• Sonuç bulunamadı

Şiirde İkilemelerin Sık Kullanımı

3. BEŞERİ İLİŞKİ VE SANAT İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA BEKİR SITKI

3.2. BEKİR SITKI ERDOĞAN VE HALİL GÖKKAYA ARASINDA ŞİİR

3.2.1. Biçim Benzerlikleri

3.2.1.3. Şiirde İkilemelerin Sık Kullanımı

Türkçe, zengin bir söyleyiş yapısına sahip bir dildir. Bu zenginliği oluşturan faktörlerden birisi de ikilemelerdir. İkilemeler söze hem ahenk katar hem de sözün akılda kalıcı olmasını sağlar. Bu zenginlik Türkçenin çok önceki dönemlerinden itibaren süregelmiştir.

Değişik türleriyle ikilemelerden yararlanılması Türkçeye çok özgün bir anlatım inceliği ve gücü kazandırmaktadır. Daha Köktürkçe döneminde Orhun Yazıtları’nda iş küç ‘iş güç’, eb

bark ‘ev bark’, yadagın yalanın ‘yayan yapıldak’, ögirmek sebinmek ‘sevinmek’ gibi

birçok örneğiyle karşılaşılmakta, Uygur döneminde aynı eğilim bütün gücüyle kendini göstermektedir; tatıglıg süçiglig ‘tatlılık hoşluk’, aş içgü ‘yiyecek içecek’ ucuz yinig ‘değersiz’ gibi pek çok ikileme bulunur. Aynı anlatım biçiminin yüzyıllar boyu değişik alanlardaki Türk lehçelerinde olduğu gibi bugünkü Türkçesinde de bütün gücüyle yer aldığını görüyoruz (Aksan, 2012, s. 82).

Şiirde ikileme kullanma, şiirin ahengini sağlayan önemli unsurlardan biridir. Şairlerin çoğu, şiirlerinde ikileme kullanmışlardır. Ancak Erdoğan ve Gökkaya, diğer şairlere nazaran şiirlerinde ikilemeye sık sık yer vermişler ve ikilemeyi ayak olarak da çok sık kullanmışlardır. Erdoğan, ikilemeleri sık sık kullanarak şiirde ahenk oluşturduğu gibi Gökkaya da Erdoğan’ın yolundan giderek şiirlerinde ikilemelere çok sık yer vermiştir.

Gurbetten gelmişim yorgunum hancı, Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş… Aman karanlığı görmesin gözüm! Beyaz perdeleri ger yavaş yavaş… Sıla burcu burcu, ille ocağım, Çoluk çocuk hasretinde kucağım…

64 Sana her şeyimi anlatacağım, Otur başucuma; sor yavaş yavaş…

Güç bela bir bilet aldım gişeden; Yolculuk başladı Haydarpaşa’dan! Hancı n’olur elindeki şişeden

Birkaç yudum daha, ver yavaş yavaş…

Ben o gece hem ağladım hem içtim, İki gün diyardan diyara uçtum… Kayseri yolundan Niğde’yi geçtim;

Uzaktan göründü Bor yavaş yavaş (Erdoğan, 1996, s. 39, 40).

Erdoğan’ın Türk şiirinde önemli yer tutan iki şiiri vardır ki bunlar Türk milletinin gönlünde uzun yıllardır yer etmiş, milletin beğenisini kazanmıştır. İki şiirde de dikkat çeken önemli bir nokta vardır. İki şiirde de ikilemelere yer verilmiş ve ikilemeler ayak olmuştur. Bu da söz konusu şiirlerin bu kadar beğenilmesinde ve kalıcı olmasında ikilemelerin de katkısının az olmadığını düşündürür.

“Kışlada Bahar” adlı şiirde de ikilemelerin “Hancı” adlı şiirde olduğu gibi sık kullanılmış olması dikkat çekicidir. Şair, bu şiirlerinde ikilemeleri ayak olarak kullandığı gibi ayak haricinde şiirin diğer bölümlerinde de ikilemelere sık sık yer vermiştir. Bu şekilde, şiirlerine ahenk vermiş, şiirlerin akıcı ve akılda kalıcı olmasını sağlamıştır.

Kara gözlüm, efkârlanma gül gayrı, İbibikler öter ötmez ordayım… Mektubunda diyorsun ki “Gel gayrı!” Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım…

Ah çekerim resmine her bakışta, Bir mahzunluk var o boyun büküşte! Emin ol ki, her sigara yakışta,

Sanki duman tüter tütmez ordayım… Mor dağlara karargâhlar kurulur, Eteğinde bölük bölük durulur… On dakika istirahat verilir,

65 Tüfekleri çatar tatmaz ordayım…

Dağlar taşlar bu hasretlik derdinde, Sabır sebat etmez gönül yurdunda! Akşam olur, tepelerin ardında

Daha güneş batar batmaz ordayım…

Aramıza dağlar girmiş koskoca!

Meraklanma, gönlüm dağlardan yüce... Bir gün değil, beş gün değil, her gece, Yatağıma yatar yatmaz ordayım...

Bahar geldi; koyun kuzu koklaştı, İki âşık, senelerdir bekleşti...

Kara gözlüm, düğün dernek yaklaştı;

Vatan borcu biter bitmez ordayım!.. (Erdoğan, 1996, s. 21, 22)

Erdoğan’ın bu şiirinde ikilemeyi ayak olarak kullandığını görmekteyiz. Aynı şekilde Erdoğan “Tren” adlı şiirinde de “memleket” kelimesini ayak olarak kullanmıştır.

