• Sonuç bulunamadı

ÜRÜN HS6 KODU ÜRÜN ADI İTHALAT DEĞERİ İTHALAT PAYI %

120190 soya fasulyesi 1.828 13,9

080212 badem 1.259 9,6

230400 soya fasulyesi küspesi 860 6,5

220830 viskiler 597 4,5

210690 diğer gıda müstahzarları 470 3,6

240120 tütün 384 2,9

080251 antep fıstığı; kabuklu 375 2,9

220840 rom 348 2,6

220421 şarap ve üzüm şırası 316 2,4

230990 hazır diğer hayvan yemleri (perakende) 289 2,2

100199 buğday 264 2,0 030475 alaskamezgiti filetoları 234 1,8 120242 yer fıstığı 210 1,6 080232 ceviz (kabuksuz) 209 1,6 020130 sığır eti; kemiksiz 204 1,6 220429 şarap ve üzüm şırası 166 1,3

151800 hayvansal ve bitkisel yağlar 155 1,2

120600 ayçiçeği tohumu 142 1,1

030622 ıstakozlar 130 1,0

151790 margarin; diğer 128 1,0

GENEL TOPLAM 13.163 - Kaynak: UNCOMTRADE, HS6, Milyon ABD Doları

7.4. TRANSATLANTİK TİCARET VE YATIRIM ORTAKLIĞI ANLAŞMASI (TTIP) VE ETKİLERİ

T-TIP taslak metinlerinin bir kısmının yayınlandığı bu günlerde girişimin sadece iki taraf ticaret anlaşması olmasının dışında küresel ekonomiyi etkileyecek bir anlaşma olacağı tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır.

Önceki başlıklarda T-TIP hakkında kısa bilgiler verilmişti bu bölümde ise T-TIP taslak anlaşma başlıklarına ilişkin detaylı bilgilere değinilecektir.

AB TTIP’nin yirmi dört (24) bölüm ve bölümlerin üç (3) ana başlık altında birleştirmeyi planladıklarını açıklamıştır. Bu üç ana başlık ilerde detaylandırılacak olup, sırası ile Pazara Giriş, Mevzuata İlişkin İşbirliği ve Kurallar’dır. Şeffaflık anlayışı gereği bu güne kadar bazı başlıklarda özet raporlar yer alırken bazı başlıklarda anlaşma teklif belgelerinin başka bir deyişle müzakere belgelerini yayınlamıştır. Tüm metnin yayınlanmasının ise müzakere turlarının sona ermesinin ardından yapacağını duyurmuştur (The European Commission, 2015).

7.4.1. Pazara Giriş

ABD ile müzakerelerini yürüttüğü TTIP, AB’nin kuruluşundaki ve temelinde de esas olan üç (3) sütuna “Three Pillars” benzer bir yapıda ele almaktadır. Bunlardan ilki ve müzakere etmesi ve uzlaşması zor olan bölümlerden biri “Pazara Giriş” bölümüdür.

AB Pazara Giriş Bölümünde;  Mal ticaretinde gümrük tarifeleri,  Hizmet ticareti,

 Kamu alım ve ihaleleri,  Menşe kuralları,

Mal Ticareti

AB, bu bölümün ana amacının ihracat ve ithalat maliyetlerini düşürmek olduğunu belirtmiş, bu başlık altında ulaşmak istedikleri hedeflerin;

 Gümrük vergisi ve ticarette diğer engelleri kaldırılmak,  Ekonomiyi canlandırmak ve istihdam yaratmak,

 Özel sektör rekabet gücünü küresel boyuta taşımak,

olduğunu ifade etmiştir. AB mal ticareti ve gümrük tarifelerinde müzakere gerekçelerinin arasında gümrük vergilerinin ticaretin maliyetini arttırması, AB ürünlerinin ABD piyasasında rekabet gücünü arttırılması, AB ve ABD arasındaki ortalama gümrük oranının %2 olmasına karşın bazı özel ürünlerde bu durumun değişmesi gibi sebeplerden kaynaklandığını ifade etmiştir (European Commission, 2015).

