• Sonuç bulunamadı

3. BEŞERİ İLİŞKİ VE SANAT İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA BEKİR SITKI

3.1. BEKİR SITKI ERDOĞAN VE HALİL GÖKKAYA ARASINDAKİ

3.1.1. Tanışmaları

Gökkaya’nın Bekir Sıtkı Erdoğan’la tanışması bir arkadaşının vasıtasıyla olmuştur. Gökkaya, öğrencilik yıllarında İstanbul’da şiirle ilgilenmekte, mesaisinin büyük bir bölümünü şiire ayırmaktadır. Şiirde belli bir mesafe kat eden Gökkaya, şiire ve şairlere ilgi duymakta, İstanbul’da yapılan şiirle ilgili etkinliklerine ve toplantılarına katılmaya gayret etmektedir. Gökkaya, sanatını bulunduğu yerden daha yükseklere çıkarmanın amacı ve gayreti içerisindedir. Gökkaya’nın Enver adında bir arkadaşı vardır. Evren, bir gün bir toplantıda Bekir Sıtkı Erdoğan’ı görmüş ve ondan çok etkilenip Gökkaya’ya Erdoğan’dan bahsetmiştir. Tam senin tarzında bir şair, ondan çok bilgiler, tecrübeler edinebilirsin, mutlaka Erdoğan’la tanış, demiştir. Bekir Sıtkı Erdoğan’a Çemberlitaş’taki Birlik Vakfı vasıtasıyla ulaşabileceğini de söylemiştir. Söylenilenler Halil Gökkaya’yı heyecanlandırmış ve Gökkaya, Bekir Sıtkı Erdoğan’la tanışmaya karar vermiştir. Çemberlitaş’a giderek vakıf yöneticilerinden Bekir Sıtkı Erdoğan’ın telefon numarasını alan Gökkaya, Bekir Sıtkı Erdoğan’ı arayıp; sizin şiirlerinizi okuyorum, şiirlerinizi çok seviyorum, benim de şiire ilgim var, siz şiirle ilgilenenlere öğretmenlik yapıp elinden tutuyormuşsunuz, sizden bir şeyler kapmak istiyorum, şiirin sırlarını öğrenmek istiyorum, bana biraz yardımcı olur musunuz? der. Bekir Sıtkı Erdoğan, kendisinin Alman Lisesinde olduğunu söyler ve uygun bir zaman için Gökkaya’ya randevu verir.

Telefon kulübesinden usta bir şairden randevu aldığı için çok mutlu olarak ayrılan Halil Gökkaya, Bekir Sıtkı Erdoğan’ın dörtlüklerini mırıldanmaya başlar.

Kara gözlüm, efkârlanma gül gayrı, İbibikler öter ötmez ordayım… Mektubunda diyorsun ki “Gel gayrı!”

Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım (Erdoğan, 1996, s. 21).

Halil Gökkaya, randevunun geldiği gün büyük bir heyecan içerisindedir. Bütün hazırlıkları yapar ve randevunun yarım saat öncesinde Alman Lisesine gider: Şiirlerimi bir dosyaya koydum, fotoğraf makinemi yanıma aldım, en şık kıyafetlerimi giydim ve bir gül aldım. Usta bir şairle tanışacağım için heyecandan tir tir titriyorum. Bekir Sıtkı

46

Erdoğan dersi bitince yanıma geldi ve görüştük. Evladım getir bakayım şiirlerini, dedi. Şiirlere biraz baktıktan sonra aferin evladım, sende bir cevher var, şiirlerin çok güzel, dedi (Halil Gökkaya, kişisel görüşme, 12 Mayıs 2013).

Alman Lisesindeki ilk görüşmelerinde Erdoğan Gökkaya’da şiir konusunda yetenek olup olmadığını öğrenmek ister. Ve şiir konusunda yeteneğin varsa ve istekliysen sana yardımcı olurum, bildiklerimi sana aktarırım, der. Gökkaya, zaten Erdoğan’la tanışmadan önce şiir konusunda belirli bir mesafe katetmiştir. Birkaç görüşmeden sonra Erdoğan, Gökkaya’nın şiir konusunda yetenekli olduğunu ve bu yetenekle isteğin de birleştiğini görünce sanat ilişkisi başlamış olur ve bundan sonra daha sık görüşmeye başlarlar.

Alman Lisesine üçüncü görüşme için gittiğinde Bekir Sıtkı Erdoğan, Halil Gökkaya’ya hiç unutmayacağı bir söz söylemiştir.

Her türlü hazırlığımı yapıp bir de gül alarak Alman Lisesine gittim. Bekir Sıtkı Erdoğan, beni elimde gülle görünce: Evladım Halil, sen bana solmayan güllerinle gel! Öğrencisin böyle masraflar yapma. Şiirler solmayan güller gibidir sen onlardan getir, dedi (Halil Gökkaya, kişisel görüşme, 12 Mayıs 2013).