Düştü yollara trenim,

Öter memleket memleket… Gece gündüz efkârlanır; Tüter memleket memleket…

Dolar boşalır duraklar, Kaçar, kovalar direkler… Sıla gözleyen yürekler, Atar memleket memleket…

Gurbet heybemdir meşinden, Dar gelir çıkmaz başımdan! Ben kaçarım; o peşimden Tutar memleket memleket…

66 Kırağı düştü saçıma!

Ayrılık derdi içime,

Batar memleket memleket…

Seneler geçti aradan, Sorma bu geliş nereden! Kader beni pencereden, Satar memleket memleket…

Ey tiren, nedir öttüğün, Şurama geldi ettiğin! Gayrı sürüyüp gittiğin

Yeter memleket memleket…

Meğer bu sürgüne Tanrı, Tâ ezelden vermiş emri! Yollar değil, insan ömrü

Biter memleket memleket(Erdoğan, 1996, s. 37,38).

Erdoğan’ın “Mevlâya Mevlâya” adlı şiirinde de ikilemeyi ayak olarak seçtiğini görmekteyiz.

Gariplik tuttu boynumdan, Büker Mevlâ’ya Mevlâ’ya... Gözüm her ahı göynümden Döker Mevlâ’ya Mevlâ’ya…

Dolaştım beldeler, boylar, Urum, Türkmen, Arap köyler… Pınarlar, çeşmeler, çaylar, Akar Mevlâ’ya Mevlâ’ya…

İnandım aşk-ı mutlak bir; Gönül bir, sevgi bir, Hak bir. Dilim doksan dokuz tekbir

67 Çeker Mevlâ'ya Mevlâ'ya...

İlâhi zincirim çözdür!

Kaçıp gitmem sözüm sözdür. Benim hürriyetim gözdür; Bakar Mevlâ'ya Mevlâ'ya...

Musalla köşküdür karşın, Nasibin üç buçuk arşın, Hedefsiz kurtulan kurşun, Seker Mevla’ya Mevla’ya...

Senin ufkun ırak iller; Mekân tutmaz garip kullar! Bekir Sıtkı'm bütün yollar

Çıkar Mevlâ’ya Mevlâ’ya (Erdoğan, 1996, s. 45, 46).

Erdoğan’da ikilemeleri ayak olarak kullanma bu örneklerle sınırlı değildir. Şair, “sallanı sallanı, çifte çifte, parça parça, Konya’da Konya’da” gibi daha birçok ikilemeyi şiirinde ayak olarak kullanmış ve ayak haricinde de şiirlerinde ikilemelere sık sık yer vermiştir.

Dağlar benim, taşlar benim, Aşam Ilgaz’dan Ilgaz’a… Yerine sığmıyor kalbim, Taşam Ilgaz’dan Ilgaz’a…

Her yol çıkar bizim köye, Türkü söyleye söyleye. Anam, babam, yârim diye, Koşam Ilgaz’dan Ilgaz’a…

Havası bir ömre bedel, Dostane açılır her el. Gurbetten sılaya tünel,

68 Eşem Ilgaz’dan Ilgaz’a…

Reçine kokar rüzgârda, Kardelenler biter karda, Yaprak olup sonbaharda, Düşem Ilgaz’dan Ilgaz’a…

Celil ancak Ilgaz’la hür, Bir çırpıda geçer ömür. Devrez gibi köpür köpür,

Coşam Ilgaz’dan Ilgaz’a (Gökkaya, 2008, s. 65).

Memleketini ele aldığı şiirde Gökkaya Ilgaz’dan Ilgaz’a şeklinde bir ikilemeden oluşan ayak kullanmıştır.

Gönül dağ dağ aşıp şöyle, Dolan dünyayı dünyayı… Neler almış gelen söyle, Bulan dünyayı dünyayı…

Celil bir gün biter gurbet, Biter cümbüş, biter cinnet. Yitik bir damladır farz et,

Yalan dünyayı dünyayı (Gökkaya, 2015, s. 86).

Dünya ile ilgili duygularını dile getirdiği “Yitik Bir Damla” şiirinde şairin dünya kelimesini ikileme oluşturacak şeklinde ayak olarak kullandığını görmekteyiz.

Hatıralar bir çığ gibi, Çöker akşamdan akşama. Umutlar ters yöne kürek,

Çeker akşamdan akşama (Gökkaya, 2005, s. 29).

Gökkaya, bu dizelerinde de “akşam” sözcüğünü ikileme oluşturacak şekilde şiirine ayak yapmıştır.

Erdoğan; “Kışlada Bahar” ve “Hancı” adlı şiirlerle büyük bir üne kavuşmuştur. Bu şiirler incelendiğinde dikkat çeken en önemli ögelerden birinin de

69

her iki şiirde de ikilemelere sık sık yer verilmiş olmasıdır. Bu, şiire bir ahenk ve akıcılık kazandırmıştır. Elbette ki çeyrek asır Erdoğan gibi bir ustanın yanında bulunan Gökkaya, bunlara dikkat etmiştir ve güzel manayı, ahengi ve güzel şiiri yakalamada ikilemelerin önemini ustası Erdoğan’ın şiirlerinde görerek kendi şiirlerinde uygulamıştır.

Gökkaya’nın ikilemeleri şiirinde sık kullanması Erdoğan’la benzerlik göstermekte ve bu iki şairin ikilemeleri diğer şairlere göre çok yoğun kullanmaları aralarında bu konuda bir etkilenmenin olduğuna işarettir.

Benzer Belgeler