• Sonuç bulunamadı

Bu tez çalışmasında yer alan önemli bazı temel kavramların tanımları aşağıda verilmiştir: Ortaöğretim: İlköğretimden sonra öğrenimini sürdürmek isteyen öğrencilere bir meslek kazandırmayı ve onları yükseköğretim kurumlarına hazırlamayı amaçlayan eğitim devresidir (Fidan & Erden, 2001, s. 208).

Bilim: Evrendeki olguları çeşitli yollarla inceleyen ve onları açıklayan sistemli bilgi topluluğudur. Bilim, kabul edilir bir yöntemle ulaşılan ve nesnel biçimde doğrulanabilen bilgi olarak da tanımlanabilir (Saruhan & Özdemirci, 2011, s. 5).

Tutum: bireyin çevresindeki bir simgeyi, bir nesneyi ya da bir olayı olumlu ya da olumsuz bir şekilde değerleme eğilimidir (İnceoğlu, 1993, s. 13).

Medya: Kitaplar, gazeteler, dergiler, radyo, televizyon, filmler, videolar, ilan tahtaları, müzik kayıtları ve interneti kapsayan ortam (Scheibe & Rogow, 2006).

Eğitim: bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir (Ertürk, 1972, s. 77).

Biyoloji: Canlıları inceleyen bilim dalıdır.

Tutum Ölçeği: Hedeflenen dersle ilgili olumlu olumsuz görüş ve tutumları yansıtan ölçektir.

Biyoloji Dersi Tutum Ölçeği: Öğrencilerin biyoloji dersine yönelik tutumlarını ölçmek için araştırmacı tarafından geliştirilmiş 5 dereceli Likert tipi ölçektir.

15

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Araştırmanın bu kısmında, araştırma konusu ile ilişkili kaynaklardan temin edilen kuramsal ve araştırma bulgularına dayanan bilgiler sentez edilerek kavramsal çerçeve meydana getirilmiştir.

2.1. Bilim

Bilim nesnel olarak ne olduğu araştırıldığında çeşitli kaynaklardan farklı tanımlarla karşılaşmaktayız. Bu kısımda bilim ile ilgili farklı tanımlar irdelenmiş ve Milli Eğitim Bakanlığı Sözlüğünden yola çıkılarak farklı bilim tanımlarına yer verilmiştir.

Bilim; evrenin ve evrenin işleyişinin bir bölümünü kendisine konu edinmiş, deneye dayalı metotlarla ve gerçeklerden faydalanılarak akla dayalı olarak oluşturulan tasnif edilmiş bilgi, ilim birinci anlam olarak verilirken bilim sözcüğünün ikinci anlamı tahsil ve deneyim ile oluşturulan gerçek bilgi olarak verilmiştir (MEB, 2006).

Bilim; nesnel olarak güvenilir bilgilerin bütünü, sebep sonuç ilkesine dayanan ilişkilerin ortaya çıkarılarak düzenlenmiş bilgiler birikimi, insanlığın tarih boyunca kayıt altına aldığı sistematik bilgi, kanıtlanmış ve düzenli bir hale sokulmuş bilgiler yığınıdır (Yaşar, 1998). Genel çerçevesiyle bilim, insanoğlunun kâinata ve kâinatın içerisinde oluşan olaylara anlam verme uğraşıdır. Pratik evren ile teorilerimiz arasında gerçeği bulma uğraşındaki bu eylem bir yandan gözlem, deney ve ölçme gibi pratikleri, diğer yandan konu edilen olguları açıklayıcı hipotez veya kuramları oluşturma ve bunları deneme yolunda yenilikçi

16

ve eleştirel düşünme süreçlerini içerir. Bilimin temelini entelektüel ilgi oluşturur; merak duygusuna, öğrenme ve açıklama isteğine dayanır (Yıldırım, 1979).

Yukarıda incelenen tanımlardan da anlaşıldığı gibi bilim net ve tek bir şekilde tanımlanabilmiş bir olgu değildir. Bu farklılıkların sebebini bilimin devinim içeren yapısına, olaylar ve olgular arasındaki işlevsel ilişkilerden ve süratle gelişen bir etkinlik olmasına bağlamak mümkündür. Yapılan bilim tanımları incelediğinde net bir tanımdan ziyade ortak kavramların daha fazla ön planda olduğu açıktır. Bu kavramlara bakıldığında süreç, doğru, genelleme, sistematik bilgiler, doğal olaylar, inceleme, kestirme, doğru düşünme, bilimsel yöntem, arama, fiziksel evren, açıklama, anlama, keşfetme, insan, gayret, çaba, kontrol altına alma, merak duygusu şeklinde bir sıralama yapmak mümkündür (Türkmen, 2006).

2.1.1 Bilimin Özellikleri

Bilimin temel özelliklerinin sıralamasını aşağıdaki şekilde yapabiliriz. Bunlar: a. Bilimin çıkış noktası bireysel gereksinimlerdir.

Bilim ve bireysel ihtiyaçlar arasında çok yönlü bir bağdan söz edilebilir. Bilim bir taraftan toplumun beklediği kalifiye elemanların yetiştirilebilmesi için gereken eğitimi şekillendirmekte diğer taraftan da toplumu oluşturan bireylerin kişisel gereksinimlerine cevap verebilmek için ihtiyaç duyulan bilgileri ortaya koymaktadır (Ortaş, 2002).

b. Bilim, tarafsızdır.

