• Sonuç bulunamadı

Birlikte Geçirilen Zamanlar ve Birlikte Bulunulan Ortamlar

3. BEŞERİ İLİŞKİ VE SANAT İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA BEKİR SITKI

3.1. BEKİR SITKI ERDOĞAN VE HALİL GÖKKAYA ARASINDAKİ

3.1.2. Birlikte Geçirilen Zamanlar ve Birlikte Bulunulan Ortamlar

Çırak, ustasına yakın bulunur ve zamanın çoğunu ustasının yanında geçirir. Ustanın, sanatını nasıl ortaya koyduğunu, meslekle ilgili inceliklerin neler olduğunu çırak, bizzat gözlem yaparak öğrenir. İki şair arasında çeşitli mekânlarda ve zamanlarda sıcak ilişkiler görülmüştür. Gerek şiir sohbetlerinin yapıldığı ortamlarda, gerekse özel ortamlarda Erdoğan ve Gökkaya sık sık bir araya gelmiş ve Gökkaya, Erdoğan’ın birikimlerinden faydalanmıştır. Gökkaya, yeri gelmiş kırk dakikalık bir ders için üç saatlik yolu aşarak Erdoğan’a ulaşmış, o şekilde dersler yapabilmişlerdir.

Erdoğan’ın Gökkaya’ya etkisi, Gökkaya’nın “Benim Kalemim” adlı şiirindeki şu dizelerle açıkça görülür:

Üstadın yolunda durup, Şiirin sırrına erip, Manayı ahenkle karıp,

Ezmeli benim kalemim (Gökkaya, 2015, s. 17).

Kendisinin de belirttiği gibi Gökkaya; Erdoğan’ın yanında bulunduğu süreç içerisinde Erdoğan’dan hece vezni, aruz vezni, ahenkle ilgili unsurlar, hikâyeli şiir oluşturma, şiirde kelime seçimi, manayı kafiye üzerine yerleştirme gibi şiirin incelikleriyle ilgili bilgileri edinmiştir.

İki şair arasındaki ilişki, zamanla ilerlemiş baba oğul konumuna gelmiştir. Zaten ilerleyen zamanlarda Erdoğan, Gökkaya’yı manevi evladı olarak kabul etmiş ve birliktelik daha samimi bir duruma gelmiştir. Erdoğan ve Gökkaya değişik ortamlarda ve zamanlarda bir araya gelmişlerdir. Görüşülen yerler Erdoğan’ın yaşadığı yere ve zamana göre değişiklik göstermiştir.

8 Aralık 1926 ‘da doğan üstadımızı, 91.doğum gününde yâd etmek istedim. Doksan senesinin başından, vefat ettiği günün haftasına kadar tarifsiz vakitler geçirdik. Gün oldu sabahlara kadar sohbet ettik, gün oldu sabahtan akşama kadar gezdik, dolaştık, balık tuttuk, tekneye bindik, midye topladık… Heybeliada, Erenköy ve semt semt İstanbul… Yıllarca beraber sevindik, ağladık, güldük… Yazları Heybeliada’da Refah Şehitleri Caddesi, kışları Erenköy’de Fırın Sokakta… Yudum yudum şiir, çay, kahve ve Zeliha annenin börekleri,

49

çörekleri, tatlıları, yemekleri… Hele kış günleri pişirdiği Arabaşı çorbaları, ev yapımı bozaları…

Üstadının Türk Edebiyatı Vakfı, Birlik Vakfı, Kubbe Altı Vakfı… gibi yerlerde yapmış olduğu toplantılara, sohbetlere katıldık, feyzaldık. İki binli yıllarda birlikte Elazığ’da “Hazar Şiir Şenlikleri”ne katıldık (Gökkaya, 2017, s. 56).

Erdoğan ve Gökkaya birlikte oldukları yirmi beş yıllık süreç dâhilinde, Alman Lisesi, Erenköy, Heybeliada, Türk Edebiyat Vakfı gibi çeşitli yerlerde sık sık bir arada bulunmuşlardır. Ayrıca zaman zaman çeşitli sanat ve şiir toplantılarına katılmışlar, değişik yerlere yolculuklar yaparak şiir etkinliklerinde bir arada bulunmuşlardır.

