• Sonuç bulunamadı

XIX. yüzyılda sosyal ve kültürel bir değiĢim içine giren Osmanlı Ġmparatorluğu'nda edebiyat alanında da büyük yeniliklerle karĢılaĢılır. Batılı anlamda roman ve tiyatronun Osmanlıya girmesi, bu yeniliklerin en önemlileridir. Ta'aşşuk-ı Tal'at ve Fitnat(ġemsettin Sami, 1288/1872) romanı, birçok kaynakta Türk edebiyatında Batılı anlamda romanın baĢlangıcı kabul edilir. Oysa 18. yüzyıl sonlarından baĢlayarak divan ve halk edebiyatından farklılaĢan ve romana yaklaĢan bir yazılı edebiyatın ilk örnekleriyle karĢılaĢılır369

.

Roman,“Romalılar tarzında” manasına gelen “Romanice” kelimesinden türetilmiĢtir. Eski Yunan edebiyatında sadece üç romancı olmakla birlikte bu romancıların bıraktığı eserler genellikle masalsı Ģeylerdir. Ortaçağda romancılık ise bugünkü roman anlayıĢımızdan uzak daha çok kahramanlık ya da aĢk destanları Ģeklinde kaleme alınmıĢtır. Ortaçağ Fransız romanına bakıldığında geneli aĢk, din ve kahramanlık konuları üzerine yazılmıĢtır. Fransız romancılığının II. devri ise 19.yüzyıla kadar devam ederek olgunlaĢmıĢ ve yaĢamı konu alan gerçek roman Ģekline dönüĢmüĢtür370

.

Türk romancılık tarihinde de böyle bir olgunlaĢma söz konusudur. Yüzyıllarca divan edebiyatında Leyla ile Mecnun, Yusuf ile Züleyha, Gül ile Bülbül, Hüsrev-ü Şirin gibi kalıplaĢmıĢ ġark-Ġslam temelli Ģiirsel bir romancılıksürdürülmüĢtür. Aynı durum eski Fransa’nın “Tristan et İseult”, “Roman de la Table Ronde”, “Roman de Renart” gibi klasik romanlarında görülmektedir. Yine kahramanlık romanları da her iki kültürde benzer Ģekildedir371

.Fakat Avrupa’da 17.yüzyıla kadar devam eden bu durum bizde Tanzimat dönemine yani 19.yüzyıla kadar devam etmiĢtir. Bu iki asırlık ertelenmenin ardından Tanzimat edebiyatına genel bir bakıĢ yaptığımızda Ģiir Ģeklindeki divan geleneğinden

367DaniĢmend, “Türk Tiyatrosunun Ġlk Piyesi”, s.75.

368DaniĢmend, “Türk Tiyatrosunun Ġlk Piyesi”, s.76.

369G. Gonca Gökalp, " Osmanlı Dönemi Türk Romanının BaĢlangıcında BeĢ Eser” Hacettepe Üniversitesi

Edebiyat Fakültesi Dergisi, Ankara 1999, Özel Sayı,s.185.

370Ġsmail Hâmi DaniĢmend, “Tanzimat’ın Ġlk Romanı I”, Cumhuriyet, 25 Kasım 1942, s.2.

90

Doğunun roman anlayıĢını bir kalemde terk edip, Batı romancılığına geçmek için gerekli olgunlaĢmaya zaman bırakılmamıĢtır. Tanzimat öncesi ve sonrası Türk romanını birbirine bağlayabilecek ve ikisi arasında vasıta oluĢturabilecek bir eser dahi yazılmamıĢtır372

.

Bizde klasik divan romancılığı ile Avrupa’nın taklidinden doğan Tanzimat romancılığı arasındaki bağlantıyı kuran tek roman 1874 yılında yayımlanmıĢ olan Ahmet Mithat Efendi’nin “Hasan Mellah” adlı eseridir ve Tanzimat’ın ilk romanı sayılmaktadır373

.Ancak ġemseddin Sami’ninTa'aşşuk-ı Tal'at ve Fitnat adlı eseri 1872’de basıldığı için ilk eser literatürde o kabul edilmiĢtir. Ġkinci eser Ahmet Mithat’ın HasanMellah‟ı (1874) ve üçüncü eser de Namık Kemal’in “İntibah” adlı eseri olmuĢtur. Ancak DaniĢmend’e göre bunların üçü de Tanzimat’ın ilk romanı ve romancısı değildir374

.

Tanzimat’ın ilk romancısı 1326 yılında ölen Hasan Tevfik Efendi’nin375

bahriye mektupçusu olmasının yanı sıra yazarlığı ve Ģairliğinin de olduğu bilinmektedir. Doğu dillerinden tercümeler de yapan Hasan Tevfik Efendi’nin üç eseri basılmıĢ olup bunlardan biri de Tanzimat’ın ilk romanı olan “Hayalât-ı Dil” adlı eseridir. DaniĢmend’e göre 78 sayfadan oluĢan bu eser küçük bir roman olarak değerlendirilebilir. Öyle ki aslında iki cilt olarak yazılan eserin ikinci cildi neĢredilmemiĢ olmasına rağmen ilk ciltte hiçbir eksiklik yoktur. DaniĢmend’e göre bu eser Divan devri ile Tanzimat devri nesirleri arasında bir geçiĢ aĢaması sayılabilir376

.

