• Sonuç bulunamadı

TAHİR b HİLÂL b BEDİR

C- İSLAM FETHİNDEN HASANVEYHÎLER’E KADAR CİBÂL TARİHİ

III- ABBASİLER DÖNEMİNDE EMİRLİKLERİN DOĞUŞUNA ORTAM

3.2. TAHİR b HİLÂL b BEDİR

Hilâl Büveyhîler tarafından esir alınıp Bağdat’ta hapsedilince daha Bedir hayatta iken bağımsız davranmaya başlayan Tahir babası Hilâl’in yasal varisi olarak Şehrezor ve civarında Hasanveyhî emirliğine ait olan mülkleri geri almak istedi. Daha önce de bahsi geçtiği gibi Tahir’in dedesi Bedir, Şehrezor’u Bahaüddevle’nin veziri Fahrülmülk’e oğlu Hilâl’i yenip Hasanveyhî emirliğini tekrar kendisine teslim

613 Mer‘î, el-İmaratü’l-Kurdiye..., s.212. 614 İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Tarih, c.8, s.83.

615 Poladvind (دنودلاوب); Lûr Kürtlerinden olup, cesaret ve yiğitlikleri ile bilinen küçük bir grup. (Mer‘î,

el-İmaratü’l-Kurdiye..., s.208, 6 nolu dip not)

616 Mücmel et-Tevarih, s.384.

146

etmesinin karşılığında iktâ olarak vermişti. Tahir, Recep ayı 404/Ocak 1014 yılında düzenlediği bir saldırı sonucu Büveyhî veziri Fahrülmülk Ebû Galip’in adamlarının bir kısmını esir aldıktan sonra geriye kalanları kovarak Şehrezor’u ele geçirdi. Ancak Tahir b. Hilâl, Fahrülmülk Ebû Galip’in talebi üzerine esir aldığı askerleri serbest bıraksa da Şehrezor’dan vazgeçmedi. Sonunda Şehrezor yeniden Hasanveyhî emirliğine bağlandı. Tahir b. Hilâl’in bu başarısı Hasanveyhîler’in Büveyhîler’le olan ilişkilerine zarar verdiği için dedesi Bedir tarafından hoş karşılanmadı.618

Daha önce de bahsi geçtiği gibi Bedir, 405/1015 yılında Hüseyin b. Mesud el- Kurdî’ye ait Kosced kalesini muhasara ettiği sırada kendi adamları Cevzekânlar tarafından öldürülünce Büveyhî hükümdarı Şemsüddevle harekete geçmiş, bu fırsatı iyi değerlendirerek kısa sürede Hasanveyhî emirliğine ait toprakların tamamına elkoymuştu. Bu gelişmeler üzerine Şehrezor ve civarında hüküm süren Tahir dedesi Bedir in yasal varisi olarak dedesine ait toprakların kendisine verilmesini istedi. Tahir’in bu talebi kabul edilmeyince kaçınılmaz olarak her iki taraf da savaş hazırlıklarına başladı. Çıkan savaşta Şemsüddevle’in güçlü ordusuna karşı her hangi bir varlık gösteremeyen Tahir kısa sürede yenildi. Esîr alınan Tahir hapsedilmek üzere Hemedân’a götürüldü. Kendisine bağlı aşiretlerden Lûr ve Şazıncân aşiretleri Hasanveyhîler’in kadim düşmanı ve rakibi Ebü’ş-Şevk b. Ebü’l-Feth Muhammed el- Annaz’a katılırken Cevzekân aşireti de Şemsüddevle’nin saflarına katıldı. Bu gelişmelerin akabinde Hasanveyhî emirliğine ait her yer talan edildiği gibi Tahir’in babası Hilâl adına Şehrezor’u yönetirken hazinesinde biriktirdiği her şeye de el konuldu.619

Bu gelişmenin akabinde Şemsüddevle ile sürekli rekabet halinde olan bir diğer Büveyhî hükümdarı Sultanüddevle, daha öncede anlatıldığı gibi Tahir’in babası Hilâl’i serbest bırakarak büyük bir ordunun başında Şemsüddevle’ye karşı savaşması için Hemedân civarına göndermiş ve savaş meydanında esir alınarak öldürülmüştür. Hilâl’in ölüm haberi duyulunca Şemsüddevle tarafından esir olarak hapiste tutulan Tahir, Şemsüddevle’ye yemin edip söz vererek itaatini bildirdi.620 Tahir’i serbest

618 İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Tarih, c.8, s.81; İbn Haldûn, Târîhu İbn Haldûn..., c.4, s.692. 619 İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Tarih, c.8, s.83; İbn Haldûn, Târîhu İbn Haldûn..., c.4, s.692. 620 İbn Haldûn, Târîhu İbn Haldûn..., c.4, s.693.

