• Sonuç bulunamadı

TABLOLAR LİSTESİ

4. Kayseri İli Güpgüpoğlu Konağı Etnografya Müzesi’nde yer alan örnekler, bu yörede yapılmış El sanatlarının genel özelliklerini taşımaktadır.

1.6. Tanımlar

Aba: Kaba ve kalın bir yünlü kumaştan yapılan esvab; potur, hırka, cepken, bilhassa paltoya da aba denir. ( Koçu, 1969: 7)

Antep İşi: Kumaştan tel çekilerek sayı ile yapılan bir iştir. (Gönül,1973: 16) Balık Sırtı: Sağ ve sola doğru ipliklerin verevine sarılması suretiyle yapılan kolay bir iştir. (Gönül, 1973: 20)

Başlık: Gelin başı süslemede kullanılan tacın adıdır. ( Koçu, 1969: 29) Bezeme: Sanat eserlerinin yüzeyini desen ve motiflerle süsleme. (Serçe, 2006)

Bindallı: Üzeri ya metal ya da metal bükümlü ipliklerle işlenmiş, ya kadife ya da atlastan yapılmış, değişik beden ve modelde gelin elbisesi, genellikle uzun kollu ve ayak bileğine kadar uzun dikilen bu elbiselerin belden kesiksiz ve etek, ceket türünde yapılan iki tipi vardır. Her iki türde de yakalı, yakasız modellerine rastlanmaktadır. (Barışta, 1999: 200)

Bohça: 73*73 cm. 75*70 cm. 114*100 cm. 140*140 cm vb. gibi değişik boyutlarda ya kare ya da kareye yakın dikdörtgen biçiminde olan keten, atlas, kadife, pamuklu vb. kumaşlar üzerine yapılan işlemelerle bezenmiş, eşyayı temiz bir biçimde saklamak ya da taşımak amacıyla yapılmış örtüler. Bohçaların özellikle nişan bohçası olarak hazırlanmalarının Türk sanatında önemli bir yeri vardır. (Barışta, 1999: 200)

Cepkenler: Kolları koltuk altından bileğe kadar yarık bir çeşit kısa ceket olan cepken, çuhadan yapılır, üzeri sırma ve kaytan işlemeli bir nevi erkek giyimidir. Halk giyimini teşkil eden bir takımın içinde en süslü parçalar cepkenlerdir. (Sürür,1976: 18) Zamanımızın ceketi yerine kullanılan uzun kollu bir

22

çeşit üstlük diye tanımlanan cebken yörelere göre “çetme”, “ “çiterli”, “sarka”, “gazeki”, “ceket”, “aba”, “libade”, “erkme”, “fermene” vb. gibi değişik isimlerde almaktadır. (Ergürbüş, 1995: 34)

Ciğerdeldi: Ciğerdeldi bir cins delik işidir. Ciğerdeldi keskisiyle delinen, bir noktanın çevresine yapılan fisto nakışı şeklinde, serbest stilde uygulanan bir iğnedir. (Barışta, 1999: 201)

Cüz Kesesi: Kur’anı ya duvar üzerine yüksek bir yere asmak ya muhafaza etmek ya da okumağa götürürken taşımak amacıyla yapılmış, bazen üzeri işlemelerle süslenmiş, üçgen bir kapak, torba biçiminde kese ve bu torbayı taşıyacak askı biçiminde bir saptan oluşan bir cins çanta. (Barışta, 1999: 202)

Çarşaf: Yatağa güzel bir görünüm kazandırmak ve kirlenmesinin önlemek amacıyla hazırlanmış, yatağın üstüne, yorganın altına serilen ve genellikle iki geniş kenarı işlemelerle süslenmiş büyük dikdörtgen örtü. (Barışta, 1999: 203)

Çevre: Kenarları kıvrılmış, oya ile yahut işleme nakışlarla süslenmiş yağlık, mendil, yazma ve sırmalı olmak üzere iki türlüsü vardır. Yazma çevre ve Sırmalı çevre denilir. Sırmalı çevrelere de yağlık adı verilir. ( Koçu, 1969: 71)

Çuha: Yün dokumalar, yünlü kumaştan yapılan esvab, aynı anlamda farsça “çuka” kelimesinden alınmıştır, eski metinlerin çoğunda çuka diye yazılır. Çuhadan kadınlara kışlık ferace kesilmiştir; fakat çuha asıl erkek esvaplarında kullanılmış, çuhadan cepken, fermene, yelek vs. yapılmıştır. ( Koçu, 1969: 82)

