• Sonuç bulunamadı

Çalışmanın mahiyetinin tam olarak anlaşılması için araştırmada kullanılan şu terimlerin tanımlanmasında yarar görülmüştür.

1.6. 1. Misyon

Misyon kelimesi Latince “missio” kelimesinden gelmektedir. Göndermek anlamına gelen “mittere” fiiline dayandırılan “mission” kelimesi Fransızcadan Türkçeye geçmiştir. Bu kavram, “özel görev, özel görevli kurul, dini görev ve yetki” anlamına geldiği gibi, aynı zamanda “Misyonerin, Hıristiyan olmayan ülkelerde bu dini yaymak için kurdukları teşkilata” verilen bir isim olarak ta kullanılmaktadır (Taşkın, 2007: 31).

Misyonerlik

1.6. 2. Misyoner

Misyoner, genellikle Hıristiyanlık dinini öğretmek ve yaymak için yabancı bir ülkeye gönderilen, kendisini bu işe adamış kimsedir. Misyonerler, hem kendi ülkelerinde hem de dış ülkelerde görev alabilen Hıristiyan inanışını vaaz etmek ve ayinleri yönetmek yetkisi ile donatılmış rahip, papaz vb. din adamı olarak da bilinmektedir.

1.6. 3. Misyonerlik

Misyonerlik, misyonerlerin yaptığı göreve verilen isimdir. Hıristiyan olmayan ülkelerde bu dini yaymak için yapılan çalışmaların tümü bu şekilde nitelendirilmektedir. Misyonerlik faaliyetlerinin başlangıcındaki amacı

Hıristiyan olmayan insanları, Hz. İsa’nın havarilerine “ Gidiniz, gerçeği (Kutsal Kitabı) onlara anlatınız” buyruğuna bağlı kalıp, Hıristiyanlığa davet etmek ve bu dini geniş kitlelere yaymaktı. Misyonerlik kelimesi zamanla sömürgecilik, “emperyalizm” ve “kapitalizm” kavramları ile iç içe kullanılarak farklı anlamlarla karşımıza çıkmıştır (Doğan, 2004: 55).

1.6.4. American Board of Commissioners for Foreign Missions (ABCFM, Amerikan Board)

Protestan misyonerlerin çalışmaları sonucu, Amerika Birleşik Devletleri’nin dış ülkelere yönelik misyonerlik faaliyetlerini yürütmek için kurulan bir örgüttür. 1810 yılında Boston’da kurulan bu örgüt kısaca ABCFM ya da Amerikan Board (American Board of Commisioners for Foreign Missions) olarak isimlendirilmiştir.

1.6.5. Misyon Bölgesi

Amerikan Board’un örgütlenmesinde ve yürüttüğü çalışmalarda temel idari bir birimdir. Çalışmalarda temel birim olarak ülke değil misyon alınmıştır. Misyon, eğitim çalışması başta olmak üzere tüm faaliyetlerle kapsanacak temel bölge olarak tanımlanmıştır.

1.6.6. İstasyon ve Uç-İstasyon

Amerikan Board’un misyonları yönetsel alt birimler olarak istasyonlara, istasyonlarda uç istasyonlara ayrılmıştır. Bir misyonerin idaresi altında olan ve genellikle şehirlerde kurulan organizasyonlar istasyon olarak tanımlanmıştır. Uç istasyonlar ise kasaba ve köylerde yerli Hıristiyan halktan birinin denetiminde idare edilen bir birimdir. Uç istasyonların karar alma ve uygulama yetkileri yoktur. Sadece bağlı oldukları misyon bölgeleri ve Amerikan Board tarafından alınan kararlara uymakla yükümlü tutulmuşlardır.

2. İLGİLİ ALANYAZIN 2.1. KURUMSAL ÇERÇEVE

Çalışmamıza ABD'deki misyoner hareketin nasıl geliştiği hakkında bilgi vererek başladık. Amerikan Board misyoner örgütünün oluşumuna değinerek bu örgütün Osmanlı-ABD ilişkisi çerçevesinde Anadolu topraklarında misyonerlik faaliyetine başlaması ile devam ettik. Amerikan Board misyonerlerinin Ermeniler üzerindeki faaliyetlerini artırma nedenlerine değinerek Ermeni toplumu odaklı misyon okulları, hastaneler, yetimhaneler gibi kurumların oluşumunu, Amerikan Board'un Anadolu'daki örgütlenmesi içinde inceledik.

Ermenileri, XIX. yüzyılın sonlarında isyana götüren süreçte Amerikan misyoner okullarının Ermeniler üzerindeki etkileri incelendi. Anadolu'da açılan Amerikan Konsoloslukların isyan sürecinde hem Ermenilere hem de misyon okullarına verdiği destek vurgulanarak ayrıca konsoloslukların Ermenilerin ABD'ye göçü konusundaki rolleri üzerinde de duruldu.

ABD'ye göç eden Ermenilerin, bu ülkede meydana getirdikleri organizasyonlarla Anadolu'daki Ermeni hareketine yardımları incelenerek, Ermenilerin bu yeni ülkede örgütlenmeleri konusunda misyonerlerin rolü araştırıldı.

Anadolu'da meydana gelen Ermeni isyanlarında Amerikan misyoner okullarının rolü örnekler verilerek açıklanmaya çalışıldı. İsyanlar süresince Osmanlı Devleti'nin aldığı önlemler vurgulandı.