DaniĢmend, romanın içeriği ve üslubunu titizlikle inceleyerek ve Hayalât-ı Dil’in simgesel bir roman olduğunu belirtmektedir. Romanın baĢkahramanı Mürg-ü Dil (Gönül KuĢu) dir ve olaylar bu kahramanın etrafında Kamer Tâbadlı hayali Ģehirde geçmektedir377

. Eski romanların bütün anlatımı aĢka ve tasavvufa dayalı olsa da “Hayalât-ı Dil” Tanzimat devrinin siyasi ve idari meseleleriyle ilgilidir.378Divan devrinin klasik roman tekniğiyle kaleme alınan Hasan Tevfik Efendi’nin Hayalât-ı Dil adlı eseri sosyal, siyasi ve idari meselelere değinen Tanzimat’ın ilk romanıdır. Romanda memleket meseleleri iç ve dıĢ

372

DaniĢmend, “Tanzimat’ın Ġlk Romanı I”,s.2.

373 DaniĢmend, “Tanzimat’ın Ġlk Romanı I”,s.2.

374 DaniĢmend, “Tanzimat’ın Ġlk Romanı I”,s.2.

375

Batum köylerinin birinde doğmuĢ olan Hasan Tevfik Efendi Ġstanbul’sa eğitim gördükten sonra 1299’da Bahriye mektupçusu olmuĢtur. Bahriye nazırı Bozcaadalı Hasan PaĢa ile arasındaki anlaĢmazlıktan dolayı vilayet mektupçusu olarak Musul’a ve oradan da ĠĢkodraya gitmiĢtir ve 1326 yılında orada vefat etmiĢtir.

376 Ġsmail Hâmi DaniĢmend, “Tanzimat’ın Ġlk Romanı II”, Cumhuriyet, 3 Aralık 1942, s.2.

377 DaniĢmend, “Tanzimat’ın Ġlk Romanı II”,s.2.

91

meseleler olarak ikiye ayrılmıĢtır. Eser Tanzimat fermanından 29 yıl sonra Sultan Abdülaziz döneminde yayımlanmıĢtır379

.

Hasan Tevfik Efendi Divan roman tekniğiyle kaleme aldığı meselelerde dıĢ siyasette Osmanlı’nın iç iĢlerine müdahale için kullanılan Girit meselesinin Avrupalıların kapitülasyonlara istinaden ıslahat talepleriyle nasıl buhran haline getirildiğini yazmıĢtır. Ġç meselelere ise ahlaki bozulmalar, eğitim, vergi, askeri iĢler gibi baĢlıklar ile dikkat çekilmiĢtir380

.

Hasan Tevfik Efendi eserinde “Kamer Tâb” adını verdiği ideal Ģehirde oturan sevgilisini aramaya Mürg-i Dil adlı kahramanı gönderir. Bu kahramanın geçtiği sabır Ģehri “Şehr-i Şikip” Ġstanbul’dur ve bu Ģehirden geçerken hükumet meclisine davet edilerek hükumet reisi ona girit meselesiyle ilgili derdini anlatır. Mürg-i Dil’e çözüm bulması için yetkiler verilir ve o da bu yetkileri kabul etmek için beĢ Ģart ileri sürerek ve bir takım askeri tedbirler önerir381

.Bu beĢ Ģarttan ilk iki madde ve beĢinci madde Yunanistan’a yönelik olmakla birlikte üçüncü ve dördüncü maddeler Avrupa’ya yönelik kapitülasyonlar ile ilgilidir. Özellikle Avrupalıların Türkiye’de emlak sahibi olmasını yasaklar niteliktedir382

.

Hasan Tevfik Efendi’nin eserinde ele alınan bu askeri düzenlemelerden anlaĢılmaktadır ki “Hayalât-ı Dil” Tanzimat dönemi vatanperverlerinin önemli endiĢelerini yansıtmaktadır383. Öte yandan Hasan Tevfik Efendi romanında iç meseleler ile ilgili olarak idari bozukluklardan bahsetmiĢtir. Bu bozuklukların en belirgini ise dönemin padiĢahı Abdülaziz’in hakkında halk arasında keyfi hareketleri olduğuna yönelik söylentilerin dolaĢmasıdır. Hasan Tevfik Efendi romanda da bu padiĢahı satranç oynamaya meraklı, Ģımarık bir padiĢah figürü üzerinden yansıtmıĢtır. Romandaki Ģımarık padiĢah Sultan Abdülaziz’i simgelerken zeki ve bilgili veziri ise RuĢen Zamir de dönemin vezirlerinden Ali PaĢayı ya da Fuat PaĢa’yı yansıtmaktadır384

. Hasan Tevfik Efendi romanda Osmanlı’da bozulan ahlaki yapıya dikkat çekerek bilhassa sarayda baĢlayan ahlaki bozulma ile birlikte halkın padiĢahı taklidi ile oluĢan bozuk ahlaki yapıyı tenkit etmektedir385

. Bunun yanı sıra

379Ġsmail Hâmi DaniĢmend, “Tanzimat’ın Ġlk Romanı III”, Cumhuriyet, 9 Aralık 1942, s.2.

380DaniĢmend, “Tanzimat’ın Ġlk Romanı III”,s.2.

381DaniĢmend, “Tanzimat’ın Ġlk Romanı III”,s.2.

382DaniĢmend, “Tanzimat’ın Ġlk Romanı III”,s.2.

383DaniĢmend, “Tanzimat’ın Ġlk Romanı III”,s.2.

384Ġsmail Hâmi DaniĢmend, “Tanzimat’ın Ġlk Romanı IV”, Cumhuriyet, 17 Aralık 1942, s.2.

92

Hayalât-ı Dil’de halkın ağır vergiler altında yıllardır ezilmesi bir baĢka eleĢtiri konusunu oluĢturmaktadır386

.

DaniĢmend Tanzimat döneminde bu denli önemli iç ve dıĢ meselelere dikkat çekmiĢ yazarı Hasan Tevfik Efendi’yi hürmetle anarak onun milli kültür tarihimize karĢı görevini yerine getirmiĢ bir yazar olduğunu vurgulamaktadır387

.