AB ile ABD arasındaki gümrük tarifelerinin dağılımını özetlemek gerekirse AB’nin ABD ile ticaretinin yarısından fazlası gümrük tarifelerine konu değildir. Diğer tarifeler ise geniş bir aralıkta değişmektedir. Örneğin hammadde ve işlenmiş ürünler için %1-%3 arasında, tekstil ürünleri için %30 civarındadır. Bazı ürünlerde ise gümrük vergi oranları ticareti engeller durumdadır. Örneğin ABD’nin uyguladığı gümrük oranları işlenmemiş tütünde %330, yer fıstığında ise %130’dur. Aynı mamul ürünlerde farklı gümrük uygulamaları da mevcuttur. Örneğin motorlu taşıtlarda binek araçlar için AB gümrük oranı %10 iken ABD gümrük oranı sadece %2,5, tren vagonları için ABD gümrük vergisi %14 iken AB vergi oranı %1,7’dir. Bu bölümde hedeflerin gümrük vergileri ve diğer ticarete engel durumları (uzun idari kontroller gibi) ortadan kaldırmasının hedeflendiği AB Komisyonu tarafından ifade etmiştir (European Commission, 2015).

Ek olarak AB bu bölümde çıkarlarını özel sektör için tasarruf sağlanması, yayılma etkisi sayesinde; gümrük tarifelerin kaldırılması ile ürün fiyatlarının düşmesi, satışların artması buna bağlı istihdam ve üretim artışı ve ikili ticaretin teşvik edilmesi şeklinde sıralamıştır (European Commission, 2015).

Hizmet Ticareti

AB bu bölümde isteklerinin AB firmalarının ABD’de yerel firmalarla rekabet gücünün artması olduğunu ifade etmiştir. Hizmetlerin önemini AB ve ABD ekonomilerinin omurgası olduğunu söyleyerek dile getirmiştir. Hizmetlerdeki bazı engellerin (ABD'de çalışabilir AB tedarikçi sayısına bir tavan gibi) iki taraf içinde sınırlayıcı olduğunu ve tedarikçi firmalara eşit muamele konularında adımların atılması gerektiği vurgulanmıştır. Ek olarak her iki tarafında hassasiyetlerinin bulunduğu sektörlerin (kamu hizmetleri gibi) korunmasında özen gösterileceği belirtilmiştir (EU Commission, 2015).

AB hizmet ticareti ile ilgili ana amaçlarının;

 Erişim (AB firmalarının karşılaştıkları engellerin ortadan kaldırılması, denizcilik hizmetleri gibi),

 Mobilite (Hizmet sektörlerinin karşılıklı iyi örneklerin, tarafların gereksinimlerini karşılayacak şekilde geliştirilmesi),

 Lisanslar ve onaylar (Bankacılık ve sigortacılık, muhasebe, yönetim danışmanlığı, hukuki danışmanlık gibi alanlarda üst standartlar belirlenerek daha hızlı ve net hizmet verilmesi),

 Yeni kurallar (Telekomünikasyon, e-ticaret, posta ve kargo hizmetleri, deniz taşımacılığı, finansal hizmetler gibi ekonomide anahtar sektörlerde yeni kuralların belirlenmesi gibi),

 Kesinlik (Tarafların şirketlerinin piyasalar üzerindeki erişimlerinin güvencesinin sağlanması),

 Koruma (Hassasiyeti bulunan sektörler televizyon-radyo-sinema, halk sağlığı ve eğitimi, sosyal hizmetler ve su dağıtımı gibi)

olduğunu ve bu amaçlara ulaşırken hassasiyetlerin bulunduğu alanlar (kamu hizmetleri, kültür ve veri korunması) doğrultusunda da güvencenin temin edileceğini belirtmiştir (EU Commission, 2015).

Kamu Alım ve İhaleleri

AB’nin yeni nesil STA’larda sadece mal ve hizmet ticareti üzerine yoğunlaşmak yerine bir adım öteye geçip ticaret ortağının kamu ihalelerinde AB firmaları tarafından da teklif verilmesi için müzakerelerde ve anlaşmalarda ofansif tavır sergilemektedir.