Sultan II. Abdülhamit döneminde misyoner hareketlerin engellenmesi için yapılan çalışmalar incelenerek araştırmamız sonlandırıldı.

2.2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Son yıllarda konu ile ilgili özellikle yerli araştırmacıların ve akademisyenlerin yazmış olduğu eser sayısı gittikçe artmaktadır. Özellikle Osmanlı arşivlerinde Amerikan ve Osmanlı ilişkilerini içeren belgelerin gün yüzüne çıkartması ve bu tür belgelerin araştırmacıların hizmetine yayınlatılmış şekilde sunulması, konu ile ilgili araştırma yapanların derinlemesine çalışmalar üretmesine imkân vermiştir. Ayrıca, ABD’de Boston eyaletinde Amerikan Board örgütünün sahip olduğu arşivin de araştırmacılara açılması sonucu konuya farklı bir boyut katmıştır. İmkânı olan yerli araştırmacılar konularını incelerken bu olanaktan da günümüzde yararlanmaktadırlar.

Amerikan Board arşiv belgelerine dayanarak, bu alanda vazgeçilmez bir eseri vücuda getiren Uygur Kocabaşoğlu’nun “Kendi belgeleriyle Anadolu’daki Amerika” (İstanbul, 1989) isimli eseri, Amerikan Board’un Osmanlı topraklarında izlemiş olduğu örgütlenme yapısını anlatma yönünden önemlidir. Yine bu yönde bir diğer çalışma olan İdris YÜCEL’in “Kendi Belgeleri Işığında Amerikan Board’un Osmanlı Ülkesindeki Teşkilatlanması” (Kayseri, 2005), isimli Yüksek Lisans tezi kendi alanında önemli bir eserdir. Hans Lukas Kieser’in “Iskalanmış Barış, Doğu Vilayetlerinde Misyonerlik, Etnik Kimlik ve Devlet” (İletişim yay. 2005) isimli eseri çok kapsamlı bir araştırma ile bu alana damgasını vurmuştur. Eserde misyonların oluşumunu devletle, Ermenilerle ve imparatorluğun diğer

yabancı unsurları için yapılan misyon çalışmalarından bahsedilmekle birlikte, Amerikan Board’ın Lozan’dan sonra bürünmüş olduğu yapıya kadar incelemesiyle uzun soluklu bir içeriğe sahiptir.

Erdal Açıkses’in Türk Tarih Kurumu yayınlarından çıkan “Amerikalıların Harput’taki Misyonerlik Faaliyetleri” (Ankara, 2003) adlı çalışması, öncelikle konunun yerel olması kendine has özelliklerle donatılması eserin bu alanda çalışma yapacaklara hem yardımcı olması, hem de farklı görüşler getirmesi yönünden önemlidir. Bu eserde, misyonerlerin Harput gibi stratejik önemde bir yeri nasıl tespit edip, çağından ileri bir eğitim anlayışı ile hizmet ettiğini ve Ermeniler üzerindeki sonradan oluşan olumsuz etkilerinden bahsedilmektedir.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi kurumunun 2007 yılında yayınlatmış olduğu “Osmanlı Belgelerinde Ermeni Amerikan İlişkileri” konunun incelenmesinde yeni bir dönüm noktası oluşturmuş, ABD’nin meselenin neresinde olduğuna dair arşiv belgeleriyle destek sağlaması yönünden bu iki ciltlik eser gerçekten çok önemlidir.

3. YÖNTEM

3.1. ARAŞTIRMANIN MODELİ

Çalışmamızda, geçmişte ya da halen var olan bir durumu var olduğu şekliyle tanımlamayı amaçlayan araştırma yaklaşımı olan tarama modeli kullanılmıştır. Bu model çerçevesinde konu ile ilgili olaylar kendi koşulları içinde olduğu gibi tanımlanmaya çalışılmış ve çalışmanın amaçları genellikle soru cümleleri ile ifade edilmiştir. Tarama modelinin araştırma yaklaşımına uygun olarak konu hakkındaki bilgiler önceden tutulmuş yazılı belgelere

başvurarak yorumlanmıştır. Araştırma konusu ile ilgili yerli, yabancı Akademik ve tetkik eserler taranmış ve tarafsız bir şekilde yorumlanmıştır. 3.2. BİLGİ TOPLAMA KAYNAKLARI

Araştırma konusunu belirledikten sonra bu sahada yayınlanan eserlerin bir bibliyografya oluşturuldu. Bibliyografya meydana getirilirken öncelikle telif eserlerden yararlanıldı daha sonra üniversite dergileri taranarak ilgili makaleler incelendi, Yüksek Öğrenim Kurumunun tez katalogu tarandı. Elde edilen eserler hem bilgi birikimi için hem de araştırmamızda kullanmak için yorumlandı. Başbakanlık Osmanlı arşiv belgeleri yerinde tarandı, araştırmamızın sınırları içinde sınıflandırılarak yorumlandı, böylelikle çalışmamıza orijinallik katma açısından arşiv çalışmalarına önem verdik.

Günümüzde vazgeçilmez bir kaynak olan interneti de kullanarak, özellikle ulaşamadığımız yabancı kaynakların bir kısmına ulaşmayı başardık. Özellikle Amerika’da bir takım kütüphanelerin online katalog tarama izinli kitapların pdf formatında kullanıcıya sunulması ile Anadolu’da görev yapmış misyonerlerin yazmış oldukları kitapların bir kısmına ulaşmamızı sağladı.