3.1.2.1. Disiplin Abidesi Alman Lisesi

Bekir Sıtkı Erdoğan ve Halil Gökkaya Alman Lisesinde tanışmışlardır. Alman Lisesi, Erdoğan ve Gökkaya arasında sanat ilişkisinin başladığı yerdir. Erdoğan, emekli olduktan sonra 1988’li yıllarda Alman Lisesinde edebiyat öğretmeni olarak çalışmıştır. Gökkaya, Erdoğan’a ilk defa burada ulaşmış ve kırk dakikalık dersler için üç saatlik yolu aşmayı göze almıştır. Erdoğan, boş olan saatlerinde burada Gökkaya’ya dersler vermiştir. Sanat ilişkisi, burada başlamıştır ve belirli bir süre burada devam etmiştir. Gökkaya, Erdoğan gibi bir ustadan Alman Lisesinde öğrenci olmadığı halde Alman Lisesinde ders alabilmiştir.

Alman Lisesine gitmeden önce saçlarımı taradım. Tabii o zaman saçlarım çok gürdü. Şiirlerimi de hazırladım. Sırtımda güzel bir mont var… Bir de gül aldım, gittim. Alman Lisesinin şahane bir kapısı vardı. Girişte beni ziyaretçi olarak kaydettiler. Bekir hoca derste, dediler. Orada biraz oturdum. On, on beş dakika önce gitmiştim. Ne kadar heyecanlıyım, düşünün. Şahane bir okul. Yabancı filmlerde gördüğümüz gibi bir okul. Bizim üniversiteden falan iyi görünüyor okul. Duvarlarda her türlü yazılar, resimler, şiirler… Oraları gezdim, dolaştım. Fazla müsaade etmiyorlardı ama bulunduğum bölgeyi gezdim, keşfettim. Sonra beni oturtturdular. Bir baktım, salına salına ufak tefek bir adam geliyor. Güleç yüzlü. Ben fotoğrafını görmüştüm. Fotoğrafa göre on beş, yirmi yaş da yaşlanmış. “Bir Yağmur Başladı” kitabında fotoğrafı yok Bekir babanın. 1965 basımı “Dostlar Başına” kitabında var. Ben o fotoğrafa göre düşünüyorum. Arada yirmi dört yıl var tabii. Ben karşımda genç, delikanlı bir öğretmen bekliyordum. Ama yine de Bekir Sıtkı Erdoğan dinç, çivi gibi, yakışıklı, güler yüzlü, mütebessim, çok tatlı, çok mütevazı, insanı ilk gördüğünde çarpan bir adam (Röportaj, s. 144).

Bir üniversite öğrencisinin, Alman Lisesinde dersler alması ilginçtir. Şiir ve sanat tutkusu Gökaya’ya bir anlamda yeniden lise hayatı yaşatmıştır.

50 3.1.2.2. Şiirin Kalbi Heybeliada

Erdoğan, Alman Lisesindeki görüşmelerinde Gökkaya’nın şiire meraklı ve şiir konusunda yetenekli olduğunu görmüş, bu işin kısıtlı zamanda ve pek de müsait olmayan okul ortamında yürümeyeceğini anlamıştır. Bundan sonra evde de görüşelim, diyerek Gökkaya’yı evine davet etmiş bu şekilde Heybeliada’da dersler başlamıştır.

Kış aylarını Erenköy’de geçiren Erdoğan, mayıs ayı geldiğinde adaya taşınır. Yaz aylarında orada özel ve özgün günler başlar. Deniz ve adadaki huzur, şiire başka bir anlam verir.

Şiir gibi bir ortam. Yazın deniz çok güzel. Plajlar harika, özellikle hafta içi bomboş. Tertemiz. Motorlu araç yok. İstanbul’la bağlantısı sadece vapurla sağlanıyor. Düzenli… Sessiz bir gecesi var. Sadece kuş sesleri var. Gece ve gündüz fayton sesleri var. Bir de hayvan sesleri var. Kedi, köpek… Ondan başka bir şey yok! Babanın en karakteristik özelliği; her hafta iki ya da üç gün tekne ile açılıp balığa çıkardı. Hemen hemen her gün bisiklete biner, Ada tur yapardı. İki, üç kilometre yürürdü (Röportaj, s. 148).