Dival İşi (Mıhlama- Maraş işi): Bir cins, yüzeysel sarma olan bu işin atma ve tutturma iğnelerinin bileşiminden oluşan, zengin bir repertuarı vardır. Genellikle ıhlamur ağacından yapılmış kalıpların üstüne işlenen bu iğnenin bazen ya kalın çuha ya da karton kalıpların üstüne işlenmiş örnekleri de vardır. (Barışta, 1999: 204)

23

Divan Örtüsü: Uzun dikdörtgen biçiminde üstü işlemelerle bezenmiş kadife vb. kumaşlarla yapılmış örtü, sedir örtüsü olarak ta bilinen bu örtünün bir etek ünitesi bir oturulacak yeri kapsayan ünitesi bulunmaktadır. Genellikle dikdörtgen yastıklara takım olarak işlenilen sedir örtülerinin köşe bağlantılarında geçiş yastıkları kullanılmıştır. (Barışta, 1999: 207)

Dokuma: Eğirme veya başka yollarla iplik haline sokulabilir her cins hammaddeden imal edilmiş olan, dokunan, örülen veya bu sistemlerin dışında sadece elyafı birbirlerine değişik metotlarla tutturarak, bir bütün meydana getirme yoluyla elde edilen her cins kumaş. (Larousse, cilt 3)

Entari: Koçu (1967), entariyi, basma, patiska ve benzeri kumaşlardan yapılan uzun, düz ve süssüz kadın giysisine entari adı verilmektedir, olarak tanımlamaktadır.

Etnografik eser: Halkın kullandığı her türlü eşya, maddi kültür varlıklarını ifade eder. (Karpuz; 2001: 77)

Etnoloji: Kültürlerin nasıl meydana geldiğini, nasıl geliştiğini, hangi kültür tipleri olduğunu araştırır. (Yener, 1960: 25)

Etnometodoloji: İnsanların, gündelik toplumsal etkileşimler sırasında başkalarının söylediklerine ya da yaptıklarına nasıl anlam kazandırdıklarının incelenmesi. (http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=etnometodoloji)

Fes: “Kuzey Afrika’nın batısında Fas şehrinde icat edilmiş kırmızı renkli bir baş kisvesidir; bütün Osmanlı memleketlerinde ve diğer bazı Müslüman memleketlerinde yayılmış, giyilmiştir”. ( Koçu, 1969: 113)

Gergef: İşlemede iki eli serbest bıraktığı ve işlenilecek parçayı kendi başına ya da başka bir kumaşa teyellenerek gerdirme olanağı sağlayan, dört ayak ve onları

24

birbirine bağlayan, parçanın büyüklüğüne göre üstündeki çiviler kanalı ile ayarlanabilen, iki dikdörtgen tahta parçasından oluşan araç. ( Barışta, 1997: 4)

Hasır İğne: sayılarak yapılan bir tür sarma iğnesidir. Belli sayılarla, sarılarak oluşturulan kare veya dikdörtgen formlarının kaydırılarak, birbiri üzerine yerleştirilmesi ile oluşturulur. (Barışta, 1999: 212)

Hesap İğnesi: Sayılarak yapılan ve kumaşın iki yüzünde aynı görüntüyü veren bu iğnede ya yatay ya dikey ya da diagonal hatlar üzerinde çalışılır. Üçgen ya da baklava biçiminde birimlerle motifi süslemede kullanılan, iğnenin temeli gözeme, (düz teğelti) nakışının birbiri üzerine geometrik bir düzen içinde yerleştirilmesine dayanmaktadır. (Barışta, 1999: 213)

İpek: İpek böceği kozalarından çözülerek elde edilen parlak, ince, yumuşak tellerden dokunan kumaş. (Barışta, 1999: 214)

İşleme: Herhangi bir dokuma veya deri üzerine iğne vasıtasıyla çeşitli cins ve renkteki iplikler (Babaoğlu: 1984), sim ve sırma kullanarak, düz veya kabarık olarak yapılan süslemelere “işleme” (nakış) denir. (Sain, 1987: 5)

Kanaviçe: aynı ismi taşıyan küçük kareli deliklerden mürekkep bir malzeme üzerine yapılacak örneğin sayılarak çıkartılmasıyla meydana getirilen bir iştir. (Gönül, 1973: 18)

Kasnak: bazen bir, bazen iç içe sıkıştırılmış iki daire biçiminde tahtadan oluşan, işlenilecek parçanın gerilmesine yarayan araç. (Barışta, 1997: 2)

Kemer: Elbiselerin beline takılan, ya fonksiyonel ya dekoratif amaçla hazırlanmış, işlemeli, uzun, dikdörtgen bant, bağ. (Barışta, 1999: 216)