Buna örnek olarak TTIP’de ayrı bir başlık olarak açılan kamu ihalelerinde AB isteğinin ABD kamu ihalelerinden daha fazla pay almayı ve ABD yerli firmalarıyla eşit şartlarda rekabet etmeyi istediklerini ifade etmiştir (EU Commission, 2015).

AB ve ABD kamu alımları bakımından dünyadaki en büyük kamu ihale pazarlarıdır. AB kamu ihalelerinde yaratılacak rekabetin ülke bütçelerine ödenen para karşılında daha iyi katma değer, daha fazla seçenek, ekonomik etkinlik getirdiği gibi firmalara da hizmetlere ve ürünlere olan talebin artacağı, gelişme için fırsat yaratılacağı, devam eden işlerde güvence sağlanacağı ve ek istihdam yaratılacağını belirtmiştir (EU Commission, 2015).

AB ortak amacın, karşı pazarlardaki faaliyet gösteren firmaların ayrımcılığa maruz kalmamasının sağlanması, kamu ihalelerinde şeffaflık sağlanarak fırsatlara eşit erişim sağlanması, herhangi bir kısıtlama olmaksızın yerel, bölgesel ve merkezi devlet seviyelerinde kamu ihalelerine katılmak olduğunu ifade etmiştir (EU Commission, 2015).

Menşe Kuralları

AB’nin imzaladığı ikili ticaret anlaşmalarında üzerinde müzakere edilmesi zor alanlardan biri olan menşe kuralları TTIP’de ayrı bir başlık olarak yerini almıştır.

AB bu bölüm altındaki isteklerinin kullanıcı dostu kurallar koyarak TTIP’e konu olan ürünlerin gerçekten AB ve ABD’de üretilmesini garanti altına almak olduğunu vurgulamıştır. Menşe kurallarının müzakerelerde yer almasının gerekçelerini ise menşe kurallarının her ticaret anlaşmasında kilit rol oynadığını belirtip, menşe kurallarının o ülkeye özgü olan ürünlerin garanti altına alınarak ticaret anlaşmasından yarar sağlar duruma getirmek olduğunu ifade etmiştir. Ortak kurallar geliştirerek menşe ülkenin korunması ana gerekçelerden biridir. AB amaçlarının basit ve anlaşılır menşe kurallarının uygulanması, kuralların gelecekte

oluşacak gereksinimlere cevap verir nitelikte olması ve kuralların etkin uygulanması, sahteciliğin sınırlandırılması, gereksiz engellerin ortadan kaldırılması gibi prosedürler ile ticaretin kolaylaştırılmasını sağlamak olduğu ifade edilmiştir (EU Commission, 2015).

7.4.2. Mevzuata İlişkin İşbirliği

Bu sütunda AB ve ABD ortak çalışarak tarafların düzenlemelerin bugünden daha benzer konuma getirerek, otomotivden kimyaya tüm sektör düzenlemelerinde uyum yakalamayı hedeflemektedir.

TTIP’nin belki de zor uyumlaştırılacak ve üzerinde en çok mesai harcanacak bölümüdür. Bunun sebeplerinin en başında ülke mevzuatları ve ikilinin yönetimsel farklılıkları yer almaktadır. AB, yirmi sekiz (28) farklı ülkenin farklı mevzuatını temsil ederken ABD elli farklı eyaletin farklı yasal uygulamalarını temsil etmektedir.

AB yayınladığı bilgi notlarında bu bölümdeki isteklerinin, taraflar arasındaki uyumun arttırılması, tüketiciler için çeşitlik artışı, büyüme ve istihdam artışı olduğunu bildirmiştir. Bu bölümün müzakere edilme gerekçelerini ise;

 Küreselleşme sonucu farklı ülkelerin kurallar ve düzenlemeleri ile benzer problemlerle karşılaşan ihracatçı firmaların sayısının artması,

 İhracat yapan firmaların ithalatçı ülke düzenlemeleri ile uymak zorunda olması özellikle KOBİ’ler için maliyetlerin artması,

