bir teori olarak görülmektedir.