Ada’ya, Erdoğan’ın şair dostları ve arkadaşları da sık sık gelip gider. Bu gelip gitmelere, orada konuşulanlara Gökkaya’da zaman zaman şahit olmuş, bu görüşmelerden de faydalanmıştır. Bu ziyaretçiler arasında büyüğünden küçüğüne, şairinden bestekârına kadar sanat adamları vardır. Erdoğan’ın onlarla yapmış olduğu sohbetlere katılma fırsatı yakalayan Gökkaya, bu sohbetleri doğal ortamda gözlemlemiş ve onlardan istifade demiştir.

3.1.2.3. Şiirin İkinci Mekânı Erenköy

Erdoğan, kış aylarını Erenköy’de geçirmektedir. Erenköy de sanat ve şiir için farklı imkânlar sunmaktadır. Gökkaya, Erenköy’e geldiğinde dışarı çıkmadan, evde kapalı ortamda kalıp çalışma imkânları olmuştur. Çünkü Erenköy, Heybeliada gibi dışarı çıkmaya, gezmeye pek müsait değildir. Burada, Erdoğan ve Gökkaya çok yoğun şekilde çalışmışlardır. Çalışmalar çok uzun saatler sürmüş, zaman zaman Gökkaya orada kalmış, çalışmalar gece çok geç saatlere kadar uzamıştır. Gecesiyle gündüzüyle usta bir şairin yanında bulunmak genç yaştaki Gökkaya’nın şiirine ve yaşamına çok önemli değerler katıp hayatında derin izler bırakmıştır.

Erenköy’de evin yanından tren geçiyor, dolmuş yakın… Hemen yukarı çıkıyorsun Bağdat Caddesi. Bağdat Caddesi’ne on beş dakikada gidebiliyorsun. İstanbul’un en gözde yerlerinden bir tanesi. Ve deniz var orada da. Erenköy’den bir taksiye bindiğinde yaklaşık üç

51

kilometre sonra deniz sahili. Erenköy sahili… En güzel özelliği site olması. Orda yeşillik var, otopark var, araban otoparkta duruyor. Şu anda bile o site çok sakin, çok kıymetli bir site. Çamlık Apartmanı… (Röportaj, s. 150)

Erdoğan’ın buraya sık sık ziyaretçileri gelir ve Gökkaya onlarla da tanışıp yapılan sohbetlerden feyz alma imkânını da yakalamıştır.

3.1.2.4. Türk Edebiyat Vakfı

İki şairin tanıştıkları yıllarda Erdoğan, Türk Edebiyat Vakfında programlar yapmaktadır. Usta şair Erdoğan, bu toplantılara Gökkaya’yı da götürmüş ve Gökkaya’ya şiirlerini okutturmuştur.

3.1.2.5. Diğer Ortamlar

Erdoğan; Birlik Vakfı, Tarık Zafer Tunay vb. yerlerde yapılan ve davet edildiği programların, toplantıların birçoğuna Gökkaya’yı da yanında götürmüş, bu toplantılarda ona şiirlerinden okutarak cesaret vermiştir.

3.1.2.6. Birlikte Yapılan Yolculuklar

Gökkaya, 2003 yılında Elazığ’da yapılan Hazar Şiir Günleri’ne Bekir Sıtkı Erdoğan’la birlikte gitmiş, etkinliğe ustası ile beraber katılmıştır. Yolculuk esnasında ve etkinlik boyunca Gökkaya, Erdoğan’dan sanata ve şiire dair önemli tecrübeler edinmiştir.

Hazar Şiir Akşamları’na iki defa katıldım. Bekir baba ile bir defa katıldık. Baba ile yolculuğu beraber yaptık. Uçakla beraber uçtuk. Gittiğimizde Cemal Safi, Abdürrahim Karakoç, Yavuz Bülent Bakiler, Mehmet Zeki Akdağ, Ayhan İnal vardı. Gittiğimiz yerlerde Bekir babaya ilgi alaka muhteşemdi, kendisini el üstünde tutuyorlardı. Baba konuşma yapıyor, şiir okuyordu (Röportaj, s. 152).

3.2. BEKİR SITKI ERDOĞAN VE HALİL GÖKKAYA ARASINDA

Benzer Belgeler