Bilim ve bilimsel çalışmalar sonucunda ortaya konulan sonuçlar din, dil, cinsiyet veya kimlik farklılıklarını gözetmeksizin tüm insanlık için bağlayıcı bilgilerdir. Yine bilimsel çalışmalar sonucu ortaya konulmuş olan bilimsel bilgiyi değerlendiren bilim insanı, bu değerlendirmeyi yaparken sahip olduğu yaşam tarzının, hayata bakışının ve içinde bulunduğu toplum kesiminin etkilerinden sıyrılıp tarafsız olmalıdır. Bu sayede bilimin, tüm insanlığın gereksinimlerini gidermesi için lazım olan objektif bilgiye ulaşma amacına varmasının daha kolay olacağı söylenebilir (Ortaş, 2002; Türkmen, 2006).

c. Bilim, mantıksaldır.

17 d. Bilim, eleştireldir.

Bilimin, bilimsel yöntemlerle ortaya çıkarılmamış bilgiye ve de bilim dışı görüşlere dayanan bilgiye karşı şüphe ile yaklaşması zaruridir. Kökeni bilim dışı olan bilgiler bilimsel yöntemlerle irdelenmelidir. Bilimsel yollarla elde edilmemiş bu türde bilgilere yönelik bilimsel çalışmalar yapılmalı ve sonucunda doğruluğu ortaya konulmalı ya da reddedilmelidir. Bununla beraber bilimsel çalışmalar ışığında edinilmiş bilimsel bilginin olgular tarafından desteklenmesi zorunludur. Bu şekilde desteklenmeyen defaatle yapılan deney ve gözlemler sonucunda doğruluğu ortaya konulamayan bilimsel bilgi ya tümüyle değiştirilmeli ya da günümüz bilgisiyle sentez edilmelidir (Ortaş, 2002).

e. Bilim, gözlem ve deneye dayalıdır. (Düztepe, 2004).

Bilimin amacı dış dünyaya ilişkin kestirimci ve açıklayıcı bilgi elde etmektir. Bilim bu amacını gerçekleştirebilmek ve evrende bulunan düzenli ilişkileri açıklayabilmek için gözlem ve deneyden faydalanır (Keat & Urry, 1994).

f. Bilim, geleceğe yönelik tahminlerde bulunur.

Bilim, toplumların başından geçmiş tarihi, toplumsal ve doğal olaylardan yola çıkarak, güncel durumu da değerlendirerek toplumun karşılaşabileceği olaylar hakkında tahminler yapabilmelidir. Bir ülkenin kalkınmasıyla dış ticaret hacmi arasında pozitif bir korelasyon, nüfus artış oranıyla negatif bir korelasyon mevcutsa, belli bir ihracat potansiyeli oluşturmak ve nüfus artışını belli bir değer aralığında sabitlemek şartıyla belirli bir zamanın sonunda ülkenin kalkınmışlık düzeyini belli bir ihtimalle doğru olarak tahmin etmek olasıdır (Arseven, 2001).

g. Bilim, seçicidir.

İçinde yaşanılan çevre incelendiğinde çözülmesi gereken birçok sorunla yüz yüze gelmek mümkündür. Bu sorunların tamamını bir anda çözüme kavuşturmak imkânsızdır. Bu nedenle çözülmeyi bekleyen sorunları belirlerken o sorunun test edilebilecek seviyede olması şartı aranmalıdır (Ortaş, 2002).

h. Bilim, dogmaları ve yanılmazlığı reddeder.

Bilim dinamik, hareketli ve üretkendir. Bilimde şüphecilik temel unsurdur. Olay ve olguları akıl süzgecinden geçirmek bilimin en önemli koşullarından bir tanesidir. Bu

18

özelliği sebebiyle bilimin gerçek hedefi, o zamana kadar oluşmuş bilgi birikimini elde tutmak değil, eldeki bilgileri bir çıkış noktası olarak görüp, öncekilerden farklı bilgilere sahip olup kişileri daha dinamik kılmaktır. Bu yüzden eğitim kurumlarının en alt basamağından başlayarak öğrencilere dinamik düşünme alışkanlığını kazandırmak gerekmektedir (Ortaş, 2002; Düztepe, 2004).

2.1.2. Bilim ve Teknoloji

Bilim ve teknoloji insan eliyle uzun yıllar boyunca uğraşılan ürünler ortaya koymanın tarihsel açıdan gelişen girişimi ve insanoğlunun ihtiyaçlarını gidermek üzere çalışmayı örgütlemedir. Hedefi insan etkinliğini bütün alanlarda daha üst noktalara taşımaktır. Teknoloji bu hedefe ulaşmak adına hem pratik hem de teorik bilginin çevresinde dolaşır ve belirli amaçlara ulaşmayı sağlayacak araçların neler olduğunu ortaya koyar (Kneller, 1978).

Bugün bilim ve teknoloji karşılıklı olarak birbirlerine bağımlıdır. Teknoloji bilimden temel bilgiler, aygıt ve teknikler alır. Bilim teknolojiden aygıtlar ve çözüm için meseleler alır. Bilim ve teknoloji uygulamalı bilim alanında alış veriş halindedir. Örneğin; bilim, teknolojik olarak gerçekleştirilebilir görülen çözümleri, araştırma konusu olarak ele alır (Öcal, 2007).

Teknolojinin bazı yenilikleri zaruri ve istenilir özelliktedir. Bütün toplumların modernleşmesi için gerekli olmuş ve batı medeniyetlerinin hayatta kalması ve gelişmesine yeterlilik sağlamıştır. Yeni teknolojilerin gelişmesi cesaretlendirilmeli ve hayal gücü olan bilim insanları teşvik edilmelidir. Yeni teknolojilerin yol açtığı sonuçlar hayata sokulmadan evvel eleştirel bir gözle ele alınmalı ve hayata sokulduktan sonra da sürekli olarak takip edilmelidir. Bu gayeye varmak adına takip edilecek yollar, bilime danışma sürecindeki eksiklikleri yok etme amacında olmalıdır (Öcal, 2007).

Benzer Belgeler