• Sonuç bulunamadı

2. EGEMENLĠK KAVRAMI VE TARĠHSEL GELĠġĠMĠ

2.2. TÜRK VE ĠSLAM SĠYASĠ DÜġÜNCESĠNDE EGEMENLĠK

2.2.2. Geç Dönem Osmanlı Hukuk ve Siyasi DüĢüncesinde Egemenlik

2.2.2.2. Tanzimat Fermanı

3 Kasım 1839 tarihinde henüz padişahların şahsi ikametgahı olma özelliğini kaybetmemiş olan Topkapı Sarayı‟nın hasbahçesi olan Gülhane‟de okunduğu için “Gülhane Hatt-ı Hümayunu” olarak isim kazanan Osmanlı-Türk siyasi ve hukuki tarihinin bu önemli belgesi herşeyden önce hükümdardan gelen tek yanlı bir işlem olarak padişahın ağzından kaleme alınmış bir “ferman” niteliğindedir.141

Aslında “Tanzimat-ı Hayriyye” hazırlıklarına 1838‟de dış işleri bakanı olarak atanan Mustafa Reşid Paşa tarafından henüz Sultan II. Mahmud‟un sağlığında başlanmıştı. 1839 yazında dış işleri bakanlığı sıfatı da uhdesinde kalmak üzere büyükelçi olarak Londra‟ya atanan Paşa, burada İngiltere‟nin Osmanlı Devleti nezdindeki büyükelçisi Canning ile bu konuyu görüşerek ona fikrini sormuştu.142 Fermanın hazırlanmasında büyük rol oynayan Mustafa Reşid Paşa, 12 Ağustos 1839‟da İngiliz Dışişleri Bakanı Palmerston ile Paşa‟nın talebi üzerine yapılan görüşmede henüz yeni vefat etmiş olan Sultan II. Mahmud‟un baskısı üzerinde olmadan konuşabildiğini ve asıl meselenin Mısır‟daki Mehmet Ali Paşa değil, Osmanlı Devleti‟nin inkırazı olduğunu bunu önlemenin yolunun ise padişahın şahsi ve indi hareketlerinden etkilenmeyen “değişmez esalara dayanan bir iç idare” olduğunu söylemişti. Paşa‟ya göre Osmanlı Devleti‟ndeki yıkımın sebebi “dayanılmaz bir istibdad” idi. İstibdad azaldıkça

140 a.g.m., s. 16. 141

Bülent Tanör, Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri, s. 85.

142 Enver Ziya Karal, “Gülhane Hatt-ı Hümayunu‟nda Batı‟nın Etkisi”, Tanzimat-Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu, haz. Halil İnalcık, Mehmet Seyitdanlıoğlu (Ankara: Phoenix Yayınları, 2006), s. 77-78.

47

hükûmete duyulan sevgi çoğalır ve halk bütün kalbiyle yeniliklere bağlanırdı.143

Bu ifadelerin bir kısmının çok yakın cümlelerle Tanzimat Fermanı‟na da girdiği görülmektedir.144

Esasen Paşa‟nın hareket noktası ile 19. yüzyıl başı Avrupası‟nın “liberal” düşünceleri ve hükümdarı sınırlayacak kurumları oluşturmayı hedefleyen “anayasacılık” hareketleri arasında paralellik mevcuttur.145

Bu ferman ile Batı‟dan esinlenilen bu yeni fikirlerin bazı unsurları dini bir çerçeve içinde Sultan Abdülmecid tarafından isdar edilmiştir.