147

bırakan Şemsüddevle, 406/1015 yılına kadar Hemedân’da hapiste tuttuğu Tahir’i rahatlıkla kontrol edebileceğini biliyordu. Bundan dolayı onun Şehrezor ve Dînever bölgesini yönetmesine izin verdi.621

Hatta Şemsüddevle Tahir’e bir ordu kurması için hem askeri hem de mali açıdan yardımcı oldu. Kuşkusuz Şemsüddevle’nin izlediği bu politika onun Hasanveyhî emirliğini yeniden eski gücüne kavuşturmak arzusundan ileri gelmiyordu. Onun asıl amacı kendi kontrolünde istediği gibi kullanabileceği bir gücün oluşmasıydı. O bu gücü hem rakibi Sultanüddevle’yi zayıflatmak ve saf dışı bırakmak, hem de bölgede yıldızı parlamaya başlayarak güçlenen ve Cibâl’de kendisine rakip olma potansiyeli taşıyan İbn Annaz’ın önünü kesmek için kullanabilecekti.622

Tahir Şemsüddevle’den aldığı destek ve bazı Kürt aşiretlerinin de kendisine katılımıyla bölgede otoritesini pekiştirdi. Bu, durum Hasanveyhî emirliğine karşı düşmanlık besleyen Ebü’ş-Şevk b. Ebü’l-Feth Muhammed el-Annazî için rahatsız edici bir gelişme oldu. Daha önce de bahsi geçtiği gibi Ebü’ş-Şevk’in bu düşmanlığı uzun bir geçmişe dayanıyordu. Nitekim İslam tarihi kaynakları kendisinden, Bedir b. Hasanveyh’in en büyük rakibi ve baş düşmanı olarak bahsetmektedirler. Tahir’e karşı otoritesini güçlendirmek isteyen Ebü’ş-Şevk’in bu düşmanca tutumu iki Kürt emirliği arasında bir savaşın çıkmasına neden oldu. Çıkan savaşta Ebü’ş-Şevk’in kardeşi Sadî öldürüldü. Yenilgiye uğrayan Ebü’ş-Şevk Arap müttefiki Ebü’l-Hasan b. Mezyed el- Esedî’den yardım almasına rağmen Tahir b. Hilâl’e ile yaptığı ikinci savaşı da kaybetti ve Hulvân’a dönmek zorunda kaldı.623

Tahir, savaşı kazanmasına rağmen Ebü’ş-Şevk ile barış yapmayı kabul etti ve bunun için Nehrevan’a624 gitti. Savaşı kazanan taraf olmasına rağmen Tahir’in barış için Nehrevan’a kadar gitmesinin temelinde muhtemelen Hasanveyhîler gibi Kürt olan Annazîler ile aralarında geçmişe dayanan bu düşmanlığa son verme arzusu yatmaktaydı. Tahir, Ebü’ş-Şevk’in kız kardeşi ile evlenerek tesis edilecek akrabalık

621 İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Tarih, c.8, s.11; İbn Haldûn, Târîhu İbn Haldûn..., c.4, s.692. 622 Mer‘î, el-İmaratü’l-Kurdiye..., s.212.

623 İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Tarih, c.8, s.11; İbn Haldûn, Târîhu İbn Haldûn..., c.4, s.693.

624 Nehrevan: Bağdat ve Vasıt arasında doğu cihetinde bir yöredir. yukarı sınırı Bağdat’a bitişik olan Nehrevan; İskif, Cercerya, Safiye ve Dêr Qına gibi beldeleri içine alır. Selçuuklular döneminde sultanların savaşlarına sahne olduğu için tamamen harap olmuştur (Yâkût, Mû‘cemü’l-büldân, 5/325).

148

bağı ile iki taraf arasında yapılan barış antlaşmasını güçlendirmek ve güvence altına almak istedi. Oysa yapılan barışta samimi olmayan Ebü’ş-Şevk, Tahir’i öldürmek için fırsat kollarken Tahir kendisine kurulan tuzaktan habersiz bir şekilde Ebü’ş-Şevk’e güvendiği bir anda gafil avlandı. Ebü’ş-Şevk 406/1015-1016 yılında kardeşi Sa‘dî’nin intikamını almak gerekçesiyle yaptığı barış anlaşmasına son verdi ve eniştesi Tahir’i öldürdü. Böylece Hasanveyhîler’e karşı içinde sakladığı kin ve düşmanlığını gösterdi. Kendisi gibi bir Kürt olan Ebü’ş-Şevk’in ihanetine kurban giden Tahir’in naşı Bağdat mezarlıklarında Babü’t-Tıbn625 meşhedine defnedildi.626

Tahir, Şemsüddevle ile yeniden kurmaya çalıştığı ve başarılı olduğu müttefiklik ilişkileri sayesinde Hasanveyhî emirliğini tekrar eski günlerine kavuşturmaya çalıştıysa da bunda başarılı olmadı. Büveyhîlerle ilişkileri devamlı bir şekilde inişli çıkışlı olan Hasanveyhî Emirliği’nın Cibâl hâkimiyeti Tahir’in 406/1015- 1016 yılında öldürülmesiyle tamamen son bulmuştur. Yaklaşık bir yıl gibi kısa bir zaman zarfında Hasanveyhî emirliğini yöneten Tahir’in Büveyhîlerle ilişkileri Büveyhîler’e tam bir bağlılık esasına dayanıyordu. 437/1046 yılında Selçuklu emirlerinden İbrahim Yınal, Dînever ve Karmisin’i ele geçirdikten sonra Hasanveyhîler’in adı cılız da olsa tekrar anılmaya başlamıştır. Hasanveyhî emirlerinden ikinci Bedirb. Tahir b. Hilâl, İbrahim Yınal tarafından Karmisin’e vali olarak tayin edilmiştir.627