Kese: Kese, içine çeşitli nesneler konan, değişik malzemelerden ve örgü türlerinden yapılan, ağzı büzgülü torbacık. Para kesesi, saat kesesi, mühür kesesi,

25

cüz kesesi, türün ve enfiye kesesi, tarak, kaşık kesesi vb. gibi içine konan nesnelere göre farklı adlar alır. ( Girgök, 1997: 1000)

Kırma tel iğnesi: Tel kırma işinde kullanılan, metal ipliğin geçebileceği büyük bir deliği olan, yassı metal iğne. (Barışta, 1997: 7)

Kıstı (boğmak): Aynı motifli metal parçalarının yan yana dizilmesinden oluşan ve boyuna sıkı bir biçimde yerleştirilerek takılan takılardır. . (Gerdan,2007,s.27)

Kordon: Birkaç ipliğin bir arada bükülmesi veya örülmesiyle meydana gelen bir cins yuvarlak kaytan şeklinde tanımlanmaktadır. (Kayadibi, 2001: 80)

Kordon tutturma: Süslenecek kumaşın üstüne çizilen desenin, çizgilerine serilen kordonun, gizli iğneyle tutturulmasıyla yapılan bir iğnedir. (Barışta, 1999: 217)

Kum iğnesi: Bazı kaynaklarda “ince iş” olarak geçen bu iğne, yan yana sıralanmış, gözeme dizilerinden oluşmaktadır. (Barışta, 1999: 217)

Kur’an Kabı: Kur’an muhafazası ya da kutusu. Kur’an- ı Kerim’i saklamak için işlenerek hazırlanmış bir tür kutu (Barışta, 1999: 207)

Kurgan: Orta Asya mezar yapısı, kültürlerden ahşap yığma tekniğiyle yapılmış bir mezar odasını gizleyen bir toprak yığınından oluşur. ( Serçe, 2006)

Makas: Kesme işleminde kullanılan, bir ucunda keskin bilenmiş keski; diğer ucunda parmağın girebileceği delik bulunan iki parçanın birbirine çivi ile tutturulmasından oluşan araç. (Barışta, 1997: 3)

Motif: Bir tablonun, bir figürün yahut resmin esasını teşkil eden şekil ve unsur. (Akar; Keskiner: 1979)

26

Muşabbak İşi: İşlemenin iki yüzü aynı görüntüyü veren sayılı bir iğnedir. (Barışta, 1997: 95)

Mürver İşi: İsmini Mürver ağacından alan mürver, sayılı iğneler arasında iki yüzü farklı görünüm veren bir iğnedir. (Barışta, 1997: 98)

Nazarlık: Nazarlık Arapça “nazar” kelimesi ile Türkçe –lık ekinden mürekkep bir sözdür. Nazarlık, halk inancına göre, onu üzerinde taşıyanı büyüye, hastalıklara ve diğer fenalıklara karşı korumaya veya içinde bulunduğu fenalıklardan kurtarmaya hizmet eder. Nazarlığın türlü nevileri olup taşlar, madenler, üstüne dua yazılı parşömenler en çok kullanılanlarıdır. (Koşay, 1956: 86)

Örgü: “Örgü” , elde kullanılan basit aletlerle, tek ipliğin kendi üzerine bükülüp kıvrılarak çeşitli ilmeklerle tutturulması veya düğümlenmesidir. (Akbil, 1970: 36)

Pesent İşi: Bu kelimenin aslı Farsça pesendiden alınmış olup, seçme ve takdir anlamına gelir. Bu çok kullanılan bir hesap işidir ve sayıya dayanır. Üç iplik üstten ve üç iplik alttan sayılmak suretiyle işlenir. Dönüşte üstten gidilen yerler alttan ve alttan gidilen yerler üstten olmak üzere doldurulur. Pesent işinin ters ve yüzü bir olduğundan iki taraflı kullanılmaya elverişli çevre, uçkur, mendil, yastık örtüsü vesaire gibi eşyalara çok yapılmıştır. (Gönül, 1973: 33,34)

Peşkir (Pişkir): Yer sofralarında peçete yerine dizlere çepeçevre serilen ve ortaklaşa kullanılan uzun örtü. (Larausse,1990 )

Pul işi: Türk işlemelerinde süsleyici gereç tutturularak yapılan bir bezeme iğnesidir. (Barışta, 1997: 110)

Püskül: Tepesi düğme gibi bağlanmış bir noktadan sarkan iplik kümesinden oluşan püsküller, ponponlar gibi kullanılırlar. ( Atay, 1987)