 Koruma düzeylerinin (insan sağlığı, tüketici hak ve refahları, doğa ve toplum yararına olan faaliyetler) ödün verilmeden engellerin kaldırılması

olarak belirtmiştir. Bu tip engellerin kaldırılmasının büyüme ve istihdam alanında ve tüketici çeşitliliğinin artmasını destekleyeceğini savunmuştur. AB temel amaçlarının;  Düzenlemeler üzerinde birlikte çalışarak; yeni düzenlemelerin geliştirilmesi, eski

hizmetlerin kalitesinin artmasına olanak sağlanması, ürün gereksinimlerinin benzerleştirerek maliyetlerin düşürülmesi,

 Sadece ikili değil uluslararası düzenlemeler alanında birlikte çalışarak; ortak görüş oluşturmak,

 Düzenleyici İşbirliği Kurumu gibi bir girişim yaparak; TTIP kapsamında mutabık kalınan kararların güvencesini sağlamak ve birlikte çalışılacak alanları belirlemek olduğunu ifade etmiştir (EU Commission, 2015).

Ayrıca bu sütuna ilişkin detaylandırılmış ana başlıklar;  Mevzuata ilişkin uyum,

 Ticarette Teknik Engeller (TBT),

 Gıda Güvenliği ve Sağlık ve Bitki Sağlığı (SPS)

iken, spesifik sektörlere ilişkin başlıklar; kimya, kozmetik, mühendislik, sağlık hizmetleri, pestisitler (tarım ilaçları), bilgi ve iletişim teknolojileri, eczacılık, tekstil, motorlu taşıtlara ilişkin detaylı düzenlemelere ilişkin başlıklar yer almaktadır (EU Commission, 2015).

TTIP girişiminin tarım sektörünü etkileyecek en kritik başlıklarından birinin ise "Gıda Güvencesi ve Hayvan ve Bitki Sağlığı" konusu olacağı öngörülmektedir. İki bloğun tarım ve işlenmiş gıda üreticilerini yakından ilgilendiren bu başlıkta ortak çalışma ve yeni standartlar belirlemenin yanı sıra mevcut standartların iyileştirilmesi hedefinin belirlendiği ifade edilmektedir.

AB yayınladığı bilgi notunda ithalata konu olan bitki, hayvan ve gıda ürünlerinin karşılıklı yerli bitki, hayvan ve insan sağlığı için risk oluşturduğunu ifade etmiştir. SPS olarak bilinen bu bölümdeki düzenlemelerin ikili ticaretine büyük etkisi olacağı bilgisini vermiş, AB ve ABD taraflarının yüksek seviye tedbirler alarak bazı durumlarda (örneğin güvenli olduğu kanıtlanmış ürünlerde mükerrer kontrollerin karşılıklı olarak yapılması gibi) ikili ticaretini zorlaştırdığı vurgulanmıştır. SPS başlığındaki düzenleme sebeplerinin; SPS alanında

yapılacak düzenlemelerin ortak hazırlanması için tarafların teşvik edilmesi, bitki, hayvan ve insan sağlığının korunmasındaki mevcut yasalara sadık kalınması, ticaretteki gereksiz engellerin kaldırılması, ürünlerin onayında ve kabullerinde şeffaflık ve zaman süreçlerini geliştirmek olduğu ifade edilmiştir. Ek olarak AB ve ABD arasında ayrıcalıklı bir ortaklık oluşturarak ticarete konu olan düzenleme ve prosedürlerin hızlandırılması, karşılıklı yapılan ihracatta tek onay sürecinin hayata geçirilmesi ve bu alandaki ticari problemleri çözmek için sağlam bir mekanizma oluşturulacağı anlaşmanın vaatleri arasındadır (EU Commission, 2015).

