• Sonuç bulunamadı

III. BÖLÜM

5. Rab Tarafından Verilen Nimetler

Yaşanan çağa adını veren demir madeni bu bölgede geniş alanlarda kullanılmaktaydı.

MÖ 9. yy’ın sonlarına doğru savaş aletlerinin yapımında başroldeydi. Bu dönem peygamberler tarihinde Hz. Davut zamanına denk gelir. Kur’an-ı Kerim’deki bazı ayetler de bunu destekler: “Andolsun ki Davud’a tarafımızdan bir üstünlük verdik, ‘Ey dağlar! onunla beraber tespih edin ve ey kuşlar siz de’ dedik ve ona demiri yumuşattık. ‘Bol bol zırh yap ve iyi bir şekil ver’ diye. ‘Siz de doğru dürüst çalışın, daha iyi işler yapın. Çünkü ben bütün yaptıklarınızı görüyorum.”568 “Yine biz ona savaşlarda kılıç darbelerinden korunmak içinkullandığınız zırhları yapmayı öğrettik. Ey müşrikler! (Bu şekilde size bir medeniyet lütfeden Allah’a) hala şükretmeyecek misiniz?”569

Mevdudi, Kur’an-ı Kerim’de de ifade edilen erimiş bakır madeninin ona sel gibi akıtıldığı -ki arkeolojik kazılar demir ve bakırı limanda kullandığını gösterir570- belirtilen ayetin571 de bu gemiler de kullanıldığını kaydeder.572

Önceki çağın egemen madeni tunçtur. Kitab-ı Mukaddes’te madenler ve ticaret uzun uzun anlatılır. (Yehova’nın Sur Kralı’na sözleri) “Her türlü malın çokluğundan ötürü Tarşiş senin tacirindi. Senin pazarlarına gümüş, demir, kalay ve kurşun verirlerdi. Yavan, Tabal (Anadolu’da bir Geç Hitit Beyliği), Meşek (Firig) senin tacirlerindiler, senin mallarını insan

567 Çelebi, Mukayeseli Dinler Açısından Yahudilik, s. 62.

568 Sebe’ 34/10–11.

569 Enbiya 21/80.

570 Besalel, Yahudî Tarihi, s. 47.

571 Sebe’ 34/12.

572 Mevdudî, Tefhimu’l Ku’an, III, s. 323.

canları ile ve tunç kaplarla değiş ederlerdi.”573 Ayrıca o dönemde tunç kazanlar Önasya dünyasındaki krallarca sevilen, saygın bir eşya olarak görülmekteydi. Tapınaklara hediye edilirdi ve soyluların vazgeçilmezlerindendi.

Bu çağın tarihsel gelişimini Kitab-ı Mukaddes’te daha çok görebilir ve inceleyebiliriz.

Tarihsel açıdan sıralama bazen araya giren konularla bozulsa da birçok ayrıntılı bilgiyi bulabiliriz. Bu durum bir yargıya varmaya çalışan kişinin işini zorlaştırır. Çünkü aranan ana konu, öneri ya da emir; başta, sonda, ortada veya yorumlayarak birkaç cümleden ibaret iken ayrıntılar sayfalar kaplayabiliyor. Kur’an-ı Kerim’in anlatımında ise diğer konularda olduğu gibi zaman, mekân ya da kişiler değil ileti ön plandadır. Zaman, mekân veya kişi sadece iletiye katkıda bulunuyorsa bildirilir.574

Her iki kitapta da anlatılanlardan yola çıkarak Hz. Süleyman’ın diğer hükümdarlardan da diğer peygamberlerden de oldukça farklı özelliklere sahip olduğunu söylemek mümkündür.

Kur’an-ı Kerim’de güçlü ve o zamana kadar görülmemiş bir özellik olan birçok canlıya ve rüzgârlara hükmedebilen kralı olarak gösterilir. Kitab-ı Mukaddes ve Yahudi kaynaklar onun devletinin büyük bir gemi ticareti içinde olduğunu söyler.575 Bu da mantıken paralellik göstergesidir.

Ayrıca o Kitab-ı Mukaddes’e göre peygamber değildir. Ancak diğer insanlarla bir de değildir. Bu büyük bilge yöneticinin insanüstü özellikleri de mevcuttur. Kitab-ı Mukaddes tek tek, şu büyük yetenekler ona bahşedilmişti, demez. Ona atfedilen güçler çıkarımdan ibarettir.