27

Sarma işi: Renkli ipek veya ipliğin sık olarak yan yana sıralanmasından ibarettir. (Gönül, 1973: 18)

Seccade: Namaz kılmak için hazırlanan, ayetlik, secde ve tabanlıktan oluşan, bazı işlemelerle bezenmiş örtü. (Barışta, 1999: 225)

Sırma: Haddeden geçirilerek iplik gibi ince hale getirilmiş (sıyrılmış) altın veya gümüş tel. ( Serçe, 2006)

Susma işi: Arada bir tel bırakılmak suretiyle yapılan bir nakıştır. (Gönül, 1973: 36)

Şalvar: değişik parça ve ağ kesimleriyle hazırlanan, bol dökümlü uzun hem kadın hem erkeklerin giydiği bir tür pantolon, dışa giyilen don, atlas, kadife, çuha, pamuklu vb. Kumaşlardan yapılan şalvarların bir grubu işlemelerle bezenmiştir. Cep ağızları, paçalar ve yan taraflarında şerit şeklinde işlemeler bulunan, bazen yelek ve ceketiyle takım olarak yapılmış erkek kıyafetleri 19. yüzyılda ilgi çekmektedir. Benzer durum kadınlar içinde söz konusudur. Şalvar, ceket takımları Kına gecesinin tipik giysilerindendir. (Barışta, 1999: 228)

Tel kırma: Yassı, metal tel biçiminde, değişik kratta, gümüşle kaplanmış iplik ve tek gözlü yassı bir iğne kullanılarak yapılan bir tür diagonal, “Z” formu veren diagonal bir haç form oluşturulur ve tel, kısa ve uzun kolların birleştiği noktadan katlanarak kırılır. (Barışta, 1999: 229)

Türk İşi: Desen özelliğine göre sayılarak ve çizilerek yapılan bir işleme. ( Korkusuz, 1980)

Uçkur: Eskiden iç donu, çakşır, şalvar, sıkma, potur, zıbka, vücudun belden aşağı alt kısmına geçirilip giyilen her şey, belden uçkur denilen ince kuşakla bağlanarak tutturulur idi; bunun içinde hepsinin üst kenarına uçkurun içinden

28

geçtiği “uçkurluk” denilen bir yer yapılırdı. Bir boru şeklinde olan uçkurluk iç donunda donun kendi bezinden olur, öbürlerinde alelade bir bezden yapılıp çakşırın, şalvarın, sıkmanın, poturun, zıbkanın kumaşına, bel kısmında dikilip eklenirdi. Uçkurluğun ön kısmında uçkurun geçirilmesi için bir çatlak, ağız bulunurdu. (Koçu,1967: 236)

Üç Etek: Üç etek tanımı, entarinin belden aşağı kısmının üç ayrı yaprak dilimi halinde yapılmasından gelir. Cariyeler hizmet ederken, hızla gidip gelmek için, bu entarinin ön ve yanlarında bulunan yaprakları kaldırır, bellerindeki kuşak yahut kemere sokarlardı (Koçu, 1969: 236) şeklinde tanımlamaktadır.

Yağlık: İki dar kenarı işlemelerle bezenmiş küçük boyutlarda peşkir. (Barışta, 1999: 234)

Yastık: Kare, dikdörtgen, daire, silindir gibi formlarda hazırlanmış ya yaslanmak ya da dayanmak için kullanılan bazen işlemelerle bezenmiş, içi doldurulmuş, bir tür bez destek. (Barışta, 1999: 235)

Yatak Örtüsü: Karyolaların üzerini örtmek ve bezemek için işlenmiş dikdörtgen örtü. (Barışta, 1999: 235)

Yelek: Hava alacak surette kolsuz ve ekseriya önü açık eteği bele kadar kısa olup mintan üstüne ve ceket, salta, cebken altına giyilir bir giyim şeyinin adı”. ( Koçu, 1969: 242)

Yüksük: Metal, plastik gibi maddelerden yapılan, üzeri delikli, parmağı korumak için kullanılan, gövdesi silindir biçimli başlık. (Barışta, 1997: 3)

Zincir işi: Kumaşın üzerine çizilen desenin bir noktada tutturulmuş bir biri içinden geçen halkaların aracılığıyla süsleme biçimidir. Ya ilme ya da Suzeni olarak isimlendirilen iğneden farkı burada iğneden başka bir araç kullanılmayışı ve dokuma deri vb. gibi malzemenin tersinden işlenmeyişidir. (Barışta, 1999: 237)

29