SPS başlığı altında geleceğe yönelik ortak çalışma kararının işlerliği tartışılabilir zira konu başlığı altında AB'nin sıkı kuralları olduğu hayvancılıkta hormon, büyüme takviyeleri ve ABD'nin mikrobiyal bulaşanlardaki hassasiyetlerinde bir değişiklik olması beklenmemektedir. Bir başka tartışma konusu ise genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) ve hayvan refahı konularıdır. AB yayınladığı bilgi notunda bu iki konuda kabul mekanizmasında herhangi bir değişiklik öngörmediğini TTIP'nin halihazırdaki standartları değiştirmeyeceğini ifade etmiştir. AB ve ABD'nin tarım ve gıda ürünleri ticaretinin 2013 yılı itibarı ile 38 milyar $ ticaret hacmi olması, ikilinin OIE, CODEX ve IPPC gibi uluslararası standartları belirleyen kuruluşlarda aktör olarak yer alması sebepleri ile söz konusu kuruluşların ve oluşturulan standart ve tavsiyelerinde büyük etki yaratacağı beklenmektedir.

7.4.3. Kurallar

Son sütun “Kurallar” içeriği itibarı ile ticaretin sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde büyümesini teşvik ederken, işçi hakları, çevre, gümrük işlemlerinin basitleştirilerek ticaretin kolaylaştırılması, KOBİ’lerin haklarının korunması, özel sektörün yada kamu teşebbüslerinin serbest ve adil rekabetinin teşvik edilmesi, coğrafi işaretlerin tanınması ve anlaşmazlıkların halli mekanizması sayesinde devletler arasındaki anlaşmazlıkların çözüme kavuşmasıdır (European Commission, 2015).

Kurallar sütunu altında spesifik olarak;

 Sürdürülebilir kalkınma,  Enerji ve hammaddeler,

 Gümrük ve ticaret kolaylaştırma,  Küçük ve orta büyüklükteki şirketler,

 Yatırım koruma ve yatırımcı-devlet anlaşmazlıkların halli,  Rekabet,

 Fikri mülkiyet (IPR) ve coğrafi işaretler,  Hükümet-hükümet uzlaştırma mekanizması

gibi başlıklar detaylandırılmıştır (European Commission, 2015).

TTIP ile ilgili yayınlanan metin ve anlaşma özetinden anlaşılacağı gibi ana hedefin ikilinin son yıllardaki ekonomik durgunluğundan kurtulmak, uykuda olan pazarlarına şok etkisi yaratarak istihdam ve refah artışı sağlamaktır.

AB ve ABD bağımsız bir kuruluşa yaptırdığı çalışmada anlaşmanın makro ve mikro ekonomik etkileri çeşitli senaryolar dahilinde incelenmiş ve sonuçlandırılmıştır.

Londra Ekonomik Politika Araştırma Merkezi (Centre for Economic Policy Research, London-CEPR) tarafından hazırlanan çalışma; ikilinin ticari ilişkisini hesaplanabilir genel denge modeli üzerinden gümrük tarifleri ve tarife dışı engellerin kaldırılmasının etkisini ölçecek şekilde tasarlanmıştır. Raporda GSH'da meydana gelecek değişimler, sektör çıktıları, toplu ve ikili ticaret akışları, iş gücü yer değişimi, ücretler gibi ekonominin temel fonksiyonunun değişken enstrümanları kullanılmıştır. Analizde veri tabanı Küresel Ticaret Analizi Projesi (Global Trade Analysis Project-GTAP) sekizinci versiyon yani GTAP8 kullanılmış ve 2027 yılı itibarı ile ortaya çıkacak sonuçlar hesaplanmıştır.

GTAP hakkında özet bilgi verilecek olursak; ülkelerin ikili ticaret, nakliye, koruma gibi küresel verilerinin bulunduğu ve bu veri tabanı sayesinde küresel ekonomik konuları, genel denge analizi kullanarak politika uygulayıcılara muhtemel ekonomik senaryolar çizmektedir. Şu anki en güncel (GTAP 8) veri tabanında 129 ülke, 57sektör bulunmaktadır. Veri tabanı tarım ile ilişkili yaklaşık 20 sektörü içermektedir.