Halil Gökkaya, bu şekilde Bekir Sıtkı Erdoğan’ın Alman Lisesinde kendisine verdiği derslere devam eder. Bir taraftan da Bekir Sıtkı Erdoğan’ın çarşamba günleri Türk Edebiyatı Vakfı’nda yaptığı sohbetlere devam eder. O yıllarda şairin iki şiiri Türk Edebiyatı dergisinde çıkar. Türk Edebiyatı dergisinde şiiri çıkması Gökkaya’yı etkilemiş ve daha çok şiir yazmaya teşvik etmiştir. Gökkaya, bir taraftan da Erdoğan’la görüşmeye ara vermeden devam etmiş ve onun birikimlerinden yararlanmaya da özen göstermiştir.

Bekir Sıtkı Erdoğan’la tanıştığım yıllarda şiirim tam oturmamıştı. O dönemlerde serbest ölçü ve heceyle yazıyordum. Onunla tanıştıktan sonra aruzla da yazmaya başladım. Şiir tekniğini, şiirin ayrıntısını Bekir Sıtkı Erdoğan’dan kısa sürede - altı ay ya da bir sene gibi bir zaman - öğrendim. Bekir Sıtkı Erdoğan; bana nazmın ne demek olduğunu, nazmın sırlarını öğretti. Ritim, kafiye, türler, heceler ve seslerle ilgileri ayrıntıları öğrendim. Bir şiirde senaryonun olmasını gerekliliğini öğretti. Ayrıca Bekir Sıtkı Erdoğan vasıtasıyla zengin bir konu içeriğine de sahip oldum. Bir şiirin nasıl bir titizlikle ortaya çıktığını, ben Bekir Sıtkı Erdoğan’dan öğrendim. Yedi kıtalık bir şiirin üç kıtaya nasıl düştüğünü ve en sonunda da şiirin bulunduğu sayfanın yırtıldığını gördüm ve yıllar sonra da olsa bunun iyi bir şiir için gerekli olduğunun farkına vardım (Halil Gökkaya, kişisel görüşme, 12 Mayıs 2013). Gökkaya, Erdoğan gibi tecrübeli bir şairin yanında bulunup onun şiir konusunda anlattıkları, uyguladıkları ve tavsiye ettiklerinden yararlanarak

47

bulunmuş olduğu seviyenin üzerine kısa sürede birçok ilaveler yapmıştır. Çünkü Erdoğan hem tecrübeli bir şair hem de iyi bir edebiyat öğretmenidir. Erdoğan’ın sanat yönü ve öğreticilik yönü çok kuvvetlidir.

Halil Gökkaya, Gün Doğarken isimli kitabında da beyan ettiği gibi ünlü şair Bekir Sıtkı Erdoğan’dan feyzalmış, teknik ve usul öğrenmiş, onun üslubu, onun tarzı ile yazan fakat şiirine şahsi özellikler ilave etmeye muvaffak olmuş bir duygu adamı. Halk şiirinin daha rafine edilmiş bir stili ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz: arı duru sözler bulmuş, fazlasız eksiksiz mısralar vücuda getirmiş (Akkuşak, 2004, s. 12).

Akkuşak, yazısında şairin Bekir Sıtkı Erdoğan’dan feyzaldığını belirtmekle birlikte kendi tarzını oluşturabildiğini ve güzel bir halk şiiri stiline ulaştığına değinmiştir. Gökkaya’nın aşağıdaki kıtalarında halk şiirinin güzelliklerini hissedebilmek mümkündür.

Gönül dağ dağ aşıp şöyle, Dolan dünyayı dünyayı… Ne almıştır gelen söyle, Bulan dünyayı dünyayı…

Gönül bir gün biter gurbet, Biter cümbüş, biter cinnet. Yarım bir romandı farz et,

Yalan dünyayı dünyayı (Gökkaya, 2015, s. 86).

Bekir Sıtkı Erdoğan ve Halil Gökkaya birbiriyle tanıştıktan sonra; şiir, sanat ve sosyal hayatla ilgili daima alış-veriş hâlinde bulunmuşlardır. Birlikte toplantılara katılmışlar, aynı mekânı aynı zamanı paylaşmışlar, Gökkaya, Erdoğan’ın çok uzun yıllar boyunca edinmiş olduğu tecrübelerden yararlanma fırsatı bulmuştur. Erdoğan, Gökkaya’ya onlarca yıl süren sanat hayatı boyunca edindiği tecrübeleri aktarmıştır.

Bekir Sıtkı Erdoğan, Halil Gökkaya’nın yetenekli ve iyi bir şair olduğunu şiirin tekniğini kendisine ayrıntılı bir şekilde öğrendiğini ve Halil Gökkaya’nın şiirlerinde bunu iyi kullandığını, ilerde ondan çok daha güzel şiirler beklediğini ifade eder. Çünkü o, Gökkaya’nın yeteneğinin ve yanında edinmiş olduğu şiir ve sanat bilgisinin, tecrübesinin farkındadır.

48

3.1.2. Birlikte Geçirilen Zamanlar ve Birlikte Bulunulan Ortamlar

Benzer Belgeler