• Sonuç bulunamadı

Şükreden Kul ve Hükümdar Hz. Süleyman

2. Hz. Süleyman’ a Bahşedilen Nimetler

2.5 Şükreden Kul ve Hükümdar Hz. Süleyman

Yeryüzündeki en güçlü ve dolayısıyla dünyevî olarak hiçbir şeye ihtiyacı kalmayan bir insanın hala dua ve şükürde bulunabilmesinin tek bir gerekçesi olabilir ki o da mutlak imandır. Kur’an-ı Kerim’de Allah (cc) hükümdar ve peygamber olan Hz. Davud ve Hz.

Süleyman’ın nasıl dünyanın her türlü nimeti ellerindeyken onun salih kulları olmayı istediklerini şöyle anlatır:

362 Beydavî, Envâru’t-Tenzîl ve Esrâru’t-Te’vîl, IV, s. 96.

363 Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, VI, s. 135.

364 Ece, Hz. Süleyman, s. 211.

365 Kahraman ve diğerleri, Kur’an Yolu Tükçe Meal ve Tefsir, IV, s. 189.

366 Kahraman ve diğerleri, Kur’an Yolu Tükçe Meal ve Tefsir, IV, s. 189.

َ ّٰ لِلَّ دْ م ح ْ لاَ لْا ق وَا مْ ل عَ نٰ مْ ي ل س وَ د وا دَا نْ ي تَٰ اَْ د ق ل و

şürederlerdi. / Süleyman karıncanın bu sözüne gülümsedi ve şöyle dua etti: ‘Rabbim bana ve ana babama verdiğin nimetlerden dolayı her zaman beni, sana şükretme ve senin hoşnut olacağın işleri yapma duygularıyla yaşat. Şefkat ve merhametinle beni iyi kullarının arasına dahil eyle.’ ”367 Bilgi nimetleri en değerlisi konumunda olduğu için Allah’ın her iki peygamberi (Davud-Süleyman) de kendilerine bahşedilen bu büyük nimet sayesinde diğer kullardan üstün tutulduklarını söylemişlerdir.368 Bu şükrediş onlara verilen derin ilmin işaretlerinden biridir.

Onlar başkalarına verilip de kendilerine verilmeyen bir mülke tamah etmediler. Burada âlimi teşvikte vardır. Âlime söylenmek istenen şudur ki o Allah’ın verdiğine şükretmeli, alçak gönüllü olmalı ve kendisinden daha çok bilenin hep var olabileceğini unutmamalıdır.369

Hz. Süleyman’ın burada isteği, beni öyle yap ki nimetin yanımda dursun ve benden ayrılmasındır. Şükür ederken ebeveynini de içine katmasının sebebi şükrü çoğaltmak ve genelleştirmektir. Şükrü tamamlamak ve nimetin devamı için iyi amelleri yapmayı istemektedir.370 Buradan nimetlere nankörlük etmemenin iyi amellerle bağdaştığını çıkarmak mümkündür.

Ayrıca duasından anlaşılana göre Hz. Süleyman salih kulların içine katılmanın, yapılan amellerle değil, ancak Allah’ın rahmeti ile olacağını söylemiş böylece kulun yaptığı

367 Neml 27/15, 19.

368 Kahraman ve diğerleri, Kur’an Yolu Tükçe Meal ve Tefsir, IV, s. 189.

369 Beydavî, Envâru’t-Tenzîl ve Esrâru’t-Te’vîl, IV, s. 96.

370 Beydavî, Envâru’t-Tenzîl ve Esrâru’t-Te’vîl, IV, s. 98.

ameller sebebiyle şımarmaması gerektiğini ortaya koymuştur.371 Burada salâh kelimesi kelimesinden maksat herhangi bir günahın lekesini taşımaksızın tam bir iyilikledir.372 O Allah’a böyle kavuşmayı arzulamaktadır.