Çalışma, AB ve ABD arasındaki ikili ticareti olduğu kadar yatırım ilişkilerinin derinleşmesini öngören farklı politika senaryo seçeneklerini de barındırır. Çalışmada tam teşekküllü ve kapsamlı anlaşmanın yapılmasını öngörmüş ve kapsam bakımından iki senaryo üzerinde durulmuştur. Bunlardan birincisi dar kapsamlı (daha az iddialı) tarife dışı engellerde %10 ve gümrük tarifelerinin tamamına yakınının (%98), geniş kapsamlı (iddialı) olan ise TBT'de %25 maliyet azalışı ve tüm gümrük tarifelerinin açılışı (%100) olarak hesaplanmıştır.

CEPR, TTIP'nin genel ekonomik etkileri bakımından iki ülke için de pozitif ve kayda değer sonuçlar elde etmiştir. TTIP senaryolarında;

 GSH AB için dar kapsamlı TTIP senaryosunda 68,2 milyar avro (€), tam kapsamlı ve istekli TTTIP senaryosunda 119,2 milyar avro, ABD için dar kapsamlı senaryoda 49,5 milyar €, tam kapsamlı senaryoda 94,9 milyar € ek getirisi olacağı ortaya çıkmıştır. Ancak STA sadece tarifeler yada hizmetler, ihale liberalizasyonundan ibaret olursa bu kazanımların daha düşük olacağının altı çizilmiştir. Örneğin sadece tarife eliminasyonu söz konusu olduğu durumda AB için GSH 'da 23,7 milyar € ve ABD için 9,4 milyar € ek getirisi olacağı vurgulanmıştır.

 Dünyanın geri kalanı için kapsamlı TTIP senaryosunda 100 milyar dolarlık üst limiti bulunan bir dalga etkisi yaratacağı ifade edilmiştir. Bu kaynağı oluşturmada önemli payın ortak standartlar ve düzenlemeler sayesinde maliyet düşmesinde yaşanacağı ifade edilmiştir.

 Dış Ticarette ise anlaşma yürürlüğe girdiği anda 2027 yılı projeksiyonları; tam kapsamlı ve dar kapsamlı TTIP senaryolarında AB ihracatında %3,37(dar kapsamlı) ile %5,91 (tam kapsamlı) ek getiri, ABD için %4,75 ile %8,02 arasında ek getirisi olacağı öngörülmüştür. İthalatta ise AB için %2,91 ile %5,11 artış, ABD %2,81 ile %4,74 oranında artış olması öngörülmüştür. Değer olarak AB ihracatında 125-220 milyon € ve AB ithalatında 128-225 milyon €; ABD ihracatında 142-240 milyon € ve ABD ithalatında 119- 200 milyon € değişim olacağı öngörülmüştür.

 Yayılma etkisi ile diğer ülkelerin GSH üzerine yapılan çalışmada Türkiye hesaba katılmamıştır fakat Doğu Avrupa ülkeleri GSH’na ek 16-36 milyon €, Akdeniz ülkeleri GSH’na 237-1.063 milyon €, Çin GSH’na ek 3.810 ile 5.487 milyon €, ASEAN ülkeleri GSH’na 15.081 ile 28.834 milyon € ek getirileri

dar ve tam kapsamlı TTIP senaryolarında hesaplanmıştır. (World Bank, 2014)

AB Komisyonu Ticaret Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan bir raporda (EU Commission, 2013) anlaşmanın gelecek kazanımlarını sektörel olarak detaylandırmıştır.

Sektörel Kazançları

 AB ihracatın hemen hemen her sektörde artış göstermesi beklenmektedir. Dünyanın geri kalanı ile yapılan ticarette; metal sanayi %12, işlenmiş gıda %9, perakende gıda da %6 ve ulaşımda %6 artış olması beklenmektedir.

 Fakat ticarete konu olan en büyük ilerlemenin motorlu taşıtlar sektöründe olması ve ithalatın %42 ihracatın ise %43 genişlemesi beklenmektedir. Sektördeki ikili ticaretin %149 artması beklenmektedir.

Gümrük Dışı Engellerin Azaltılması

 Anlaşmanın kilit noktalarından biri ise “sınır arkası” engeller olarak bilinen bürokrasi ve düzenlemelerin azaltılması sayesinde %80 potansiyel geri kazanım öngörülmüştür.