Örneğin “Ve Libnanda olan erz ağacından duvarda biten zufa otuna kadar ağaçlar hakkında söyledi, hayvanlar ve kuşlar ve sürünen şeyler ve balıklar hakkında da söyledi”576 ifadesinden yola çıkılarak onun evrenin karanlık güçleri üzerinde gücü olduğu ve görünmeyen varlıklarla irtibatta olduğu söylenmiştir. Görülmeyen varlıklara emredebildiği ve büyü bildiği Kitab-ı Mukaddes’te açıkça yazmaz. Bu inanç İsa zamanının başlarında yayılmış ve Orta Çağ’da geniş kitlelere ulaşmıştır.577

573 Hezekiel 27/12–13.

574 Karauğuz, Âdem’in Çocukları, s. 241.

575 Besalel, Yahudî Tarihi, s. 46.

576 I. Krallar 4/33.

577 Harman, “Süleyman”, XXXVIII, s. 58.

Hakkında söylenen çok sayıda uydurma olma ihtimali yüksek efsane vardır.

Kendisinin Arap ve Süryani yazılarının mucidi olduğunu ve Arapça birçok sihir kitabının müellifi olduğunu söylerler. İran etkisinde kalanlar ise Çemşid578 ile karşılaştırırlar.579 Ayrıca Yahudi kaynaklara göre Süleyman’ın birçok efsaneye de konu olan uçan halısı vardır. Bu sayede istediği yere hızla gidebilir. Bir insan, bir cin, bir hayvan ve bir kuş buyruklarını yerine getirmek için hep yanındadır. O kötü ruhları ve cinleri dizginler ve hatta onları insanları iyileştirmede istihdam eder. Ayrıca iyiyi ve kötüyü yönlendirebilen yüzüğü çok ilgi çeker.580 Anlatılanlara göre mühr-ü Süleyman onun sağ el işaret parmağındaydı. Bu onun saltanat işaretiydi. İnsanlara ve cinlere emir vermesi bu yüzüğün taşı olan mührün oynatılmasına bağlıydı.581 Bu yüzük ona atfedilen güçleri somutlaştırma çabası olarak açıklanabilir. Ayrıca İslami kültürdeki tefsirle eş değer olan midraşlar Kral Şelomo’nun kuşlar dâhil birçok hayvanın dilini bildiğini nakleder.582

Kur’an-ı Kerim ise Süleyman peygamberin farklı özelliklerinden biri olarak emrine rüzgârlar verildiğinden ve onun isteğine göre estiklerinden bahseder.583 Rüzgârın bereketli yerlere yine onun emriyle gittiği yazılıdır. Cinler de Allah’ın izni ile onun emrindedir.584 Ayet şöyledir: “Süleyman'ın emrine de, rüzgarı verdik. Sabah gidişi bir aylık, akşam dönüşü bir aylık yol kadardı. Erimiş bakır kaynağını da ona sel gibi akıttık ayrıca Rabbinin izniyle elini altında cinlerden de çalışanlar vardı. Onlardan her kim emrimizin dışına çıkarsa, ona ateş azabını tattırırdık.”585

Kur’an-ı Kerim’e göre kendisinin yetenekleri bununla da sınırlı değildir. O bazı hayvanları anlayabilmekte hatta onlarla konuşabilmektedir. Karıncaları duyup anlamakta586 ve kuşların da dilini bilmektedir.587 Ayrıca Neml Suresi’nde açıklandığı üzere bu hayvanlar Süleyman peygamberin ordusuna dâhildirler.588

578 MÖ yaşadığı tahmin edilen çok geniş topraklara hükmetmiş Fars imparatoru.

579 Cilacı, “Hz. Süleyman”, VII, s. 248.

580 Harman, “Süleyman”, XXXVIII, s. 58.

581 Araz, 28 Peygamber, s. 191.

582 Besalel, Yahudilik Ansiklopedisi, s. 670.

583 Sâd 38/36.

Kitab-ı Mukaddes ve Kur’an-ı Kerim’deki ifadeleri düşünecek olursak onun ne diğer hükümdarlara ne de diğer peygamberlere benzediği söylenebilir. Aslında Allah (cc) her peygamberlerine devrinin durumuna göre farklı, şaşılacak ve etkileyici birçok özellik vermiştir ama onun yeteneklerinin bir benzeri olmamıştır. Yahudi inancı, içeriği tam olarak örtüşmese de bu üstünlükleri onaylar. Aradaki fark ise İslam inancındakilerin Kur’an-ı Kerim ayetleriyle net, Yahudi inancındakilerin ise din adamlarının yorumlarıyla değişken olmasıdır.