Hadis-i Şerif’e göre bir gün Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdular: “Sizden birisini sadece amelleri cennete sokamaz.” “Durum sizin içinde aynı mı ya Rasûlallah?” “Evet, yüce Allah’ın beni kaplayan rahmeti olmadıkça, ben dahi, sadece amellerimin desteğiyle cennete giremeyeceğim”373

Süleyman (as)’a bu yüce davranışı yaptıran onun güçlü iradesidir. İrade dar zamanda zor olanı yapabilmektir. Gazali (ö. 505/1111) irade ve istek arasındaki çekişmeyi şöyle anlatır: “İrade aşırı isteklerin zıddınadır. Mesela hasta birinin acı bir ilacı içmeyi istemesi, arzu etmesi ve nefsinin çekmesi düşünülemez. Ancak burada hastalıktan dolayı çekilen ızdırabı dindirmek için bu acı ilaç, tercihen zevk ve lezzet vermesinden değil acılığına rağmen içilir. İşte Allah aklı ve aklın hükmü doğrultusunda azaları, duyguları, şehvetleri, öfkeleri, tahrik, teşvik edici olarak bu kuvveti yani iradeyi yaratmıştır. Yoksa yüzde yüz aklın hükmü zayi olup boşa çıkardı, lüzumsuz olurdu. İşte acılığa rağmen insana karar verdirip baskı yapıp teşvik ederek ilacı içiren şey iradedir.”374

İrade gücü kişiden kişiye değişir. Yaşadığı şartlar imanının kuvveti ve aklının sınırları iradesinin gücüne etki eder. Sadece düz bir mantıkla düşünecek olursak böylesine muhteşem bir hükümdarın kibirlenmesine sebep olacak birçok olağanüstü gücü olduğu aşikârdır. O halde duasının sebebini bu yönden okumak yerinde olur. Şükretmeyi istemesi ise yalnızca tam teslimiyetle açıklanabilir. Belki de bu sebepten doğu ve batının hükümdarları Allah’ın izni ile ona itaat etmişlerdir.375 Kur’an-ı Kerim’de geçen “Biz Dâvûd'a Süleyman'ı bahşettik.

Süleyman ne güzel bir kul idi! O hep Allah’a sığınır O’na yönelirdi.”376 ayeti de onun bu halini onaylar.

Bir rivayete göre Süleyman (as) şu sözleri söylemiştir:

“Biz yaşamanın, yumuşak olanını da sert olanını da denedik.

371 Taberi, Taberi Tefsiri, VI, s. 267.

372 Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, VI, s. 135.

373 Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, VI, s. 355.

374 Gazali, Kalbin Keşfi, ter. Mehmet Erol Kuloğlu, Tutku Yayınevi, Ankara, 2014, s. 31.

375 Ahmet Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, Türk Neşriyat Yurdu, İstanbul, 1962, s. 25.

376 Sâd 38/30.

Onlardan aşağı olanı yeterli bulduk.

İnsanlara verilmeyen şeyler, bize verildi.

İnsanlara verilmeyen ilimler bize verildi Fakat şu üç kelimeden:

Öfke ve sükûnet halinde halîmden,

Yoksulluk ve bolluk halinde tutumluluktan,

Gizlide ve açıklıkta, Allah korkusundan daha üstün bir şey bulamadık!

Ey oğulcuğum! Miskinlikle beraber günah işlemek, ne kadar kötüdür!

Hidayetten sonra delalete düşmek, ne kadar kötüdür!

Kişinin Rabbine ibadet edip dururken ibadeti bırakması ise bundan daha kötüdür!”377

M. Asım Kösal da kitabında yukardaki sözlerine yer verir ve Kendisinin hükümdarlığından vefatına kadar Yüce Allah’a olan saygısından başını semya kaldırmadığını ekler.378

Onu her fırsatta Allah’a yönelmeye sevk eden onun rızasını kaybetme korkusudur. Bir miktar zamanını Rabbi, onu denemeden geçirirde hata yaptığını sanar ve bağışlanmayı diler.

Zaten Allah’ın sevgi ve rızasına layık olamama endişesi takvanın bir boyutudur. Hz.

Süleyman’ın bu hali düşünüldüğünde Kur’an-ı Kerim’de güzel kul olarak addedilmesinin379 sebebi de anlaşılmaktadır. 380