İş Gücü Piyasası

 Anlaşma dahilinde artan üretim ve verimliliğin AB ve ABD iş gücü piyasasına da yansıması, yeni iş sahaları ve iş fırsatlarının oluşması beklenmektedir.

Sürdürülebilir Kalkınma

 Anlaşma CO2 emisyonları ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı konusunda

7.5. TÜRK DIŞ TİCARETİNE ETKİLERİ

Türkiye’nin küreselleşme hareketine katılımı, özellikle ikinci dünya savaşı sonrasında olmuştur. Türkiye Uluslararası Para Fonu (IMF), Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD), Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve Kuzey Atlantik Paktı (NATO) gibi uluslararası kuruluşlara katılarak uluslararasılaşma yolunda önemli adımlar atmıştır. Uluslararasılaşma adımlarından biride 31 Temmuz 1959 tarihinde Avrupa Ekonomik Topluluğu’na yapılan katılma başvurusudur. 1 Aralık 1964’te yürürlüğe giren Ankara Anlaşması ile Türkiye AB ilişkileri resmen başlamış ve 1 Ocak 1996 tarihinde Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne katılımı ile ilişkiler yeni bir boyut kazanmıştır (Çolpan, 2007).

İlk haber niteliği kazandığı günden bu güne dünya ticaret gündemini belirleyen ve neredeyse tüm gelişen ve büyük ekonomilerin etkileri üzerine araştırma yaptığı T-TIP Türkiye dış ticareti gündemine de damgasını vurmuştur. Aynı dönemde GB’nin Türkiye için işlevselliğini yitirmesi; ticaret sapması ve rekabet gücü gibi konularda Türkiye dış ticareti için dezavantaj haline gelmiş, dünya arenasında ise Trans Pasifik Ortaklığı (TPP), TTIP gibi küresel ticaret dengelerini değiştirecek girişimler başlatılmıştır. TPP pasifik ülkelerini (Avustralya, Brunei, Kanada, Şili, Japonya, Malezya, Meksika, Yeni Zelanda, Peru, Singapur, Amerika Birleşik Devletleri ve Vietnam) ortak ticaret zemininde buluşturmaya çalışırken, TTIP (ABD ve AB-28) Atlantik ticaret köprüsünü kurmayı hedeflemektedir. Söz konusu iki anlaşma hem üyelerini hem de tedarikçisi olan En Az Gelişmiş Ülkeler (EAGÜ) (The World Bank, 2014), Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ) (The World Bank, 2014) için mevcut ticaret dengelerinin değişmesi anlamına gelmektedir. Tedarikçi ülkeler dışındaki ülkeleri dolaylı yollardan etkileyecek olan bu girişimler GB bağlantısı sebebi ile Türkiye dış ticaretini direkt olarak etkileyecektir.

TTIP işlerlik kazandıktan sonraki AB ve ABD ekonomileri üzerindeki etkileri hakkında yapılan çalışmalar önceki başlıklarda bahsedilmiş olup, üçüncü ülkeler üzerine olan yayılma etkisi için yapılmış yeterli sayıda çalışma bulunmamaktadır. Yapılan çalışmalarda ise GTAP8 modelinde üçüncü ülkelerin verilerinin güncel ya da güvenilir olmayışıdır.

Türkiye’de Transatlantik Anlaşması’na yönelik olarak artan bir diğer endişe konusuysa, Türk ihraç ürünlerinin ABD pazarında AB menşeli ürünler karşısında aynı şartlarda rekabet avantajını yakalayamayacak olmasıdır. Zira ABD ile Türkiye arasında bir

serbest ticaret anlaşmasının olmaması ve bu nedenle Türk ihraç ürünlerine ABD pazarında korumacılığın devam etmesi, buna karşın TTIP’nin AB menşeli ürünlere uygulanan benzer uygulamaları kaldıracak olması, Türkiye’nin AB karşısında haksız rekabete uğramasına yol açacaktır (TOBB, 2013).

AB ile ticareti gümrük birliğine dayanan Türkiye ABD ile STA’sı olmadığı için ABD pazarında AB’li ürünler karşısında dezavantajlı duruma düşmektedir. Üçüncü ülkelerin TTIP

Benzer Belgeler