Ferman her ne kadar Genç Sultan adına yazılsa da, metni kaleme alan ve okuyan Hariciye Nazırı Mustafa Reşid Paşa‟dır.146 Sultan II. Mahmud‟un ardılı ve oğlu olarak tahta geçen Sultan Abdülmecid, Yeniçeri Ocağı‟nı lağvederek devletin geleneksel dayanaklarından birini ortadan kaldıran ve yenilikçi teşebbüslerde bulunan babasının da takipçisi olmuştur. Bunda, Genç Padişah‟ın şahsi kanaatinden öte dönemin iç ve dış siyasi ortamının ve Saray çevresinde gruplaşan ve başını Hüsrev Paşa‟nın çektiği “gelenekçiler” denebilecek hizip ile Mustafa Reşid Paşa‟nın çektiği “yenilikçiler” denebilecek hizip arasındaki çekişmede ikinci gruptakileri ağır basması aranmalıdır.147

Ferman 3 Kasım 1839‟da Gülhane bahçesinde Mustafa Reşid Paşa tarafından Padişah, bakanlar, ulema, sivil ve askeri rical, gayrimüslim dini liderler, esnaf teşkilatı temsilcileri ve başkentteki yabancı elçilerin huzurunda okunduktan sonra148

dönemin resmi gazetesi Takvim-i Vekayi‟de yayımlanmış; bir hafta sonra da eyalet valileri ve sancak mütesellimlerine tebliğ edilerek askerlik ve vergi konularında kendilerine gelecek emirlerin beklenmesi, bunun haricinde fermandaki tüm esasların

143 Şerif Mardin, “Tanzimat Fermanı‟nın Manası-Yeni Bir İzah Denemesi”, Tanzimat-Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu, haz. Halil İnalcık, Mehmet Seyitdanlıoğlu (Ankara: Phoenix Yayınları, 2006) s. 93-94, (Frank Edgar Bailey, British Policy and the Turkish Reform Movement, Cambridge Harvard University Press, 1942‟den naklen)

144 “Tanzimat Fermanı,” http://www.muharrembalci.com/hukukdunyasi/belgeler/233.pdf [Erişim 22.07.2019].

145

Şerif Mardin, “Tanzimat Fermanı‟nın Manası - Yeni Bir İzah Denemesi”, s. 97. 146

Yavuz Abadan, “Osmanlı imparatorluğunda Anayasa Sistemine Geçiş Hareketleri”,

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.14, S.1 (Ankara, 1957), s.3-6.

http://dergiler.ankara.edu.tr/detail.php?id=38&sayi_id=334 [Erişim 23.07.2019].

147 Recai Galip Okandan, Amme Hukukumuzun Anahatları (İstanbul: İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, 1977), s. 66-67.

148 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, C.5, s.170.

Reşat Kaynar, Mustafa Reşid Paşa ve Tanzimat, 4. Bs. (Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2010) , s.174.

48

uygulanması, ayrıca fermanın sancak merkezlerinde halka okunması ve sonrasında kaza ve kasaba ahalisine bunun anlatılması emredilmiştir.149

Hatt-ı Hümayun esas olarak bozulan devlet düzenini yeniden tesis etmek için gerekli bazı ilkeleri içermektedir. Keyfilik yerine “kanun” ve “nizam” emniyetsizliğe karşı “güven”i öne almış ve bu amaçla “mal, can ve namus güvenliği”, “vergi adaleti”,“askere alınma şekli ve hizmet süresi” konularında prensipler getirmiş hatta bunların uygulanması için yabancı elçiler şahit tutulmuştur.150

Bununla da yetinilmemiş; Padişah bir fermanla tek yanlı olarak verdiği bu haklar için kendini manevi olarak bağlayacak şekilde Hırka-ı Şerif odasında “cem-i ulema ve vükela” huzurunda yemin edeceğini ve bunun onlar tarafından dahi yapılacağını buyurmuştur. Fermanın konuya ilişkin kısmı şu şekildedir:

“ ...İşbu kavânîn-i şer‟iyye mücerred dîn ü devlet ve mülk ü milleti ihyâ için vaz‟ olunacak olduğundan cânib-i hümâyûnumuzdan hilâfına hareket vukû bulmayacağına ahd ü mîsâk olunup Hırka-i Şerîfe Odası‟nda cemî-i ulemâ ve vükelâ hazır oldukları halde kasem-i billâh dahi olunarak ulemâ ve vükelâ dahi tahlîf olunacağından ona göre ulemâ ve vüzerâdan ve‟l- hâsıl her kim olur ise olsun kavânîn-i şer‟iyyeye muhâlif hareket edenlerin kabahat-ı sâbitelerine göre te‟dîbât-ı lâyıkalarının hiç rütbeye ve hatır ve gönüle bakılmayarak icrâsı zımnında mahsûsan cezâ kânunnâmesi dahi tanzîm ettirilsin…”151

mealen:

“…İşbu şer‟i kanunlar sadece, din ve devlet ve mülk ve milleti ihya için konulacak olduğundan tarafımızdan, hilafına hareket edilmeyeceğine söz verilip, Hırka-i Şerife odasında bütün ulema ve vekiller hazır oldukları halde, yemin dahi olunarak ulema ve vekiller dahi yemin ettirilip, ulema ve vezirlerden kim olursa olsun, şer‟i kanunlara muhalif hareket edenlerin kesinleşmiş kabahatlerine göre layık oldukları cezalandırmaya hiç rütbeye ve hatır ve gönüle bakılmayarak icrası için, ceza kanunnamesi dahi tanzim ettirilsin…”152

Tanzimat Fermanı‟nda kullanılan dil ve şekli şartlar bakımından dini vurgular ve şeriata olan bağlılık fermanın başından itibaren kendini gösterir ve en sonda bir dua ile son bulur. Yavuz Abadan‟a göre Topkapı Sarayı‟nda bulunan bir belge bu fermanın içeriğinin oluşturulması sırasında dine daha az vurgu yapıldığını

149

Halil İnalcık, “Tanzimatın Uygulanması ve Sosyal Tepkiler”, Tanzimat-Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu, haz. Halil İnalcık, Mehmet Seyitdanlıoğlu (Ankara: Phoenix Yayınları, 2006) s.109.

Bilal Eryılmaz, Tanzimat ve Yönetimde Modernleşme, 3.Bs. (İstanbul: İşaret Yayınları, 2010), s. 100.

150 Bilal Eryılmaz, a.g.e., s. 102-109.

Engelhardt, Tanzimat ve Türkiye, çev. Ali Reşad, Latin Alfabesine çev. Kamil Yeşil, 2. Bs. (İstanbul: Kaknüs Yayınları, 2017), s. 44.

151

“Tanzimat Fermanı,” http://www.muharrembalci.com/hukukdunyasi/belgeler/233.pdf [Erişim 22.07.2019].

152 “Tanzimat Fermanı,” http://www.muharrembalci.com/hukukdunyasi/belgeler/233.pdf [Erişim 22.07.2019].

49

gösterirken, kaleme alınmış son şeklinde bu hassasiyetin gösterilmesi ulema sınıfının ve toplumsal hassasiyetin gözetilmesi ile alakalı olmalıdır.153

Ferman, “devlet‟in ilk yıllarından itibaren Kuran hükümlerine ve şeriat kanunlarına tam olarak uyulurken, yüz elli senedir bu yoldan uzaklaşılması sebebiyle önceki kuvvet ve mamur olma halinin „zaaf ve fakra‟ dönüştüğü, oysa şeriat kanunlarını uygulamayan memleketlerin varlığını sürdüremeyeceği” gibi dini niteliği ağır basan ifadelerle başlamakta ve “emniyet-i can ve mahfuziyeti ırz ve namus ve mal ve tayin- i vergi ve askere almanın şekli ve süresi” esas konularında “kavanini cedide va‟z ve tesisinin lazım ve mühim görünmesi” sebebine dayalı olarak bu fermanın çıkarıldığından bahsetmektedir.154

Hukuki olarak ise bu ferman, tek taraflı bir belge olarak (charte, misak) kaldırılması veya değiştirilmesi özel bir usule tabi olmaksızın onu buyuran iradenin başka bir egemenlik tasarrufu ile mümkün olsa da, hükümlerine riayeti bizzat yemin ederek üstlenen ve bunun temin edileceğini vadeden hükümdarın bir buyruğu olarak, içerdiği prensipler kanun yapma mevkiinde olanları ve yöneticileri bağlamaktadır.155

Benzer Belgeler